Arapça:
وَالَّذِينَ يُؤْتُونَ مَا آتَوا وَّقُلُوبُهُمْ وَجِلَةٌ أَنَّهُمْ إِلَىٰ رَبِّهِمْ رَاجِعُونَ
Çeviriyazı:
velleẕîne yü'tûne mâ âtev veḳulûbühüm veciletün ennehüm ilâ rabbihim râci`ûn.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Ve, Rablerine dönecekleri için yapmakta oldukları işleri kalpleri titreyerek yapanlar;
Diyanet İşleri:
Rablerinden korkarak titreyenler, Rablerinin ayetlerine inananlar, Rablerine eş koşmayanlar, Rablerine dönecekleri için kalbleri ürpererek vermeleri gerekeni verenler, işte onlar iyi işlerde yarış ederler, o uğurda ileri geçerler.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Öyle kişilerdir onlar ki verecekleri neyse verirler ve yürekleri, şüphesiz olarak dönüp Rablerinin tapısına varacaklarını bildikleri için korkuyla dolar.
Şaban Piriş:
Rablerine dönecek oldukları için kalpleri çarparak vereceklerini verenler.
Edip Yüksel:
Rab'lerine döneceklerinin bilincinde olarak verenler,
Ali Bulaç:
Ve gerçekten Rablerine dönecekler diye, vermekte olduklarını kalpleri ürpererek verenler;
Suat Yıldırım:
Rab'lerine dönüp hesaba çekileceklerinden, yaptıkları hayırları kalpleri titreyerek yapanlar.
Ömer Nasuhi Bilmen:
Ve o kimseler ki, onlar Rablerinin huzuruna muhakkak varacaklarından dolayı kalpleri şiddetli korkarak verdiklerini (sadakaları vesâireyi) verirler.
Yaşar Nuri Öztürk:
Onlar ki, verdiklerini, Rablerine dönecekleri için kalpleri ürpererek verirler;
Bekir Sadak:
(66-67) «Ayetlerim size okundugunda buyukluk taslayip, gece agziniza geleni soyleyerek ardiniza donuyordunuz.»
İbni Kesir:
Ve Rabblarına döneceklerinden kalbleri ürpererek vermeleri gerekenleri verenler,
Adem Uğur:
Ve Rablerine dönecekleri için yapmakta oldukları işleri kalpleri çarparak yapanlar
İskender Ali Mihr:
Ve onlar vereceklerini verirler. Onlar, Rab´lerine geri dönenler (ulaşanlar) olduğundan onların kalpleri titrer.
Celal Yıldırım:
Onlar ki kendilerine verilen (nîmetler)den (Allah yolunda muhtaçlara) verirler ve Rablarına mutlaka döneceklerini (bildikleri) için kalbleri ürperir
Tefhim ul Kuran:
Ve onlar gerçekten Rablerine dönecekler diye, vermekte olduklarını kalpleri ürpererek verenler
Fransızca:
qui donnent ce qu'ils donnent, tandis que leurs coeurs sont pleins de crainte [à la pensée] qu'ils doivent retourner à leur Seigneur.
İspanyolca:
que dan lo que dan con corazón tembloroso, a la idea de que volverán a su Señor,
İtalyanca:
che danno quello che danno con cuore colmo di timore, pensando al ritorno al loro Signore,
Almanca:
und diejenigen, die das geben, was sie gaben, während ihre Herzen ehrfurcht-erfüllt sind, da sie zu ihrem HERRN zurückkehren werden,
Çince:
有所施舍、但因为将归于主而心怀恐怖者,
Hollandaca:
Die aalmoezen geven, en wier harten van vrees zijn doordrongen, omdat zij eens tot hunnen Heer moeten terugkeeren.
Rusça:
которые раздают милостыню, тогда как их сердца страшатся того, что им суждено вернуться к своему Господу, -
Somalice:
kuwa Bixin waxa la Siiyay Iyadooy ka Cabsan Quluubtoodu inay Xagga Eebe u Noqon.
Swahilice:
Na wale ambao wanatoa walicho pewa, na hali nyoyo zao zinagopa kwa kuwa watarejea kwa Mola wao Mlezi,
Uygurca:
سەدىقە بېرىدىغان ئەمما پەرۋەردىگارىنىڭ دەرگاھىغا (ھېساب بېرىش ئۈچۈن) قايتىپ بارىدىغانلىقىدىن دىللىرى قورقۇپ تۇرىدىغان كىشىلەر-
Japonca:
また主に帰ることを心に畏れ,与えるべきものを与える者,
Arapça (Ürdün):
«والذين يؤتون» يعطون «ما آتوْا» أعطوا من الصدقة والأعمال الصالحة «وقلوبهم وجلة» خائفة أن لا تقبل منهم «أنهم» يقدر قبله لام الجر «إلى ربهم راجعون».
Hintçe:
और जो लोग (ख़ुदा की राह में) जो कुछ बन पड़ता है देते हैं और फिर उनके दिल को इस बात का खटका लगा हुआ है कि उन्हें अपने परवरदिगार के सामने लौट कर जाना है
Tayca:
และบรรดาผู้ที่บริจาคสิ่งที่พวกเขาได้มา โดยที่จิตใจของเขาเปี่ยมได้ด้วยความหวั่นเกรงว่าแท้จริงพวกเขาต้องกลับไปหาพระเจ้าของพวกเขา
İbranice:
ואלה אשר נותנים מה שהם נותנים בלב חרד ביודעם כי אל ריבונם שבים
Hırvatça:
i oni koji od onoga što im je dato udjeljuju, a srca su im puna straha, zato što će se vratiti svome Gospodaru
Rumence:
cei care dau ceea ce dau cu inimile lor sfiite că se vor întoarce la Domnul lor,
Transliteration:
Waallatheena yutoona ma ataw waquloobuhum wajilatun annahum ila rabbihim rajiAAoona
Türkçe:
Onlar ki, verdiklerini, Rablerine dönecekleri için kalpleri ürpererek verirler;
Sahih International:
And they who give what they give while their hearts are fearful because they will be returning to their Lord -
İngilizce:
And those who dispense their charity with their hearts full of fear, because they will return to their Lord;-
Azerbaycanca:
Ürəkləri Rəbbinin hüzuruna qayıdacaqlarından qorxuya düşüb verməli olduqlarını (zəkatı, sədəqəni) verənlər –
Süleyman Ateş:
Verdiklerini, Rablerinin huzuruna dönecekleri düşüncesiyle kalbleri korkudan ürpererek verirler.
Diyanet Vakfı:
Ve Rablerine dönecekleri için yapmakta oldukları işleri kalpleri çarparak yapanlar;
Erhan Aktaş:
Rabb’lerine döneceklerinin bilinciyle, derin bir saygı içinde vermeleri gerekenleri verirler.
Kral Fahd:
Rablerine döneceklerinden, verdikleri (sadakaları) ni kalpleri (onun kabul edilmemesinden) korkarak verenler;
Hasan Basri Çantay:
23:57
Muhammed Esed:
sonunda Rablerine dönecekleri düşüncesi içinde kalpleri titreyerek vermeleri gerekeni verenler:
Gültekin Onan:
Ve gerçekten rablerine dönecekler diye vermekte olduklarını kalpleri ürpererek verenler
Ali Fikri Yavuz:
Rablerinin huzuruna varacaklarından kalbleri korkarak verdiklerini (zekâtlarını) verenler,
Portekizce:
Que dão o que devem dar, com os corações cheios de temor, porque retornarão ao seu Senhor;
İsveççe:
och som, när de ger sina gåvor, ängslas vid tanken på att de skall stå till svars inför sin Herre; -
Farsça:
و آنان که آنچه را [از زکات و دیگر انفاقات در راه خدا] می پردازند، و در حالی که دل هایشان از اینکه به سوی پروردگارشان [برای محاسبه دقیق] باز می گردند، ترسان است.
Kürtçe:
وە ئەو کەسانەی کە دەیبەخشن (لەزەکات و خێر) لەوەی پێمان بەخشیون لەکاتێکدا دڵیان دەترسێ و(دەلەرزێ) لەبەر ئەوەی دڵنیان بۆ لای پەروەردگاریان دەگەڕێنەوە
Özbekçe:
Ва берадиган нарсаларини, албатта, Роббиларига қайтгувчи эканликларидан қалблари титраган ҳолда берурлар.
Malayca:
Dan orang-orang yang memberi apa yang mereka berikan sedang hati mereka gementar kerana mereka yakin akan kembali kepada Tuhan mereka;
Arnavutça:
dhe ata që japin nga ajo që u është dhënë atyre, e zemrat e tyre janë të frikësuara, meqë do të kthehen te Zoti i tyre, -
Bulgarca:
и които дават, каквото дават, с боязливи сърца, защото при своя Господ ще се завърнат,
Sırpça:
и они који од онога што им је дато удељују, а срца су им пуна страха зато што ће да се врате своме Господару,
Çekçe:
ti, kdož dávají to, co dávají, a jejichž srdce se chví před tím, že k Pánu svému se navrátí,
Urduca:
اور جن کا حال یہ ہے کہ دیتے ہیں جو کچھ بھی دیتے ہیں اور دل اُن کے اس خیال سے کانپتے رہتے ہیں کہ ہمیں اپنے رب کی طرف پلٹنا ہے
Tacikçe:
ва онҳое, ки ҳамаи он чиро бояд адо кунанд, адо мекунанд ва боз ҳам дилҳояшон тарсон аст, ки бояд назди Парвардигорашон бозгарданд,
Tatarca:
Вә алар бирә торган садакаларын күңелләре Аллаһудан курыккан хәлдә бирерләр.
Endonezyaca:
Dan orang-orang yang memberikan apa yang telah mereka berikan, dengan hati yang takut, (karena mereka tahu bahwa) sesungguhnya mereka akan kembali kepada Tuhan mereka,
Amharca:
እነዚያም የሚሰጡትን ነገር እነርሱ ወደ ጌታቸው ተመላሾች መኾናቸውን ልቦቻቸው የሚፈሩ ኾነው የሚሰጡት፡፡
Tamilce:
இன்னும், எவர்கள் தாங்கள் கொடுக்கும் தர்மத்தை கொடுப்பார்களோ, அவர்களுடைய உள்ளங்களோ நிச்சயம் அவர்கள் தங்கள் இறைவனின் பக்கம் திரும்பக் கூடியவர்கள் என்று பயந்தவையாக இருக்கும் நிலையில்,
Korece:
주님께로 돌아갈 것을 두려 워하며 마음으로 자선을 베푼자 있나니
Vietnamca:
Những người cho đi những gì đã cho và tấm lòng của họ luôn lo sợ việc họ sẽ trở về trình diện Thượng Đế của họ.
Ayet Linkleri: