Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

26

Sûredeki Ayet No: 

206

Ayet No: 

3138

Sayfa No: 

375

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

ثُمَّ جَاءَهُم مَّا كَانُوا يُوعَدُونَ

Çeviriyazı: 

ŝümme câehüm mâ kânû yû`adûn.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Sonra kendilerine vaad edilen (azab) gelip çatarsa,

Diyanet İşleri: 

Söylesene, Biz onlara yıllar yılı nimetler vermiş olsak, sonra da tehdit edildikleri şey başlarına gelse, kendilerine verilmiş olan nimetler onlara bir fayda sağlar mı?

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Sonra onlara vaadedilen azap geldi.

Şaban Piriş: 

Sonra da onlara vaat edilen azap gelse.

Edip Yüksel: 

Ve sonra kendilerine söz verilen başlarına gelse,

Ali Bulaç: 

Sonra kendilerine va'dolunan (azap günü) geliverse,

Suat Yıldırım: 

Ne dersin: Onları yıllarca yaşatsak da, sonra tehdit edildikleri o azap başlarına gelse, onca seneler yaşayıp zevklenmeleri kendilerini kurtarabilir mi? [2,96; 92,11]

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Sonra onlara tehdit edilmiş oldukları şey gelecek olsa.

Yaşar Nuri Öztürk: 

Sonra, tehdit edildikleri şey kendilerine ulaşsa,

Bekir Sadak: 

Dogrusu onlar vahyi dinlemekten uzak tutulmuslardir.

İbni Kesir: 

Sonra kendilerine vaadolunan şey başlarına gelse,

Adem Uğur: 

Sonra tehdit edilmekte oldukları (azap) başlarına gelse!

İskender Ali Mihr: 

Sonra vaadolundukları şey (azap) onlara geldi.

Celal Yıldırım: 

26:205

Tefhim ul Kuran: 

Sonra kendilerine va´dolunan (azab günü) geliverse,

Fransızca: 

et qu'ensuite leur arrive ce dont on les menaçait,

İspanyolca: 

y, luego, se cumpliera en ellos la amenaza,

İtalyanca: 

e quindi giungesse loro ciò di cui furono minacciati,

Almanca: 

dann käme zu ihnen das, was ihnen angedroht wurde,

Çince: 

然后,他们所被警告的刑罚降临他们,

Hollandaca: 

En datgene, waarmede zij bedreigd werden, later over hen komt.

Rusça: 

после чего к ним явится то, что им было обещано,

Somalice: 

Markaas uu u Yimaaddo wixii loogu Goodinaayey.

Swahilice: 

Kisha yakawafikia waliyo kuwa wakiahidiwa,

Uygurca: 

ئېيتىپ باققىنا! ئەگەر ئۇلارنى (نۇرغۇن) يىللار (نېمەتلىرىمىزدىن) بەھرىمەن قىلساق، ئاندىن ئۇلارغا ئاگاھلاندۇرۇلغان ئازاب كەلسە، ئۇلارنىڭ بەھرىمەن بولغان نېمەتلىرى (ئۇلاردىن ئازابنى دەپئى قىلىشتا) ھېچ نەرسىگە ئەسقاتمايدۇ

Japonca: 

なお,かれらに約束されたこと(天罰)が来るとすれば,

Arapça (Ürdün): 

«ثم جاءهم ما كانوا يوعدون» من العذاب.

Hintçe: 

उसके बाद जिस (अज़ाब) का उनसे वायदा किया जाता है उनके पास आ पहुँचे

Tayca: 

แล้วสิ่งที่พวกเขาถูกสัญญาไว้ ก็ได้เกิดขึ้นแก่พวกเขา

İbranice: 

ואחר-כך בא עליהם מה שהוזהרו ממנו

Hırvatça: 

i naposljetku ih snađe ono što im se kao prijetnja obećava,

Rumence: 

tot vine la ei ceea ce li s-a făgăduit şi

Transliteration: 

Thumma jaahum ma kanoo yooAAadoona

Türkçe: 

Sonra, tehdit edildikleri şey kendilerine ulaşsa,

Sahih International: 

And then there came to them that which they were promised?

İngilizce: 

Yet there comes to them at length the (Punishment) which they were promised!

Azerbaycanca: 

Sonra və’d (təhdid) olunduqları (əzab) onlara yetişsə,

Süleyman Ateş: 

Sonra tehdidedildikleri (azab) kendilerine gelse,

Diyanet Vakfı: 

Sonra tehdit edilmekte oldukları (azap) başlarına gelse!

Erhan Aktaş: 

Sonra da onlara yapılan uyarı(1) gerçekleşse,

Kral Fahd: 

sonra tehdit edilmekte oldukları (azap) başlarına gelse!

Hasan Basri Çantay: 

26:205

Muhammed Esed: 

ve sonra vaad edildikleri (azap) başlarına gelmişse;

Gültekin Onan: 

Sonra kendilerine vaadolunan (azab günü) geliverse,

Ali Fikri Yavuz: 

Sonra kendilerine verilen azab vaadi gelip çatarsa,

Portekizce: 

E os açoitasse aquilo que lhes foi prometido,

İsveççe: 

och sedan lät det [straff] drabba dem som de hade varnats för,

Farsça: 

سپس آن عذابی که به آن تهدید می شدند، به سراغشان آید.

Kürtçe: 

لە پاشان ئەو سزایەی کە لێی ترسێنرا بوون بێت بۆیان

Özbekçe: 

сўнгра уларга ваъда қилинган нарса келса.

Malayca: 

Kemudian mereka didatangi azab seksa yang dijanjikan kepada mereka,

Arnavutça: 

e pastaj, t’i godet ata, ajo që u është premtuar (dënimi),

Bulgarca: 

а после ги сполети онова, с което бяха заплашвани,

Sırpça: 

и на крају их снађе оно чиме им се прети,

Çekçe: 

že potom dostaví se to, co jim jsme slibovali,

Urduca: 

اور پھر وہی چیز ان پر آ جائے جس سے انہیں ڈرایا جا رہا ہے

Tacikçe: 

боз ҳам азобе, ки ба онҳо ваъда шуда буд, бар сарашон омад.

Tatarca: 

соңра аларга вәгъдә ителмеш газап килсә,

Endonezyaca: 

Kemudian datang kepada mereka azab yang telah diancamkan kepada mereka,

Amharca: 

ከዚያም ያ ይስፈራሩበት የነበሩት ቢመጣባቸው፤

Tamilce: 

பிறகு, அவர்கள் எதைப் பற்றி எச்சரிக்கப்பட்டார்களோ அ(ந்த தண்டனையான)து அவர்களிடம் வந்தால்,

Korece: 

약속된 벌이 드디어 그들에 게 이르니

Vietnamca: 

Rồi sau đó, hình phạt đã được hứa mới đến chụp bắt họ,