Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

36

Sûredeki Ayet No: 

72

Ayet No: 

3777

Sayfa No: 

445

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

وَذَلَّلْنَاهَا لَهُمْ فَمِنْهَا رَكُوبُهُمْ وَمِنْهَا يَأْكُلُونَ

Çeviriyazı: 

veẕellelnâhâ lehüm feminhâ rakûbühüm veminhâ ye'külûn.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Onları, kendilerinin hizmetine vermişiz de, hem onlardan binekleri var, hem de onlardan yiyorlar.

Diyanet İşleri: 

Onları kendilerinin buyruğuna verdik; bindikleri de, etini yedikleri de vardır.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Ve bu davarları onlara münkad ettik de binecekleri hayvanlar da onlardan ve onların bazısını da yerler.

Şaban Piriş: 

O hayvanları onlara boyun eğdirdik, onlardan kimine biniyorlar, kiminin de etini yiyorlar.

Edip Yüksel: 

Onları kendilerine boyun eğdirdik; bir kısmına binmekte bir kısmından da yemektedirler

Ali Bulaç: 

Biz onlara kendileri için boyun eğdirdik; işte bir kısmı binekleridir, bir kısmını(n da etini) yiyorlar.

Suat Yıldırım: 

Onları emirlerine âmade kıldık. Onlardan hem binek edinir, hem de yerler,

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Ve onlara bunları musahhar (itaatkar) kıldık. Artık bunlardan onların binecekleri (hayvanlar) vardır ve bunlardan yiyiverirler.

Yaşar Nuri Öztürk: 

O hayvanları bunlara boyun eğdirdik. Onlardan binekleri vardır ve onlardan bir kısmını da yiyorlar.

Bekir Sadak: 

36:77

İbni Kesir: 

Ve onları, kendilerinin buyruğuna verdik. Onlardan kimisi binekleridir, kimisinden de yerler.

Adem Uğur: 

Bu hayvanları onların emrine verdik. Onların bazısını binek olarak kullanırlar, bazısını besin olarak yerler.

İskender Ali Mihr: 

Ve Biz onları (hayvanları), onlara zelil (itaatkâr) yaptık. Böylece onlardan, kendilerinin binekleri oldu (onlara binerler) ve onlardan (etlerinden) yerler.

Celal Yıldırım: 

Onları kendilerine boyun eğer kıldık da bir kısmı binekleridir, bir kısmının da etini yemekteler.

Tefhim ul Kuran: 

Biz onlara kendileri için boyun eğdirdik

Fransızca: 

et Nous les leurs avons soumis; certains leur servent de monture et d'autre de nourriture;

İspanyolca: 

Los hemos hecho dóciles a ellos: unos les sirven de montura, otros de alimento.

İtalyanca: 

Lo abbiamo sottomesso a loro: di alcuni fanno cavalcature e di altri si nutrono,

Almanca: 

Und WIR machten sie für sie fügsam. so sind manche von ihnen ihre Reittiere, und von ihnen essen sie.

Çince: 

我为他们而制服牲畜,以一部分供他们骑,一部分供他们吃。

Hollandaca: 

En dat wij hun dat hebben onderworpen? Sommige van deze dienen om er op te rijden, en sommige voeden hen.

Rusça: 

Мы сделали его подвластным им. На одних из них они ездят верхом, а другими питаются.

Somalice: 

OOn u laylinay, ooy waxna ka Koraan waxna ku cunaan.

Swahilice: 

Na Sisi tukawadhalilishia. Basi baadhi yao wako wanao wapanda, na baadhi yao wanawala.

Uygurca: 

ھايۋانلارنى ئۇلارغا بويسۇندۇرۇپ بەردۇق، ئۇلار ئۇ ھايۋانلارنىڭ بەزىسىنى مىنىدۇ، بەزىسىنى يەيدۇ

Japonca: 

われは,それをかれら(の用)に服させた。それで,かれらはこれに乗り,そして食べる。

Arapça (Ürdün): 

«وذللناها» سخرناها «لهم فمنها ركوبهم» مركوبهم «ومنها يأكلون».

Hintçe: 

और हम ही ने चार पायों को उनका मुतीय बना दिया तो बाज़ उनकी सवारियां हैं और बाज़ को खाते हैं

Tayca: 

และเราได้ทำให้มันยอมจำนนแก่พวกเขา ดังนั้น บางชนิดมันก็เป็นพาหนะแก่พวกเขา และบางชนิดพวกเขาก็ใช้กินเป็นอาหาร

İbranice: 

והכנענו אותם עבורם, חלק מהם לרכיבה, חלק מהם לאכילה

Hırvatça: 

i da smo im dali da se njome služe - na nekima jašu, a nekima se hrane,

Rumence: 

Noi li le-am supus: unele de călărit, iar altele de mâncat.

Transliteration: 

Wathallalnaha lahum faminha rakoobuhum waminha yakuloona

Türkçe: 

O hayvanları bunlara boyun eğdirdik. Onlardan binekleri vardır ve onlardan bir kısmını da yiyorlar.

Sahih International: 

And We have tamed them for them, so some of them they ride, and some of them they eat.

İngilizce: 

And that We have subjected them to their (use)? of them some do carry them and some they eat:

Azerbaycanca: 

Bunları (bu davarları) onların ixtiyarına verdik. Onlardan mindikləri də var, ətini yedikləri də.

Süleyman Ateş: 

Onları kendilerine boyun eğdirdik, onlardan bazıları binekleridir, ve onlardan bazılarını da yerler.

Diyanet Vakfı: 

Bu hayvanları onların emrine verdik. Onların bazısını binek olarak kullanırlar, bazısını besin olarak yerler.

Erhan Aktaş: 

Bu hayvanları yararlanmalarına sunduk. Kimine biniyor, kimini de yiyorlar.

Kral Fahd: 

Bu hayvanları onların emrine verdik. Onların bazısını binek olarak kullanırlar, bazısını besin olarak yerler.

Hasan Basri Çantay: 

Biz onları kendilerine müsahhar kıldık. İşte binecekleri bunlardan, yiyecekleri bunlardandır.

Muhammed Esed: 

Ve onları insanların iradesine tabi kıldık ki bir kısmını binek olarak kullanabilsinler, bir kısmını da yiyebilsinler;

Gültekin Onan: 

Biz onlara kendileri için boyun eğdirdik

Ali Fikri Yavuz: 

O hayvanları, kendi menfaatlerine bağlı kıldık da, hem onlardan binekleri var, hem de onlardan yiyorlar.

Portekizce: 

E os submetemos a eles (para seu uso)? Entre eles, há os que lhes servem de montarias e outros de alimento.

İsveççe: 

och som Vi har gjort till deras lydiga redskap, så att de använder några att rida på och [köttet av] några till föda,

Farsça: 

و چهارپایان را برای آنان رام کردیم که برخی از آنها مرکب سواری آنان هستند و از [گوشت] برخی از آنها می خورند،

Kürtçe: 

وە ڕاممان ھێناون بۆیان ئەمجا سواری ھەندێکیان دەبن و(گۆشتی) ھەندێکیشیان دەخۆن

Özbekçe: 

Биз уларга ўша(ҳайвон)ларни бўйинсундириб қўйдик. Бас, улардан маркаблари бор ва улардан ерлар.

Malayca: 

Dan Kami jinakkan dia untuk kegunaan mereka; maka sebahagian di antaranya menjadi kenderaan mereka, dan sebahagian lagi mereka makan.

Arnavutça: 

dhe bëmë që ato t’u nënshtrohen atyre – disa i shalojnë e prej disave ushqehen,

Bulgarca: 

И им го подчинихме - от него са ездитните им животни и от него ядат.

Sırpça: 

И да смо им дали да се служе њоме - на некима јашу, а некима се хране,

Çekçe: 

A podmanili jsme jej pro ně a na jedněch jezdí a jiné jsou jim potravou

Urduca: 

ہم نے اُنہیں اس طرح اِن کے بس میں کر دیا ہے کہ اُن میں سے کسی پر یہ سوار ہوتے ہیں، کسی کا یہ گوشت کھاتے ہیں

Tacikçe: 

Ва онҳоро ромашон кардем. Бар баъзе савор мешаванд ва аз гӯшти баъзе мехӯранд.

Tatarca: 

Вә ул хайваннардан файдаланырга ирекле кылдык, ул хайваннардан әйберләрен төяп үзләре дә утырып хезмәт өчен файдалана торганнары да бар һәм ул хайваннарның итләрен дә ашыйлар.

Endonezyaca: 

Dan Kami tundukkan binatang-binatang itu untuk mereka; maka sebahagiannya menjadi tunggangan mereka dan sebahagiannya mereka makan.

Amharca: 

ለእነርሱም ገራናት፡፡ ስለዚህ ከእርሷ ውስጥ የሚጋልቡት አልለ፡፡ ከእርሷም ይበላሉ፡፡

Tamilce: 

இன்னும், நாம் அவற்றை அவர்களுக்கு பணியவைத்தோம். அவற்றில் அவர்களின் வாகனங்களும் உண்டு. இன்னும், அவற்றி(ன் மாமிசங்களி)லிருந்து அவர்கள் புசிக்கிறார்கள்.

Korece: 

하나님께서 그것들로 하여금그들의 쓰임에 순종케 하여 일부 는 그들을 운반하는 것으로 하고 일부는 식용으로 하였노라

Vietnamca: 

TA đã bắt các loài gia súc phục tùng họ; bởi thế, một số loài họ dùng để cưỡi và một số khác họ ăn thịt.

Ayet Linkleri: 

Rubu tag: 

Hizb tag: