Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

24

Sûredeki Ayet No: 

48

Ayet No: 

2839

Sayfa No: 

356

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

وَإِذَا دُعُوا إِلَى اللَّهِ وَرَسُولِهِ لِيَحْكُمَ بَيْنَهُمْ إِذَا فَرِيقٌ مِّنْهُم مُّعْرِضُونَ

Çeviriyazı: 

veiẕâ dü`û ile-llâhi verasûlihî liyaḥküme beynehüm iẕâ ferîḳum minhüm mü`riḍûn.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Aralarında hükmetmesi için Allah'a ve Resulüne çağrıldıkları zaman, bakarsın ki, içlerinden birkısmı yüz çevirip dönerler.

Diyanet İşleri: 

Aralarında hüküm vermek üzere Allah'a ve Peygamberine çağırıldıkları zaman, bir takımı hemen yüz çevirirler. İşte bunlar inanmış değillerdir.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Onlar, aralarında hükmetmesi için Allah'a ve Peygamberine çağrıldıkları zaman içlerinden bir kısmı, derhal yüzlerini döndürür.

Şaban Piriş: 

Aralarında hüküm vermesi için, Allah’a ve Rasûlüne çağrıldıkları zaman, onlardan bir grup hemen yüz çevirirler.

Edip Yüksel: 

Aralarında hüküm vermesi için ALLAH'a ve elçisine çağrıldıkları zaman onlardan bir grup hoşlanmaz.

Ali Bulaç: 

Aralarında hükmetmesi için Allah'a ve Resulüne çağrıldıkları zaman, onlardan bir grup yüz çevirir.

Suat Yıldırım: 

Aralarında hükmetmesi için Allah'ın ve Resulünün hükmüne dâvet edildiklerinde, bir de bakarsın onlardan bir kısmı yüz çeviriyor! [4,60-61; 105]

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Aralarında hükmetmesi için Allah´a ve Resûlüne dâvet olundukları vakit de onlardan bir fırka kaçıverirler.

Yaşar Nuri Öztürk: 

Allah'a ve aralarında hüküm versin diye elçiye çağrıldıklarında, içlerinden bir fırka hemen yüz çevirenler oluveriyor.

Bekir Sadak: 

De ki: «Allah´a itaaat edin

İbni Kesir: 

Aralarında hükmetmesi için Allah´a ve Rasulüne çağrıldıkları zaman

Adem Uğur: 

Onlar, aralarında hüküm vermesi için Allah´a ve Peygamber´e çağırıldıklarında, bakarsın ki içlerinden bir kısmı yüz çevirip dönerler.

İskender Ali Mihr: 

Ve onların aralarında hüküm vermesi için Allah ve resûlüne davet olundukları zaman onların bir kısmı yüz çevirenlerdir.

Celal Yıldırım: 

Aralarında hükmetmek için onlar Allah´a ve Peygamberine davet edildikleri zaman bir de bakarsın ki onlardan bir grup sırt çevirip (bu davete) aldırış etmezler.

Tefhim ul Kuran: 

Aralarında hükmetmesi için onlar Allah´a ve Resulüne çağrıldıkları zaman, onlardan bir grup yüzçevirir.

Fransızca: 

Et quand on les appelle vers Allah et Son messager pour que celui-ci juge parmi eux, voilà que quelques-uns d'entre eux s'éloignent.

İspanyolca: 

Cuando se les llama ante Alá y su Enviado para que decida entre ellos, he aquí que algunos se van.

İtalyanca: 

Quando vengono chiamati ad Allah e al Suo Inviato affinché egli giudichi tra di loro, alcuni si sottraggono.

Almanca: 

Und wenn sie zu ALLAH und zu Seinem Gesandten gerufen werden, damit er zwischen ihnen richtet, ist eine Gruppe von ihnen sich abwendend.

Çince: 

当他们被召归于真主及其使者,以便他为他们而判决的时候,他们中的一伙人,忽然规避。

Hollandaca: 

En als zij voor God en zijn gezant worden opgeroepen opdat hij tusschen hen zou mogen richten, dan verwijdert zich een deel hunner.

Rusça: 

Когда их зовут к Аллаху и Его Посланнику, чтобы он рассудил их, часть из них отворачивается.

Somalice: 

Marka Loogu Yeedho Eebe iyo Rasuulkiisa inuu kala Xukumo Dhexdooda waxaa soo Baxa Koox ka Mid ah oo Jeedsan.

Swahilice: 

Na wanapo itwa kumuendea Mwenyezi Mungu na Mtume wake ili ahukumu baina yao, kipo kikundi katika wao kinakataa.

Uygurca: 

ئۇلارنىڭ ئارىسىدا (پەيغەمبەر) ھۆكۈم چىقىرىش ئۈچۈن، ئۇلار اﷲ نىڭ ۋە پەيغەمبەرنىڭ (ھۆكمىگە) چاقىرىلسا، ئۇلاردىن بىر جامائە (پەيغەمبەرنىڭ ئالدىغا ھازىر بولۇشتىن) باش تارتىدۇ

Japonca: 

かれらの間は裁きのために,アッラーと使徒の前に呼び出されると,見なさい。一部の者は回避する。

Arapça (Ürdün): 

«وإذا دعوا إلى الله ورسوله» المبلغ عنه «ليحكم بينهم إذا فريق منهم معرضون» عن المجيء إليه.

Hintçe: 

और जब वह लोग ख़ुदा और उसके रसूल की तरफ बुलाए जाते हैं ताकि रसूल उनके आपस के झगड़े का फैसला कर दें तो उनमें का एक फरीक रदगिरदानी करता है

Tayca: 

และเมื่อพวกเขาถูกเรียกร้องไปสู่อัลลอฮ์และร่อซูลของพระองค์ เพื่อให้ตัดสินระหว่างพวกเขา เมื่อนั้นฝ่ายหนึ่งจากพวกเขาพากันผินหลังให้

İbranice: 

ועת מתבקשים לפנות אל אלוהים ושליחו על מנת שישפוט ביניהם, גם אז מתכחש חלק מהם

Hırvatça: 

Kad budu pozvani Allahu i Poslaniku Njegovu da im presudi, grupa njih odjednom leđa okrene;

Rumence: 

Când sunt chemaţi înaintea lui Dumnezeu şi a trimisului Său ca să judece între ei, unii dintre ei întorc spatele.

Transliteration: 

Waitha duAAoo ila Allahi warasoolihi liyahkuma baynahum itha fareequn minhum muAAridoona

Türkçe: 

Allah'a ve aralarında hüküm versin diye elçiye çağrıldıklarında, içlerinden bir fırka hemen yüz çevirenler oluveriyor.

Sahih International: 

And when they are called to [the words of] Allah and His Messenger to judge between them, at once a party of them turns aside [in refusal].

İngilizce: 

When they are summoned to Allah and His messenger, in order that He may judge between them, behold some of them decline (to come).

Azerbaycanca: 

(Münafiqlər) aralarında hökm etmək üçün Allahın (Allahın kitabının) və Peyğəmbərinin yanına çağırıldıqda onlardan bir dəstə (onun yanına gəlməkdən, haqqa boyun qoymaqdan) dərhal üz çevirər.

Süleyman Ateş: 

Elçinin, aralarında hükmetmesi için Allah'a ve Elçisine çağırıldıkları zaman hemen onlardan bir grup yüz çevirirler.

Diyanet Vakfı: 

Onlar, aralarında hüküm vermesi için Allah'a ve Peygamber'e çağırıldıklarında, bakarsın ki içlerinden bir kısmı yüz çevirip dönerler.

Erhan Aktaş: 

Aralarında hüküm vermesi için Allah’a ve Resûl’üne çağrıldıkları zaman, onların bir kısmı bundan kaçınır.

Kral Fahd: 

Onlar, aralarında hüküm vermesi için Allah'a ve Peygamber'e çağırıldıklarında, bakarsın ki içlerinden bir kısmı yüz çevirip dönerler.

Hasan Basri Çantay: 

Onlar, aralarında hükmetmesi için, Allahın resulüne da´vet edildikleri vakit (bakarsın ki) bir fırkası hemen yüz çevirib dönücüdürler.

Muhammed Esed: 

Ve (böyleleri) aralarında (ilahi kitap hüküm versin diye Allah´a ve O´nun Rasul´üne çağırıldıklarında, onlardan bir kısmı hemen yüz çevirir;

Gültekin Onan: 

Aralarında hükmetmesi için Tanrı´ya ve Resulüne çağrıldıkları zaman, onlardan bir grup yüz çevirir.

Ali Fikri Yavuz: 

Aralarında hüküm vermek için, o münafıklar, Allah’ın kitabına ve peygamberine çağrıldıkları vakit bir de bakarsın, onlardan bir fırka yüz çeviriyor.

Portekizce: 

E quando são convocados ante Deus e Seu Mensageiro, para que julguem entre eles, eis que um grupo deles desdenha.

İsveççe: 

Och om de kallas inför Gud och Hans Sändebud för att han skall döma i det som rör dem, håller sig några av dem borta.

Farsça: 

و زمانی که آنان را به سوی خدا و پیامبرش می خوانند تا [نسبت به اختلافاتی که دارند] میانشان داوری کند، ناگهان گروهی از آنان روی گردان می شوند.

Kürtçe: 

وە کاتێک بانگ بکرێن بۆ لای (شەریعەتی) خواو پێغەمبەر ﷺ بۆ ئەوەی حوکم بکات لەنێوانیاندا یەکسەر کۆمەڵێک لەوانە ڕوو وەردەگێڕن

Özbekçe: 

Уларни қачонки Аллоҳга ва Унинг Пайғамбарига ораларида ҳукм чиқариш учун чорланса, баногоҳ улардан бир гуруҳи юз ўгиргувчилардир.

Malayca: 

Dan (bukti berpalingnya mereka ialah) apabila mereka diajak kepada Kitab Allah dan Sunnah RasulNya supaya menjadi hakim memutuskan sesuatu di antara mereka, maka dengan serta-merta sepuak dari mereka berpaling ingkar (menolak ajakan itu jika keputusan tidak menguntungkan mereka).

Arnavutça: 

Dhe, kur të thirrën te Perëndia dhe Pejgamberi i Tij, që t’i gjykojë në mes tyre, një grup nga ata shmangët;

Bulgarca: 

И когато бъдат призовани към Аллах и към Неговия Пратеник, за да отсъди помежду им, ето - част от тях се отвръща!

Sırpça: 

Кад буду позвани Аллаху и Његовом Посланику да им пресуди, неки од њих одједном леђа окрену.

Çekçe: 

A když jsou povoláni před Boha a posla Jeho, aby mezi nimi rozsoudil, hle, skupina z nich se zády obrací.

Urduca: 

جب ان کو بلایا جاتا ہے اللہ اور رسول کی طرف، تاکہ رسول ان کے آپس کے مقدمے کا فیصلہ کرے تو ان میں سے ایک فریق کترا جاتا ہے

Tacikçe: 

Чун онҳоро ба Худову паёмбараш даъват кунанд, то миёнашон ҳукм кунад, бинӣ, ки гурӯҳе рӯйгардонӣ мекунанд.

Tatarca: 

Әгәр ул монафикълар Аллаһуга вә расүлгә чакырылсалар расүл аларның арасында хөкем итсен өчен, шул вакыт, безнең зарарыбызга хөкем итәр, дип, расүл янына килүдән баш тартырлар.

Endonezyaca: 

Dan apabila mereka dipanggil kepada Allah dan rasul-Nya, agar rasul menghukum (mengadili) di antara mereka, tiba-tiba sebagian dari mereka menolak untuk datang.

Amharca: 

ወደ አላህና ወደ መልክተኛውም በመካከላቸው ሊፈርድ በተጠሩ ጊዜ ከእነሱ ከፊሉ ወዲያውኑ ይሸሻሉ፡፡

Tamilce: 

அவர்களுக்கு மத்தியில் தூதர் தீர்ப்பளிப்பதற்காக அல்லாஹ் இன்னும் அவனது தூதரின் பக்கம் அவர்கள் அழைக்கப்பட்டால், அப்போது அவர்களில் ஒரு பிரிவினர் (தூதரின் தீர்ப்பை) புறக்கணிக்கிறார்கள்.

Korece: 

이들은 하나님과 그분의 선 지자에게 소환되어 심판을 받게 될 때도 그들중의 무리는 등을 돌릴 것이라

Vietnamca: 

Khi họ được mời gọi đến với Allah và vị Thiên Sứ của Ngài để Y phân xử giữa bọn họ thì một thành phần trong bọn họ quay bỏ đi.