Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

26

Sûredeki Ayet No: 

97

Ayet No: 

3029

Sayfa No: 

371

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

تَاللَّهِ إِن كُنَّا لَفِي ضَلَالٍ مُّبِينٍ

Çeviriyazı: 

tellâhi in künnâ lefî ḍalâlim mübîn.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Vallahi biz, gerçekten apaçık bir sapıklık içindeymişiz.

Diyanet İşleri: 

Orada putlarıyla çekişerek: "Vallahi biz apaçık bir sapıklıkta idik; çünkü biz sizi Alemlerin Rabbine eşit tutmuştuk; bizi saptıranlar ancak suçlulardır; şimdi şefaatçimiz, yakın bir dostumuz yoktur; keşke geriye bir dönüşümüz olsa da inananlardan olsak" derler.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Allah hakkı için gerçekten de biz, apaçık bir sapıklık içindeydik.

Şaban Piriş: 

Vallahi biz, açıkça sapıklıktaydık.

Edip Yüksel: 

ALLAH'a andolsun, biz gerçekten çok açık bir sapıklık içinde imişiz.

Ali Bulaç: 

Andolsun Allah'a, biz gerçekten apaçık bir sapıklık içindeymişiz,

Suat Yıldırım: 

Orada putlarıyla çekişirken şöyle derler “Vallahi de, tallahi de biz besbelli bir sapıklık içinde imişiz!”“Çünkü biz sizi Rabbülâlemin ile bir tutuyorduk. Ama bizi saptıranlar da, o mücrimler oldu.“Şimdi artık ne şefaatçimiz var bizim, ne candan bir dostumuz!” “Ah! Ne olurdu, imkân olsa da dünyaya bir dönsek ve müminlerden olsaydık!” [36,56; 40,47; 7,53; 38,64]

Ömer Nasuhi Bilmen: 

26:96

Yaşar Nuri Öztürk: 

Vallahi, biz açık bir sapıklığın ta içindeymişiz.

Bekir Sadak: 

Bunda suphesiz bir ders vardir ama cogu inanmamistir.

İbni Kesir: 

Andolsun Allah´a ki

Adem Uğur: 

Vallahi, biz gerçekten apaçık bir sapıklık içindeymişiz.

İskender Ali Mihr: 

Allah´a yemin olsun ki, biz mutlaka apaçık bir dalâlet içindeydik.

Celal Yıldırım: 

Allah´a yemin ederiz ki, bizler gerçekten açık bir sapıklık içinde idik.

Tefhim ul Kuran: 

«Andolsun Allah´a, biz gerçekten apaçık bir sapıklık içindeymişiz,»

Fransızca: 

"Par Allah ! Nous étions certes dans un égarement évident,

İspanyolca: 

«¡Por Alá, que estábamos, sí, evidentemente extraviados

İtalyanca: 

«Per Allah, certamente eravamo in errore evidente

Almanca: 

"Bei ALLAH! Wir waren gewiß in einem eindeutigen Fehlgehen,

Çince: 

指真主发誓,以前,我们确实在明显的迷误中。

Hollandaca: 

Bij God, wij verkeerden in eene duidelijke dwaling.

Rusça: 

"Клянемся Аллахом, мы пребывали в очевидном заблуждении,

Somalice: 

Eebaan ku Dhaaranaye waxaan ku Sugnayn Baadi Cad.

Swahilice: 

Wallahi! Kwa yakini tulikuwa katika upotovu ulio dhaahiri,

Uygurca: 

ئۇلار دوزاختا جېدەللىشىپ ئېيتىدۇ: «اﷲ بىلەن قەسەمكى، بىز ئوپئوچۇق گۇمراھلىقتا ئىدۇق

Japonca: 

「アッラーに誓って言います。わたしたちは明らかに誤っていたのです。

Arapça (Ürdün): 

«تالله إن» مخففة من الثقلية واسمها محذوف أي إنه «كنا لفي ضلال مبين» بين.

Hintçe: 

ख़ुदा की क़सम हम लोग तो यक़ीनन सरीही गुमराही में थे

Tayca: 

ขอสาบานต่ออัลลอฮ์ แท้จริงพวกเราอยู่ในการหลงผิดอย่างชัดแจ้ง

İbranice: 

חי אלוהים! אכן היינו בתעייה מוחלטת

Hırvatça: 

"Tako nam Allaha, bili smo, doista, u očitaj zabludi

Rumence: 

“Pe Dumnezeu! Noi ne aflam într-o rătăcire vădită

Transliteration: 

TaAllahi in kunna lafee dalalin mubeenin

Türkçe: 

"Vallahi, biz açık bir sapıklığın ta içindeymişiz."

Sahih International: 

"By Allah, we were indeed in manifest error

İngilizce: 

By Allah, we were truly in an error manifest,

Azerbaycanca: 

“Allaha and olsun ki, biz (haqq yoldan) açıq-aydın azmışdıq!

Süleyman Ateş: 

Vallahi biz apaçık bir sapıklık içinde imişiz!

Diyanet Vakfı: 

Vallahi, biz gerçekten apaçık bir sapıklık içindeymişiz.

Erhan Aktaş: 

“Allah’a yemin olsun ki, biz apaçık bir sapkınlık içindeymişiz.”

Kral Fahd: 

Vallahi, biz gerçekten apaçık bir sapıklık içindeymişiz.

Hasan Basri Çantay: 

«Allaha andolsun, hakıykat biz apaçık bir sapıklık içinde idik».

Muhammed Esed: 

"Allah şahittir ki, biz apaçık bir sapıklık içindeydik,

Gültekin Onan: 

&quot

Ali Fikri Yavuz: 

“-Vallahi, doğrusu biz, açık bir sapıklık içinde idik.

Portekizce: 

Por Deus, estávamos em um evidente erro,

İsveççe: 

"Vid Gud! Vilket grovt misstag gjorde vi inte

Farsça: 

به خدا سوگند که ما در گمراهی آشکاری بودیم،

Kürtçe: 

سوێند بەخوا ئێمە لەگومڕاییەکی ئاشکرادا بووین

Özbekçe: 

«Аллоҳга қасамки, албатта, биз очиқ-ойдин адашувда эканмиз.

Malayca: 

" ` Demi Allah! Sesungguhnya kami (semasa di dunia dahulu) adalah di dalam kesesatan yang jelas nyata,

Arnavutça: 

“Pasha Perëndinë, me të vërtetë, ne kemi qenë në humbje të qartë,

Bulgarca: 

“Кълнем се в Аллах, наистина бяхме в явна заблуда,

Sırpça: 

„Тако нам Аллаха, били смо, заиста, у очигледној заблуди

Çekçe: 

, Při Bohu, věru jsme ve zjevném bludu byli,

Urduca: 

کہ "خدا کی قسم، ہم تو صریح گمراہی میں مبتلا تھے

Tacikçe: 

«Ба Худо савганд, ки мо дар гумроҳии ошкор будем,

Tatarca: 

"Аллаһ исеме илә ант итеп әйтәбез, әлбәттә, без ачык адашуда булганбыз.

Endonezyaca: 

"demi Allah: sungguh kita dahulu (di dunia) dalam kesesatan yang nyata,

Amharca: 

በአላህ እንምላለን፤ እኛ በግልጽ መሳሳት ውስጥ ነበርን፡፡

Tamilce: 

“அல்லாஹ்வின் மீது ஆணையாக! நிச்சயமாக நாம் தெளிவான வழிகேட்டில்தான் இருந்தோம்,

Korece: 

하나님이여 저희가 실로 잘 못 하였나이다

Vietnamca: 

“Thề với Allah, chúng tôi rõ ràng là nhóm người lầm lạc.”