Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

10

Sûredeki Ayet No: 

31

Ayet No: 

1395

Sayfa No: 

212

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

قُلْ مَن يَرْزُقُكُم مِّنَ السَّمَاءِ وَالْأَرْضِ أَمَّن يَمْلِكُ السَّمْعَ وَالْأَبْصَارَ وَمَن يُخْرِجُ الْحَيَّ مِنَ الْمَيِّتِ وَيُخْرِجُ الْمَيِّتَ مِنَ الْحَيِّ وَمَن يُدَبِّرُ الْأَمْرَ ۚ فَسَيَقُولُونَ اللَّهُ ۚ فَقُلْ أَفَلَا تَتَّقُونَ

Çeviriyazı: 

ḳul mey yerzüḳuküm mine-ssemâi vel'arḍi emmey yemlikü-ssem`a vel'ebṣâra vemey yuḫricü-lḥayye mine-lmeyyiti veyuḫricü-lmeyyite mine-lḥayyi vemey yüdebbiru-l'emr. feseyeḳûlûne-llâh. feḳul efelâ tetteḳûn.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

De ki, "size gökten ve yerden kim rızık veriyor? O, kulaklara ve gözlere hükmeden kim? Ölüden diriyi, diriden ölüyü çıkaran kim? İşleri idare eden kim?" Hemen "Allah'dır" diyecekler. De ki, "O halde Allah'a karşı gelmekten sakınmaz mısınız?"

Diyanet İşleri: 

De ki: "Gökten ve yerden size rızık veren kimdir? Kulak ve gözlerin sahibi kimdir? Diriyi ölüden çıkaran, ölüyü de diriden çıkaran kimdir? Her işi düzenleyen kimdir?" Onlar: "Allah'tır! " diyecekler. "O halde O'na karşı gelmekten sakınmaz mısınız?" de.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

De ki: Size gökten, yerden rızık veren kimdir, kulaklarla gözlere malik olan kim ve ölüden diriyi izhar eden, diriden ölüyü meydana getiren kim ve işleri tedbir eden kim? Diyecekler ki Allah. O vakit de ki: Neden çekinmezsiniz öyleyse?

Şaban Piriş: 

De ki: Gökten ve yerden size rızık veren kimdir? Kulak ve gözlere malik olan kimdir? Ölüden diriyi çıkaran ölüyü de diriden çıkaran kimdir? Her işi çekip çeviren kimdir? Onlar: Allah’tır! diyecekler. De ki: O halde O’na (şirk koşmaktan) sakınmaz mısınız?

Edip Yüksel: 

De ki, "Size gökten ve yerden kim rızık veriyor? İşitme ve görme duyularınızı kim kontrol ediyor? Ölüden diriyi, diriden ölüyü kim çıkarıyor? Tüm işleri kim yönetiyor?" "ALLAH," diyecekler. De ki: "Öyleyse neden erdemli davranmıyorsunuz?"

Ali Bulaç: 

De ki: "Göklerden ve yerden sizlere rızık veren kimdir? Kulaklara ve gözlere malik olan kimdir? Diriyi ölüden çıkaran ve ölüyü diriden çıkaran kimdir? Ve işleri evirip-çeviren kimdir? Onlar: "Allah" diyeceklerdir. Öyleyse de ki: "Peki siz yine de korkup-sakınmayacak mısınız?

Suat Yıldırım: 

De ki: Kimdir sizi gökten ve yerden rızıklandıran?Kimdir kulaklarınızı ve gözlerinizi yaratan?Kimdir ölüden diriyi, diriden ölüyü çıkaran.Kimdir bütün işleri çekip çeviren, kâinatı yöneten. “Allah!” diyecekler, duraksamadan:De ki: “O halde sakınmaz mısınız O'nun cezasından?” [3,27; 80,27-31; 67,21]

Ömer Nasuhi Bilmen: 

De ki: «Sizi gökten ve yerden kim merzûk ediyor? Ve o işitme kuvvetine ve gözlere mâlik olan kimdir? Ve kimdir ki, ölüden diriyi çıkarır ve diriden ölüyü çıkarır. Ve kimdir işleri tedbir eden?» Derhal diyeceklerdir ki: «Allah...» Artık de ki: «Siz korkmaz mısınız?»

Yaşar Nuri Öztürk: 

Sor: "Sizi gökten ve yerden kim rızıklandırıyor? Ya o işitme gücünün ve gözlerin sahibi kim? Kim çıkarıyor ölüden diriyi ve kim çıkarıyor diriden ölüyü? Kim çekip çeviriyor iş ve oluşu?" Hemen, "Allah!" diyecekler. De ki: "Hâlâ kendinize gelmiyor musunuz?"

Bekir Sadak: 

Onlarin cogu zanna uyarlar

İbni Kesir: 

De ki: Gökten ve yerden size rızık veren kimdir? Kulak ve gözlere kim hükmeder? Diriyi ölüden çıkaran, ölüyü de diriden çıkaran kimdir? Her işi düzenleyen kimdir? Onlar: Allah´tır, diyecekler. O halde O´na karşı gelmekten sakınmaz mısınız? de.

Adem Uğur: 

(Resûlüm!) De ki: Size gökten ve yerden kim rızık veriyor? Ya da kulaklara ve gözlere kim mâlik (ve hakim) bulunuyor? Ölüden diriyi kim çıkarıyor, diriden ölüyü kim çıkarıyor? (Her türlü) işi kim idare ediyor? &quot

İskender Ali Mihr: 

De ki: “Semadan ve arzdan sizi kim rızıklandırıyor? Veya işitmenin (işitme duyusunun) ve görmenin (görme hassasının) meliki (sahibi) kimdir? Ve canlıyı (diriyi) cansızdan (ölüden) çıkaran ve cansızı (ölüyü) canlıdan (diriden) çıkaran kimdir? Ve işi (yaratıp, yöneten) düzenleyip idare eden kimdir?” O zaman: “Allah” diyecekler. Öyleyse: “Hâlâ takva sahibi olmayacak mısınız?” de.

Celal Yıldırım: 

De ki: Gökten ve yerden size rızık veren kimdir ? Kimdir kulağa ve gözlere (yaratma yönünden) sahip ? Ya diriyi ölüden, ölüyü de diriden çıkaran kimdir ? Kimdir işleri düzene koyan ? Hemen «Allah´tır» diyecekler. O halde de ki: Artık (Allah´tan saygı ile) korkup (fenalıklardan, putlara tapmaktan) sakınmaz mısınız?

Tefhim ul Kuran: 

De ki: «Göklerden ve yerden sizlere rızık veren kimdir? Kulaklara ve gözlere malik olan kimdir? Diriyi ölüden çıkaran ve ölüyü diriden çıkaran kimdir? Ve işleri evirip çeviren kimdir? Onlar: «Allah» diyeceklerdir. Öyleyse de ki: «Peki, siz yine de korkup sakınmayacak mısınız?»

Fransızca: 

Dis : "Qui vous attribue de la nourriture du ciel et de la terre ? Qui détient l'ouïe et la vue, et qui fait sortir le vivant du mort et fait sortir le mort du vivant, et qui administre tout ? " Ils diront : "Allah". Dis alors : "Ne le craignez-vous donc pas ? ".

İspanyolca: 

Di: «¿Quién os procura el sustento del cielo y de la tierra? ¿Quién dispone del oído y de la vista? ¿Quién saca al vivo del muerto y al muerto del vivo? ¿Quién lo dispone todo? Dirán: «¡Alá!» Di, pues: «¿Y no vais a temerle?»

İtalyanca: 

Di': «Chi vi provvede il cibo dal cielo e dalla terra, chi domina l'udito e la vista, chi trae il vivo dal morto e il morto dal vivo, chi governa ogni cosa?». Risponderanno: «Allah». Allora di': «Non

Almanca: 

Sag: "Wer gewährt euch denn Rizq vom Himmel und von der Erde?! Oder wer verfügt über das Hören und das Sehen?! Und wer bringt das Lebendige aus dem Toten hervor und bringt hervor das Tote aus dem Lebendigen?! Und wer lenkt die Angelegenheit?!" Sie werden dann sagen: "ALLAH!" Dann sag: "Wollt ihr denn 1 nicht Taqwa gemäß handeln!"

Çince: 

你说:谁从天上和地上给你们提供给养?谁主持你们的听觉和视觉?谁使活物从死物中生出?谁使死物从活物中生出?谁管理事物?他们要说:真主。你说:难道你们不敬畏他吗?

Hollandaca: 

Zeg: Wie voorziet u van voedsel uit den hemel en van de aarde? of wie heeft de volstrekte macht over het gehoor en het gezicht? en wie brengt het leven uit den dood voort? en wie regeert alle dingen? Zij zullen zekerlijk antwoorden: God! Zeg: Wilt gij hem dus niet vreezen?

Rusça: 

Скажи: "Кто одаряет вас уделом с неба и земли? Кто властен над слухом и зрением? Кто мертвое превращает в живое, а живое превращает в мертвое? Кто управляет делами?" Они скажут: "Аллах". Скажи: "Неужели вы не устрашитесь?"

Somalice: 

waxaad dhahdaa yaa idinka Arsaaqa Samada iyo dhulka, yaana hanta maqalka, Aragyada, yaana ka soo bixiya wax Nool wax dhintay, kana soo bixiya was Dhintay wax Nool, yaana Maamula Amarka waxay ku odhan Eebe, waxaad dhahdaa miyeydaan Dhawrsanayn.

Swahilice: 

Sema: Ni nani anaye kuruzukuni kutoka mbinguni na kwenye ardhi? Au ni nani anaye miliki kusikia na kuona? Na nani amtoaye hai kutoka maiti, na akamtoa maiti kutoka aliye hai? Na nani anaye yadabiri mambo yote? Watasema: Allah, Mwenyezi Mungu. Basi sema: Je! Hamchi?

Uygurca: 

(ئى مۇھەممەد! مۇشرىكلارغا) ئېيتقىنكى، «سىلەرگە ئاسماندىن (يامغۇر ياغدۇرۇپ) زېمىندىن (گىياھ ئۈندۈرۈپ) كىم رىزىق بېرىدۇ؟ سىلەرنىڭ ئاڭلاش ۋە كۆرۈش قابىلىيىتىڭلارنى كىم باشقۇرىدۇ؟ تىرىك شەيئىلەردىن كىم پەيدا قىلىدۇ؟ (خالايىقنىڭ) ئىشلىرىنى كىم ئىدارە قىلىدۇ؟» ئۇلار (بۇلارغا جاۋابەن): «اﷲ» دەيدۇ. ئېيتقىنكى، «اﷲ تىن غەيرىيگە چوقۇنۇش بىلەن اﷲ نىڭ ئازابىدىن) قورقمامسىلەر؟

Japonca: 

(人びとに)言ってやるがいい。「天と地から,あなたがたに用度を供給するのは誰か。聴覚や視覚を司るのは誰か。また死んだ物から,生命を(お?)し,生から死を(西?)せられるのは誰か。また凡ての事物を規制統御するのは誰であるのか。」かれらは必ず「アッラー」と言おう。言ってやるがいい。「何故あなたがたは,主を畏れないのか。

Arapça (Ürdün): 

«قل» لهم «من يرزقكم من السماء» بالمطر «والأرض» بالنبات «أمَّن يملك السمع» بمعنى الأسماع، أي خلقها «والأبصار ومن يخرج الحي من الميت ويخرج الميت من الحي ومن يدبِّر الأمر» بين الخلائق «فسيقولون» هو «الله فقل» لهم «أفلا تتقونـ» ـه فتؤمنون.

Hintçe: 

ऐ रसूल तुम उने ज़रा पूछो तो कि तुम्हें आसमान व ज़मीन से कौन रोज़ी देता है या (तुम्हारे) कान और (तुम्हारी) ऑंखों का कौन मालिक है और कौन शख़्श मुर्दे से ज़िन्दा को निकालता है और ज़िन्दा से मुर्दे को निकालता है और हर अम्र (काम) का बन्दोबस्त कौन करता है तो फौरन बोल उठेंगे कि ख़ुदा (ऐ रसूल) तुम कहो तो क्या तुम इस पर भी (उससे) नहीं डरते हो

Tayca: 

จงกล่าวเถิด(มุฮัมมัด) “ใครเป็นผู้ประทานปัจจัยยังชีพที่มาจากฟากฟ้า และแผ่นดินแด่พวกท่าน หรือใครเป็นเจ้าของการได้ยินและการมอง และใครเป็นผู้ให้มีชีวิตหลังจากการตายและเป็นผู้ให้ตายหลังจากมีชีวิตมา และใครเป็นผู้บริหารกิจการ” แล้วพวกเขาจะกล่าวกันว่า “อัลลอฮฺ” ดังนั้นจงกล่าวเถิด(มุฮัมมัด) “พวกท่านไม่ยำเกรงหรือ?”

İbranice: 

אמור: 'מי מפרנס אתכם מן השמים ומן הארץ, ומי נתן לכם את השמיעה ואת הראיה? ומי מוציא את החי מן המת ואת המת מן החי? ומי מתכנן את הצווים? הם יאמרו: 'אלוהים,' אמור: 'האם לא תיראו ממנו

Hırvatça: 

Upitaj: "Ko vas opskrbljuje s neba i iz zemlje?", ili: "Ko vlada sluhom i vidom, ko izvodi živo iz neživog i iz živog neživo, i ko upravlja svim?" "Allah", reći će oni. A ti reci: "Pa zar se sačuvati nećete?!"

Rumence: 

Spune: “Cine vă înzestrează din cer şi de pe pământ? Cine stăpâneşte auzul şi vederea? Cine scoate viul din mort? Cine scoate mortul din viu? Cine cârmuieşte totul?” Ei vor răspunde: “Dumnezeu!” Spune: “Nu vă temeţi de El, oare?”

Transliteration: 

Qul man yarzuqukum mina alssamai waalardi amman yamliku alssamAAa waalabsara waman yukhriju alhayya mina almayyiti wayukhriju almayyita mina alhayyi waman yudabbiru alamra fasayaqooloona Allahu faqul afala tattaqoona

Türkçe: 

Sor: "Sizi gökten ve yerden kim rızıklandırıyor? Ya o işitme gücünün ve gözlerin sahibi kim? Kim çıkarıyor ölüden diriyi ve kim çıkarıyor diriden ölüyü? Kim çekip çeviriyor iş ve oluşu?" Hemen, "Allah!" diyecekler. De ki: "Hâlâ kendinize gelmiyor musunuz?"

Sahih International: 

Say, "Who provides for you from the heaven and the earth? Or who controls hearing and sight and who brings the living out of the dead and brings the dead out of the living and who arranges [every] matter?" They will say, "Allah," so say, "Then will you not fear Him?"

İngilizce: 

Say: "Who is it that sustains you (in life) from the sky and from the earth? or who is it that has power over hearing and sight? And who is it that brings out the living from the dead and the dead from the living? and who is it that rules and regulates all affairs?" They will soon say, "Allah". Say, "will ye not then show piety (to Him)?"

Azerbaycanca: 

(Ya Rəsulum!) De: “Sizə göydən və yerdən kim ruzi verir? Qulaqlara və gözlərə sahib olan (onları yaradan) kimdir? Ölüdən diri, diridən ölü çıxardan kimdir? Hər işi düzüb qoşan (səhmana salan) kimdir? Onlar: “Allahdır!” – deyəcəklər. De: “Bəs onda Allahdan qorxmursunuz?”

Süleyman Ateş: 

De ki: "Sizi gökten ve yerden kim rızıklandırıyor? Ya da o kulak(lar)ın ve gözlerin sahibi kimdir? Ölüden diriyi, diriden ölüyü kim çıkarıyor? Kim buyruğu(nu) yürütüyor (kainatı yönetiyor)?" "Allah." diyecekler. "O halde, korunmuyor musunuz?" de.

Diyanet Vakfı: 

(Resulüm!) De ki: Size gökten ve yerden kim rızık veriyor? Ya da kulaklara ve gözlere kim malik (ve hakim) bulunuyor? Ölüden diriyi kim çıkarıyor, diriden ölüyü kim çıkarıyor? (Her türlü) işi kim idare ediyor? "Allah" diyecekler. De ki: Öyle ise (Onaasi olmaktan) sakınmıyor musunuz?

Erhan Aktaş: 

De ki: “Sizleri gökten ve yerden rızıklandıran kimdir? İşitme ve görme gücünü veren kimdir? Ölüden diriyi, diriden ölüyü çıkaran kimdir? Bütün işleri düzenleyen kimdir?(1)” Diyecekler ki: “Allah’tır.” O halde, “O’na karşı takvâlı olmayacak mısınız?” de.

Kral Fahd: 

(Rasûlüm!) de ki: Sizi gökten ve yerden rızıklandıran kimdir? Ya da kulaklara ve gözlere kim mâlik (ve hakim) bulunuyor? Ölüden diriyi kim çıkarıyor, diriden ölüyü kim çıkarıyor? (Her türlü) işi kim idare ediyor? «Allah» diyecekler. De ki: Öyle ise (Ona âsi olmaktan) sakınmıyor musunuz?

Hasan Basri Çantay: 

(Habibim) de ki: «Size gökden ve yerden rızık veren kim? O kulaklara ve gözlere (onların hilkat ve hizmetlerine) mâlik (ve haakim) olan kim? Ölüden diriyi kim çıkarıyor, diriden ölüyü kim çıkarıyor? (Hülâsa) işi (kâinatın ve hilkatin bütün umurunu) kim tedbîr (ve idare) ediyor»? Derhal diyecekler ki: «Allah». De ki: «O halde (onun ıkaabından) sakınmaz mısınız?

Muhammed Esed: 

De ki: "Sizi göğün ve yerin ürünleriyle rızıklandıran kimdir? Yahut kimdir, işitme ve görme yetisi üzerinde mutlak egemen olan? Kimdir, ölüden diriyi, diriden de ölüyü çıkaran? Ve (yine) kimdir var olan her şeyi çekip çeviren?" Şüphesiz, diyecekler ki: "(Elbette) Allah!" Öyleyse, de ki: "Peki, O´na karşı artık gereken duyarlığı göstermeyecek misiniz?

Gültekin Onan: 

De ki: &quot

Ali Fikri Yavuz: 

(Rasûlüm) de ki: “-Size gökten ve yerden kim rızk veriyor? O kulaklara ve gözlere (onların idrakine) kim mâlik bulunuyor? Ölüden diriyi, diriden de ölüyü kim çıkarıyor? Bütün işleri kim idâre ediyor? “ Hemen diyecekler ki “Allah” De ki: “- O halde Allah’dan sakınmaz mısınız? “

Portekizce: 

Dize: Quem vos agracia com os seus bens do céu e da terra? Quem possui poder sobre a audição e a visão? E quem regetodos os assuntos? Dirão: Deus! Dize, então: Por que não O temeis?

İsveççe: 

SÄG: "Vem förser er med det i himlen och på jorden som ni behöver för er försörjning? Vem har makten över hörsel och syn? Vem låter livet spira ur det som är dött och låter döden stiga fram ur det levande? Och vem styr skapelsens ordning?" På detta kommer de att svara: "[Det är] Gud." Och du skall säga: "Skall ni då inte frukta Honom

Farsça: 

بگو: کیست که شما را از آسمان و زمین روزی می دهد؟ یا کیست که بر گوش ها و چشم ها مالکیّت و حکومت دارد؟ و کیست که زنده را از مرده، و مرده را از زنده بیرون می آورد؟ و کیست که همواره امور [جهان هستی] را تدبیر می کند؟ به زودی خواهند گفت: خدا! پس بگو: آیا [از پرستش غیر او] نمی پرهیزید؟!

Kürtçe: 

(ئەی موحەممەد ﷺ) بڵێ ئایا کێ ڕزق و ڕۆزیتان دەدات لەئاسمان (بە باران) و لەزەویەوە (بە ڕووەک) یان کێ خاوەنی (دروستکەری) گوێ و چاوانە وە کێ زیندوو لە مردوو دەردەھێنێت وە مردوو لەزیندوو دەردەھێنێت ھەروەھا کێ کارەکان ھەڵدەسوڕێنێ بێگومان یەکسەر دەڵێن خوا کەواتە (ئەی موحەممەد ﷺ) پێیان بڵێ دەی بۆ خۆتان ناپارێزن (لەسزای خوا)؟

Özbekçe: 

Сен: «Сизларни осмонлару ерда ким ризқлантирур? Ёки қулоқ ва кўзларингизнинг эгаси ким, тирикни ўликдан, ўликни тирикдан ким чиқарур? Ишнинг тадбирини ким қиладир?» деб айт. Улар, албатта: «Аллоҳ», дерлар. Бас, сен: «Тақво қилмайсизларми?» деб айт. (Ушбу ояти карималар нозил бўлаётган даврдаги одамлар тушунчаси бўйича, ўсиб-ҳаракатланиб турган нарсалар тирик, ҳаракатсиз, ўсмай турган нарсалар ўлик ҳисобланар эди. Ана шу тасаввурга биноан қадимги тафсирчиларимиз «ўликдан тирикни чиқариш»га тухумдан қушни, уруғдан ўсимликни, данакдан дарахтни чиқаришни ва шунга ўхшаш ҳолатларни мисол қилиб келтирганлар. Ёки, аксинча, ҳамма ҳайвонлар тирик бола туғади, қушлар эса, жонсиз тухумни. Ўсиб етилган ўсимликдан жонсиз уруғ чиқади. Буларнинг ҳаммасини ким қилмоқда? Албатта, Аллоҳ!)

Malayca: 

Bertanyalah kepada mereka (yang musyrik itu): "Siapakah Yang memberi rezeki kepada kamu dari langit dan bumi? Atau siapakah yang menguasai pendengaran dan penglihatan? Dan siapakah yang mengeluarkan makhluk yang hidup dari benda yang mati, dan mengeluarkan benda yang mati dari makhluk yang hidup? Dan siapakah pula yang mentadbirkan urusan sekalian alam? "(Dengan pertanyaan-pertanyaan itu) maka mereka (yang musyrik) tetap akan menjawab (mengakui) dengan berkata: "Allah jualah yang menguasai segala-galanya! "Oleh itu, katakanlah: "(Jika kamu mengakui yang demikian), maka mengapa kamu tidak mahu bertaqwa?

Arnavutça: 

Thuaj: “Kush ju ushqen juve nga qielli dhe Toka? Ose, kush mund të krijojë të dëgjuarit dhe të pamurit? Dhe kush mund të nxjerrë të gjallin nga i vdekuri dhe të vdekurin nga i gjalli? Dhe kush i drejton gjërat? Ata do të thonë: “Perëndia”. E ti (o Muhammed!) thuaj: “E, përse atëherë nuk i ruheni atij?”

Bulgarca: 

Кажи: “Кой ви дава препитание от небето и от земята? Или кой владее слуха и зрението? И кой изважда живото от мъртвото, и изважда мъртвото от живото? И кой управлява делото?” Ще рекат: “Аллах!” Кажи: “А нима не се боите?”

Sırpça: 

Упитај: „Ко вас опскрбљује са неба и из земље?“ Или: „Ко влада слухом и видом, ко изводи живо из неживог и из живог неживо, и ко управља свиме?“ „Аллах“, рећи ће они. А ти реци: „Па зар се Аллаха не бојите?!“

Çekçe: 

Rci: 'Kdo uštědřuje vám obživu z nebes a země? Kdo vládcem je sluchu a zraku? Kdo dává vzejít živému z mrtvého a mrtvému ze živého a kdo řídí rozkazy všechny?' I odvětí: 'Bůh!' Rci jim tedy: 'Proč tedy nechcete být bohabojní?'

Urduca: 

اِن سے پُوچھو، کون تم کو آسمان اور زمین سے رزق دیتا ہے؟ یہ سماعت اور بینائی کی قوتیں کس کے اختیار میں ہیں؟ کون بے جان میں سے جاندار کو اور جاندار میں سے بے جان کو نکالتا ہے؟ کون اِس نظم عالم کی تدبیر کر رہا ہے؟ وہ ضرور کہیں گے کہ اللہ کہو، پھر تم (حقیقت کے خلاف چلنے سے) پرہیز نہیں کرتے؟

Tacikçe: 

Бигӯ: «Чӣ касе аз осмону замин ба шумо рӯзӣ медиҳад? Кист, ки шунавоиву биноӣ мебахшад? Зиндаро аз мурда падид меорад ва мурдаро аз зинда ва корхоро ба сомон меоварад?» Хоҳанд гуфт: «Оллоҳ». Бигӯ: «Оё намотарсед?».

Tatarca: 

Сорагыл: "Җир вә күк тарафыннан кем ризыкландыра? Яки хуҗа булып сезгә күз вә колакларны кем бирә? Дәхи үлектән терекне һәм теректән үлекне кем чыгара, кемнең көче җитә? Вә бөтен эшләр белән кем җитәкчелек итә? Алар әйтер: "Аллаһ". Әйт: "Шулай булгач Аллаһудан курыкмыйсызмы? Әлбәттә, куркыгыз!"

Endonezyaca: 

Katakanlah: "Siapakah yang memberi rezeki kepadamu dari langit dan bumi, atau siapakah yang kuasa (menciptakan) pendengaran dan penglihatan, dan siapakah yang mengeluarkan yang hidup dari yang mati dan mengeluarkan yang mati dari yang hidup dan siapakah yang mengatur segala urusan?" Maka mereka akan menjawab: "Allah". Maka katakanlah "Mangapa kamu tidak bertakwa kepada-Nya)?"

Amharca: 

«ከሰማይና ከምድር ሲሳይን የሚሰጣችሁ ማን ነው መስሚያዎችንና ማያዎችንስ የፈጠረ ማን ነው ከሙትም ሕያውን የሚያወጣ ከሕያውም ሙትን የሚያወጣስ ማን ነው ነገሩን ሁሉ የሚያስተናብርስ ማን ነው» በላቸው፡፡ «በእርግጥም አላህ ነው» ይሉሃል፡፡ «ታዲያ (ለምን ታጋራላችሁ) አትፈሩትምን» በላቸው፡፡

Tamilce: 

(நபியே! அவர்களை நோக்கி) கூறுவீராக: “வானத்திலிருந்தும் பூமியிலிருந்தும் உங்களுக்கு யார் உணவளிக்கிறான்? அல்லது, (உங்கள்) செவிக்கும் பார்வைகளுக்கும் யார் உரிமை கொள்வான்? இன்னும், இறந்ததிலிருந்து உயிருள்ளதையும்; உயிருள்ளதிலிருந்து இறந்ததையும் யார் உற்பத்தி செய்கிறான்? இன்னும், எல்லா காரியங்களையும் யார் திட்டமிட்டு நிர்வகிக்கிறான்?” ஆக, (அதற்கு பதிலில்), “அல்லாஹ்தான்” என்று கூறுவார்கள். ஆக, நீர் கூறுவீராக: “ஆகவே, நீங்கள் அந்த அல்லாஹ்வை அஞ்சவேண்டாமா?”

Korece: 

일러가로되 하늘과 대지에서누가 너희에게 일용할 양식을 주 느뇨 또한 듣게하고 보게하심은 누구이뇨 죽은자를 살게 한자는 누구이뇨 누가 산자를 죽게 하느 뇨 누가 일들을 주관하느뇨 하나 님이요 라고 하니라 그때 이르되 그러면 너희가 왜 그분을 두려워 하지 않느뇨

Vietnamca: 

Ngươi (hỡi Thiên Sứ Muhammad) hãy hỏi (những kẻ đa thần phủ nhận Allah): “Ai ban lộc cho các ngươi từ trời đất? Ai chi phối thính giác và thị giác của các ngươi? Ai đưa cái sống ra từ cái chết và đưa cái chết ra từ cái sống? Và ai điều hành, sắp xếp mọi hoạt động (của vũ trụ)?” Chúng sẽ nói: “Allah”. Vì vậy, Ngươi hãy nói với chúng: “Vậy tại sao các ngươi không sợ (Ngài)?”

Rubu tag: 

Hizb tag: