Arapça:
فَلَمَّا تَرَاءَى الْجَمْعَانِ قَالَ أَصْحَابُ مُوسَىٰ إِنَّا لَمُدْرَكُونَ
Çeviriyazı:
felemmâ terâe-lcem`âni ḳâle aṣḥâbü mûsâ innâ lemüdrakûn.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
İki topluluk birbirini görünce, Musa'nın adamları "Eyvah, yakalandık! dediler.
Diyanet İşleri:
İki topluluk birbirini gördüğünde, Musa'nın adamları: "İşte yakalandık" dediler.
Abdulbakî Gölpınarlı:
İki topluluk da birbirini görünce Musa'nın arkadaşları dediler ki: Mutlaka bize yetişecekler.
Şaban Piriş:
İki topluluk birbirini görünce, Musa’nın arkadaşları: İşte bize yetiştiler, dediler.
Edip Yüksel:
Her iki topluluk birbirini görünce, Musa'nın arkadaşları, "İşte yakalanıyoruz," dediler.
Ali Bulaç:
İki topluluk birbirini gördükleri zaman Musa'nın adamları: "Gerçekten yakalandık" dediler.
Suat Yıldırım:
İki topluluk birbirini görecek kadar yaklaşınca Mûsâ'nın arkadaşları: “Eyvah! Bize yetiştiler!” dediler.
Ömer Nasuhi Bilmen:
Vaktâ ki, iki tâife birbirini gördü. Mûsa´nın ashâbı dedi ki: «Şüphe yok, bizler elbette yetişilmiş (yakalanmış)leriz.
Yaşar Nuri Öztürk:
İki topluluk birbirini görecek hale gelince, Mûsa'nın adamları seslendi: "İşte şimdi yakalandık!"
Bekir Sadak:
Bunda suphesiz ders vardir, ama cogu inanmamistir.
İbni Kesir:
İki topluluk karşı karşıya geldiğinde, Musa´nın arkadaşları dediler ki: Gerçekten biz, yakalandık.
Adem Uğur:
İki topluluk birbirini görünce, Musa´nın adamları: İşte yakalandık! dediler.
İskender Ali Mihr:
İki topluluk birbirini gördüğü zaman, Musa (A.S)´ın ashabı, “Gerçekten bize yetiştiler.” dediler.
Celal Yıldırım:
İki topluluk birbirini görünce, Musa´nın arkadaşları, «eyvah ! Elbette yetişilmekteyiz» dediler.
Tefhim ul Kuran:
İki topluluk birbirini gördükleri zaman, Musa´nın adamları: «Gerçekten yakalandık» dediler.
Fransızca:
Puis, quand les deux partis se virent, les compagnons de Moïse dirent : "Nous allons être rejoints".
İspanyolca:
Cuando los dos grupos se divisaron, dijeron los compañeros de Moisés: «¡Nos ha alcanzado!»
İtalyanca:
Quando le due schiere si avvistarono, i compagni di Mosè dissero: «Saremo raggiunti!».
Almanca:
und als beide Gruppierungen sich gegenseitig sahen, sagten die Weggenossen von Musa: "Gewiß, wir werden doch noch eingeholt:"
Çince:
当两军相望的时候,穆萨的同伙们说:我们势必要被敌人追上。
Hollandaca:
En toen de beide legers in elkanders gezicht waren gekomen, zeiden de makkers van Mozes: Wij zullen zekerlijk worden overwonnen.
Rusça:
Когда два сборища увидели друг друга, сподвижники Мусы (Моисея) сказали: "Нас непременно настигнут".
Somalice:
Markay isu Muuqdeen Labadii Kooxood waxay Dheheen Asaxaabtii Nabi Muuse Inaga waa Layna Haleelay.
Swahilice:
Na yalipo onana majeshi mawili haya, watu wa Musa wakasema: Hakika sisi bila ya shaka tumepatikana!
Uygurca:
ئىككى توپ (يەنى پىرئەۋن توپى بىلەن مۇسا ئەلەيھىسسالامنىڭ توپى) بىر - بىرىنى كۆرۈپ تۇرۇشقان چاغدا، مۇسانىڭ ئادەملىرى: «ئۇلار: (يەنى پىرئەۋن بىلەن قوشۇنى) بىزگە چوقۇم يېتىشىۋالىدىغان بولدى» دېدى
Japonca:
両者が互いに姿が見えるようになると,ムーサーの仲間は言った。「わたしたちは,必ず追いつかれるであろう。」
Arapça (Ürdün):
«فلما تراءى الجمعان» رأى كل منهما الآخر «قال أصحاب موسى إنا لمدركون» يدركنا جمع فرعون ولا طاقة لنا به.
Hintçe:
और उन लोगों ने सूरज निकलते उनका पीछा किया तो जब दोनों जमाअतें (इतनी करीब हुयीं कि) एक दूसरे को देखने लगी तो मूसा के साथी (हैरान होकर) कहने लगे
Tayca:
ครั้นเมื่อแต่ละฝ่ายได้มองเห็นกัน พวกพ้องของมูซาได้กล่าวว่า “ท้จริงเราถูกตามทันแล้ว”
İbranice:
וכאשר ראו שני המחנות זה את זה, אמרו אנשיו של משה: 'הם עומדים להשיג אותנו
Hırvatça:
pa kad jedni druge ugledaše, drugovi Musaovi povikaše: "Doista smo gotovi!"
Rumence:
Când cele două gloate se zăriră, soţii lui Moise spuseră: “Suntem ajunşi din urmă!”
Transliteration:
Falamma taraa aljamAAani qala ashabu moosa inna lamudrakoona
Türkçe:
İki topluluk birbirini görecek hale gelince, Mûsa'nın adamları seslendi: "İşte şimdi yakalandık!"
Sahih International:
And when the two companies saw one another, the companions of Moses said, "Indeed, we are to be overtaken!"
İngilizce:
And when the two bodies saw each other, the people of Moses said: "We are sure to be overtaken."
Azerbaycanca:
İki dəstə (tayfa) bir-biri ilə qarşılaşdığı zaman Musanın camaatı dedi: “(İşimiz bitdi!) Artıq yaxalandıq!”
Süleyman Ateş:
İki topluluk (yaklaşıp) birbirini görünce Musa'nın adamları: "İşte yakalandık!" dediler.
Diyanet Vakfı:
İki topluluk birbirini görünce, Musa'nın adamları: İşte yakalandık! dediler.
Erhan Aktaş:
İki topluluk birbirini görünce, Mûsâ’nın taraftarları, “İşte şimdi yakalandık.” dediler.
Kral Fahd:
İki topluluk birbirini görünce, Musa'nın adamları: "İşte yakalandık!" dediler.
Hasan Basri Çantay:
Vaktaki artık iki ordu birbirini görmüşdü. Muusânın ashaabı dedi ki: «Muhakkak erişilib yakalandık».
Muhammed Esed:
İki topluluk birbirinin görüş alanına girdiklerinde Musa´nın yandaşları: "İşte yakalandık!" dediler.
Gültekin Onan:
İki topluluk birbirini gördükleri zaman Musa´nın adamları: "
Ali Fikri Yavuz:
Vakta ki, iki topluluk (İsraîloğulları ile Firavun’un kıpt kavmi) birbirini görüp karşılaştı, Mûsa’nın ashabı “Yakalandık” dediler.
Portekizce:
E quando as duas legiões se avistaram, os companheiros de Moisés disseram: Sem dúvida seremos apanhados!
İsveççe:
och när de två människohoparna kom inom synhåll för varandra, ropade de som tågade med Moses: "De kommer att hinna ifatt oss [och göra slut på oss]!"
Farsça:
چون آن دو گروه یکدیگر را دیدند، اصحاب موسی گفتند: حتماً ما به چنگ آنان خواهیم افتاد.
Kürtçe:
ئەمجا کاتێک دوو کۆمەڵەکە چاویان بەیەکتر کەوت ھاوەڵەکانی موسا ووتیان بێگومان ئێمە گیراوین، (پێمان دەگەن)
Özbekçe:
Икки жамоат бир-бирларини кўрган чоғида, Мусонинг одамлари: «Энди қўлга тушдик», дедилар.
Malayca:
Setelah kedua-dua kumpulan itu nampak satu sama lain, berkatalah orang-orang Nabi Musa: "Sesungguhnya kita akan dapat ditawan".
Arnavutça:
e kur e panë njëra-tjetrën shokët e Musait thirrën: “Me të vërtetë, na zunë ushtarët e Faraonit!”
Bulgarca:
И когато двете множества се съгледаха, спътниците на Муса рекоха: “Ние сме настигнати.”
Sırpça:
па кад једни друге угледаше, Мојсијеви другови повикаше: “Сустиће нас сигурно!”
Çekçe:
Když obě skupiny se spatřily, druhové Mojžíšovi zvolali: 'Teď vskutku dostiženi jsme!'
Urduca:
جب دونوں گروہوں کا آمنا سامنا ہوا تو موسیٰؑ کے ساتھی چیخ اٹھے کہ "ہم تو پکڑے گئے"
Tacikçe:
Чун он ду гурӯҳ якдигарро диданд, ёрони Мӯсо гуфтанд: «Гирифтор омадем!»
Tatarca:
Фиргаун гаскәре белән Муса гаскәре бер-берсен күргәннәре заманда, Муса гаскәреннән берсе куркып: "Фиргаун артыбыздан җитте, тәхкыйк куылып тотылдык", – диде.
Endonezyaca:
Maka setelah kedua golongan itu saling melihat, berkatalah pengikut-pengikut Musa: "Sesungguhnya kita benar-benar akan tersusul".
Amharca:
ሁለቱ ጭፍሮችም በተያዩ ጊዜ የሙሳ ጓዶች «እኛ(የፈርዖን ሰዎች) የሚደርሱብን ነን» አሉ፡፡
Tamilce:
ஆக, இரண்டு படைகளும் ஒருவரை ஒருவர் பார்த்தபோது மூஸாவின் தோழர்கள், “நிச்சயமாக நாங்கள் பிடிக்கப்பட்டோம்” என்று கூறினார்கள்.
Korece:
쌍방이 서로 보았더라 이때 모세의 추종자들이 고함을 지르며 우리가 패배하고 있습니다
Vietnamca:
Khi hai đoàn người đối diện nhau, các tông đồ của Musa nói: “Chắc chắn chúng ta sẽ bị đuổi kịp.”
Ayet Linkleri: