Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

26

Sûredeki Ayet No: 

55

Ayet No: 

2987

Sayfa No: 

369

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

وَإِنَّهُمْ لَنَا لَغَائِظُونَ

Çeviriyazı: 

veinnehüm lenâ legâiżûn.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

(Böyle iken) hakkımızda çok gayz (öfke) besliyorlar.

Diyanet İşleri: 

Bu arada Firavun şehirlere, "Doğrusu bunlar bizi öfkelendiren döküntü azınlıklardır; hepimiz tedbirli olmalıyız" diyen münadiler gönderdi.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Ve hiç şüphe yok ki gene de bizi kızdırmadalar.

Şaban Piriş: 

Onlar bizi kesinlikle öfkelendirmişlerdir

Edip Yüksel: 

Bize karşı öfkeyle ayaklanmaktadırlar.

Ali Bulaç: 

Ve elbette bize karşı da büyük bir öfke beslemektedirler.

Suat Yıldırım: 

“Fakat bize karşı kızgın olup diş bilemektedirler.

Ömer Nasuhi Bilmen: 

«Ve muhakkak ki, onlar bizi elbette çok öfkelendirmekte bulunan kimselerdir.»

Yaşar Nuri Öztürk: 

Fakat bize gerçekten öfke püskürüyolar.

Bekir Sadak: 

Iki topluluk birbirini gordugunde, Musa´nin adamlari: «Iste yakalandik» dediler.

İbni Kesir: 

Ve gerçekten bize de büyük bir öfke beslemektedirler.

Adem Uğur: 

(Böyle iken) kesinkes bizi öfkelendirmişlerdir.

İskender Ali Mihr: 

Ve muhakkak ki onlar, gerçekten bizi çok öfkelendiren (bize karşı çok öfke duyan) (bir toplum).

Celal Yıldırım: 

Ve elbette bunlar bize karşı iyice kızgın olup (diş bilemektedirler).

Tefhim ul Kuran: 

«Ve şüphesiz bize karşı da büyük bir öfke beslemektedirler.

Fransızca: 

mais ils nous irritent,

İspanyolca: 

y, ciertamente, nos han irritado.

İtalyanca: 

e ci hanno irritato,

Almanca: 

und gewiß, sie sind für uns doch Verärgernde,

Çince: 

他们确是激怒了我,

Hollandaca: 

En zij zijn verwoed op ons.

Rusça: 

Они разгневали нас,

Somalice: 

Wayna Na cadho Galiyeen.

Swahilice: 

Nao wanatuudhi.

Uygurca: 

ئۇلار ھەقىقەتەن بىزنىڭ ئاچچىقىمىزنى كەلتۈرۈپ قويدى

Japonca: 

かれらは,わたしたちに腹を立てているでしょうが,

Arapça (Ürdün): 

«وإنهم لنا لغائظون» فاعلون ما يغيظنا.

Hintçe: 

और उन लोगों ने हमें सख्त गुस्सा दिलाया है

Tayca: 

และแท้จริงพวกเขาทำให้เราเกิดโทษะ

İbranice: 

והם אשר הרגיזו אותנו

Hırvatça: 

i oni nas doista srde,

Rumence: 

şi sunt foarte furioşi pe noi,

Transliteration: 

Wainnahum lana laghaithoona

Türkçe: 

"Fakat bize gerçekten öfke püskürüyolar."

Sahih International: 

And indeed, they are enraging us,

İngilizce: 

And they are raging furiously against us;

Azerbaycanca: 

Onlar (bəzək şeylərimizi götürməklə, Misiri atıb getməklə) bizi qəzəbləndirmişlər. (Və ya: İsrail oğullarına çox əziyyət verdiyimizə görə onlar bizə qarşı qəzəblidirlər).

Süleyman Ateş: 

Bizi kızdırmaktadırlar.

Diyanet Vakfı: 

"(Böyle iken) kesinkes bizi öfkelendirmişlerdir."

Erhan Aktaş: 

“Ve bize karşı kin ve nefret duyuyorlar.”

Kral Fahd: 

«(Böyle iken) kesinkes bizi öfkelendirmişlerdir.»

Hasan Basri Çantay: 

«(Böyle iken) onlar mutlakaa bizi darıltıcıdırlar».

Muhammed Esed: 

fakat kalpleri bize karşı kin ve nefretle dolu;

Gültekin Onan: 

26:54

Ali Fikri Yavuz: 

Fakat onlar bizi kızdırıyorlar.

Portekizce: 

Que se tem rebelado contra nós.

İsveççe: 

fulla av avoghet mot oss;

Farsça: 

و همانا ما را همواره [با اعمالشان] به خشم می آورند،

Kürtçe: 

وە بەڕاستی ئەوانە ڕقی ئێمە ھەڵدەسێنن (بەووتارو کرداریان)

Özbekçe: 

Албатта, улар бизни ғазаблантиргувчилардир.

Malayca: 

"Dan sesungguhnya mereka melakukan perkara yang menyebabkan kita marah;.

Arnavutça: 

na kanë pezmatuar neve,

Bulgarca: 

Те ни разгневяват,

Sırpça: 

и расрдили су нас,

Çekçe: 

a na nás vskutku jsou rozhněváni,

Urduca: 

اور انہوں نے ہم کو بہت ناراض کیا ہے

Tacikçe: 

ва моро ба хашм овардаанд

Tatarca: 

Алар безне ачуландыра торган эш кыйлдылар.

Endonezyaca: 

dan sesungguhnya mereka membuat hal-hal yang menimbulkan amarah kita,

Amharca: 

«እነርሱም ለእኛ አስቆጪዎች ናቸው፡፡

Tamilce: 

“இன்னும், நிச்சயமாக இவர்கள் நமக்கு ஆத்திரமூட்டுகிறார்கள்.”

Korece: 

우리들에게 격분하고 있으나

Vietnamca: 

“Chúng thực sự đã phạm tội khi quân vì đã chọc giận ta.”