Arapça:
وَلَقَدْ آتَيْنَا مُوسَى الْكِتَابَ لَعَلَّهُمْ يَهْتَدُونَ
Çeviriyazı:
veleḳad âteynâ mûse-lkitâbe le`allehüm yehtedûn.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Andolsun biz Musa'ya belki onlar yola gelirler diye, o kitabı da verdik.
Diyanet İşleri:
And olsun ki Musa'ya, doğru yola girsinler diye Kitap verdik.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Andolsun ki biz, doğru yolu bulsunlar diye Musa'ya kitap vermiştik.
Şaban Piriş:
Doğru yolu görsünler diye Musa’ya da kitabı vermiştik.
Edip Yüksel:
Doğruyu bulurlar diye Musa'ya Kitabı vermiştik.
Ali Bulaç:
Andolsun, Biz Musa’ya kitabı verdik, belki onlar hidayete erer diye.
Suat Yıldırım:
Oysa doğru yolu tutmaları ümidiyle biz Mûsâ'ya kitabı verdik.
Ömer Nasuhi Bilmen:
Andolsun ki, Mûsa´ya kitap verdik, (kavmi) hidâyete erebilsinler diye.
Yaşar Nuri Öztürk:
Yemin olsun, Mûsa'ya o Kitap'ı vermiştik ki, hidayete erebilsinler.
Bekir Sadak:
(55-56) Kendilerine mal ve ogullar vermekle, iyiliklerde onlar icin acele ettigimizi mi zannederler? Hayir
İbni Kesir:
Andolsun ki
Adem Uğur:
Andolsun biz Musa´ya, belki onlar yola gelirler diye, Kitab´ı verdik.
İskender Ali Mihr:
Ve andolsun, Hz. Musa´ya kitap verdik ki böylece onlar, hidayete ersinler.
Celal Yıldırım:
And olsun ki Musâ´ya o kitabı (Tevrat´ı) verdik ki, onlar doğru yolu bulsunlar.
Tefhim ul Kuran:
Andolsun, biz Musa´ya kitabı verdik, belki onlar hidayete erer diye.
Fransızca:
Et Nous avions apporté le Livre à Moïse afin qu'ils se guident.
İspanyolca:
Dimos a Moisés la Escritura. Quizás, así, fueran bien dirigidos.
İtalyanca:
Già demmo il Libro a Mosè, affinché seguissero la retta via.
Almanca:
Und gewiß, bereits ließen WIR Musa die Schrift zuteil werden, damit sie Rechtleitung finden.
Çince:
我确已把天经赏赐穆萨,以便他们遵循正道。
Hollandaca:
Wij gaven vroeger het boek der wet aan Mozes, opdat de kinderen Israëls daardoor geleid zouden worden.
Rusça:
Воистину, Мы даровали Мусе (Моисею) Писание, чтобы они могли последовать прямым путем.
Somalice:
Waxaana Siinay (Nabi) Muuse Kitaabka inay Hanuunaan.
Swahilice:
Na hakika tulimpa Musa Kitabu ili wapate kuongoka.
Uygurca:
ئۇلار (يەنى بەنى ئىسرائىل) نى ھىدايەت تاپسۇن دەپ، بىز ھەقىقەتەن مۇساغا كىتاب (يەنى تەۋراتنى) ئاتا قىلدۇق
Japonca:
われは,かれらが正しく導かれるよう,ムーサーにしかと啓典(律法)を授けた。
Arapça (Ürdün):
«ولقد آتينا موسى الكتاب» التوراة «لعلهم» قومه بني إسرائيل «يهتدون» به من الضلالة، وأوتيها بعد هلاك فرعون وقومه جملة واحدة.
Hintçe:
और हमने मूसा को किताब (तौरैत) इसलिए अता की थी कि ये लोग हिदायत पाएँ
Tayca:
และแท้จริงเราได้ให้คัมภีร์ (เตารอฮ์) แก่มูซา เพื่อพวกเขาจะได้อยู่ในแนวทางที่ถูกต้อง
İbranice:
וכבר נתנו למשה את הספר למען יודרכו
Hırvatça:
Musau smo onda Knjigu dali da bi sinovi Israilovi Pravim putem išli.
Rumence:
Noi i-am dăruit lui Moise Cartea. Poate se vor lăsa călăuziţi!
Transliteration:
Walaqad atayna moosa alkitaba laAAallahum yahtadoona
Türkçe:
Yemin olsun, Mûsa'ya o Kitap'ı vermiştik ki, hidayete erebilsinler.
Sahih International:
And We certainly gave Moses the Scripture that perhaps they would be guided.
İngilizce:
And We gave Moses the Book, in order that they might receive guidance.
Azerbaycanca:
Həqiqətən, Biz Musaya kitabı (Tövratı) verdik ki, bəlkə, (İsrail oğulları) doğru yola yönəlsinlər!
Süleyman Ateş:
(Sonra Musa, İsrail oğullarını Mısır'dan çıkardı. İsrail oğulları) Doğru yolu bulsunlar diye biz, Musa'ya Kitabı (Tevrat'ı) verdik.
Diyanet Vakfı:
Andolsun biz Musa'ya, belki onlar yola gelirler diye, Kitab'ı verdik.
Erhan Aktaş:
Ve ant olsun, onlar doğru yolu bulsunlar diye Mûsâ’ya Kitâp’ı verdik.
Kral Fahd:
Andolsun biz Musa'ya, belki onlar yola gelirler diye, Kitab'ı verdik.
Hasan Basri Çantay:
Andolsun ki biz Musâya, (kavmi) belki hidâyete kavuşurlar diye, o kitabı (Tevrâtı) verdik.
Muhammed Esed:
Oysa, belki doğru yolu tutarlar diye Musa´ya kitap vermiştik.
Gültekin Onan:
Andolsun, biz Musa´ya kitabı verdik, belki onlar hidayete erer diye.
Ali Fikri Yavuz:
Yemin olsun, Mûsa’ya Tevrat’ı verdik ki, kavmi hidayete ersinler .
Portekizce:
Concedemos a Moisés o Livro, a fim de que se encaminhassem.
İsveççe:
Och Vi skänkte Moses Skriften för att [hans folk] skulle få vägledning.
Farsça:
همانا ما به موسی کتاب دادیم، تا آنان هدایت شوند.
Kürtçe:
سوێند بەخوا بێگومان ئێمە تەوراتمان بەخشی بەموسا تا (بەنی ئیسرائیل) ڕێنمون ببن
Özbekçe:
Батаҳқиқ, Биз, шоядки, ҳидоят топсалар, деб Мусога Китобни берган эдик.
Malayca:
Dan sesungguhnya, Kami telah memberikan Nabi Musa Kitab Taurat, supaya mereka beroleh hidayah petunjuk.
Arnavutça:
Na, në të vërtetë, ia dhamë Librin Musait, që ata (populli i tij) të udhëzohen në rrugë të drejtë.
Bulgarca:
И дадохме на Муса Писанието, за да се напътят.
Sırpça:
Мојсију смо онда дали Књигу не би ли Израиљеви синови ишли Правим путем.
Çekçe:
A dali jsme Mojžíšovi Písmo doufajíce, že snad lid jeho půjde po cestě správné.
Urduca:
اور موسٰیؑ کو ہم نے کتاب عطا فرمائی تاکہ لوگ اس سے رہنمائی حاصل کریں
Tacikçe:
Албатта Мо ба Мӯсо китоб додем, бошад, ки ҳи- доят ёбанд.
Tatarca:
Тәхкыйк Мусага Тәүратны бирдек, Ягькуб балалары туры юлга керсен өчен.
Endonezyaca:
Dan sesungguhnya telah Kami berikan Al Kitab (Taurat) kepada Musa, agar mereka (Bani Israil) mendapat petunjuk.
Amharca:
ሙሳንም (ነገዶቹ) ይምመሩ ዘንድ መጽሐፍን በእርግጥ ሰጠነው፡፡
Tamilce:
இன்னும், திட்டவட்டமாக மூஸாவிற்கு, – அவ(ருடைய சமுதாயமாகிய இஸ்ரவேல)ர்கள் நேர்வழி பெறுவதற்காக - நாம் வேதத்தைக் கொடுத்தோம்.
Korece:
하나님은 모세에게 성서를 주어 이로 그들이 인도받도록 하 였노라
Vietnamca:
TA quả thật đã ban cho Musa Kinh Sách (Cựu Ước), mong rằng họ được hướng dẫn đúng đường.
Ayet Linkleri: