Arapça:
لَّا يَسْمَعُونَ فِيهَا لَغْوًا إِلَّا سَلَامًا ۖ وَلَهُمْ رِزْقُهُمْ فِيهَا بُكْرَةً وَعَشِيًّا
Çeviriyazı:
lâ yesme`ûne fîhâ lagven illâ selâmâ. velehüm rizḳuhüm fîhâ bükratev ve`aşiyyâ.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Onlar orada boş bir söz işitmezler. Ancak "Selam" işitirler. Orada sabah akşam rızıkları da hazırdır.
Diyanet İşleri:
Orada boş sözler değil sadece esenlik veren sözler işitirler. Orada rızıklarını sabah akşam hazır bulurlar.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Orada manasız bir söz işitmeyecekler, ancak esenlik size sözünü duyacaklar ve sabahakşam, rızıkları gelecek onlara.
Şaban Piriş:
Orada boş söz işitmezler. Ancak selam (işitirler). Ve orada, sabah-akşam kendilerine ait rızıkları vardır.
Edip Yüksel:
Orada boş söz işitmezler; sadece barış... Rızıklarını da sabah akşam alırlar.
Ali Bulaç:
Onda ‘boş bir söz’ işitmezler; sadece selam (ı işitirler). Sabah akşam, onların rızıkları orda (bulunmakta)dır.
Suat Yıldırım:
Orada onlar boş ve anlamsız söz işitmezler, sadece selâm ve selâmet sözleri duyarlar. Orada ziyafetleri sabah akşam kendilerine sunulacaktır. [56,25-26; 73,35]
Ömer Nasuhi Bilmen:
Orada faidesiz lakırdı işitmezler, ancak selâm (işitirler) ve onlar için orada sabah ve akşam rızıkları da vardır.
Yaşar Nuri Öztürk:
Orada boş lakırdı değil, yalnızca "selam" işitirler. Orada kendilerinin sabah, akşam, rızıkları da hazırdır.
Bekir Sadak:
Rabbine and olsun ki Biz onlari mutlaka uyduklari seytanlarla beraber hasredecegiz. Sonra cehennemin yaninda diz cokturerek hazir bulunduracagiz.
İbni Kesir:
Orada boş sözler değil, sadece selam sözü işitirler ve sabah-akşam rızıklarını hazır bulurlar.
Adem Uğur:
Orada boş söz değil, hoş söz duyarlar. Ve orada, sabah akşam kendilerine ait rızıkları vardır.
İskender Ali Mihr:
Orada boş söz işitilmez, sadece “selâm.” Ve orada, onların sabah ve akşam rızıkları vardır.
Celal Yıldırım:
Orada boş anlamsız bir söz değil, sadece «selâm» işitecekler. Onların orada sabah akşam rızıkları hazırdır.
Tefhim ul Kuran:
Onda selamın dışında ´boşa harcanmış bir söz´ işitmezler. Sabah akşam, onların rızıkları orda (bulunmakta) dır.
Fransızca:
On n'y entend nulle parole insignifiante; seulement : "Salam" ; et ils auront là leur nourriture, matin et soir.
İspanyolca:
No oirán allí vaniloquio, sino «¡Paz!» y tendrán allí su sustento, mañana y tarde.
İtalyanca:
e non ascolteranno colà nessun discorso vano, ma solo: "Pace!", e verranno sostentati al mattino e alla sera.
Almanca:
Darin hören sie nichts Unnützes - (sie hören) nur den Salam-Gruß ! Und ihnen ist ihre Versorgung darin morgens und abends gesichert!
Çince:
他们在那里面,听不到闲谈,只听到祝愿平安;他们在那里面,朝夕获得给养。
Hollandaca:
Daar zullen zij geene ijdele gesprekken hooren, maar vrede, en hun voedsel zal daar des ochtends en des avonds voor hen worden gereed gemaakt.
Rusça:
Они не услышат там празднословия, но услышат приветствие миром. Для них там приготовлен их удел утром и после полудня.
Somalice:
kuma maqlaan dhexdeeda hadal macno darro, ee waxay maqlaan salaan, waxayna ku mudan rizqigooda dhexdooda aroor iyo galabba.
Swahilice:
Humo hawatasikia upuuzi, ila Salama tu. Na watapata humo riziki zao asubuhi na jioni.
Uygurca:
ئۇلار جەننەتتە بىھۇدە سۆز ئاڭلىمايدۇ، پەقەت (پەرىشتىلەرنىڭ ئۇلارغا بەرگەن) سالامىنىلا ئاڭلايدۇ، ئۇلار جەننەتتە ئەتىگەن - ئاخشامدا (كۆڭلى تارتقان يىمەك - ئىچمەكلەردىن) رىزىققا ئىگە بولۇپ تۇرىدۇ
Japonca:
かれらはそこでは無用の話を聞かず,只々「平安あれ。」(と言う語を聞く)だけであろう。かれらは朝な夕な,そこで御恵みを与えられる。
Arapça (Ürdün):
«لا يسمعون فيها لغوا» من الكلام «إلا» لكن يسمعون «سلاما» من الملائكة عليهم أو من بعضهم على بعض «ولهم رزقهم فيها بكرة وعشيا» أي على قدرهما في الدنيا، وليس في الجنة نهار ولا ليل بل ضوء ونور أبدا.
Hintçe:
वह लोग वहाँ सलाम के सिवा कोई बेहूदा बात सुनेंगे ही नहीं मगर हर तरफ से इस्लाम ही इस्लाम (की आवाज़ आएगी) और वहाँ उनका खाना सुबह व शाम (जिस वक्त चाहेंगे) उनके लिए (तैयार) रहेगा
Tayca:
พวกเขาจะไม่ได้ยินสิ่งไร้สาระในนั้น นอกจากคำทักทายที่เป็นศานติ และสำหรับพวกเขาจะได้รับเครื่องยังชีพของพวกเขาในนั้น ทั้งในยามเช้าและยามเย็น
İbranice:
לא ישמעו הבלי-פה, אלא רק אמרות שלום, ולהם פרנסתם תהיה בוקר וערב
Hırvatça:
u njima prazne besjede neće slušati, već samo: "Selam!" -i u njima će ujutro i navečer opskrbljeni biti.
Rumence:
Ei, acolo, nu vor auzi nici o deşărtăciune, ci numai “Pace!” şi vor avea îngrijire dimineaţa şi seara.
Transliteration:
La yasmaAAoona feeha laghwan illa salaman walahum rizquhum feeha bukratan waAAashiyyan
Türkçe:
Orada boş lakırdı değil, yalnızca "selam" işitirler. Orada kendilerinin sabah, akşam, rızıkları da hazırdır.
Sahih International:
They will not hear therein any ill speech - only [greetings of] peace - and they will have their provision therein, morning and afternoon.
İngilizce:
They will not there hear any vain discourse, but only salutations of Peace: And they will have therein their sustenance, morning and evening.
Azerbaycanca:
Onlar orada boş (lağlağı) söhbətlər deyil, (mələklərdən və bir-birindən) ancaq: “Salam!” eşidərlər. Ruziləri də səhər-axşam (həmişə) oradadır.
Süleyman Ateş:
Orada boş söz değil, yalnız selam işitirler. Orada sabah akşam rızıkları da hazırdır.
Diyanet Vakfı:
Orada boş söz değil, hoş söz duyarlar. Ve orada, sabah-akşam kendilerine ait rızıkları vardır.
Erhan Aktaş:
Onlar, orada boş söz işitmezler. Ancak “selâm(1)” işitirler. Ve orada, onların sabah akşam(2) rızıkları vardır.
Kral Fahd:
Orada boş söz değil, hoş söz duyarlar. Ve orada, sabah akşam kendilerine ait rızıkları vardır.
Hasan Basri Çantay:
Orada selâmdan başka hoş bir söz işitmeyeceklerdir. Orada sabah, akşam rızıkları da (ayaklarına gelecekdir).
Muhammed Esed:
Orada onlar asla boş ve yararsız bir söz işitmeyecekler; iç huzuru ve esenlik dileğinden başka hiçbir söz! Ve orada sabah akşam azıklandırılacaklar;
Gültekin Onan:
Onda ´boş bir söz´ işitmezler
Ali Fikri Yavuz:
Cennet’de bir boş söz işitmezler, ancak (meleklerden veya birbirlerinden) selâm işitirler. Rızıkları da oradadır, sabah ve akşam.
Portekizce:
Ali não escutarão futilidades, mas palavras de saudações, e receberão o seu sustento de manhã e à tarde.
İsveççe:
Där skall de inte höra tomt och meningslöst tal - men [hälsas med] fredshälsningen - och där skall de få, morgon och afton, allt vad de behöver för sitt välbefinnande.
Farsça:
در آنجا کلام لغو و بیهوده ای نمی شنوند، بلکه آنچه می شنوند فقط سلام و درود است؛ و در آنجا صبح و شام، رزقشان برای آنان [آماده] است.
Kürtçe:
(بەھەشتییەکان) لە بەھەشتدا ھیچ ووتە و قسەیەکی بێ سوود نابیستن تەنھا سەلام کردن دەبیستن لەوێدا ڕزق و ڕۆزی ئامادەیە بۆیان بە بەیانیان و ئێواراندا
Özbekçe:
Улар унда беҳуда сўз эшитмаслар, илло, салом эшитурлар. Уларга у ерда эртаю кеч ризқлари келиб турур.
Malayca:
Mereka tidak akan mendengar di dalamnya perkataan yang sia-sia tetapi mereka sentiasa mendengar perkataan yang baik-baik; dan makan minum untuk mereka disediakan di dalamnya, pagi dan petang (sepanjang masa).
Arnavutça:
Ata, në xhennet nuk do të dëgjojnë llomotitje. Do të dëgjojnë vetëm fjalët përshëndetëse. Ata, aty do të furnizohen, në mëngjes dhe në mbrëmje.
Bulgarca:
Не слушат там празнословия, а само “Мир!”, и имат там препитание и сутрин, и вечер.
Sırpça:
У њима празне приче неће да слушају, већ само: „Мир Божји!“ - И у њима ће ујутру и навече да буду опскрбљени.
Çekçe:
A neuslyší tam žádné tlachání, nýbrž jen pozdravy 'mír s vámi', a obživu tam budou mít zrána i zvečera.
Urduca:
وہاں وہ کوئی بے ہودہ بات نہ سُنیں گے، جو کچھ بھی سُنیں گے ٹھیک ہی سنیں گے اور ان کا رزق انہیں پیہم صبح و شام ملتا رہے گا
Tacikçe:
Дар он ҷо сухани беҳуда намешунаванд. Гуфторашон салом аст. Ва рӯзияшон ҳар субҳу шом омода аст.
Tatarca:
Алар җәннәттә кирәкмәгән буш сүзләрне ишетмәсләр, мәгәр фәрештәләрнең сәламен ишетерләр, дөньядагы иртә белән көндез арасы вакыт үткән саен, ягъни ике ашау арасы хәтле вакыт үткән саен ризыклары килеп торыр.
Endonezyaca:
Mereka tidak mendengar perkataan yang tak berguna di dalam surga, kecuali ucapan salam. Bagi mereka rezekinya di surga itu tiap-tiap pagi dan petang.
Amharca:
በእርሷ ሰላምን እንጂ ውድቅን ነገር አይሰሙም፡፡ ለእነሱም በርሷ ውስጥ ጧትም ማታም ሲሳያቸው አላቸው፡፡
Tamilce:
அவற்றில் (அழகிய முகமனாகிய) ஸலாமைத் தவிர வீணான பேச்சுகளை செவியுற மாட்டார்கள். இன்னும், அவர்களுக்கு அவற்றில் அவர்களுடைய (விருப்ப) உணவு காலையிலும் மாலையிலும் கிடைக்கும்.
Korece:
그들은 그 안에서 잡담이 아 닌 평안의 인사를 들으며 그 안 에서 조석으로 그들의 일용할 양 식을 만끽하니라
Vietnamca:
Trong Thiên Đàng, họ sẽ không còn nghe thấy bất cứ lời lẽ khiếm nhã và thô tục nào mà toàn chỉ là những lời chúc tụng “Bằng an”. Và trong đó, họ sẽ được ban cho đầy đủ bổng lộc cả sáng lẫn chiều.
Ayet Linkleri: