Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

22

Sûredeki Ayet No: 

50

Ayet No: 

2645

Sayfa No: 

338

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

فَالَّذِينَ آمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ لَهُم مَّغْفِرَةٌ وَرِزْقٌ كَرِيمٌ

Çeviriyazı: 

felleẕîne âmenû ve`amilu-ṣṣâliḥâti lehüm magfiratüv verizḳun kerîm.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

İşte iman edip salih amel işleyenler için hem bir mağfiret, hem de (cennette) tükenmez bir rızık vardır.

Diyanet İşleri: 

Cömertçe verilmiş rızık ve mağfiret, inanan ve yararlı iş işleyenleredir.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

İnanan ve iyi işlerde bulunanlaradır yarlıganmak ve güzel bir rızık.

Şaban Piriş: 

İman edip, salih amellerde bulunanlara mağfiret ve değerli bir rızık (cennet) vardır.

Edip Yüksel: 

İnanıp erdemli işler yapanlar, bağışlanma ve bol nimet hakketmişlerdir.

Ali Bulaç: 

Buna göre, iman edip salih amellerde bulunanlar, onlar için bir bağışlanma (mağfiret) ve üstün bir rızık vardır.

Suat Yıldırım: 

İman edip makbul ve güzel işler yapanlara bir mağfiret ve çok değerli bir nasip vardır.

Ömer Nasuhi Bilmen: 

O kimseler ki, imân ettiler ve sâlih sâlih amellerde bulundular, onlar için bir mağfiret vardır ve kerîm bir rızk vardır.

Yaşar Nuri Öztürk: 

İman edip hayra ve barışa yönelik işler yapanlar için bir bağışlanma ve bol bir rızık vardır.

Bekir Sadak: 

iste o gun hukumranlik Allah´indir. O aralarinda hukmeder. inanip yararli is isleyenler nimet cennetlerindedirler.

İbni Kesir: 

İman edip salih amel işleyenler için mağfiret ve cömertçe verilmiş rızık vardır.

Adem Uğur: 

İman edip sâlih ameller işleyen kimseler için mağfiret ve bol rızık vardır.

İskender Ali Mihr: 

Âmenû olanlar (Allah´a ulaşmayı dileyenler) ve amilüssalihat (nefsi tezkiye eden ameller) yapanlar

Celal Yıldırım: 

Artık imân edip güzel yararlı amellerde bulunanlar için bir bağışlanma, iyi ve temiz bir rızık vardır.

Tefhim ul Kuran: 

Buna göre, iman edip salih amellerde bulunanlar, onlar için bir bağışlanma (mağfiret) ve üstün bir rızık vardır.

Fransızca: 

Ceux donc qui croient et font de bonnes oeuvres auront pardon et faveurs généreuses,

İspanyolca: 

Quienes crean y obren bien, obtendrán perdón y generoso sustento.

İtalyanca: 

Coloro che credono e operano il bene avranno il perdono e premio generoso.

Almanca: 

Für diejenigen, die den Iman verinnerlicht und gottgefällig Gutes getan haben, sind Vergebung und edles Rizq bestimmt.

Çince: 

信道而且行善者,的蒙赦宥,得享优厚的给养;

Hollandaca: 

En zij die gelooven en goede werken doen, zullen vergiffenis en eene heerlijke belooning verwerven.

Rusça: 

Тем, которые уверовали и совершали праведные деяния, уготованы прощение и щедрый удел.

Somalice: 

kuwa Rumeeyey (Xaqa) oo falay Camal Fiican waxay mudan Dambi Dhaaf iyo Rizqi Sharaf leh (Janno).

Swahilice: 

Basi walio amini na wakatenda mema watapata maghfira na riziki za ukarimu.

Uygurca: 

ئىمان ئېيتقانلار ۋە ياخشى ئەمەللەرنى قىلغانلار مەغپىرەتكە ۋە ئېسىل رىزىققا (يەنى جەننەتكە) ئېرىشىدۇ

Japonca: 

信仰して善行に勤しむ者は,御赦しと栄誉ある糧を与えられる。

Arapça (Ürdün): 

«فالذين آمنوا وعملوا الصالحات لهم مغفرة» من الذنوب «ورزق كريم» هو الجنة.

Hintçe: 

पस जिन लोगों ने ईमान कुबूल किया और अच्छे-अच्छे काम किए (आख़िरत में) उनके लिए बख्शिश है और बेहिश्त की बहुत उम्दा रोज़ी

Tayca: 

ดังนั้นบรรดาผู้ศรัทธาและทำความดีทั้งหลาย สำหรับพวกเขานั้นจะได้รับการอภัยโทษและปัจจัยยังชีพอันมีเกียรติ คือสวนสวรรค์

İbranice: 

ולאלה אשר האמינו ועשו את הטוב, להם סליחה ופרנסה טובה

Hırvatça: 

oni koji budu vjerovali i dobra djela činili imat će oprost i opskrbu plemenitu;

Rumence: 

Cei care cred şi sâvărşesc fapte bune vor avea iertare şi înzestrare îmbelşugată.

Transliteration: 

Faallatheena amanoo waAAamiloo alssalihati lahum maghfiratun warizqun kareemun

Türkçe: 

İman edip hayra ve barışa yönelik işler yapanlar için bir bağışlanma ve bol bir rızık vardır.

Sahih International: 

And those who have believed and done righteous deeds - for them is forgiveness and noble provision.

İngilizce: 

Those who believe and work righteousness, for them is forgiveness and a sustenance most generous.

Azerbaycanca: 

İman gətirib yaxşı işlər görənləri (günahlardan) bağışlanma və tükənməz (minnətsiz) ruzi gözləyir!

Süleyman Ateş: 

İnanıp iyi işler yapanlar için mağfiret ve bol rızık vardır.

Diyanet Vakfı: 

İman edip salih ameller işleyen kimseler için mağfiret ve bol rızık vardır.

Erhan Aktaş: 

İmân edip sâlîhatı(1) yapanlar için bağışlanma ve bol rızık vardır.

Kral Fahd: 

İman edip sâlih ameller işleyen kimseler için mağfiret ve bol rızık vardır.

Hasan Basri Çantay: 

İşte hem îman edenler, hem güzel amel (ve hareket) lerde bulunanlar: Mağfiret ve bitmez tükenmez rızık onlarındır.

Muhammed Esed: 

Ve (bilin ki,) imana erişip dürüst ve erdemli davranışlar ortaya koyanları bağışlanma ve çok üstün, çok büyük bir rızık beklemektedir;

Gültekin Onan: 

Buna göre, inanıp salih amellerde bulunanlar, onlar için bir bağışlanma (mağrifet) ve üstün bir rızık vardır.

Ali Fikri Yavuz: 

Fakat iman edib salih amel işleyenler var ya, bunlar için hem bir mağfiret, hem de (cennette) tükenmez bir rızık vardır.

Portekizce: 

E os fiéis que praticarem o bem obterão um indulgência e um magnífico sustento.

İsveççe: 

De som har tron och lever ett rättskaffens liv skall få förlåtelse [för sina synder] och en frikostig belöning;

Farsça: 

پس کسانی که ایمان آورده و کارهای شایسته انجام داده اند، آمرزش و رزقی نیکو برای آنهاست.

Kürtçe: 

ئەمجا ئەو کەسانەی بڕوایان ھێناو وە کردەوە چاکەکانیان کرد لێخۆشبوون و ڕۆزیەکی بەنرخ وفراوانیان بۆ ئامادەیە

Özbekçe: 

Иймон келтириб, яхши амалларни қилганларга мағфират ва икромли ризқ бордир.

Malayca: 

Maka orang-orang yang beriman dan beramal soleh akan beroleh keampunan dan limpah kurnia yang mulia.

Arnavutça: 

Ata që besojnë dhe bëjnë vepra të mira, për ta ka falje dhe dhunti fisnike;

Bulgarca: 

Които вярват и вършат праведни дела, за тях има опрощение и щедро препитание.

Sırpça: 

Они који буду веровали и радили добра дела имаће опрост и племениту опскрбу;

Çekçe: 

Těm, kdož uvěřili a zbožné skutky konali, dostane se slitování i přídělu štědrého,

Urduca: 

پھر جو ایمان لائیں گے اور نیک عمل کریں گے اُن کے لیے مغفرت ہے اور عزّت کی روزی

Tacikçe: 

Пас ононро, ки имон овардаанд ва корҳои шоиста кардаанд, бахшоишу ризқе бузург аст.

Tatarca: 

Дөреслектә иман китереп Коръән юлы белән изге гамәлләр кылган мөэминнәргә Аллаһуның ярлыкавы һәм җәннәт нигъмәтләредер.

Endonezyaca: 

Maka orang-orang yang beriman dan beramal saleh, bagi mereka ampunan dan rezeki yang mulia.

Amharca: 

እነዚያም ያመኑ መልካም ሥራዎችንም የሠሩ ለእነርሱ ምህረትና ያማረ ሲሳይ አላቸው፡፡

Tamilce: 

ஆக, எவர்கள் நம்பிக்கை கொண்டு, நன்மைகளை செய்தார்களோ, அவர்களுக்கு பாவமன்னிப்பும் (சொர்க்கத்தில்) கண்ணியமான உணவும் உண்டு.

Korece: 

믿음이 있어 선을 행하는 그들에게 관용과 풍성한 양식이 있 으리라

Vietnamca: 

Do đó, những ai có đức tin và hành thiện thì sẽ được tha thứ tội lỗi và sẽ được ưu đãi bổng lộc (nơi Thiên Đàng).

Rubu tag: 

Hizb tag: