Arapça:
وَمَا أَضَلَّنَا إِلَّا الْمُجْرِمُونَ
Çeviriyazı:
vemâ eḍallenâ ille-lmücrimûn.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Ve bizi hep o günahkarlar saptırdı.
Diyanet İşleri:
Orada putlarıyla çekişerek: "Vallahi biz apaçık bir sapıklıkta idik; çünkü biz sizi Alemlerin Rabbine eşit tutmuştuk; bizi saptıranlar ancak suçlulardır; şimdi şefaatçimiz, yakın bir dostumuz yoktur; keşke geriye bir dönüşümüz olsa da inananlardan olsak" derler.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Bizi, ancak o mücrimler saptırdı.
Şaban Piriş:
Bizi hep o günahkârlar saptırdı.
Edip Yüksel:
Bizi saptıranlar suçlulardı.
Ali Bulaç:
Bizi suçlu-günahkarlardan başka saptıran olmadı.
Suat Yıldırım:
Orada putlarıyla çekişirken şöyle derler “Vallahi de, tallahi de biz besbelli bir sapıklık içinde imişiz!”“Çünkü biz sizi Rabbülâlemin ile bir tutuyorduk. Ama bizi saptıranlar da, o mücrimler oldu.“Şimdi artık ne şefaatçimiz var bizim, ne candan bir dostumuz!” “Ah! Ne olurdu, imkân olsa da dünyaya bir dönsek ve müminlerden olsaydık!” [36,56; 40,47; 7,53; 38,64]
Ömer Nasuhi Bilmen:
«Ve bizi ancak o mücrimler sapıtmış oldular.»
Yaşar Nuri Öztürk:
Bizi saptıran, o suçlulardan başkası değildi.
Bekir Sadak:
Nuh´un milleti peygamberlerini yalanladi.
İbni Kesir:
Ve bizi suçlulardan başka da saptıran olmamıştı.
Adem Uğur:
Bizi ancak o günahkârlar saptırdı.
İskender Ali Mihr:
Ve bizi mücrimlerden (hidayete mani olanlardan) başkası dalâlette bırakmadı.
Celal Yıldırım:
Ve bizi ancak suçlu günahkârlar saptırdı.
Tefhim ul Kuran:
«Bizi suçlu günahkârlardan başka saptıran da olmadı.»
Fransızca:
Ce ne sont que les criminels qui nous ont égarés.
İspanyolca:
Nadie sino los pecadores nos extraviaron
İtalyanca:
Coloro che ci hanno sviato non sono altro che iniqui:
Almanca:
und uns haben nur die schwer Verfehlenden irregeführt.
Çince:
惟有犯罪者使我们迷误。
Hollandaca:
De zondaren alleen hebben ons verleid.
Rusça:
Только грешники ввели нас в заблуждение,
Somalice:
Wax na Dhumiyey oon Dambiila Yaasha ahayn ma Jiro.
Swahilice:
Na hawakutupoteza ila wale wakosefu.
Uygurca:
بىزنى پەقەت گۇناھكارلارلا ئازدۇردى
Japonca:
わたしたちを迷わせたのは,罪深い者たちに外ならない。
Arapça (Ürdün):
«وما أضلنا» عن الهدى «إلا المجرمون» أي الشياطين أو أوّلونا الذين اقتدينا بهم.
Hintçe:
और हमको बस (उन) गुनाहगारों ने (जो मुझसे पहले हुए) गुमराह किया
Tayca:
และไม่มีผู้ใดทำให้พวกเขาหลงผิด นอกจากพวกอาชญากร เท่านั้น
İbranice:
תעייתנו היא רק באשמת המתעים
Hırvatça:
a na stranputicu su nas naveli samo prestupnici,
Rumence:
Numai cei nelegiuiţi ne-au rătăcit!
Transliteration:
Wama adallana illa almujrimoona
Türkçe:
"Bizi saptıran, o suçlulardan başkası değildi."
Sahih International:
And no one misguided us except the criminals.
İngilizce:
And our seducers were only those who were steeped in guilt.
Azerbaycanca:
Bizi yalnız günahkarlar azdırdı.
Süleyman Ateş:
Ama bizi saptıran o suçlulardır.
Diyanet Vakfı:
Bizi ancak o günahkarlar saptırdı.
Erhan Aktaş:
“Ve bizi hep o mücrimler saptırdı.”
Kral Fahd:
Bizi ancak o günahkârlar saptırdı.
Hasan Basri Çantay:
«Bizi o mücrimlerden başkası sapdırmadı».
Muhammed Esed:
yine de (sizi tanrılaştırarak) yoldan çıkmamıza günah (önderlerimiz) sebep oldu!
Gültekin Onan:
26:97
Ali Fikri Yavuz:
Bizi ancak (kendilerine uyduğumuz bizden önceki) mücrimler sapıttı.
Portekizce:
E os nossos sedutores eram apenas aqueles que estavam afundados em pecados.
İsveççe:
Bara de obotfärdiga syndarna kunde förleda oss [till detta].
Farsça:
و ما را جز می رمان [خائن] گمراه نکردند،
Kürtçe:
کەس ئێمەی گومڕا نەکرد تاوانباران نەبێت
Özbekçe:
Бизни фақат жиноятчилар йўлдан оздирдилар.
Malayca:
" ` Dan tiadalah yang menyesatkan kami melainkan golongan yang berdosa.
Arnavutça:
e, vetëm mëkatarët na kanë mashtruar neve,
Bulgarca:
И ни заблудиха не други, а престъпниците.
Sırpça:
а само су нас зликовци на странпутицу завели,
Çekçe:
A svedli nás z cesty jedině hříšníci,
Urduca:
اور وہ مجرم لوگ ہی تھے جنہوں نے ہم کو اس گمراہی میں ڈالا
Tacikçe:
Ва моро бадкорон гумроҳ сохтанд
Tatarca:
Безне адаштырмады һичнәрсә мәгәр азган кешеләр адаштырдылар.
Endonezyaca:
Dan tiadalah yang menyesatkan kami kecuali orang-orang yang berdosa.
Amharca:
አመጸኞቹም እንጅ ሌላ አላሳሳተንም፡፡
Tamilce:
எங்களை வழி கெடுக்கவில்லை குற்றவாளிகளைத் தவிர.
Korece:
저희를 잘못 인도한 자는 바 로 죄인들이었습니다
Vietnamca:
“Và chỉ những tên tội lỗi mới dắt chúng tôi đi lạc.”
Ayet Linkleri: