
veẕellelnâhâ lehüm feminhâ rakûbühüm veminhâ ye'külûn.
Arapça:
وَذَلَّلْنَاهَا لَهُمْ فَمِنْهَا رَكُوبُهُمْ وَمِنْهَا يَأْكُلُونَ
Türkçe:
O hayvanları bunlara boyun eğdirdik. Onlardan binekleri vardır ve onlardan bir kısmını da yiyorlar.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Onları, kendilerinin hizmetine vermişiz de, hem onlardan binekleri var, hem de onlardan yiyorlar.
Diyanet Vakfı:
Bu hayvanları onların emrine verdik. Onların bazısını binek olarak kullanırlar, bazısını besin olarak yerler.
İngilizce:
And that We have subjected them to their (use)? of them some do carry them and some they eat:
Fransızca:
et Nous les leurs avons soumis; certains leur servent de monture et d'autre de nourriture;
Almanca:
Und WIR machten sie für sie fügsam. so sind manche von ihnen ihre Reittiere, und von ihnen essen sie.
Rusça:
Мы сделали его подвластным им. На одних из них они ездят верхом, а другими питаются.
Açıklama:
