Arapça:
لَا يَسْبِقُونَهُ بِالْقَوْلِ وَهُم بِأَمْرِهِ يَعْمَلُونَ
Çeviriyazı:
lâ yesbiḳûnehû bilḳavli vehüm biemrihî ya`melûn.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Onlar Allah'ın sözünün önüne geçmezler, hep O'nun emriyle hareket ederler.
Diyanet İşleri:
Allah'tan önce söz söyleyemezler; ancak O'nun emri üzerine iş işlerler.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Onların sözleri, hep onun emrine uygundur ve onlar, daima onun emrini yerine getirirler.
Şaban Piriş:
Onun sözünün önüne geçmezler ve O'nun emriyle yapıp ederler.
Edip Yüksel:
Onlar O'ndan önce söz söylemezler; O'nun emirlerini ise titizlikle uygularlar.
Ali Bulaç:
Onlar sözle (bile olsa) O'nun önüne geçmezler ve onlar O'nun emriyle yapıp-etmektedirler.
Suat Yıldırım:
O, kendilerine sormadıkça hiç bir söz söylemezler, sadece O'nun emirlerini yerine getirirler.
Ömer Nasuhi Bilmen:
Onlar, söz ile O´na tekaddüm etmiş olmazlar ve onlar O´nun emriyle amelde bulunurlar.
Yaşar Nuri Öztürk:
Onlar O'nun sözünün önüne geçmezler; onlar yalnız O'nun emriyle iş yaparlar.
Bekir Sadak:
Geceyi ve gunduzu, gunesi ve ayi yaratan O´dur. Herbiri bir yorungede yurur.
İbni Kesir:
Onlar, sözle asla O´nun önüne geçemezler. Ancak O´nun emriyle hareket ederler.
Adem Uğur:
O´ndan (emir almazdan) önce konuşmazlar
İskender Ali Mihr:
Onlar, söz ile O´nun (Allah´ın önüne) geçmezler. Ve onlar, O´nun (Allah´ın) emriyle amel ederler.
Celal Yıldırım:
Sözleriyle O´nun önüne geçmezler ve ancak O´nun buyruğuyla amel ederler.
Tefhim ul Kuran:
Onlar sözle (bile olsa) O´nun önüne geçmezler ve onlar O´nun emriyle yapıp etmektedirler.
Fransızca:
Ils ne devancent pas Son Commandement et agissent selon Ses ordres.
İspanyolca:
Dejan que sea Él el primero en hablar y obran siguiendo Sus órdenes.
İtalyanca:
che mai precedono il Suo dire e che agiscono secondo il Suo ordine.
Almanca:
Sie kommen Ihm beim Sprechen nicht zuvor, und sie handeln gemäß Seiner Anweisung.
Çince:
他们在他那里不敢先开口,他们只奉行他的命令;
Hollandaca:
Zij zeggen niets voor hij heeft gesproken, en zij voeren zijn bevel uit.
Rusça:
Они не опережают Его своими речами и поступают согласно Его велениям.
Somalice:
kagama hor maraan Hadal iyaguna Amarkiisay ku Camalfalaan.
Swahilice:
Hawamtangulii kwa neno, nao wanafanya amri zake.
Uygurca:
ئۇلار اﷲ قا ئالدى بىلەن سۆز قىلىشقا پېتىنىلمايدۇ، ئۇلار اﷲ نىڭ ئەمرى بويىچە ئىش قىلىدۇ
Japonca:
かれら(天使たち)は,かれより先に告げることもなく,またかれの命令に基いて行動するだけである。
Arapça (Ürdün):
«لا يسبقونه بالقول» لا يأتون بقولهم إلا بعد قوله «وهم بأمره يعملون» أي بعده.
Hintçe:
ये लोग उसके सामने बढ़कर बोल नहीं सकते और ये लोग उसी के हुक्म पर चलते हैं
Tayca:
พวกเขาจะไม่ชิงกล่าวคำพูดก่อนพระองค์ และพวกเขาปฏิบัติตามพระบัญชาของพระองค์
İbranice:
שאינם מקדימים אותו בדיבור, ופועלים על פי ציוויו
Hırvatça:
Oni ne govore dok to On ne odobri i postupaju onako kako On naredi.
Rumence:
ce nu Îi ies din Cuvânt şi după porunca Lui trudesc.
Transliteration:
La yasbiqoonahu bialqawli wahum biamrihi yaAAmaloona
Türkçe:
Onlar O'nun sözünün önüne geçmezler; onlar yalnız O'nun emriyle iş yaparlar.
Sahih International:
They cannot precede Him in word, and they act by His command.
İngilizce:
They speak not before He speaks, and they act (in all things) by His Command.
Azerbaycanca:
(Mələklər) Ondan qabaq söz danışmaz, Yalnız Onun əmri ilə iş görərlər.
Süleyman Ateş:
O'ndan önce söz söylemezler ve onlar, O'nun buyruğunu yaparlar.
Diyanet Vakfı:
O'ndan (emir almazdan) önce konuşmazlar; onlar, sadece O'nun emri ile hareket ederler.
Erhan Aktaş:
Onlar,(1) O’nun sözüne aykırı hareket edemezler. Onlar, yalnızca O’nun buyruğuna uyarlar.
Kral Fahd:
O'ndan (emir almazdan) önce konuşmazlar, onlar, sadece O'nun emri ile hareket ederler.
Hasan Basri Çantay:
Bunlar söz (leriy) le asla Onun önüne geçemezler. (Bil´akis) bunlar Onun emriyle hareket ederler.
Muhammed Esed:
Sözkonusu kimseler, O kendileriyle konuşmadan asla konuşmazlar; ve ancak O´nun buyruğuyla edip eylerler.
Gültekin Onan:
Onlar sözle (bile olsa) O´nun önüne geçmezler ve onlar O´nun buyruğuyla yapıp etmektedirler.
Ali Fikri Yavuz:
Melekler, Allah’ın sözünün önüne geçmezler, hep onun emriyle hareket ederler.
Portekizce:
Que jamais se antecipam a Ele no falar, e que agem sob o Seu comando.
İsveççe:
de talar inte förrän Han har talat, och de handlar [bara] när Han befaller.
Farsça:
در گفتار بر او پیشی نمی گیرند، و آنان فقط به فرمان او عمل می کنند.
Kürtçe:
لە خوا پێش ناکەون بەقسەو ووتەیان وەئەوان بەفەرمانی خوا کار دەکەن
Özbekçe:
Улар ундан олдин сўз айтмаслар. Улар Унинг амри ила амал қилурлар.
Malayca:
Mereka tidak mendahuluiNya dengan perkataan dan mereka pula mengerjakan apa yang diperintahkanNya.
Arnavutça:
Ata nuk flasin pa lejen e Tij, dhe ata punojnë me urdhërin e Tij.
Bulgarca:
Не Го изпреварват със слово и по Неговата повеля действат.
Sırpça:
Они не говоре док то Он не одобри и поступају онако како Он нареди.
Çekçe:
kteří se dříve než On promluvit neodvažují a jen podle rozkazu Jeho jednají.
Urduca:
اُس کے حضور بڑھ کر نہیں بولتے اور بس اُس کے حکم پر عمل کرتے ہیں
Tacikçe:
дар сухан бар Ӯ пешӣ намегиранд ва ба фармони Ӯ кор мекунанд.
Tatarca:
Ул фәрештәләр, һич Аллаһ белән сүз яраштырмаслар вә алар Аллаһ әмере буенча эш кылырлар.
Endonezyaca:
mereka itu tidak mendahului-Nya dengan perkataan dan mereka mengerjakan perintah-perintah-Nya.
Amharca:
በንግግር አይቀድሙትም፤ (ያላለውን አይሉም)፡፡ እነርሱም በትእዛዙ ይሠራሉ፡፡
Tamilce:
அவர்கள் பேச்சில் அவனை முந்தமாட்டார்கள். (எதிர்த்து பேச மாட்டார்கள்.) இன்னும், அவர்கள் அவனுடைய கட்டளையின்படியே செய்கிறார்கள்.
Korece:
그들은 하나님 말씀 이전에 행하지 아니하고 단지 그분의 명 령에 따라 행동할 뿐이라
Vietnamca:
Họ không dám qua mặt Ngài bất cứ lời nói nào và họ chỉ luôn làm theo mệnh lệnh của Ngài.
Ayet Linkleri: