Arapça:
فَمَا لَنَا مِن شَافِعِينَ
Çeviriyazı:
femâ lenâ min şâfi`în.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Bak bizim için ne şefaatçiler var,
Diyanet İşleri:
Orada putlarıyla çekişerek: "Vallahi biz apaçık bir sapıklıkta idik; çünkü biz sizi Alemlerin Rabbine eşit tutmuştuk; bizi saptıranlar ancak suçlulardır; şimdi şefaatçimiz, yakın bir dostumuz yoktur; keşke geriye bir dönüşümüz olsa da inananlardan olsak" derler.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Artık ne şefaatçilerden bir şefaatçi var bize.
Şaban Piriş:
Şimdi, bir şefaatçimiz de yok.
Edip Yüksel:
Şimdi bizim ne şefaatçımız var.
Ali Bulaç:
Artık bizim için ne bir şefaatçi var,
Suat Yıldırım:
Orada putlarıyla çekişirken şöyle derler “Vallahi de, tallahi de biz besbelli bir sapıklık içinde imişiz!”“Çünkü biz sizi Rabbülâlemin ile bir tutuyorduk. Ama bizi saptıranlar da, o mücrimler oldu.“Şimdi artık ne şefaatçimiz var bizim, ne candan bir dostumuz!” “Ah! Ne olurdu, imkân olsa da dünyaya bir dönsek ve müminlerden olsaydık!” [36,56; 40,47; 7,53; 38,64]
Ömer Nasuhi Bilmen:
(100-101) «Artık bize ne şefaat edicilerden var. Ne de yakın bir dost var.»
Yaşar Nuri Öztürk:
Artık ne şefaatçilerimiz var,
Bekir Sadak:
(106-11) 0 Kardesleri Nuh, onlara: «Allah´a karsi gelmekten sakinmaz misinz? Dogrusu ben size gonderilmis guvenilir bir elciyim. Allah´tan sakinin ve bana itaat edin. Buna karsi sizden bir ucret istemiyorum. Benim ecrim ancak Alemlerin Rabbine aittir. Artik Allah´tan sakinin ve bana itaat edin» dedi.
İbni Kesir:
Şimdi bize şefaat eden kimse yoktur.
Adem Uğur:
´´Şimdi artık bizim ne şefaatçilerimiz var´´.
İskender Ali Mihr:
Artık bizim için bir şefaatçi yoktur.
Celal Yıldırım:
(100-101) Artık (bugün için) ne şefaatçilerimiz vardır, ne de candan sıcak bir dostumuz...
Tefhim ul Kuran:
«Artık bizim için ne bir şefaatçi var,»
Fransızca:
Et nous n'avons pas d'intercesseurs,
İspanyolca:
y, ahora, no tenemos a nadie que interceda,
İtalyanca:
per noi non ci sono intercessori,
Almanca:
So gibt es für uns weder Fürbittende
Çince:
所以我们绝没有说情者,
Hollandaca:
Thans hebben wij geene tusschentreders.
Rusça:
и нет у нас ни заступников,
Somalice:
Mana Lihin wax Noo Shafeeca.
Swahilice:
Basi hatuna waombezi.
Uygurca:
شۇنىڭ ئۈچۈن بىزگە شاپائەت قىلغۇچىلار يوق
Japonca:
それでわたしたちには,誰も執り成す者もなく,
Arapça (Ürdün):
«فما لنا من شافعين» كما للمؤمنين من الملائكة والنبيين والمؤمنين.
Hintçe:
तो अब तो न कोई (साहब) मेरी सिफारिश करने वाले हैं
Tayca:
ดังนั้นจึงไม่มีผู้ไถ่โทษแก่เรา
İbranice:
אין מי שיאמר עלינו מליצת יושר
Hırvatça:
pa nemamo ni zagovornika,
Rumence:
Noi nu avem nici un mijlocitor,
Transliteration:
Fama lana min shafiAAeena
Türkçe:
"Artık ne şefaatçilerimiz var,
Sahih International:
So now we have no intercessors
İngilizce:
Now, then, we have none to intercede (for us),
Azerbaycanca:
İndi artıq nə şəfaət edən kimsələrimiz,
Süleyman Ateş:
Şimdi artık bizim ne şefa'atçilerimiz var,
Diyanet Vakfı:
"Şimdi artık bizim ne şefaatçilerimiz var".
Erhan Aktaş:
“Artık şefaat(1) edecek kimsemiz de yok.”
Kral Fahd:
Şimdi artık bizim ne şefaatçilerimiz var,
Hasan Basri Çantay:
Artık bizim için ne şefaatçiler (den bir kimse),
Muhammed Esed:
Ama şimdi ne bir arka çıkanımız var,
Gültekin Onan:
26:97
Ali Fikri Yavuz:
Artık bizim için ne şefaatçılar var,
Portekizce:
E não temos intercessor algum,
İsveççe:
Nu har vi ingen som kan tala till förmån för oss,
Farsça:
در نتیجه برای ما نه شفیعانی است،
Kürtçe:
وەھیچ تکاکارێ بۆ ئێمە نیە
Özbekçe:
Мана энди биз учун шафоатчилар ҳам йўқ.
Malayca:
" ` Dengan sebab itu, tiadalah kami beroleh sesiapapun yang memberi pertolongan,
Arnavutça:
e nuk kemi asnjë ndërmjetësues (te Perëndia)
Bulgarca:
Сега нямаме нито застъпници,
Sırpça:
па немамо ни заговорника,
Çekçe:
a nemáme přímluvce žádného
Urduca:
اب نہ ہمارا کوئی سفارشی ہے
Tacikçe:
ва акнун моро шафеъоне (халоскунандаҳое) нест
Tatarca:
Безгә бүген шәфәгать итүче юктыр мөэминнәргә булганы кеби.
Endonezyaca:
Maka kami tidak mempunyai pemberi syafa'at seorangpun,
Amharca:
ከአማላጆችም ለእኛ ምንም የለንም፡፡
Tamilce:
ஆக, பரிந்துரைப்பவர்களில் யாரும் எங்களுக்கு இல்லை.
Korece:
그리하여 저희에게는 중재 자도 없으며
Vietnamca:
“Thế là chúng tôi chẳng có ai can thiệp.”
Ayet Linkleri: