Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

26

Sûredeki Ayet No: 

61

Ayet No: 

2993

Sayfa No: 

370

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

فَلَمَّا تَرَاءَى الْجَمْعَانِ قَالَ أَصْحَابُ مُوسَىٰ إِنَّا لَمُدْرَكُونَ

Çeviriyazı: 

felemmâ terâe-lcem`âni ḳâle aṣḥâbü mûsâ innâ lemüdrakûn.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

İki topluluk birbirini görünce, Musa'nın adamları "Eyvah, yakalandık! dediler.

Diyanet İşleri: 

İki topluluk birbirini gördüğünde, Musa'nın adamları: "İşte yakalandık" dediler.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

İki topluluk da birbirini görünce Musa'nın arkadaşları dediler ki: Mutlaka bize yetişecekler.

Şaban Piriş: 

İki topluluk birbirini görünce, Musa’nın arkadaşları: İşte bize yetiştiler, dediler.

Edip Yüksel: 

Her iki topluluk birbirini görünce, Musa'nın arkadaşları, "İşte yakalanıyoruz," dediler.

Ali Bulaç: 

İki topluluk birbirini gördükleri zaman Musa'nın adamları: "Gerçekten yakalandık" dediler.

Suat Yıldırım: 

İki topluluk birbirini görecek kadar yaklaşınca Mûsâ'nın arkadaşları: “Eyvah! Bize yetiştiler!” dediler.

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Vaktâ ki, iki tâife birbirini gördü. Mûsa´nın ashâbı dedi ki: «Şüphe yok, bizler elbette yetişilmiş (yakalanmış)leriz.

Yaşar Nuri Öztürk: 

İki topluluk birbirini görecek hale gelince, Mûsa'nın adamları seslendi: "İşte şimdi yakalandık!"

Bekir Sadak: 

Bunda suphesiz ders vardir, ama cogu inanmamistir.

İbni Kesir: 

İki topluluk karşı karşıya geldiğinde, Musa´nın arkadaşları dediler ki: Gerçekten biz, yakalandık.

Adem Uğur: 

İki topluluk birbirini görünce, Musa´nın adamları: İşte yakalandık! dediler.

İskender Ali Mihr: 

İki topluluk birbirini gördüğü zaman, Musa (A.S)´ın ashabı, “Gerçekten bize yetiştiler.” dediler.

Celal Yıldırım: 

İki topluluk birbirini görünce, Musa´nın arkadaşları, «eyvah ! Elbette yetişilmekteyiz» dediler.

Tefhim ul Kuran: 

İki topluluk birbirini gördükleri zaman, Musa´nın adamları: «Gerçekten yakalandık» dediler.

Fransızca: 

Puis, quand les deux partis se virent, les compagnons de Moïse dirent : "Nous allons être rejoints".

İspanyolca: 

Cuando los dos grupos se divisaron, dijeron los compañeros de Moisés: «¡Nos ha alcanzado!»

İtalyanca: 

Quando le due schiere si avvistarono, i compagni di Mosè dissero: «Saremo raggiunti!».

Almanca: 

und als beide Gruppierungen sich gegenseitig sahen, sagten die Weggenossen von Musa: "Gewiß, wir werden doch noch eingeholt:"

Çince: 

当两军相望的时候,穆萨的同伙们说:我们势必要被敌人追上。

Hollandaca: 

En toen de beide legers in elkanders gezicht waren gekomen, zeiden de makkers van Mozes: Wij zullen zekerlijk worden overwonnen.

Rusça: 

Когда два сборища увидели друг друга, сподвижники Мусы (Моисея) сказали: "Нас непременно настигнут".

Somalice: 

Markay isu Muuqdeen Labadii Kooxood waxay Dheheen Asaxaabtii Nabi Muuse Inaga waa Layna Haleelay.

Swahilice: 

Na yalipo onana majeshi mawili haya, watu wa Musa wakasema: Hakika sisi bila ya shaka tumepatikana!

Uygurca: 

ئىككى توپ (يەنى پىرئەۋن توپى بىلەن مۇسا ئەلەيھىسسالامنىڭ توپى) بىر - بىرىنى كۆرۈپ تۇرۇشقان چاغدا، مۇسانىڭ ئادەملىرى: «ئۇلار: (يەنى پىرئەۋن بىلەن قوشۇنى) بىزگە چوقۇم يېتىشىۋالىدىغان بولدى» دېدى

Japonca: 

両者が互いに姿が見えるようになると,ムーサーの仲間は言った。「わたしたちは,必ず追いつかれるであろう。」

Arapça (Ürdün): 

«فلما تراءى الجمعان» رأى كل منهما الآخر «قال أصحاب موسى إنا لمدركون» يدركنا جمع فرعون ولا طاقة لنا به.

Hintçe: 

और उन लोगों ने सूरज निकलते उनका पीछा किया तो जब दोनों जमाअतें (इतनी करीब हुयीं कि) एक दूसरे को देखने लगी तो मूसा के साथी (हैरान होकर) कहने लगे

Tayca: 

ครั้นเมื่อแต่ละฝ่ายได้มองเห็นกัน พวกพ้องของมูซาได้กล่าวว่า “ท้จริงเราถูกตามทันแล้ว”

İbranice: 

וכאשר ראו שני המחנות זה את זה, אמרו אנשיו של משה: 'הם עומדים להשיג אותנו

Hırvatça: 

pa kad jedni druge ugledaše, drugovi Musaovi povikaše: "Doista smo gotovi!"

Rumence: 

Când cele două gloate se zăriră, soţii lui Moise spuseră: “Suntem ajunşi din urmă!”

Transliteration: 

Falamma taraa aljamAAani qala ashabu moosa inna lamudrakoona

Türkçe: 

İki topluluk birbirini görecek hale gelince, Mûsa'nın adamları seslendi: "İşte şimdi yakalandık!"

Sahih International: 

And when the two companies saw one another, the companions of Moses said, "Indeed, we are to be overtaken!"

İngilizce: 

And when the two bodies saw each other, the people of Moses said: "We are sure to be overtaken."

Azerbaycanca: 

İki dəstə (tayfa) bir-biri ilə qarşılaşdığı zaman Musanın camaatı dedi: “(İşimiz bitdi!) Artıq yaxalandıq!”

Süleyman Ateş: 

İki topluluk (yaklaşıp) birbirini görünce Musa'nın adamları: "İşte yakalandık!" dediler.

Diyanet Vakfı: 

İki topluluk birbirini görünce, Musa'nın adamları: İşte yakalandık! dediler.

Erhan Aktaş: 

İki topluluk birbirini görünce, Mûsâ’nın taraftarları, “İşte şimdi yakalandık.” dediler.

Kral Fahd: 

İki topluluk birbirini görünce, Musa'nın adamları: "İşte yakalandık!" dediler.

Hasan Basri Çantay: 

Vaktaki artık iki ordu birbirini görmüşdü. Muusânın ashaabı dedi ki: «Muhakkak erişilib yakalandık».

Muhammed Esed: 

İki topluluk birbirinin görüş alanına girdiklerinde Musa´nın yandaşları: "İşte yakalandık!" dediler.

Gültekin Onan: 

İki topluluk birbirini gördükleri zaman Musa´nın adamları: &quot

Ali Fikri Yavuz: 

Vakta ki, iki topluluk (İsraîloğulları ile Firavun’un kıpt kavmi) birbirini görüp karşılaştı, Mûsa’nın ashabı “Yakalandık” dediler.

Portekizce: 

E quando as duas legiões se avistaram, os companheiros de Moisés disseram: Sem dúvida seremos apanhados!

İsveççe: 

och när de två människohoparna kom inom synhåll för varandra, ropade de som tågade med Moses: "De kommer att hinna ifatt oss [och göra slut på oss]!"

Farsça: 

چون آن دو گروه یکدیگر را دیدند، اصحاب موسی گفتند: حتماً ما به چنگ آنان خواهیم افتاد.

Kürtçe: 

ئەمجا کاتێک دوو کۆمەڵەکە چاویان بەیەکتر کەوت ھاوەڵەکانی موسا ووتیان بێگومان ئێمە گیراوین، (پێمان دەگەن)

Özbekçe: 

Икки жамоат бир-бирларини кўрган чоғида, Мусонинг одамлари: «Энди қўлга тушдик», дедилар.

Malayca: 

Setelah kedua-dua kumpulan itu nampak satu sama lain, berkatalah orang-orang Nabi Musa: "Sesungguhnya kita akan dapat ditawan".

Arnavutça: 

e kur e panë njëra-tjetrën shokët e Musait thirrën: “Me të vërtetë, na zunë ushtarët e Faraonit!”

Bulgarca: 

И когато двете множества се съгледаха, спътниците на Муса рекоха: “Ние сме настигнати.”

Sırpça: 

па кад једни друге угледаше, Мојсијеви другови повикаше: “Сустиће нас сигурно!”

Çekçe: 

Když obě skupiny se spatřily, druhové Mojžíšovi zvolali: 'Teď vskutku dostiženi jsme!'

Urduca: 

جب دونوں گروہوں کا آمنا سامنا ہوا تو موسیٰؑ کے ساتھی چیخ اٹھے کہ "ہم تو پکڑے گئے"

Tacikçe: 

Чун он ду гурӯҳ якдигарро диданд, ёрони Мӯсо гуфтанд: «Гирифтор омадем!»

Tatarca: 

Фиргаун гаскәре белән Муса гаскәре бер-берсен күргәннәре заманда, Муса гаскәреннән берсе куркып: "Фиргаун артыбыздан җитте, тәхкыйк куылып тотылдык", – диде.

Endonezyaca: 

Maka setelah kedua golongan itu saling melihat, berkatalah pengikut-pengikut Musa: "Sesungguhnya kita benar-benar akan tersusul".

Amharca: 

ሁለቱ ጭፍሮችም በተያዩ ጊዜ የሙሳ ጓዶች «እኛ(የፈርዖን ሰዎች) የሚደርሱብን ነን» አሉ፡፡

Tamilce: 

ஆக, இரண்டு படைகளும் ஒருவரை ஒருவர் பார்த்தபோது மூஸாவின் தோழர்கள், “நிச்சயமாக நாங்கள் பிடிக்கப்பட்டோம்” என்று கூறினார்கள்.

Korece: 

쌍방이 서로 보았더라 이때 모세의 추종자들이 고함을 지르며 우리가 패배하고 있습니다

Vietnamca: 

Khi hai đoàn người đối diện nhau, các tông đồ của Musa nói: “Chắc chắn chúng ta sẽ bị đuổi kịp.”