Arapça:
فَالَّذِينَ آمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ لَهُم مَّغْفِرَةٌ وَرِزْقٌ كَرِيمٌ
Çeviriyazı:
felleẕîne âmenû ve`amilu-ṣṣâliḥâti lehüm magfiratüv verizḳun kerîm.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
İşte iman edip salih amel işleyenler için hem bir mağfiret, hem de (cennette) tükenmez bir rızık vardır.
Diyanet İşleri:
Cömertçe verilmiş rızık ve mağfiret, inanan ve yararlı iş işleyenleredir.
Abdulbakî Gölpınarlı:
İnanan ve iyi işlerde bulunanlaradır yarlıganmak ve güzel bir rızık.
Şaban Piriş:
İman edip, salih amellerde bulunanlara mağfiret ve değerli bir rızık (cennet) vardır.
Edip Yüksel:
İnanıp erdemli işler yapanlar, bağışlanma ve bol nimet hakketmişlerdir.
Ali Bulaç:
Buna göre, iman edip salih amellerde bulunanlar, onlar için bir bağışlanma (mağfiret) ve üstün bir rızık vardır.
Suat Yıldırım:
İman edip makbul ve güzel işler yapanlara bir mağfiret ve çok değerli bir nasip vardır.
Ömer Nasuhi Bilmen:
O kimseler ki, imân ettiler ve sâlih sâlih amellerde bulundular, onlar için bir mağfiret vardır ve kerîm bir rızk vardır.
Yaşar Nuri Öztürk:
İman edip hayra ve barışa yönelik işler yapanlar için bir bağışlanma ve bol bir rızık vardır.
Bekir Sadak:
iste o gun hukumranlik Allah´indir. O aralarinda hukmeder. inanip yararli is isleyenler nimet cennetlerindedirler.
İbni Kesir:
İman edip salih amel işleyenler için mağfiret ve cömertçe verilmiş rızık vardır.
Adem Uğur:
İman edip sâlih ameller işleyen kimseler için mağfiret ve bol rızık vardır.
İskender Ali Mihr:
Âmenû olanlar (Allah´a ulaşmayı dileyenler) ve amilüssalihat (nefsi tezkiye eden ameller) yapanlar
Celal Yıldırım:
Artık imân edip güzel yararlı amellerde bulunanlar için bir bağışlanma, iyi ve temiz bir rızık vardır.
Tefhim ul Kuran:
Buna göre, iman edip salih amellerde bulunanlar, onlar için bir bağışlanma (mağfiret) ve üstün bir rızık vardır.
Fransızca:
Ceux donc qui croient et font de bonnes oeuvres auront pardon et faveurs généreuses,
İspanyolca:
Quienes crean y obren bien, obtendrán perdón y generoso sustento.
İtalyanca:
Coloro che credono e operano il bene avranno il perdono e premio generoso.
Almanca:
Für diejenigen, die den Iman verinnerlicht und gottgefällig Gutes getan haben, sind Vergebung und edles Rizq bestimmt.
Çince:
信道而且行善者,的蒙赦宥,得享优厚的给养;
Hollandaca:
En zij die gelooven en goede werken doen, zullen vergiffenis en eene heerlijke belooning verwerven.
Rusça:
Тем, которые уверовали и совершали праведные деяния, уготованы прощение и щедрый удел.
Somalice:
kuwa Rumeeyey (Xaqa) oo falay Camal Fiican waxay mudan Dambi Dhaaf iyo Rizqi Sharaf leh (Janno).
Swahilice:
Basi walio amini na wakatenda mema watapata maghfira na riziki za ukarimu.
Uygurca:
ئىمان ئېيتقانلار ۋە ياخشى ئەمەللەرنى قىلغانلار مەغپىرەتكە ۋە ئېسىل رىزىققا (يەنى جەننەتكە) ئېرىشىدۇ
Japonca:
信仰して善行に勤しむ者は,御赦しと栄誉ある糧を与えられる。
Arapça (Ürdün):
«فالذين آمنوا وعملوا الصالحات لهم مغفرة» من الذنوب «ورزق كريم» هو الجنة.
Hintçe:
पस जिन लोगों ने ईमान कुबूल किया और अच्छे-अच्छे काम किए (आख़िरत में) उनके लिए बख्शिश है और बेहिश्त की बहुत उम्दा रोज़ी
Tayca:
ดังนั้นบรรดาผู้ศรัทธาและทำความดีทั้งหลาย สำหรับพวกเขานั้นจะได้รับการอภัยโทษและปัจจัยยังชีพอันมีเกียรติ คือสวนสวรรค์
İbranice:
ולאלה אשר האמינו ועשו את הטוב, להם סליחה ופרנסה טובה
Hırvatça:
oni koji budu vjerovali i dobra djela činili imat će oprost i opskrbu plemenitu;
Rumence:
Cei care cred şi sâvărşesc fapte bune vor avea iertare şi înzestrare îmbelşugată.
Transliteration:
Faallatheena amanoo waAAamiloo alssalihati lahum maghfiratun warizqun kareemun
Türkçe:
İman edip hayra ve barışa yönelik işler yapanlar için bir bağışlanma ve bol bir rızık vardır.
Sahih International:
And those who have believed and done righteous deeds - for them is forgiveness and noble provision.
İngilizce:
Those who believe and work righteousness, for them is forgiveness and a sustenance most generous.
Azerbaycanca:
İman gətirib yaxşı işlər görənləri (günahlardan) bağışlanma və tükənməz (minnətsiz) ruzi gözləyir!
Süleyman Ateş:
İnanıp iyi işler yapanlar için mağfiret ve bol rızık vardır.
Diyanet Vakfı:
İman edip salih ameller işleyen kimseler için mağfiret ve bol rızık vardır.
Erhan Aktaş:
İmân edip sâlîhatı(1) yapanlar için bağışlanma ve bol rızık vardır.
Kral Fahd:
İman edip sâlih ameller işleyen kimseler için mağfiret ve bol rızık vardır.
Hasan Basri Çantay:
İşte hem îman edenler, hem güzel amel (ve hareket) lerde bulunanlar: Mağfiret ve bitmez tükenmez rızık onlarındır.
Muhammed Esed:
Ve (bilin ki,) imana erişip dürüst ve erdemli davranışlar ortaya koyanları bağışlanma ve çok üstün, çok büyük bir rızık beklemektedir;
Gültekin Onan:
Buna göre, inanıp salih amellerde bulunanlar, onlar için bir bağışlanma (mağrifet) ve üstün bir rızık vardır.
Ali Fikri Yavuz:
Fakat iman edib salih amel işleyenler var ya, bunlar için hem bir mağfiret, hem de (cennette) tükenmez bir rızık vardır.
Portekizce:
E os fiéis que praticarem o bem obterão um indulgência e um magnífico sustento.
İsveççe:
De som har tron och lever ett rättskaffens liv skall få förlåtelse [för sina synder] och en frikostig belöning;
Farsça:
پس کسانی که ایمان آورده و کارهای شایسته انجام داده اند، آمرزش و رزقی نیکو برای آنهاست.
Kürtçe:
ئەمجا ئەو کەسانەی بڕوایان ھێناو وە کردەوە چاکەکانیان کرد لێخۆشبوون و ڕۆزیەکی بەنرخ وفراوانیان بۆ ئامادەیە
Özbekçe:
Иймон келтириб, яхши амалларни қилганларга мағфират ва икромли ризқ бордир.
Malayca:
Maka orang-orang yang beriman dan beramal soleh akan beroleh keampunan dan limpah kurnia yang mulia.
Arnavutça:
Ata që besojnë dhe bëjnë vepra të mira, për ta ka falje dhe dhunti fisnike;
Bulgarca:
Които вярват и вършат праведни дела, за тях има опрощение и щедро препитание.
Sırpça:
Они који буду веровали и радили добра дела имаће опрост и племениту опскрбу;
Çekçe:
Těm, kdož uvěřili a zbožné skutky konali, dostane se slitování i přídělu štědrého,
Urduca:
پھر جو ایمان لائیں گے اور نیک عمل کریں گے اُن کے لیے مغفرت ہے اور عزّت کی روزی
Tacikçe:
Пас ононро, ки имон овардаанд ва корҳои шоиста кардаанд, бахшоишу ризқе бузург аст.
Tatarca:
Дөреслектә иман китереп Коръән юлы белән изге гамәлләр кылган мөэминнәргә Аллаһуның ярлыкавы һәм җәннәт нигъмәтләредер.
Endonezyaca:
Maka orang-orang yang beriman dan beramal saleh, bagi mereka ampunan dan rezeki yang mulia.
Amharca:
እነዚያም ያመኑ መልካም ሥራዎችንም የሠሩ ለእነርሱ ምህረትና ያማረ ሲሳይ አላቸው፡፡
Tamilce:
ஆக, எவர்கள் நம்பிக்கை கொண்டு, நன்மைகளை செய்தார்களோ, அவர்களுக்கு பாவமன்னிப்பும் (சொர்க்கத்தில்) கண்ணியமான உணவும் உண்டு.
Korece:
믿음이 있어 선을 행하는 그들에게 관용과 풍성한 양식이 있 으리라
Vietnamca:
Do đó, những ai có đức tin và hành thiện thì sẽ được tha thứ tội lỗi và sẽ được ưu đãi bổng lộc (nơi Thiên Đàng).
Ayet Linkleri: