Arapça:
وَلَا تَبْخَسُوا النَّاسَ أَشْيَاءَهُمْ وَلَا تَعْثَوْا فِي الْأَرْضِ مُفْسِدِينَ
Çeviriyazı:
velâ tebḫasü-nnâse eşyâehüm velâ ta`ŝev fi-l'arḍi müfsidîn.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Halkın eşyalarını değerinden düşürmeyin. Yeryüzünde bozgunculuk yaparak karışıklık çıkarmayın.
Diyanet İşleri:
Şuayb onlara: "Allah'a karşı gelmekten sakınmaz mısınız? Doğrusu ben size gönderilmiş güvenilir bir elçiyim. Artık Allah'tan sakının ve bana itaat edin. Ben buna karşı sizden bir ücret istemiyorum, benim ecrim ancak Alemlerin Rabbine aittir. Ölçüyü tam yapın, eksiltenlerden olmayın. Doğru terazi ile tartın. İnsanların hakkını azaltmayın. Yeryüzünde bozgunculuk yaparak karışıklık çıkarmayın. Sizi ve daha önceki nesilleri yaratandan korkun" dedi.
Abdulbakî Gölpınarlı:
İnsanların haklarından hiçbir şeyi eksiltmeyin ve yeryüzünde bozguncu olmayın.
Şaban Piriş:
İnsanların eşyalarını değerinden düşürmeyin. Yeryüzünde bozgunculuk yaparak karışıklık çıkarmayın.
Edip Yüksel:
Halkın hakkını kısmayın ve yeryüzünde kötülük işleyerek karışıklık çıkarmayın.
Ali Bulaç:
İnsanların eşyasını değerden düşürüp-eksiltmeyin ve yeryüzünde bozguncular olarak karışıklık çıkarmayın.
Suat Yıldırım:
Doğru terazi ile tartın, halkın hakkından bir şey kısmayın.Ülkede bozgunculuk yaparak nizamı bozmayın!
Ömer Nasuhi Bilmen:
«Ve nâsa eşyalarını noksan yapmayın ve yerde müfsitler olarak fesat çıkarmayın.»
Yaşar Nuri Öztürk:
Halkın eşyasını, değerlerini düşürerek almayın. Yeryüzünde, bozguncular olarak fesat çıkarmayın!
Bekir Sadak:
Ama onu yalanladilar. Bunun uzerine onlari bulutlu bir gunun azabi yakaladi. Gercekten o gun, azabi buyuk bir gundu.
İbni Kesir:
İnsanların eşyasını azaltmayın ve yeryüzünde bozgunculuk yaparak karışıklık çıkarmayın.
Adem Uğur:
İnsanların hakkı olan şeyleri kısmayın. Yeryüzünde bozgunculuk yaparak karışıklık çıkarmayın.
İskender Ali Mihr:
İnsanların şeylerinden kısmayın (Allah´a ulaşmayı dilemelerine mani olarak, kazandıkları derecelerin, kaybettiği derecelerden az olmasına sebebiyet vermeyin). Ve (buna sebep olarak) yeryüzünde fesat çıkararak bozgunculuk yapmayın.
Celal Yıldırım:
İnsanların (haklarından bir) şeyler eksiltmeyin ve bir de sakın yeryüzünde fesâd çıkararak düzensizlik ve bozgunculuk yapmayın.
Tefhim ul Kuran:
«İnsanların eşyasını değerden düşürüp eksiltmeyin ve yeryüzünde bozguncular olarak karışıklık çıkarmayın.»
Fransızca:
Ne donnez pas aux gens moins que leur dû; et ne commettez pas de désordre et de corruption sur terre.
İspanyolca:
¡No dañeis a nadie en sus cosas y no obréis mal en la tierra corrompiendo!
İtalyanca:
Non date agli uomini meno di quel che spetta loro e non corrompete la terra portandovi disordine.
Almanca:
Und gebt den Menschen das ihnen Zustehende nicht inkomplett und übertreibt nicht auf der Erde als Verderben-Anrichtende!
Çince:
你们不要克扣他人所应得的财物。你们不要在地方上为非作歹,摆弄是非。
Hollandaca:
En vermindert niet wat den menschen toekomt; bedrijft geen geweld op aarde; en handelt niet slecht.
Rusça:
Не убавляйте людям того, что им причитается, и не творите на земле зла, распространяя нечестие.
Somalice:
Hana ka Nusqaaminina Dadka waxooda hana Xumaynina Dhulka Idinkoo Fasaadin.
Swahilice:
Wala msiwapunje watu vitu vyao, wala msifanye jeuri kwa ufisadi.
Uygurca:
كىشىلەرگە نەرسىلىرىنى (يەنى قايسى يول بىلەن بولمىسۇن، كىشىلەرنىڭ ھەقلىرىنى) كەم بەرمەڭلار، يەر يۈزىدە بۇزغۇنچىلىق قىلىپ پىتنە - پاسات تېرىماڭلار
Japonca:
他人のものを詐取してはなりません。また迷惑を及ぼす行いをして,地上を退廃させてはなりません。
Arapça (Ürdün):
«ولا تبخسوا الناس أشياءهم» لا تنقصوهم من حقهم شيئا «ولا تعثوْا في الأرض مفسدين» بالقتل وغيره من عَثِيَ بكسر المثلثة أفسد ومفسدين حال مؤكدة لمعنى عاملها.
Hintçe:
और लोगों को उनकी चीज़े (जो ख़रीदें) कम न ज्यादा करो और ज़मीन से फसाद न फैलाते फिरो
Tayca:
และอย่าให้ขาดพร่องแก่มหาชนซึ่งสิ่งต่าง ๆ ของพวกเขา และอย่าก่อกวนในแผ่นดินเป็นผู้บ่อนทำลาย
İbranice:
ואל תחסירו מאומה מאשר לאנשים, ואל תעוררו שחיתות בארץ
Hırvatça:
i ljudima prava njihova ne umanjujte i zlo po Zemlji, nered praveći, ne činite,
Rumence:
Nu-i păgubiţi pe oamenii în avutul lor. Nu săvârşiţi fărădelegi pe pământ, semănând stricăciune!
Transliteration:
Wala tabkhasoo alnnasa ashyaahum wala taAAthaw fee alardi mufsideena
Türkçe:
"Halkın eşyasını, değerlerini düşürerek almayın. Yeryüzünde, bozguncular olarak fesat çıkarmayın!"
Sahih International:
And do not deprive people of their due and do not commit abuse on earth, spreading corruption.
İngilizce:
And withhold not things justly due to men, nor do evil in the land, working mischief.
Azerbaycanca:
İnsanların haqqını azaltmayın! (Camaatın malını əskiltməyin. Kimin haqqı nədirsə, onu da verin!) Yer üzündə fitnə-fəsad törətməyin!
Süleyman Ateş:
İnsanların haklarını kısmayın. Yeryüzünde bozgunculuk yaparak karışıklık çıkarmayın.
Diyanet Vakfı:
İnsanların hakkı olan şeyleri kısmayın. Yeryüzünde bozgunculuk yaparak karışıklık çıkarmayın.
Erhan Aktaş:
“İnsanların mallarını değerinden düşürmeyin. Bozgunculuk yaparak yeryüzünde karışıklık çıkarmayın.”
Kral Fahd:
İnsanların hakkı olan şeyleri kısmayın. Yeryüzünde bozgunculuk yaparak karışıklık çıkarmayın.
Hasan Basri Çantay:
«İnsanların hakkından bir şey´i kısmayın. Yer (yüzün) de fesadcılar olarak bozgunculuk etmeyin».
Muhammed Esed:
insanları hak ettikleri şeylerden yoksun bırakmayın; ve yeryüzünde bozgunculuk yaparak karışıklık çıkarmayın;
Gültekin Onan:
26:178
Ali Fikri Yavuz:
İnsanların mal ve haklarını düşürmeyin ve yeryüzünü yağmacılıkla, ihtilâlcilikle fesada vermeyin.
Portekizce:
E não defraudeis os humanos em seus bens, e não pratiqueis devassidão na terra, com a intenção de corrompê-la.
İsveççe:
och inkräkta inte på andras rättigheter. Sprid inte sedefördärv eller annat ont på jorden,
Farsça:
و از قیمت اشیا و اجناس مردم به هنگام خرید نکاهید، و در زمین تباهکارانه فتنه و آشوب برپا نکنید،
Kürtçe:
و کەم و کوڕی مەکەن لەشتەکانی خەڵکیدا (ھیچ مافێکیان ژێر پێ مەخەن) وە ڕۆمەچن لەزەویدا بەخراپەکاریتان
Özbekçe:
Одамларнинг нарсаларини камайтириб берманг. Ер юзида турли бузғунчиликлар қилманглар.
Malayca:
"Dan janganlah kamu mengurangi hak-hak orang ramai, dan janganlah kamu bermaharajalela melakukan kerosakan di bumi.
Arnavutça:
dhe mos ua pakësoni njerëzve gjërat e tyre, dhe mos bëni ngatërresa në Tokë,
Bulgarca:
И не смалявайте от нещата на хората, и не сейте развала по земята, рушейки!
Sırpça:
и људима њихова права не умањујте, и зло по Земљи, неред правећи, не чините,
Çekçe:
a neubírejte lidem z majetku jejich a nebuďte těmi, kdož na zemi pohoršení rozšiřují!
Urduca:
اور لوگوں کو ان کی چیزیں کم نہ دو زمین میں فساد نہ پھیلاتے پھرو
Tacikçe:
Ба мардум кам мадиҳед ва бебокона дар замин фасод макунед.
Tatarca:
Үлчәгәндә хыянәт итеп кеше хакына кермәгез, вә фәсәд, золым эшләрен кылмагыз, явызлыкны җир өстенә таратмагыз.
Endonezyaca:
Dan janganlah kamu merugikan manusia pada hak-haknya dan janganlah kamu merajalela di muka bumi dengan membuat kerusakan;
Amharca:
«ሰዎችንም ነገሮቻቸውን አታጉድሉባቸው፡፡ በምድርም ላይ አጥፊዎች ኾናችሁ አታበላሹ፡፡
Tamilce:
இன்னும், (அளந்து அல்லது நிறுத்துக் கொடுக்கும்போது) மக்களுக்கு அவர்களுடைய பொருள்களை குறைக்காதீர்கள்! இன்னும், பூமியில் கலகம் (பாவம்) செய்தவர்களாக கடும் குழப்பம் (தீமை) செய்யாதீர்கள்!
Korece:
사람의 정당한 권리를 보류 하지 말며 지상에 해악을 퍼뜨리 지 말라
Vietnamca:
“Các người chớ gian lận thiên hạ bằng cách cân thiếu và cũng chớ đi khắp trái đất để gieo rắc tội lỗi.”
Ayet Linkleri: