Arapça:
تِلْكَ الْجَنَّةُ الَّتِي نُورِثُ مِنْ عِبَادِنَا مَن كَانَ تَقِيًّا
Çeviriyazı:
tilke-lcennetü-lletî nûriŝü min `ibâdinâ men kâne teḳiyyâ.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
İşte kullarımızdan takva sahibi olanlara vereceğimiz cennet budur.
Diyanet İşleri:
Kullarımızdan Allah'a karşı gelmekten sakınanları mirasçı kılacağımız Cennet işte budur.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Öylesine cennettir ki kullarımızdan kim, bizden çekinirse ona miras vereceğiz o cenneti.
Şaban Piriş:
İşte bu cennetlere kullarımızdan takva sahiplerini mirasçı kılacağız.
Edip Yüksel:
Erdemli kullarımıza vereceğimiz cennet işte budur.
Ali Bulaç:
O cennet; Biz, kullarımızdan takva sahibi olanları (ona) varisçi kılacağız.
Suat Yıldırım:
İşte bu cennetlere kullarımızdan, Allah'ı sayıp günahtan sakınanları vâris kılacağız.
Ömer Nasuhi Bilmen:
O, o cennettir ki, ona kullarımızdan muttakî olanları varis kılarız.
Yaşar Nuri Öztürk:
Kullarımızdan takva sahibi olanları mirasçı yapacağımız cennet işte budur.
Bekir Sadak:
Sonra her toplumdan Rahman´a en cok kimin bas kaldirdigini ortaya koyacagiz.
İbni Kesir:
İşte bu cennetlere
Adem Uğur:
Kullarımızdan, takvâ sahibi kimselere verdiğimiz cennet işte budur.
İskender Ali Mihr:
Kullarımızdan takva sahibi olanları, varis kıldığımız cennet işte budur.
Celal Yıldırım:
İşte bu Cennet´lere kullarımızdan (Allah´tan) korkup (fenalıklardan) sakınanları vâris kılacağız.
Tefhim ul Kuran:
O cennet
Fransızca:
Voilà le Paradis dont Nous ferons hériter ceux de Nos serviteurs qui auront été pieux.
İspanyolca:
Ése es el Jardín que daremos en herencia a aquéllos de Nuestros siervos que hayan temido a Alá.
İtalyanca:
Questo è il Giardino che faremo ereditare ai nostri servi che saranno stati timorati.
Almanca:
Diese ist die Dschanna, die WIR für diejenigen von Unseren Dienern bleiben lassen, die Muttaqi waren.
Çince:
就是我将使众仆中的敬畏者继承的乐园。
Hollandaca:
Dit is het paradijs, dat wij als eene erfenis zullen geven aan hen, die godvruchtig zijn.
Rusça:
Таков Рай, который Мы отдадим в наследство тем из Наших рабов, которые были богобоязненны.
Somalice:
taasi waa jannada aannu dhaxalsiin addoomadanada kooda ah mid dhawrsada.
Swahilice:
Hiyo ndiyo Pepo tutayo warithisha katika waja wetu walio kuwa wachamngu.
Uygurca:
بەندىلىرىمىز ئىچىدىكى تەقۋادارلارغا بىز مىراس قىلىپ بېرىدىغان جەننەت ئەنە شۇ
Japonca:
これが楽園である。主を畏れたわがしもベに継がせる所である。
Arapça (Ürdün):
«تلك الجنة التي نورث» نعطي وننزل «من عبادنا من كان تقيا» بطاعته، ونزل لما تأخر الوحي أياما وقال النبي صلى الله عليه وسلم لجبريل: ما يمنعك أن تزورنا أكثر مما تزورنا؟.
Hintçe:
यही वह बेिहश्त है कि हमारे बन्दों में से जो परहेज़गार होगा हम उसे उसका वारिस बनायेगे
Tayca:
นั่นคือสวนสวรรค์ซึ่งเราให้เป็นมรดกแก่ปวงบ่าวของเรา ผู้ที่มีความยำเกรง
İbranice:
זהו הגן אשר נוריש לעבדינו אשר היו יראים (את אלוהים)
Hırvatça:
Dat ćemo da takav Džennet naslijedi onaj od robova Naših koji se bude Allaha bojao i grijeha klonio.
Rumence:
Acesta este Raiul pe care-l dăm moştenire robilor Noştri ce se tem.
Transliteration:
Tilka aljannatu allatee noorithu min AAibadina man kana taqiyyan
Türkçe:
Kullarımızdan takva sahibi olanları mirasçı yapacağımız cennet işte budur.
Sahih International:
That is Paradise, which We give as inheritance to those of Our servants who were fearing of Allah.
İngilizce:
Such is the Garden which We give as an inheritance to those of Our servants who guard against Evil.
Azerbaycanca:
Bu, həmin o Cənnətdir ki, bəndələrimizdən müttəqi olanları ona varis edəcəyik.
Süleyman Ateş:
İşte kullarımızdan, korunanlara vereceğimiz cennet budur.
Diyanet Vakfı:
Kullarımızdan, takva sahibi kimselere verdiğimiz cennet işte budur.
Erhan Aktaş:
İşte bu, kullarımızdan takvâ sahibi olanlara miras olarak vereceğimiz Cennet’tir.
Kral Fahd:
Kullarımızdan, takvâ sahibi kimseleri mirasçı kıldığımız cennet işte budur.
Hasan Basri Çantay:
O, öyle cennetdir ki biz ona kullarımızdan gerçekden müttakıy olan kişileri vaaris kılacağız.
Muhammed Esed:
Bize karşı sorumluluk bilinci içinde olan kullarımıza bırakacağımız cennet işte budur.
Gültekin Onan:
O cennet
Ali Fikri Yavuz:
Bu öyle bir Cennet’dir ki, biz ona kullarımızdan takva sahibi olanları varis kılarız.
Portekizce:
Tal é o Paraíso, que deixaremos como herança a quem, dentre os Nossos servos, for devoto.
İsveççe:
Detta är paradiset som Vi skall ge i arv åt Våra gudfruktiga tjänare.
Farsça:
این است بهشتی که به هر کس از بندگان خود که پرهیزکار باشد، به میراث می دهیم.
Kürtçe:
ئەو بەھەشتەی باسی کرا ئەوەیە کەدەیبەخشین بەو کەسانەی کە (لە دونیادا) پارێزکار و لەخوا ترس بوون لە بەندەکانمان
Özbekçe:
У жаннат, бандаларимиздан тақводор бўлганларига мерос қилиб берадиган жаннатимиздир.
Malayca:
Itulah taman Syurga yang Kami akan berikan sebagai warisan pusaka kepada orang- orang. yang bertaqwa dari hamba-hamba Kami.
Arnavutça:
Ky është xhenneti që ia japim në trashëgim robërve Tanë, të cilët janë ruajtur nga mohimi.
Bulgarca:
Това е Раят, който оставяме в наследство на всеки от Нашите богобоязливи раби.
Sırpça:
Даћемо да такав Рај наследи сваки Наш богобојазни слуга.
Çekçe:
Takový bude ráj, jenž v dědictví dáme těm ze služebníků Svých, kteří bohabojní byli.
Urduca:
یہ ہے وہ جنت جس کا وارث ہم اپنے بندوں میں سے اُس کو بنائیں گے جو پرہیزگار رہا ہے
Tacikçe:
Ин ҳамон биҳиштест, ки ба бандагонамон, ки парҳезгорӣ кардаанд, ато мекунем.
Tatarca:
Колларыбызның тәкъваларын ошбу җәннәткә варис итәрбез.
Endonezyaca:
Itulah surga yang akan Kami wariskan kepada hamba-hamba Kami yang selalu bertakwa.
Amharca:
ይህች ያቺ ከባሮቻችን ጥንቁቆች ለኾኑት የምናወርሳት ገነት ናት፡፡
Tamilce:
இந்த சொர்க்கத்தை நம் அடியார்களில் யார் இறையச்சமுள்ளவராக இருக்கிறாரோ அவருக்கு சொந்தமாக்கி வைப்போம்.
Korece:
그것은 악을 경계하는 하나 님의 종들에게 상속하여 준 천국 이라
Vietnamca:
Đó là Thiên Đàng, nơi mà TA sẽ cho những người ngoan đạo trong đám bề tôi của TA thừa hưởng.
Ayet Linkleri: