Arapça:
وَأَنَّ السَّاعَةَ آتِيَةٌ لَّا رَيْبَ فِيهَا وَأَنَّ اللَّهَ يَبْعَثُ مَن فِي الْقُبُورِ
Çeviriyazı:
veenne-ssâ`ate âtiyetül lâ raybe fîhâ veenne-llâhe yeb`aŝü men fi-lḳubûr.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Kıyamet ise şüphesiz gelecek ve muhakkak ki Allah bütün kabirlerde olan kimseleri tekrar diriltecektir.
Diyanet İşleri:
Bunlar, yalnız Allah'ın gerçek olduğunu, ölüleri dirilttiğini, gücünün herşeye yettiğini, şüphe götürmeyen kıyamet saatinin geleceğini, Allah'ın kabirlerde olanı dirilteceğini gösterir.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Ve gerçekten de kıyamet gelmededir, şüphe yok onda ve gerçekten de Allah, kabirlerdekileri diriltecektir.
Şaban Piriş:
Kıyamet saatinin geleceğinde ve Allah’ın kabirlerdekileri dirilteceğinde, hiç şüphe yoktur.
Edip Yüksel:
Ve dünyanın sonu hiç bir kuşkuya yer bırakmadan gelmekte ve ALLAH mezarlardakileri diriltecektir.
Ali Bulaç:
Gerçek şu ki, kıyamet-saati yaklaşarak gelmektedir, onda şüphe yoktur. Gerçekten Allah kabirlerde olanları diriltecektir.
Suat Yıldırım:
Ve şunu da bilin ki o kıyamet saati kesinlikle gelecek ve Allah kabirlerde olanları diriltecektir. [36,78-80; 51]
Ömer Nasuhi Bilmen:
Ve muhakkak ki Kıyamet gelicidir, onda şüphe yoktur ve muhakkak ki, Allah kabirlerde olanları diriltip kaldıracaktır.
Yaşar Nuri Öztürk:
Ve saat mutlaka gelecektir. Kuşku yok onda. Ve Allah kabirlerdeki şuurlu varlıkları diriltecektir.
Bekir Sadak:
Kendisine zarari faydasindan daha yakin olana yalvarir. Yalvardigi sey ne kotu yardimci ve ne kotu yoldastir!
İbni Kesir:
Kıyamet saatı mutlaka gelecektir, onda hiç şüphe yoktur. Ve Allah
Adem Uğur:
Kıyamet vakti de gelecektir
İskender Ali Mihr:
Ve onda (vuku bulacağında) şüphe olmayan o saat (kıyâmet) mutlaka gelecektir. Ve muhakkak ki Allah, kabirlerde olan kimseleri beas edecektir (diriltecektir).
Celal Yıldırım:
Kıyamet kesinlikle gelecektir
Tefhim ul Kuran:
Gerçek şu ki, kıyamet saati yaklaşarak gelmektedir, onda şüphe yoktur. Gerçekten Allah kabirlerde olanları diriltecektir.
Fransızca:
Et que l'Heure arrivera; pas de doute à son sujet, et qu'Allah ressuscitera ceux qui sont dans les tombeaux.
İspanyolca:
Es que la Hora llega, no hay duda de ella, y Alá resucitará a quienes se encuentren en las sepulturas.
İtalyanca:
Già l'Ora si avvicina, nessun dubbio in proposito, e Allah resusciterà quelli che sono nelle tombe.
Almanca:
und daß die Stunde unweigerlich kommen wird, über die es keine Zweifel gibt, und daß ALLAH doch diejenigen erwecken wird, die in den Gräbern sind.
Çince:
复活确是要来临的,毫无疑义,真主要使坟墓里的人复活起来。
Hollandaca:
Dat het uur des oordeels zekerlijk zal komen, daaraan is geen twijfel en dat God hen zal opwekken die zich in de graven bevinden.
Rusça:
потому что Час, в котором нет сомнения, непременно наступит и потому что Аллах воскресит тех, кто в могилах.
Somalice:
Iyo in Saacadda Qiyaame iman Shaki la'aan, Eebana wuxuu soo Bixin waxa Qubuuraha ku Sugan.
Swahilice:
Na kwamba hakika Saa itakuja hapana shaka kwa hilo, na kwamba hakika Mwenyezi Mungu atawafufua walio makaburini.
Uygurca:
شۇنداقلا قىيامەتنىڭ شەكسىز بولىدىغانلىقىنى، قەبرىلەردىكى ئۆلۈكلەرنى (ئۆلۈك زېمىننى ئۆسۈملۈكلەرنى ئۈندۈرۈش بىلەن تىرىلدۈرگەندەك) اﷲ نىڭ تىرىلدۈرىدىغانلىقىنى بىلدۈرۈش ئۈچۈندۇر
Japonca:
本当に,(審判の)時はやって来る。それに就いて疑いの余地はない。本当にアッラーは,墓の中の者を甦らされるのである。
Arapça (Ürdün):
«وأن الساعة آتية لا ريب» شك «فيها وأن الله يبعث من في القبور» ونزل في أبي جهل.
Hintçe:
और क़यामत यक़ीनन आने वाली है इसमें कोई शक नहीं और बेशक जो लोग क़ब्रों में हैं उनको खुदा दोबारा ज़िन्दा करेगा
Tayca:
และแท้จริงวันอวสานจะมาถึงอย่างแน่นอน ปราศจากข้อสงสัยในมัน และแท้จริงอัลลอฮ์จะทรงให้ผู้ที่อยู่ในสุสานฟื้นคืนชีพขึ้นมา
İbranice:
אין כל ספק שהשעה בוא תבוא, ואלוהים יחיה את אלה שבקברים
Hırvatça:
i što će Čas oživljenja, u to nema sumnje, doći i što će Allah one u grobovima oživiti.
Rumence:
Ceasul va veni fără nici o îndoială şi Dumnezeu îi va scula pe cei din morminte.
Transliteration:
Waanna alssaAAata atiyatun la rayba feeha waanna Allaha yabAAathu man fee alquboori
Türkçe:
Ve saat mutlaka gelecektir. Kuşku yok onda. Ve Allah kabirlerdeki şuurlu varlıkları diriltecektir.
Sahih International:
And [that they may know] that the Hour is coming - no doubt about it - and that Allah will resurrect those in the graves.
İngilizce:
And verily the Hour will come: there can be no doubt about it, or about (the fact) that Allah will raise up all who are in the graves.
Azerbaycanca:
Bu (həm də belə bir danılmaz həqiqətə inanmağınız üçündür ki) o saat (qiyamət günü) mütləq gələcəkdir, ona heç bir şəkk-şübhə yoxdur və Allah qəbirlərdə olanları dirildəcəkdir!
Süleyman Ateş:
Ve (çünkü) o (duruşma) sa'at(i) mutlaka gelecektir, onda şüphe yoktur. Ve Allah, kabirlerde olanları diriltecektir.
Diyanet Vakfı:
Kıyamet vakti de gelecektir; bunda şüphe yoktur. Ve Allah kabirlerdeki kimseleri diriltip kaldıracaktır.
Erhan Aktaş:
Kuşkusuz o Sâ’at(1) gelecektir. Onun geleceği kesindir. Ve Allah, kabirlerde olanları(2) diriltecektir.
Kral Fahd:
Kıyamet vakti de gelecektir, bunda şüphe yoktur. Ve Allah kabirlerdeki kimseleri diriltip kaldıracaktır.
Hasan Basri Çantay:
Ve çünkü o saat elbette gelecekdir. Onda hiç bir şübhe yokdur. Muhakkak Allah kabirlerde olan kimseleri de diriltib kaldıracakdır.
Muhammed Esed:
Ve (bil ki, ey insanoğlu,) Son Saat, şüphe götürmez bir biçimde gelip çatacaktır ve Allah mezarlarda yatan herkesi kaldıracaktır.
Gültekin Onan:
Gerçek şu ki, kıyamet saati yaklaşarak gelmektedir, onda şüphe yoktur. Gerçekten Tanrı kabirlerde olanları diriltecektir.
Ali Fikri Yavuz:
(Bir de beyan edilen yukardaki delillerle bilesiniz ki), kıyamet muhakkak gelecektir, bunda hiç şüphe yoktur
Portekizce:
E a Hora chegará indubitavelmente, e Deus ressuscitará aqueles que estiverem nos sepulcros.
İsveççe:
Den Yttersta stunden kommer - detta är höjt över allt tvivel - och Gud skall låta alla som vilar i sina gravar återuppstå.
Farsça:
و اینکه قیامت آمدنی است، هیچ شکی در آن نیست، و اینکه خدا کسانی را که در گورهایند، برمی انگیزد.
Kürtçe:
وەبەڕاستی قیامەت دێت (وبەرپا دەبێت) گومانی تێدا نیە ودڵنیاش بن خوا زیندووی دەکاتەوە ھەموو ئەوکەسانەی لەناو گۆڕەکاندا (مردوون)
Özbekçe:
Ва, албатта, (қиёмат) соати келгувчидир, бунга шубҳа йўқ. Ва, албатта, Аллоҳ қабрлардаги кимсаларни тирилтирур.
Malayca:
Dan bahawa sesungguhnya hari kiamat itu tetap akan datang, tidak ada sebarang syak padanya, dan bahawa sesungguhnya Allah akan membangkitkan (menghidupkan semula) orang-orang yang di dalam kubur.
Arnavutça:
dhe, nga se, me të vërtetë, Dita e Kijametit do të vijë. Për të, s’ka dyshim dhe që, në të vërtetë, Perëndia, do t’i ringjallë ata që janë në varre.
Bulgarca:
И защото Часът непременно ще настъпи. Няма съмнение в това. И ще възкреси Аллах онези, които са в гробовете.
Sırpça:
и што ће Час оживљења да дође, у то нема сумње, и што ће Аллах да оживи оне у гробовима.
Çekçe:
a že Hodina přijde a není o ní pochyby žádné a že Bůh vzkřísí ty, kdož v hrobech jsou.
Urduca:
اور یہ (اِس بات کی دلیل ہے) کہ قیامت کی گھڑی آ کر رہے گی، اس میں کسی شک کی گنجائش نہیں، اور اللہ ضرور اُن لوگوں کو اٹھائے گا جو قبروں میں جا چکے ہیں
Tacikçe:
Ва низ қиёмат хоҳад омад, шаке дар он нест. Ва Худо ҳамаи касонеро, ки дар гӯрҳо ҳастанд, зинда мекунад.
Tatarca:
Тәхкыйк кыямәт килүчедер, аның килүендә һич шик юк, әлбәттә, Аллаһ кабердәге үлекләрне кубарыр.
Endonezyaca:
dan sesungguhnya hari kiamat itu pastilah datang, tak ada keraguan padanya; dan bahwasanya Allah membangkitkan semua orang di dalam kubur.
Amharca:
ሰዓቲቱም መጪ ፣ በእርሷ ፈጽሞ ጥርጣሬ የሌለባት በመሆኗ፣ አላህም በመቃብሮች ውስጥ ያለን ሁሉ የሚቀሰቅስ በመሆኑ ነው፡፡
Tamilce:
இன்னும், நிச்சயமாக மறுமை நிகழும். அதில் அறவே சந்தேகம் இல்லை; மேலும், நிச்சயமாக அல்லாஹ், புதைக்குழிகளில் உள்ளவர்களை எழுப்புவான் (என்பதை நீங்கள் தெளிவாக அறிவதற்காக ஆகும்).
Korece:
의심할바 없는 종말이 오면 하나님께서는 무덤속에 있는 자들 을 부활 시키니라
Vietnamca:
Quả thật, Giờ Tận Thế đang đến, điều đó không có gì phải hoài nghi, và Allah sẽ phục sinh tất cả những ai trong mộ.
Ayet Linkleri: