Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

20

Sûredeki Ayet No: 

92

Ayet No: 

2440

Sayfa No: 

318

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

قَالَ يَا هَارُونُ مَا مَنَعَكَ إِذْ رَأَيْتَهُمْ ضَلُّوا

Çeviriyazı: 

ḳâle yâ hârûnü mâ mene`ake iẕ raeytehüm ḍallû.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

(Musa gelince kardeşine şöyle) dedi: "Ey Harun! bunların sapıklığa düştüğünü gördüğün vakit, seni engelleyen ne oldu?"

Diyanet İşleri: 

Musa gelince: "Harun! Onların sapıttığını görünce seni benim yolumdan gitmekten alıkoyan nedir? Benim emrime karşı mı geldin?" dedi.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Musa, ey Harun dedi, bunların doğru yoldan saptıklarını görünce ne mani oldu da.

Şaban Piriş: 

Ey Harun, dedi. Onların saptıklarını gördüğün zaman sana engel olan neydi?

Edip Yüksel: 

Dedi ki, "Harun! Seni engelleyen neydi, onları saparken gördüğün zaman,"

Ali Bulaç: 

(Musa da gelince:) "Ey Harun" demişti. "Onların saptıklarını gördüğün zaman seni (Onlara müdahale etmekten) alıkoyan neydi?"

Suat Yıldırım: 

Mûsâ döndüğünde bu durumu bilmediğinden: “Harun!” dedi, “onların saptığını gördüğünde benim izimce gelmene ne mani oldu, yoksa emrime karşı mı geldin?” deyip onu sakalından tutarak çekmeye başladı. [7,142]

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Dedi ki: «Ey Harun! Onların dalâlete düştüklerini gördüğün zaman seni ne menetti?»

Yaşar Nuri Öztürk: 

Mûsa dedi: "Ey Hârun, onların saptıklarını gördüğün zaman seni ne engelledi de,

Bekir Sadak: 

Sizin Tanriniz, ancak, O´ndan baska tanri olmayan Allah´tir. ilmi her seyi icine almistir.

İbni Kesir: 

Dedi ki: Ey Harun

Adem Uğur: 

(Musa, döndüğünde) dedi: Ey Harun! bunların dalâlete düştüklerini gördüğün vakit seni engelleğen ne oldu.

İskender Ali Mihr: 

(Musa A.S): “Ey Harun! Onların dalâlete düştüğünü gördüğün zaman (onları uyarmaktan) seni ne men etti?” dedi.

Celal Yıldırım: 

(92-93) Musâ : «Ey Harun !» de di, «onların sapıttığını gördüğün zaman bana uymandan (yolumu takip etmekten) seni alıkoyan neydi ? Yoksa emrime karşı mı geldin ?»

Tefhim ul Kuran: 

(Musa da gelince:) «Ey Harun» demişti. «Onların saptıklarını gördüğün zaman seni (onlara müdahale etmekten) alıkoyan neydi?»

Fransızca: 

Alors [Moïse] dit : "Qu'est-ce qui t'a empêché, Aaron, quand tu les as vus s'égarer.

İspanyolca: 

Dijo: «¡Aarón! Cuando has visto que se extraviaban, ¿qué es lo que te ha impedido

İtalyanca: 

Disse [Mosè]«O Aronne, cosa ti ha impedito, quando li hai visti sviarsi?

Almanca: 

Er sagte: "Harun! Was hinderte dich daran, nachdem du gesehen hattest, daß sie irregingen,

Çince: 

穆萨说:哈伦啊!当你看见他们误入迷途的时候,是什么障碍,

Hollandaca: 

En toen Mozes was teruggekeerd, zeide hij: O Aäron! wat verhinderde u mij te volgen, toen gij zaagt dat zij zich afwendden?

Rusça: 

Он сказал: "О Харун (Аарон)! Когда ты увидел, что они впали в заблуждение, что помешало тебе

Somalice: 

wuxuu yidhi (muuse) Haaruunow maxaa kuu diiday markaad aragtay inay dhumeen.

Swahilice: 

(Musa) akasema: Ewe Harun! Ni nini kilicho kuzuia, ulipo waona wamepotea,

Uygurca: 

مۇسا ئېيتتى: «ئى ھارۇن! ئۇلارنىڭ ئازغانلىقىنى كۆرگەن چېغىڭدا (خۇدالىق ئۈچۈن غەزەپلىنىشتە) ماڭا ئەگىشىشتىن نېمە توسالغۇ بولدى؟ مېنىڭ بۇيرىقىمغا خىلاپلىق قىلدىڭمۇ؟»

Japonca: 

かれ(ムーサー)は言った。「ハールーンよ,かれらが迷うのを見た時,何があなた(の義務の履行)を妨げたのですか。

Arapça (Ürdün): 

«قال» موسى بعد رجوعه «يا هارون ما منعك إذ رأيتهم ضلوا» بعبادته.

Hintçe: 

मूसा ने हारून की तरफ ख़िताब करके कहा ऐ हारून जब तुमने उनको देख लिया था गमुराह हो गए हैं तो तुम्हें मेरी पैरवी (क़ताल) करने को किसने मना किया

Tayca: 

(เมื่อมูซากลับมาแล้ว) เขากล่าวว่า “โอ้ฮารูนเอ๋ย อันใดเล่าที่ยับยั้งท่าน เมื่อท่านเห็นพวกเขาหลงผิด”

İbranice: 

(וכשחזר משה) אמר: 'הוי, אהרון! כאשר ראית שהם סוטים מהדרך, מה מנע ממך

Hırvatça: 

"O Harune!", povika Musa. "Šta te je spriječilo, kad si ih vidio da su zalutali,

Rumence: 

Moise spuse: “O, Aaron! Ce te-a împiedicat când i-ai văzut rătăcindu-se

Transliteration: 

Qala ya haroonu ma manaAAaka ith raaytahum dalloo

Türkçe: 

Mûsa dedi: "Ey Hârun, onların saptıklarını gördüğün zaman seni ne engelledi de,

Sahih International: 

[Moses] said, "O Aaron, what prevented you, when you saw them going astray,

İngilizce: 

(Moses) said: "O Aaron! what kept thee back, when thou sawest them going wrong,

Azerbaycanca: 

(Musa ümmətinin yanına qayıtdıqdan sonra) dedi: “Ya Harun! Onların (haqq yoldan) azdıqlarını gördüyün zaman sənə nə mane oldu ki,

Süleyman Ateş: 

(Musa) "Ey Harun, oların saptıklarını gördüğün zaman sana ne engel oldu (da önlemedin)? dedi.

Diyanet Vakfı: 

(Musa, döndüğünde)Dedi: Ey Harun! bunların dalalete düştüklerini gördüğün vakit seni engelleğen ne oldu.

Erhan Aktaş: 

Mûsâ: “Ey Hârûn! Bunların sapkınlıklarını gördüğün halde, onları uyarmaktan seni alıkoyan ne oldu?”

Kral Fahd: 

(Musa, döndüğünde:) Ey Harun! dedi, sana ne engel oldu da, bunların dalâlete düştüklerini gördüğün vakit

Hasan Basri Çantay: 

(92-93) Musa (avdetinde) dedi ki: «Ey Harun, bunların sapdıklarını gördüğün zaman bana tâbi olmandan seni men eden ne idi? Sen benim emrime isyan mı etdin»?

Muhammed Esed: 

(Ve Musa döndüğünde:) "Ey Harun!" dedi, "Bunların yoldan çıktığını gördüğün halde, seni tutan neydi?

Gültekin Onan: 

(Musa da gelince:) &quot

Ali Fikri Yavuz: 

(92-93) Mûsa dönüşünde kardeşine) dedi ki: “- Harûn! Seni engelliyen ne oldu ki, bunların sapıklığa düştüğünü gördüğün vakit benim ardımca yürümedin (tavsiyemi tutub onlarla mücadele etmedin), emrime isyan mı ettin?”

Portekizce: 

Disse (Moisés): Ó Aarão, que te impediu de fazê0los voltar atrás, quando viste que se extraviavam?

İsveççe: 

[Och när Moses återkom] sade han: "Aron! När du såg dem slå in på en ond väg, [vad hindrade dig]

Farsça: 

[هنگامی که موسی بازگشت، به هارون] گفت: ای هارون! وقتی دیدی آنان گمراه شدند چه چیز تو را مانع شد،

Kürtçe: 

(موسا) ووتی ئەی ھارون چ شتێک بەرگری کردیت کاتێک بینیت ئەمانە گومڕا بوون

Özbekçe: 

У: «Эй Ҳорун, уларнинг залолатга кетганларини кўрганингда сени нима ман қилди?!

Malayca: 

(Sekembalinya), Nabi Musa berkata: "Wahai Harun, apakah maniknya yang menghalangmu ketika engkau melihat mereka sesat,

Arnavutça: 

(Musai) tha: “O Harun, a të ka penguar ty, - kur i ke parë ata se kanë humbur –

Bulgarca: 

Рече [Муса]: “О, Харун, щом ги видя, че се заблуждават, какво ти попречи

Sırpça: 

„О Ароне!“ Повика Мојсије. „Шта те је спречило, кад си их видео да су залутали,

Çekçe: 

I zvolal Mojžíš po svém návratu: 'Áróne, co ti zabránilo, když viděls je takto bloudit,

Urduca: 

موسیٰؑ (قوم کو ڈانٹنے کے بعد ہارونؑ کی طرف پلٹا اور) بولا "ہارونؑ، تم نے جب دیکھا تھا کہ یہ گمراہ ہو رہے ہیں

Tacikçe: 

Гуфт: «Эй Ҳорун, ҳангоме ки дидӣ гумроҳ мешаванд,

Tatarca: 

Муса, кайткач, Һарунга әйтте: "Ий Һарун, кавемең бозауга табынып азган вакытта.

Endonezyaca: 

Berkata Musa: "Hai Harun, apa yang menghalangi kamu ketika kamu melihat mereka telah sesat,

Amharca: 

(ሙሳ) አለ፡- «ሃሩን ሆይ! ተሳስተው ባየሃቸው ጊዜ ምን ከለከልህ

Tamilce: 

(மூஸா) கூறினார்: ஹாரூனே! அவர்கள் வழிதவறி விட்டார்கள் என்று நீர் அவர்களைப் பார்த்தபோது உம்மை எது தடுத்தது,

Korece: 

그가 말하길 아론이여 방황 하는 그들을 보고서 무엇때문에 주저하고 있었느뇨

Vietnamca: 

(Musa) bảo (người anh em của Y): “Này Harun! Điều gì cản anh ngăn họ khi thấy họ lầm lạc?”

Ayet Linkleri: 

Rubu tag: 

Hizb tag: