Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

23

Sûredeki Ayet No: 

49

Ayet No: 

2722

Sayfa No: 

345

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

وَلَقَدْ آتَيْنَا مُوسَى الْكِتَابَ لَعَلَّهُمْ يَهْتَدُونَ

Çeviriyazı: 

veleḳad âteynâ mûse-lkitâbe le`allehüm yehtedûn.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Andolsun biz Musa'ya belki onlar yola gelirler diye, o kitabı da verdik.

Diyanet İşleri: 

And olsun ki Musa'ya, doğru yola girsinler diye Kitap verdik.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Andolsun ki biz, doğru yolu bulsunlar diye Musa'ya kitap vermiştik.

Şaban Piriş: 

Doğru yolu görsünler diye Musa’ya da kitabı vermiştik.

Edip Yüksel: 

Doğruyu bulurlar diye Musa'ya Kitabı vermiştik.

Ali Bulaç: 

Andolsun, Biz Musa’ya kitabı verdik, belki onlar hidayete erer diye.

Suat Yıldırım: 

Oysa doğru yolu tutmaları ümidiyle biz Mûsâ'ya kitabı verdik.

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Andolsun ki, Mûsa´ya kitap verdik, (kavmi) hidâyete erebilsinler diye.

Yaşar Nuri Öztürk: 

Yemin olsun, Mûsa'ya o Kitap'ı vermiştik ki, hidayete erebilsinler.

Bekir Sadak: 

(55-56) Kendilerine mal ve ogullar vermekle, iyiliklerde onlar icin acele ettigimizi mi zannederler? Hayir

İbni Kesir: 

Andolsun ki

Adem Uğur: 

Andolsun biz Musa´ya, belki onlar yola gelirler diye, Kitab´ı verdik.

İskender Ali Mihr: 

Ve andolsun, Hz. Musa´ya kitap verdik ki böylece onlar, hidayete ersinler.

Celal Yıldırım: 

And olsun ki Musâ´ya o kitabı (Tevrat´ı) verdik ki, onlar doğru yolu bulsunlar.

Tefhim ul Kuran: 

Andolsun, biz Musa´ya kitabı verdik, belki onlar hidayete erer diye.

Fransızca: 

Et Nous avions apporté le Livre à Moïse afin qu'ils se guident.

İspanyolca: 

Dimos a Moisés la Escritura. Quizás, así, fueran bien dirigidos.

İtalyanca: 

Già demmo il Libro a Mosè, affinché seguissero la retta via.

Almanca: 

Und gewiß, bereits ließen WIR Musa die Schrift zuteil werden, damit sie Rechtleitung finden.

Çince: 

我确已把天经赏赐穆萨,以便他们遵循正道。

Hollandaca: 

Wij gaven vroeger het boek der wet aan Mozes, opdat de kinderen Israëls daardoor geleid zouden worden.

Rusça: 

Воистину, Мы даровали Мусе (Моисею) Писание, чтобы они могли последовать прямым путем.

Somalice: 

Waxaana Siinay (Nabi) Muuse Kitaabka inay Hanuunaan.

Swahilice: 

Na hakika tulimpa Musa Kitabu ili wapate kuongoka.

Uygurca: 

ئۇلار (يەنى بەنى ئىسرائىل) نى ھىدايەت تاپسۇن دەپ، بىز ھەقىقەتەن مۇساغا كىتاب (يەنى تەۋراتنى) ئاتا قىلدۇق

Japonca: 

われは,かれらが正しく導かれるよう,ムーサーにしかと啓典(律法)を授けた。

Arapça (Ürdün): 

«ولقد آتينا موسى الكتاب» التوراة «لعلهم» قومه بني إسرائيل «يهتدون» به من الضلالة، وأوتيها بعد هلاك فرعون وقومه جملة واحدة.

Hintçe: 

और हमने मूसा को किताब (तौरैत) इसलिए अता की थी कि ये लोग हिदायत पाएँ

Tayca: 

และแท้จริงเราได้ให้คัมภีร์ (เตารอฮ์) แก่มูซา เพื่อพวกเขาจะได้อยู่ในแนวทางที่ถูกต้อง

İbranice: 

וכבר נתנו למשה את הספר למען יודרכו

Hırvatça: 

Musau smo onda Knjigu dali da bi sinovi Israilovi Pravim putem išli.

Rumence: 

Noi i-am dăruit lui Moise Cartea. Poate se vor lăsa călăuziţi!

Transliteration: 

Walaqad atayna moosa alkitaba laAAallahum yahtadoona

Türkçe: 

Yemin olsun, Mûsa'ya o Kitap'ı vermiştik ki, hidayete erebilsinler.

Sahih International: 

And We certainly gave Moses the Scripture that perhaps they would be guided.

İngilizce: 

And We gave Moses the Book, in order that they might receive guidance.

Azerbaycanca: 

Həqiqətən, Biz Musaya kitabı (Tövratı) verdik ki, bəlkə, (İsrail oğulları) doğru yola yönəlsinlər!

Süleyman Ateş: 

(Sonra Musa, İsrail oğullarını Mısır'dan çıkardı. İsrail oğulları) Doğru yolu bulsunlar diye biz, Musa'ya Kitabı (Tevrat'ı) verdik.

Diyanet Vakfı: 

Andolsun biz Musa'ya, belki onlar yola gelirler diye, Kitab'ı verdik.

Erhan Aktaş: 

Ve ant olsun, onlar doğru yolu bulsunlar diye Mûsâ’ya Kitâp’ı verdik.

Kral Fahd: 

Andolsun biz Musa'ya, belki onlar yola gelirler diye, Kitab'ı verdik.

Hasan Basri Çantay: 

Andolsun ki biz Musâya, (kavmi) belki hidâyete kavuşurlar diye, o kitabı (Tevrâtı) verdik.

Muhammed Esed: 

Oysa, belki doğru yolu tutarlar diye Musa´ya kitap vermiştik.

Gültekin Onan: 

Andolsun, biz Musa´ya kitabı verdik, belki onlar hidayete erer diye.

Ali Fikri Yavuz: 

Yemin olsun, Mûsa’ya Tevrat’ı verdik ki, kavmi hidayete ersinler .

Portekizce: 

Concedemos a Moisés o Livro, a fim de que se encaminhassem.

İsveççe: 

Och Vi skänkte Moses Skriften för att [hans folk] skulle få vägledning.

Farsça: 

همانا ما به موسی کتاب دادیم، تا آنان هدایت شوند.

Kürtçe: 

سوێند بەخوا بێگومان ئێمە تەوراتمان بەخشی بەموسا تا (بەنی ئیسرائیل) ڕێنمون ببن

Özbekçe: 

Батаҳқиқ, Биз, шоядки, ҳидоят топсалар, деб Мусога Китобни берган эдик.

Malayca: 

Dan sesungguhnya, Kami telah memberikan Nabi Musa Kitab Taurat, supaya mereka beroleh hidayah petunjuk.

Arnavutça: 

Na, në të vërtetë, ia dhamë Librin Musait, që ata (populli i tij) të udhëzohen në rrugë të drejtë.

Bulgarca: 

И дадохме на Муса Писанието, за да се напътят.

Sırpça: 

Мојсију смо онда дали Књигу не би ли Израиљеви синови ишли Правим путем.

Çekçe: 

A dali jsme Mojžíšovi Písmo doufajíce, že snad lid jeho půjde po cestě správné.

Urduca: 

اور موسٰیؑ کو ہم نے کتاب عطا فرمائی تاکہ لوگ اس سے رہنمائی حاصل کریں

Tacikçe: 

Албатта Мо ба Мӯсо китоб додем, бошад, ки ҳи- доят ёбанд.

Tatarca: 

Тәхкыйк Мусага Тәүратны бирдек, Ягькуб балалары туры юлга керсен өчен.

Endonezyaca: 

Dan sesungguhnya telah Kami berikan Al Kitab (Taurat) kepada Musa, agar mereka (Bani Israil) mendapat petunjuk.

Amharca: 

ሙሳንም (ነገዶቹ) ይምመሩ ዘንድ መጽሐፍን በእርግጥ ሰጠነው፡፡

Tamilce: 

இன்னும், திட்டவட்டமாக மூஸாவிற்கு, – அவ(ருடைய சமுதாயமாகிய இஸ்ரவேல)ர்கள் நேர்வழி பெறுவதற்காக - நாம் வேதத்தைக் கொடுத்தோம்.

Korece: 

하나님은 모세에게 성서를 주어 이로 그들이 인도받도록 하 였노라

Vietnamca: 

TA quả thật đã ban cho Musa Kinh Sách (Cựu Ước), mong rằng họ được hướng dẫn đúng đường.