Arapça:
تَاللَّهِ إِن كُنَّا لَفِي ضَلَالٍ مُّبِينٍ
Çeviriyazı:
tellâhi in künnâ lefî ḍalâlim mübîn.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Vallahi biz, gerçekten apaçık bir sapıklık içindeymişiz.
Diyanet İşleri:
Orada putlarıyla çekişerek: "Vallahi biz apaçık bir sapıklıkta idik; çünkü biz sizi Alemlerin Rabbine eşit tutmuştuk; bizi saptıranlar ancak suçlulardır; şimdi şefaatçimiz, yakın bir dostumuz yoktur; keşke geriye bir dönüşümüz olsa da inananlardan olsak" derler.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Allah hakkı için gerçekten de biz, apaçık bir sapıklık içindeydik.
Şaban Piriş:
Vallahi biz, açıkça sapıklıktaydık.
Edip Yüksel:
ALLAH'a andolsun, biz gerçekten çok açık bir sapıklık içinde imişiz.
Ali Bulaç:
Andolsun Allah'a, biz gerçekten apaçık bir sapıklık içindeymişiz,
Suat Yıldırım:
Orada putlarıyla çekişirken şöyle derler “Vallahi de, tallahi de biz besbelli bir sapıklık içinde imişiz!”“Çünkü biz sizi Rabbülâlemin ile bir tutuyorduk. Ama bizi saptıranlar da, o mücrimler oldu.“Şimdi artık ne şefaatçimiz var bizim, ne candan bir dostumuz!” “Ah! Ne olurdu, imkân olsa da dünyaya bir dönsek ve müminlerden olsaydık!” [36,56; 40,47; 7,53; 38,64]
Ömer Nasuhi Bilmen:
26:96
Yaşar Nuri Öztürk:
Vallahi, biz açık bir sapıklığın ta içindeymişiz.
Bekir Sadak:
Bunda suphesiz bir ders vardir ama cogu inanmamistir.
İbni Kesir:
Andolsun Allah´a ki
Adem Uğur:
Vallahi, biz gerçekten apaçık bir sapıklık içindeymişiz.
İskender Ali Mihr:
Allah´a yemin olsun ki, biz mutlaka apaçık bir dalâlet içindeydik.
Celal Yıldırım:
Allah´a yemin ederiz ki, bizler gerçekten açık bir sapıklık içinde idik.
Tefhim ul Kuran:
«Andolsun Allah´a, biz gerçekten apaçık bir sapıklık içindeymişiz,»
Fransızca:
"Par Allah ! Nous étions certes dans un égarement évident,
İspanyolca:
«¡Por Alá, que estábamos, sí, evidentemente extraviados
İtalyanca:
«Per Allah, certamente eravamo in errore evidente
Almanca:
"Bei ALLAH! Wir waren gewiß in einem eindeutigen Fehlgehen,
Çince:
指真主发誓,以前,我们确实在明显的迷误中。
Hollandaca:
Bij God, wij verkeerden in eene duidelijke dwaling.
Rusça:
"Клянемся Аллахом, мы пребывали в очевидном заблуждении,
Somalice:
Eebaan ku Dhaaranaye waxaan ku Sugnayn Baadi Cad.
Swahilice:
Wallahi! Kwa yakini tulikuwa katika upotovu ulio dhaahiri,
Uygurca:
ئۇلار دوزاختا جېدەللىشىپ ئېيتىدۇ: «اﷲ بىلەن قەسەمكى، بىز ئوپئوچۇق گۇمراھلىقتا ئىدۇق
Japonca:
「アッラーに誓って言います。わたしたちは明らかに誤っていたのです。
Arapça (Ürdün):
«تالله إن» مخففة من الثقلية واسمها محذوف أي إنه «كنا لفي ضلال مبين» بين.
Hintçe:
ख़ुदा की क़सम हम लोग तो यक़ीनन सरीही गुमराही में थे
Tayca:
ขอสาบานต่ออัลลอฮ์ แท้จริงพวกเราอยู่ในการหลงผิดอย่างชัดแจ้ง
İbranice:
חי אלוהים! אכן היינו בתעייה מוחלטת
Hırvatça:
"Tako nam Allaha, bili smo, doista, u očitaj zabludi
Rumence:
“Pe Dumnezeu! Noi ne aflam într-o rătăcire vădită
Transliteration:
TaAllahi in kunna lafee dalalin mubeenin
Türkçe:
"Vallahi, biz açık bir sapıklığın ta içindeymişiz."
Sahih International:
"By Allah, we were indeed in manifest error
İngilizce:
By Allah, we were truly in an error manifest,
Azerbaycanca:
“Allaha and olsun ki, biz (haqq yoldan) açıq-aydın azmışdıq!
Süleyman Ateş:
Vallahi biz apaçık bir sapıklık içinde imişiz!
Diyanet Vakfı:
Vallahi, biz gerçekten apaçık bir sapıklık içindeymişiz.
Erhan Aktaş:
“Allah’a yemin olsun ki, biz apaçık bir sapkınlık içindeymişiz.”
Kral Fahd:
Vallahi, biz gerçekten apaçık bir sapıklık içindeymişiz.
Hasan Basri Çantay:
«Allaha andolsun, hakıykat biz apaçık bir sapıklık içinde idik».
Muhammed Esed:
"Allah şahittir ki, biz apaçık bir sapıklık içindeydik,
Gültekin Onan:
"
Ali Fikri Yavuz:
“-Vallahi, doğrusu biz, açık bir sapıklık içinde idik.
Portekizce:
Por Deus, estávamos em um evidente erro,
İsveççe:
"Vid Gud! Vilket grovt misstag gjorde vi inte
Farsça:
به خدا سوگند که ما در گمراهی آشکاری بودیم،
Kürtçe:
سوێند بەخوا ئێمە لەگومڕاییەکی ئاشکرادا بووین
Özbekçe:
«Аллоҳга қасамки, албатта, биз очиқ-ойдин адашувда эканмиз.
Malayca:
" ` Demi Allah! Sesungguhnya kami (semasa di dunia dahulu) adalah di dalam kesesatan yang jelas nyata,
Arnavutça:
“Pasha Perëndinë, me të vërtetë, ne kemi qenë në humbje të qartë,
Bulgarca:
“Кълнем се в Аллах, наистина бяхме в явна заблуда,
Sırpça:
„Тако нам Аллаха, били смо, заиста, у очигледној заблуди
Çekçe:
, Při Bohu, věru jsme ve zjevném bludu byli,
Urduca:
کہ "خدا کی قسم، ہم تو صریح گمراہی میں مبتلا تھے
Tacikçe:
«Ба Худо савганд, ки мо дар гумроҳии ошкор будем,
Tatarca:
"Аллаһ исеме илә ант итеп әйтәбез, әлбәттә, без ачык адашуда булганбыз.
Endonezyaca:
"demi Allah: sungguh kita dahulu (di dunia) dalam kesesatan yang nyata,
Amharca:
በአላህ እንምላለን፤ እኛ በግልጽ መሳሳት ውስጥ ነበርን፡፡
Tamilce:
“அல்லாஹ்வின் மீது ஆணையாக! நிச்சயமாக நாம் தெளிவான வழிகேட்டில்தான் இருந்தோம்,
Korece:
하나님이여 저희가 실로 잘 못 하였나이다
Vietnamca:
“Thề với Allah, chúng tôi rõ ràng là nhóm người lầm lạc.”
Ayet Linkleri: