Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

26

Sûredeki Ayet No: 

196

Ayet No: 

3128

Sayfa No: 

375

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

وَإِنَّهُ لَفِي زُبُرِ الْأَوَّلِينَ

Çeviriyazı: 

veinnehû lefî zübüri-l'evvelîn.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

O, şüphesiz daha öncekilerin kitaplarında da vardı.

Diyanet İşleri: 

O, daha öncekilerin kitabında da zikredilmiştir.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Ve şüphe yok ki o hükümler, elbette önceki kitaplarda da var.

Şaban Piriş: 

O, önceki kitaplarda da (vardır).

Edip Yüksel: 

Daha önceki kitaplarda da anılmıştır.

Ali Bulaç: 

Ve hiç şüphesiz, o (Kur'an), geçmişlerin kitaplarında da vardır.

Suat Yıldırım: 

Bu Kur'ân’a, elbette öncekilerin kitaplarında da işaret edilmişti. [7,157]

Ömer Nasuhi Bilmen: 

26:195

Yaşar Nuri Öztürk: 

O, elbette ki öncekilerin kitaplarında da var.

Bekir Sadak: 

26:200

İbni Kesir: 

O, daha öncekilerin kitablarında vardır.

Adem Uğur: 

O, şüphesiz daha öncekilerin kitaplarında da vardır.

İskender Ali Mihr: 

Ve muhakkak ki O, evvelkilerin (kitaplarının) sayfalarında mutlaka vardır.

Celal Yıldırım: 

Hem o, öncekilere (indirilen semavî) kitaplarda da (bazı özellikleriyle) vardır.

Tefhim ul Kuran: 

Ve hiç şüphesiz, o (Kur´an), geçmişlerin kitaplarında da vardır.

Fransızca: 

Et ceci était déjà mentionné dans les écrits des anciens (envoyés).

İspanyolca: 

y estaba, ciertamente, en las Escrituras de los antiguos.

İtalyanca: 

E già era nelle scritture degli antichi.

Almanca: 

Und gewiß, er ist doch in den Schriften der Früheren.

Çince: 

它确是古经典中被提到过的。

Hollandaca: 

Waarvan de getuigenis door de schriften van vroegere tijden wordt geleverd.

Rusça: 

и упоминается в Писаниях древних народов.

Somalice: 

Quraankuna wuxuu ku Sugnaa Kutubtii hore.

Swahilice: 

Na hakika bila ya shaka haya yamo katika Vitabu vya kale.

Uygurca: 

ھەقىقەتەن قۇرئان ئىلگىرىكى (پەيغەمبەرلەرنىڭ) كىتابلىرىدا تىلغا ئېلىنغان

Japonca: 

このことは,既に昔の啓典の中に記されている。

Arapça (Ürdün): 

«وإنه» ذكر القرآن المنزل على محمد «لفي زُبُر» كتب «الأولين» كالتوراة والإنجيل.

Hintçe: 

और बेशक इसकी ख़बर अगले पैग़म्बरों की किताबों मे (भी मौजूद) है

Tayca: 

และแท้จริงมันมีอยู่ในคัมภีร์สมัยก่อนๆ

İbranice: 

והוא מוזכר בזובור (בכתבי הקודש) של אלה אשר קדמו

Hırvatça: 

On je spomenut u knjigama poslanika prijašnjih,

Rumence: 

Aceasta se află deja în Psalmii celor dintâi.

Transliteration: 

Wainnahu lafee zuburi alawwaleena

Türkçe: 

O, elbette ki öncekilerin kitaplarında da var.

Sahih International: 

And indeed, it is [mentioned] in the scriptures of former peoples.

İngilizce: 

Without doubt it is (announced) in the mystic Books of former peoples.

Azerbaycanca: 

Həqiqətən, o (Qur’anın nazil olacağı xəbəri, mə’nası və hökmləri; Peyğəmbərin vəsfi), əvvəlkilərin (keçmiş peyğəmbərlərin) kitablarından mövcuddur.

Süleyman Ateş: 

O(nun içeriği), evvelkilerin Kitaplarında da vardır.

Diyanet Vakfı: 

O, şüphesiz daha öncekilerin kitaplarında da vardır.

Erhan Aktaş: 

Kuşkusuz o kesinlikle öncekilerin Zeburlarında(1) da vardır.

Kral Fahd: 

O, şüphesiz daha öncekilerin kitaplarında da vardır.

Hasan Basri Çantay: 

Şübhe yok ki o (Kur´an) daha evvelkilerin kitablarında da vardır.

Muhammed Esed: 

Ve bu (mesaj, temel çizgileriyle), hiç şüphesiz, ilahi hikmetleri bildiren önceki kitaplarda da yer almaktadır.

Gültekin Onan: 

Ve hiç şüphesiz, o (Kuran), geçmişlerin kitaplarında da vardır.

Ali Fikri Yavuz: 

Gerçekten o, (Kur’an’ın nâzil olacağına dair vasıf) daha evvelki kitablarda da vardır.

Portekizce: 

E, em verdade, está mencionado nos Livros sagrados dos antigos.

İsveççe: 

Dess [sanning] fanns helt visst i äldre tiders böcker med nedtecknad gudomlig visdom.

Farsça: 

و بی تردید [خبر] این [قرآن] در کتاب های پیشینیان است.

Kürtçe: 

وە بەڕاستی (باسی قورئان) لەکتێبی پێغەمبەرە پێشووەکاندا ھەیە

Özbekçe: 

Албатта, у (Қуръон) аввалгиларининг китобларида ҳам бордир. ( Қуръоннинг зикри, аввалги умматларнинг илоҳий китобларида ҳам бордир.)

Malayca: 

Dan sesungguhnya Al-Quran (tersebut juga perihalnya dan sebahagian dari pengajaran-pengajarannya) di dalam Kitab-kitab ugama orang-orang yang telah lalu.

Arnavutça: 

Dhe, me të vërtetë, ai (Kur’ani) është përmend në librat e (pejgamberëve) të mëparshëm, -

Bulgarca: 

Той е [споменат] в писанията на предците.

Sırpça: 

Он је споменут у књигама претходних посланика,

Çekçe: 

a je věru v Písmech starých obsaženo.

Urduca: 

اور اگلے لوگوں کی کتابوں میں بھی یہ موجود ہے

Tacikçe: 

Ва он дар навиштаҳои пешиниён низ ҳаст.

Tatarca: 

Коръәндәге хәбәрләр, әлбәттә, әүвәлге китапларда да бар.

Endonezyaca: 

Dan sesungguhnya Al Quran itu benar-benar (tersebut) dalam Kitab-kitab orang yang dahulu.

Amharca: 

እርሱም (ቁርኣን) በቀድሞዎቹ መጻሐፍት ውስጥ (የተወሳ ነው)፡፡

Tamilce: 

இன்னும், நிச்சயமாக இ(ந்த வேதத்தைப் பற்றிய முன்னறிவிப்பான)து முன்னோர்களுடைய வேதங்களில் கூறப்பட்டுள்ளது.

Korece: 

그것은 선조들의 성서에 서도 언급이 되었거늘

Vietnamca: 

Nó quả thật đã được nhắc đến trong những Kinh Sách trước.