Arapça:
ثُمَّ كَانَ عَاقِبَةَ الَّذِينَ أَسَاءُوا السُّوأَىٰ أَن كَذَّبُوا بِآيَاتِ اللَّهِ وَكَانُوا بِهَا يَسْتَهْزِئُونَ
Çeviriyazı:
ŝümme kâne `âḳibete-lleẕîne esâü-ssûâ en keẕẕebû biâyâti-llâhi vekânû bihâ yestehziûn.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Sonra o kötülük edenlerin sonu çok kötü oldu. Çünkü onlar, Allah'ın âyetlerini yalan saydılar ve onlarla alay ediyorlardı.
Diyanet İşleri:
Sonra Allah'ın ayetlerini yalan sayıp, onları alaya alarak kötülük yapanların sonu pek kötü oldu.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Sonra da Allah'ın delillerini yalanladıkları ve onlarla alay ettikleri için o kötülük edenlerin sonu kötü oldu gitti.
Şaban Piriş:
Sonra, Allah’ın ayetlerini yalanlayarak ve onu eğlence edinerek kötülükler yapanların akibeti de kötü olmuştur.
Edip Yüksel:
Kötülük işleyenlerin sonu kötü oldu. Çünkü ALLAH'ın ayet ve mucizelerini yalanladılar ve onlarla eğlendiler.
Ali Bulaç:
Sonra kötülük yapanların uğradıkları son, Allah'ın ayetlerini yalanlamaları ve alay konusu edinmeleri dolayısıyla çok kötü oldu.
Suat Yıldırım:
Sonra, o fenalık yapanların âkıbetleri, en fena bir âkıbet oldu.Çünkü Allah'ın âyetlerini yalan saydılar.Bir taraftan da onlarla eğleniyorlardı. [6,110, 61,5; 5,49]
Ömer Nasuhi Bilmen:
Sonra fenalık yapanların akibeti, pek fena oldu. Çünkü Allah´ın âyetlerini tekzîp ettiler ve onlar ile istihzâda bulunur olmuşlardı.
Yaşar Nuri Öztürk:
Sonra o çirkinlik ve kötülük sergileyenlerin sonu, çirkinlik ve kötülüğün en beteri oldu. Çünkü Allah'ın ayetlerini yalanlamışlardı ve o ayetlerle alay ediyorlardı.
Bekir Sadak:
Inkar edip, ayetlerimizi ve ahirette Bana kavusmayi yalanlayanlara gelince, iste onlar azabla yuzyuze birakilirlar.
İbni Kesir:
Nihayet Allah´ın ayetlerini tekzib edip onları alaya alarak kötülük edenlerin akıbeti çok kötü oldu.
Adem Uğur:
Sonunda, Allah´ın âyetlerini yalan sayarak ve onları alaya alarak kötülük yapanların âkıbetleri pek fena oldu.
İskender Ali Mihr:
Sonra fenalık yapanların akıbetleri, Allah´ın âyetlerini tekzip etmeleri (yalanlamaları) ve onunla alay etmiş olmaları sebebiyle çok kötü oldu.
Celal Yıldırım:
Sonra da kötülük İşleyip onu huy edinenlerin sonu (ne fena olmuştur). Çünkü onlar Allah´ın âyetlerini yalanlamışlar ve onunla alay etmişlerdi.
Tefhim ul Kuran:
Sonra kötülük yapanların uğradıkları son, Allah´ın ayetlerini yalan saymaları ve onları alay konusu edinmeleri dolayısıyla çok kötü oldu.
Fransızca:
Puis, mauvaise fut la fin de ceux qui faisaient le mal, ayant traité de mensonges les versets d'Allah et les ayant raillés.
İspanyolca:
Y el fin de los que obraron mal fue el peor, porque desmintieron los signos de Alá y se burlaron de ellos.
İtalyanca:
E fu triste il destino di quelli che fecero il male, smentirono i segni di Allah e li schernirono.
Almanca:
Dann war das Anschließende derjenigen, die schlecht handelten, das Schlechte, da sie ALLAHs Ayat ableugneten und sie zu verspotten pflegten.
Çince:
然后恶报乃作恶者的结局,因为他们否认真主的迹象,而且加以嘲笑。
Hollandaca:
En het einde van hen, die snood gehandeld hadden, was slecht, omdat zij Gods teekens van valschheid beschuldigden en bespotten.
Rusça:
Концом тех, кто творил зло, стало зло, потому что они сочли ложью знамения Аллаха и насмехались над ними.
Somalice:
markaasay noqotay cidhibtii kuwii xumaanta falay, xumaan iyo (Jahannamo) beenintay aayadaha Eebe beeniyeen darteed, waxayna ahaayeen kuwo aayadaha ku jees jeesa.
Swahilice:
Kisha ulikuwa mwisho wa walio fanya ubaya ni kuzikanusha Ishara za Mwenyezi Mungu, na wakawa wanazifanyia maskhara.
Uygurca:
ئاندىن يامان ئىش قىلغانلارنىڭ ئاقىۋىتى ئەڭ يامان بولىدۇ، چۈنكى ئۇلار اﷲ نىڭ ئايەتلىرىنى ئىنكار قىلغان ۋە مەسخىرە قىلغان كىشىلەردۇر
Japonca:
所詮悪行の徒の最後は悪い。それはかれらがアッラーの印を虚偽であるとし,それを愚弄していたためである。
Arapça (Ürdün):
ثم كان عاقبة الذين أساءُوا السُّوأى» تأنيث الأسوأ: الأقبح خبر كان على رفع عاقبة واسم كان على نصب عاقبة، والمراد بها جهنم وإساءتهم «أن» أي: بأن «كذبوا بآيات الله» القرآن «وكانوا بها يستهزءُون».
Hintçe:
फिर जिन लोगों ने बुराई की थी उनका अन्जाम बुरा ही हुआ क्योंकि उन लोगों ने ख़ुदा की आयतों को झुठलाया था और उनके साथ मसखरा पन किया किए
Tayca:
แล้วบั้นปลายของบรรดาผู้กระทำความชั่วก็คือความชั่ว โดยที่พวกเขาปฏิเสธต่อสัญญาณทั้งหลายของอัลลอฮฺและพวกเขาเย้ยหยันมัน
İbranice:
אז היה סופם של עושי הרע, המר ביותר, מפני שהם התכחשו באותות של אלוהים והיו בהם מזלזלים
Hırvatça:
A onda, završetak onih koji su zlo činili bio je- i bit će- najužasnija kazna, zato što su Allahove riječi poricali i što su ih ruglu izvrgavali.
Rumence:
Sfârşitul celor care-au făcut rău a fost rău, căci ei au socotit semnele lui Dumnezeu minciuni şi le-au luat în derâdere.
Transliteration:
Thumma kana AAaqibata allatheena asaoo alssooa an kaththaboo biayati Allahi wakanoo biha yastahzioona
Türkçe:
Sonra o çirkinlik ve kötülük sergileyenlerin sonu, çirkinlik ve kötülüğün en beteri oldu. Çünkü Allah'ın ayetlerini yalanlamışlardı ve o ayetlerle alay ediyorlardı.
Sahih International:
Then the end of those who did evil was the worst [consequence] because they denied the signs of Allah and used to ridicule them.
İngilizce:
In the long run evil in the extreme will be the End of those who do evil; for that they rejected the Signs of Allah, and held them up to ridicule.
Azerbaycanca:
Sonra da Allahın ayələrini yalan hesab edib onları məsxərəyə qoymaqla pislik edənlərin aqibəti lap pis oldu!
Süleyman Ateş:
Sonra kötülük edenlerin sonu çok kötü oldu. Çünkü Allah'ın ayetlerini yalanladılar. Ve onlarla alay ediyorlardı.
Diyanet Vakfı:
Sonunda, Allah'ın ayetlerini yalan sayarak ve onları alaya alarak kötülük yapanların akıbetleri pek fena oldu.
Erhan Aktaş:
Sonra, Allah’ın âyetlerini yalanlayıp, alaya alarak kötülük yapanların sonları çok kötü oldu.
Kral Fahd:
Sonunda, Allah’ın âyetlerini yalan sayarak ve onları alaya alarak kötülük yapanların âkıbetleri pek fena oldu.
Hasan Basri Çantay:
Sonra kötülük eden (o ümmet) lerin aakıbeti ateş oldu. Çünkü onlar Allahın âyetlerini tekzîb etmişlerdi. Onları eğlenceye alıyorlardı.
Muhammed Esed:
Ve bir kez daha (söyleyelim:) Allah´ın mesajlarını yalanlayarak ve onları alaya alıp eğlenerek kötülük işleyenlerin sonu hüsran olacaktır.
Gültekin Onan:
Sonra, kötülük yapanların uğradıkları son, Tanrı´nın ayetlerini yalanlamaları ve alay konusu edinmeleri dolayısıyla çok kötü oldu.
Ali Fikri Yavuz:
Sonra fenalık yapanların akıbeti cehennem oldu. Çünkü onlar Allah’ın ayetlerini yalanlamışlardı ve onları eğlenceye alıyorlardı.
Portekizce:
E o destino daqueles que cometeram o mal será pior, pois desmentiram os versículos de Deus e deles escarneceram!
İsveççe:
Dessa förövare av det onda drabbades till sist av det svåraste av alla straff [- helvetets eld -] därför att de kallade Våra budskap för lögn och gjorde sig lustiga över dem.
Farsça:
آن گاه بدترین سرانجام، سرانجام کسانی بود که مرتکب زشتی شدند به سبب اینکه آیات خدا را تکذیب کردند و همواره آنها را به مسخره می گرفتند.
Kürtçe:
پاشان چارەنووسی ئەوانەی کەتاوان و خراپەیان کرد سەخترین سزایە (کەدۆزەخە) لەبەر ئەوەی باوڕیان نەھێنا بە ئایەتەکانی خوا و ھەمیشە گاڵتەیان پێ دەکرد
Özbekçe:
Сўнгра ёмонлик қилганларнинг оқибати Аллоҳнинг оятларини ёлғонга чиқарганлари ва уларни истеҳзо қилганлари учун ёмон бўлди.
Malayca:
Sesudah dibinasakan di dunia maka akibat orang-orang yang melakukan kejahatan itu ialah seburuk-buruk azab (di akhirat kelak), disebabkan mereka mendustakan ayat-ayat keterangan Allah dan sentiasa mempersendakannya.
Arnavutça:
Pastaj, përfundimi i atyre që punuan keq, qe e keqja e madhe, ngase i përgënjeshtronin ajetet e Perëndisë dhe talleshin me to.
Bulgarca:
После лош ще бъде краят за онези, които злосторстват, защото взимат за лъжа знаменията на Аллах и им се подиграват.
Sırpça:
А онда, завршетак оних који су чинили зло био је најужаснија казна, зато што су порицали Аллахове речи и што су их извргавали руглу.
Çekçe:
A konec těch, kdož zlo činili, bude pak ještě horší, neboť za lživá znamení Boží prohlašovali a posměšky si z nich tropili.
Urduca:
آ خرکار جن لوگوں نے بُرائیاں کی تھیں ان کا انجام بہت برا ہوا، اس لیے کہ انہوں نے اللہ کی آیات کو جھٹلایا تھا اور وہ ان کا مذاق اڑاتے تھے
Tacikçe:
Сипас оқибати он касон, ки корҳои бад карданд, ногувортар буд. Зеро инҳо оёти Худоро дурӯғ бароварданд ва онҳоро ба масхара гирифтанд.
Tatarca:
Соңра явызларның ахыр хәле барачак җире бик явыз җәһәннәм булды, алар Аллаһуның аятьләрен ялганга тоттылар һәм аятьләрдән көләр булдылар.
Endonezyaca:
Kemudian, akibat orang-orang yang mengerjakan kejahatan adalah (azab) yang lebih buruk, karena mereka mendustakan ayat-ayat Allah dan mereka selalu memperolok-oloknya.
Amharca:
ከዚያም የእነዚያ ያጠፉት ሰዎች መጨረሻ በአላህ አንቀጾች በማስተባበላቸውና በእርሷ የሚሳለቁ በመኾናቸው ምክንያት መጥፎ ቅጣት ሆነች፡፡
Tamilce:
பிறகு, தீமை செய்தவர்களின் முடிவு மிக தீயதாகவே ஆகிவிட்டது. ஏனெனில், அவர்கள் அல்லாஹ்வின் அத்தாட்சிகளை பொய்ப்பித்தனர். இன்னும், அவற்றைக் கேலி செய்பவர்களாக இருந்தனர்.
Korece:
악은 악을 저지른자의 말로이니 그들은 하나님의 말씀을 부정하였고 조롱하였노라
Vietnamca:
Rồi những kẻ làm điều xấu sẽ gặp phải hậu quả xấu bởi vì họ đã phủ nhận các Lời Mặc Khải của Allah và đã mang chúng ra giễu cợt.
Ayet Linkleri: