Arapça:
أَفَلَمْ يَدَّبَّرُوا الْقَوْلَ أَمْ جَاءَهُم مَّا لَمْ يَأْتِ آبَاءَهُمُ الْأَوَّلِينَ
Çeviriyazı:
efelem yeddebberü-lḳavle em câehüm mâ lem ye'ti âbâehümü-l'evvelîn.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Onlar bu sözü (Kur'ân'ı) hiç düşünmediler mi? Yoksa kendilerine, daha önce geçmişteki atalarına gelmeyen bir şey mi geldi?
Diyanet İşleri:
Söyleneni hiç düşünmezler mi? Yoksa onlara, ilk atalarına gelmeyen bir şey mi geldi?
Abdulbakî Gölpınarlı:
Şu Kur'an'ı bir iyice düşünmezler mi, yoksa evvelce gelip geçen atalarına gelmeyen bir şey mi geldi onlara?
Şaban Piriş:
Bu sözü (Kur'an'ı) hiç düşünmediler mi? Yoksa onlara, önceki atalarına gelmemiş bir şey mi geldi?
Edip Yüksel:
Onlar bu sözü incelemediler mi, yoksa geçmiş atalarına gelmeyen bir şey mi kendilerine geldi?
Ali Bulaç:
Onlar, yine de o sözü (Kur'an'ı) gereği gibi düşünmediler mi, yoksa onlara, geçmişteki atalarına gelmeyen bir şey mi geldi?
Suat Yıldırım:
Peki onlar Allah'ın sözünü anlamaya çalışmadılar mı? Yoksa önce geçip gitmiş babalarına hiç gelmemiş olan, ömürlerinde ilk defa duydukları bir şeyle mi karşılaştılar?
Ömer Nasuhi Bilmen:
Ya o kelâmı hâlâ tefekkür etmezler mi? Yahut onlara evvelki atalarına gelmemiş bir şey mi gelmiş oldu?
Yaşar Nuri Öztürk:
Sözü gereğince düşünmediler de ondan mı, yoksa kendilerine ilk atalarına gelmeyen bir şey geldi diye mi?
Bekir Sadak:
23:73
İbni Kesir:
Söyleneni düşünmediler mi hiç? Yoksa onlara, daha önce geçen atalarına gelmeyen bir şey mi geldi?
Adem Uğur:
Onlar bu sözü (Kur´an´ı) hiç düşünmediler mi? Yoksa kendilerine, daha önce geçmişteki atalarına gelmeyen bir şey mi geldi?
İskender Ali Mihr:
Onlar hâlâ sözü düşünmediler mi (mânâsına varmadılar mı, anlamadılar mı)? Yoksa onlara, atalarına gelmemiş olan (bir şey) mi geldi?
Celal Yıldırım:
(İnen) sözü iyice düşünüp üzerinde durmuyorlar mı, yoksa kendilerine ilk atalarına gelmeyen şeyler mi gelmiştir ?
Tefhim ul Kuran:
Onlar, yine de o sözü (Kur´an´ı) gereği gibi düşünmediler mi, yoksa onlara, geçmişteki atalarına gelmeyen bir şey mi geldi?
Fransızca:
Ne méditent-ils donc pas sur la parole (le Coran) ? Ou est-ce que leur est venu ce qui n'est jamais venu à leurs premiers ancêtres ?
İspanyolca:
¿Es que no ponderan lo que se dice para ver si han recibido lo que sus antepasados no recibieron?
İtalyanca:
Non ne hanno dunque meditato le parole [di Allah]? Forse è giunto loro qualche cosa che mai era pervenuta ai loro antenati?
Almanca:
Haben sie etwa über das Vorgetragene nicht nachgedacht?! Oder kam etwa zu ihnen das, was zu ihren ersten Ahnen nicht kam?!
Çince:
他们没有熟思真言呢?还是没有降临他们的祖先的经典已降临他们呢?
Hollandaca:
Beschouwen zij dus niet aandachtig wat tot hen is gesproken, terwijl eene openbaring tot hen is gekomen, die niet tot hunne voorvaderen kwam?
Rusça:
Неужели они не задумываются над Словом? Или же к ним явилось то, что не приходило к их отцам?
Somalice:
Miyeyna Fiirinin Quraanka, mise waxaa u Yimid Waxaan U imaanin Aabayaalkoodii hore.
Swahilice:
Je, hawakuifikiri kauli, au yamewajia yasiyo wafikia baba zao wa zamani?
Uygurca:
ئۇلار (ھەق) كالام (يەنى ئۇلۇغ قۇرئان) ئۈستىدە چوڭقۇر پىكىر قىلمىدىمۇ؟ ياكى ئۇلارغا (اﷲ تەرىپىدىن) ئاتا - بوۋىلىرىغا كەلمىگەن (يېڭى) نەرسە كەلدىمۇ؟
Japonca:
かれらは,この御言葉を熟考しないのか。昔の祖先に起らなかったものが,かれらに起ると考えるのか。
Arapça (Ürdün):
«أفلم يدَّبروا» أصله يتدبروا فأدغمت التاء في الدال «القول» أي القرآن الدال على صدق النبي «أم جاءهم ما لم يأت آباءهم الأولين».
Hintçe:
उनके पास कोई ऐसी नयी चीज़ आयी जो उनके अगले बाप दादाओं के पास नहीं आयी थी
Tayca:
พวกเขามิได้พิจารณา พระดำรัสดอกหรือ ? หรือว่าได้มีมายังพวกเขา สิ่งที่มิได้มีมายังบรรพบุรุษของพวกเขารุ่นก่อน ๆ
İbranice:
וכי לא חשבו על הנאמר, או שמא בא אליהם שליח שלא בא אל אבותיהם הראשונים
Hırvatça:
Zašto oni o Govoru ne promisle, ili im je došlo nešto što nije dolazilo njihovim precima davnim?!
Rumence:
Ei nu cugetă la Cuvânt ori a venit la ei ceea ce nu a venit la strămoşii lor dintâi?
Transliteration:
Afalam yaddabbaroo alqawla am jaahum ma lam yati abaahumu alawwaleena
Türkçe:
Sözü gereğince düşünmediler de ondan mı, yoksa kendilerine ilk atalarına gelmeyen bir şey geldi diye mi?
Sahih International:
Then have they not reflected over the Qur'an, or has there come to them that which had not come to their forefathers?
İngilizce:
Do they not ponder over the Word (of Allah), or has anything (new) come to them that did not come to their fathers of old?
Azerbaycanca:
Məgər (müşriklər) kəlam (Allah kəlamı - Qur’an) haqqında düşünüb daşınmırlarmı? Yaxud onlara ulu babalarına (keçmiş ümmətlərinə) gəlməyən bir şey gəldi? (Onlar Qur’anın, Peyğəmbərin haqq olduğunu niyə anlamırlar? Məgər ulu babalarına İbrahim, İsmail, Musa kimi peyğəmbərlər gəlmədimi? Yaxud onlara Tövrat, Sühüf kimi kitablar nazil olmadımı?)
Süleyman Ateş:
Onlar o sözü (Kur'an'ı) iyice düşünmediler mi, yoksa onlara, ilk atalarına gelmeyen bir şey (bir elçi ve Kitap) geldi diye mi (böyle davranıyorlar)?
Diyanet Vakfı:
Onlar bu sözü (Kur'an'ı) hiç düşünmediler mi? Yoksa kendilerine, daha önce geçmişteki atalarına gelmeyen bir şey mi geldi?
Erhan Aktaş:
Onlar, hâlâ sözün(1) üzerinde düşünmüyorlar mı? Yoksa onlara, atalarına gelmemiş bir şey mi geldi?
Kral Fahd:
Onlar bu sözü (Kur'an'ı) hiç düşünmediler mi? Yoksa kendilerine, daha önce geçmişteki atalarına gelmeyen bir şey mi geldi?
Hasan Basri Çantay:
Bu (hak) sözü iyice düşünmediler mi hiç? Yoksa kendilerine evvelki (atalarına) gelmeyen bir şey (bir kitab ve bir peygamber) mi geldi?
Muhammed Esed:
Peki, onlar (Allah´ın bu) sözünü anlamaya hiç çalışmadılar mı? Yahut geçip gitmiş atalarına hiç gelmeyen bir şey mi geldi onlara?
Gültekin Onan:
Onlar, yine de o sözü (Kuran´ı) gereği gibi düşünmediler mi, yoksa onlara, geçmişteki atalarına gelmeyen bir şey mi geldi?
Ali Fikri Yavuz:
Hak olduğunu anlamak için Kur’an hakkında hiç düşünmediler mi? (İcazkâr lâfzına ve hikmetli manasına bakıb Allah katından olduğunu anlamadılar mı?). Yoksa onlara, evvelki atalarına gelmemiş olan bir peygamber mi geldi (de onu inkâr ediyorlar)?
Portekizce:
Porventura, não refletem nas palavras, ou lhes chegou algo que não havia chegado aos seus antepassados?
İsveççe:
Har de då aldrig tänkt över [Koranens] ord? Eller har något kommit till deras öron, som deras förfäder i gångna tider inte fick höra?
Farsça:
آیا در این سخن [که وحی خداست] نیندیشیدند؟ یا مگر [برای اولین بار] کتابی برای آنان آمده است که برای پدران پیشین آنان نیامده بود؟….
Kürtçe:
دەی ئایا ئەوان (قورەیش) بیریان لەم قورئانە نەکردۆتەوە یان شتێکیان بۆھاتووە کە بۆ باو و باپیرە پێشینەکانیان نەھاتووە
Özbekçe:
Наҳотки улар бу сўзни тадаббур қилиб кўрмадилар? Ёки уларга аввалги ота-боболарига келмаган нарса келибдими?
Malayca:
Maka adakah mereka melakukan yang demikian kerana mereka tidak dapat memahami kata-kata ajaran (yang disampaikan kepada mereka)? Atau kerana telah datang kepada mereka sesuatu yang tidak pernah datang kepada datuk nenek mereka yang telah lalu?
Arnavutça:
Vallë, a nuk kanë menduar ata për Fjalën (Kur’anin), apo tyre u ka ardhur ajo çka nuk u kishte ardhur të parëve të tyre?
Bulgarca:
Няма ли да размислят над Словото или при тях дойде нещо, което не е идвало при древните им предци?
Sırpça:
Зашто они о Кур'ану не размисле, или им је дошло нешто што није долазило њиховим давним прецима?!
Çekçe:
Což neuvažovali o řeči této, když přišlo k nim to, čeho se jejich otcům dávným nedostalo,
Urduca:
تو کیا اِن لوگوں نے کبھی اِس کلام پر غور نہیں کیا؟ یا وہ کوئی ایسی بات لایا ہے جو کبھی ان کے اسلاف کے پاس نہ آئی تھی؟
Tacikçe:
Оё дар ин сухан намеандешанд ё барои онҳо чи- зе нозил шуда, ки барои ниёгонашон нозил нашуда буд?
Tatarca:
Әйә алар Коръәндәге файдалы булган хак сүзләрне уйлап фикерләп карамыйлармы, яки әүвәлдәге аталарына килмәгән иминлек Аллаһ ґәзабыннан котылу боларга килгәнме?
Endonezyaca:
Maka apakah mereka tidak memperhatikan perkataan (Kami), atau apakah telah datang kepada mereka apa yang tidak pernah datang kepada nenek moyang mereka dahulu?
Amharca:
(የቁርኣንን) ንግግሩንም አያስተነትኑምን ወይስ ለመጀመሪያዎቹ አባቶቻቸው ያልመጣ ነገር መጣባቸውን
Tamilce:
ஆக, இந்த குர்ஆனை இவர்கள் ஆழ்ந்து ஆராய வேண்டாமா? அல்லது, முன்னோர்களான இவர்களது மூதாதைகளுக்கு வராத ஒன்று இவர்களிடம் வந்து விட்டதா? (அதனால் அவர்கள் இதை புறக்கணிக்கிறார்களா?)
Korece:
그들은 왜 하나님의 말씀을 숙고하지 아니 하느뇨 그들 선조 들에게 없었던 것이 그들에게 왔 다고 생각하느뇨
Vietnamca:
Tại sao họ không chịu suy ngẫm về lời phán hay phải chăng điều này chỉ đến với họ mà không đến với tổ tiên của họ trước đây?
Ayet Linkleri: