Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

20

Sûredeki Ayet No: 

113

Ayet No: 

2461

Sayfa No: 

319

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

وَكَذَٰلِكَ أَنزَلْنَاهُ قُرْآنًا عَرَبِيًّا وَصَرَّفْنَا فِيهِ مِنَ الْوَعِيدِ لَعَلَّهُمْ يَتَّقُونَ أَوْ يُحْدِثُ لَهُمْ ذِكْرًا

Çeviriyazı: 

vekeẕâlike enzelnâhü ḳur'ânen `arabiyyev veṣarrafnâ fîhi mine-lve`îdi le`allehüm yetteḳûne ev yuḥdiŝü lehüm ẕikrâ.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

İşte böylece biz onu Arapça bir Kur'ân olarak indirdik. Onda tehditlerden nice türlüsünü tekrar tekrar açıkladık ki belki sakınırlar, yahut onlara bir ibret ve uyanış verir.

Diyanet İşleri: 

İşte Kuran'ı, Arapça okunmak üzere indirdik, onda tehditleri türlü türlü açıkladık ki belki sakınırlar yahut onlara ibret verir.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

İşte biz, belki çekinirler, yahut onlara bir öğüt olur, bir ibret verir diye Arapça olan Kur'an'ı indirdik ve onda, bazı tehditleri tekrartekrar söyledik, açıkladık.

Şaban Piriş: 

Biz onu işte böyle Arapça Kur’an olarak indirdik. Belki sakınırlar veya onlara ibret olur diye tehditleri o kitapta türlü türlü açıkladık.

Edip Yüksel: 

Biz, böylece onu Arapça bir Kuran olarak indirdik. Erdemli davranırlar veya onlar için bir öğüt olur diye onda geleceğin haberlerini çeşitli biçimlerde açıkladık.

Ali Bulaç: 

Böylece Biz onu, Arapça bir Kur'an olarak indirdik ve onda korkulacak şeyleri türlü şekillerde açıkladık; umulur ki korkup-sakınırlar ya da onlar için düşünme (yeteneğini) oluşturur.

Suat Yıldırım: 

İşte böylece bu kitabı Arapça bir Kur'ân olarak indirdik ve onda uyarı ve tehditlerimizi farklı üsluplarla anlattık.Ta ki insanlar Allah’a karşı gelmekten korunsunlar ve ta ki o, kendilerine bir ibret ve uyanış versin.

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Ve böylece O´nu bir Arabî Kur´an olarak indirdik ve O´nda tehditlerden mükerrer şeyler açıkladık. Belki korunurlar, yahut onlar için bir öğüt vücuda getirmiş olur.

Yaşar Nuri Öztürk: 

Biz onu işte böyle, Arapça bir Kur'an olarak indirdik ve onun içinde tehditleri türlü ifadelerle sıraladık ki sakınabilsinler, yahut da Kur'an onlara yeni bir hatırlatıcı/hatırlatma sunsun.

Bekir Sadak: 

20:117

İbni Kesir: 

Biz onu böylece Arapça bir Kur´an olarak indirdik. Belki sakınırlar veya onlara ibret verir diye tehditleri açıkladık.

Adem Uğur: 

(Resûlüm!) Biz onu böylece Arapça bir Kur´an olarak indirdik ve onda ikazları tekrar tekrar açıkladık. Umulur ki onlar (bu sayede günahtan) korunurlar

İskender Ali Mihr: 

Ve böylece Kur´ân´ı Arapça olarak indirdik ve O´nda, vaadedilenleri açıkladık. Böylece takva sahibi olurlar veya onlar için bir zikir (ibret) olur.

Celal Yıldırım: 

İşte böylece onu, Arapça Kur´ân olarak indirdik ve tehdîdden (bölümleri ve belgeleri) değişik tekrarlarla açıkladık

Tefhim ul Kuran: 

Böylece biz onu, Arapça bir Kur´an olarak indirdik ve onda korkulacak şeyleri türlü şekillerde açıkladık

Fransızca: 

C'est ainsi que nous l'avons fait descendre un Coran en [langue] arabe, et Nous y avons multiplié les menaces, afin qu'ils deviennent pieux ou qu'il les incite à s'exhorter ?

İspanyolca: 

Así la hemos revelado como Corán árabe. Hemos expuesto en él amenazas. Quizás, así, Nos teman o les sirva de amonestación.

İtalyanca: 

Lo facemmo scendere [sotto forma di] Corano arabo, nel quale formulammo esplicite minacce. Chissà che non divengano timorati o che sia per essi un monito.

Almanca: 

Und solcherart sandten WIR ihn hinab als einen arabischen Quran und erläuterten in ihm von der Ermahnung, damit sie Taqwa gemäß handeln und damit er ihnen eine Besinnung bewirkt.

Çince: 

我这样降示阿拉伯文的《古兰经》,我在其中申述警告,以便他们敬畏,或使他们记忆。

Hollandaca: 

En zoo hebben wij dit boek nedergezonden, zijnde een Koran in de Arabische taal, en wij hebben daarin verschillende bedreigingen en beloften opgenomen, ten einde de menschen God zouden vreezen, en opdat dit eenige overpeinzing in hen zou opwekken.

Rusça: 

Таким образом Мы ниспослали его в виде Корана на арабском языке и подробно разъяснили в нем Свои угрозы, чтобы они устрашились или чтобы это стало для них назиданием.

Somalice: 

saasaanu kugu soo dejinnay Quraan Carabi ah uguna caddaynay ((celcelinay) dhexdiisa Gooddi inay dhawrsadaan darteed ama u timaado xusuus (waano).

Swahilice: 

Na namna hivi tumeiteremsha Qur'ani kwa Kiarabu, na tumekariri humo maonyo ili wapate kuogopa na kujilinda na iwaletee makumbusho.

Uygurca: 

ئۇلارنىڭ تەقۋادار بولۇشلىرى ئۈچۈن ياكى ئۇلارنى ۋەز - نەسىھەتكە ئىگە قىلىش ئۈچۈن، ساڭا ئەرەبچە قۇرئاننى نازىل قىلدۇق ۋە ئۇنىڭدا تۈرلۈك ئاگاھلاندۇرۇشلارنى بايان قىلدۇق

Japonca: 

このように,われはこの啓示をアラビア語のクルア―ンとして下し,その中でいろいろと警告を伝えた。多分かれらは主を畏れ,または教訓を会得しよう。

Arapça (Ürdün): 

«وكذلك» معطوف على كذلك نقص: أي مثل إنزال ما ذكر «أنزلناه» أي القرآن «قرآناً عربيا وصرفنا» كررنا «فيه من الوعيد لعلهم يتقون» الشرك «أو يُحدث» القرآن «لهم ذكراً» بهلاك من تقدمهم من الأمم فيعتبرون.

Hintçe: 

हमने उसको उसी तरह अरबी ज़बान का कुरान नाज़िल फ़रमाया और उसमें अज़ाब के तरह-तरह के वायदे बयान किए ताकि ये लोग परहेज़गार बनें या उनके मिजाज़ में इबरत पैदा कर दे

Tayca: 

และเช่นนั้นแหละ เราได้ให้กุรอานเป็นภาษาอาหรับลงมาแก่เขา และเราได้กล่าวซ้ำในนั้นซึ่งข้อตักเตือน หวังว่าพวกเขาจะมีความยำเกรงหรือเกิดข้อเตือนใจแก่พวกเขา

İbranice: 

ואכן, הורדנו אותו קוראן בערבית והבהרנו בו התראות למען ייראו (את אלוהים,) או למען ישיב להם את זיכרונם

Hırvatça: 

I, eto, tako Mi Kur'an na arapskom jeziku objavljujemo i u njemu prijetnje izlažemo da bi se oni grijeha klonili ili da bi ih na poslušnost pobudio.

Rumence: 

Noi am pogorât astfel un Coran arab în care am pus şi ameninţări. Poate se vor teme ori poate le va fi împrospătată amintirea!

Transliteration: 

Wakathalika anzalnahu quranan AAarabiyyan wasarrafna feehi mina alwaAAeedi laAAallahum yattaqoona aw yuhdithu lahum thikran

Türkçe: 

Biz onu işte böyle, Arapça bir Kur'an olarak indirdik ve onun içinde tehditleri türlü ifadelerle sıraladık ki sakınabilsinler, yahut da Kur'an onlara yeni bir hatırlatıcı/hatırlatma sunsun.

Sahih International: 

And thus We have sent it down as an Arabic Qur'an and have diversified therein the warnings that perhaps they will avoid [sin] or it would cause them remembrance.

İngilizce: 

Thus have We sent this down - an arabic Qur'an - and explained therein in detail some of the warnings, in order that they may fear Allah, or that it may cause their remembrance (of Him).

Azerbaycanca: 

(Ya Rəsulum!) Biz onu (sənə göndərilən ilahi Kitabı) ərəbcə Qur’an olaraq nazil etdik. Biz orada (kafirlərə əzab veriləcəyinə dair) təhdidləri (cürbəcür misallarla) təkrar-təkrar izah etdik ki, bəlkə, onlar pis əməllərindən çəkinsinlər, yaxud (onu öyüd-nəsihətlərindən) ibrət alsınlar! (Qur’an onlara öyüd-nəsihət versin!)

Süleyman Ateş: 

Biz sana onu böyle Arapça bir Kur'an olarak indirdik ve onda tehditleri türlü biçimlere çevirip açıkladık ki korunsunlar. Yahut (Kur'an,) onlara bir hatırlama yaptırsın.

Diyanet Vakfı: 

(Resulüm!) Biz onu böylece Arapça bir Kur'an olarak indirdik ve onda ikazları tekrar tekrar açıkladık. Umulur ki onlar (bu sayede günahtan) korunurlar; yahut da o (Kur'an) kendileri için bir ibret ortaya koyar.

Erhan Aktaş: 

Sana onu Arapça bir Kur’an olarak indirdik. O’nda, uyarıları teker teker bildirdik. Böylece takvâ(1) sahibi olurlar veya onlar için öğüt veren bir söz olur.

Kral Fahd: 

(Rasûlüm!) Biz onu böylece Arapça bir Kur’an olarak indirdik ve onda ikazları tekrar tekrar açıkladık. Umulur ki onlar (bu sayede günahtan) korunurlar yahut da o (Kur'an) kendileri için bir ibret ortaya koyar. 

Hasan Basri Çantay: 

Biz onu böylece Arabca bir Kur´an olarak indirdik, onda tehdîdlerden (nicesini) tekrar tekrar açıkladık. Olur ki (meaasîden) korunurlar, yahud o, kendilerinde yeni bir haatıra ve ibret canlandırır.

Muhammed Esed: 

İşte böylece bu (vahyi mesajı) Biz sana Arap diliyle (ifade edilmiş) bir hitabe olarak indirdik; ve onda her türden uyarıyı apaçık dile getirdik ki, insanlar Bize karşı sorumluluk bilinci taşısınlar; yahut bu (kitap) onlarda yepyeni bir bilinç uyanıklığı meydana getirsin.

Gültekin Onan: 

Böylece biz onu, Arapça bir Kuran olarak indirdik ve onda korkulacak şeyleri türlü şekillerde açıkladık

Ali Fikri Yavuz: 

İşte böylece biz, onu Arabca bir KUR’AN olarak indirdik. Onda tehdidlerden nice türlüsünü tekrar tekrar beyan ettik ki, belki sakınır ve takva yolunu tutarlar

Portekizce: 

Assim Nós to revelamos, um Alcorão em língua árabe, no qual reiteraremos as combinações, a fim de que Nos temam elhes seja renovada a lembrança.

İsveççe: 

OCH SÅ har Vi uppenbarat [Skriften] som en förkunnelse på det arabiska språket och Vi har på många sätt förtydligat de varningar den ger, för att människorna skall frukta Gud eller deras gudsmedvetande skärpas.

Farsça: 

و این گونه آن را قرآنی به زبان عربی [فصیح و گویا] نازل کردیم، و در آن هشدارها و تهدیدهای گوناگون آوردیم، امید است [از عقاید و آرای بی پایه و گناه و طغیان] بپرهیزند، یا برای آنان بیداری و هشیاری پدید آورد.

Kürtçe: 

ئابەو جۆرە قورئانێکی عەرەبیمان دابەزاندووە بە چەند جۆر و شێواز ھەڕەشەمان لەودا باسکردووە بۆ ئەوەی لە خوا بترسن و خۆیان بپارێزن (لە تاوان) یان ببێت بەھۆی بیدارکردنەوەیان لەغەفڵەت وبێ ئاگایی (بەھۆی قورئانەوە)

Özbekçe: 

Шундай қилиб, Биз уни арабий Қуръон этиб нозил этдик. Шоядки тақво қилсалар ёки уларда эслаш пайдо қилса, деб унда қўрқинчли ваъдаларни баён қилдик. (Ушбу арабий Қуръонда кўплаб қўрқинчли ваъдаларни ҳам баён этдик. Бундан мақсадимиз, шояд одамлар тақво қилсалар, куфр ва ёмонликлардан сақлансалар, қўрқинчлик ваъдалардан эслатма олсалар.)

Malayca: 

Dan demikianlah Kami telah menurunkan Al-Quran sebagai bacaan dalam bahasa Arab, dan kami telah terangkan di dalamnya berbagai-bagai amaran supaya mereka (umat manusia seluruhnya) bertaqwa, atau mereka mendapat daripadanya sesuatu peringatan dari faedah mereka.

Arnavutça: 

Dhe kështu Ne, e kemi zbritur Kur’anin në gjuhën arabe, dhe në të kemi përsëritur vërejtjet, që ata të ruhen nga mëkatet, ose që t’i orientojë ata në këshillim.

Bulgarca: 

Така Ние низпослахме Коран на арабски и повторихме заплахата в него, за да се побоят [рабите] от Нас или да им даде той поучение.

Sırpça: 

И Ми тако Кур’ан на арапском језику објављујемо и у њему опомене понављамо да би се они греха клонили или да би их на послушност подстакао.

Çekçe: 

A takto jsme je seslali v podobě Koránu arabského a vyjádřili jsme v něm výstrahu - snad stanou se bohabojnými, či přinese jim nové připomenutí.

Urduca: 

اور اے محمدؐ، اِسی طرح ہم نے اِسے قرآن عربی بنا کر نازل کیا ہے اور اس میں طرح طرح سے تنبیہات کی ہیں شاید کہ یہ لوگ کج روی سے بچیں یا ان میں کچھ ہوش کے آثار اِس کی بدولت پیدا ہوں

Tacikçe: 

Инчунин онро Қуръоне арабӣ нозил кардем ва дар он гуногун хушдор додем, шояд битарсанд ё панде тоза гиранд.

Tatarca: 

Әнә шулай һәрнәрсәне бәян итүче Коръәнне гарәб телендә иңдердек вә ул Коръәндә ґәзаб белән куркытуны күп кабатладык кешеләр ґәзабтан куркып гөнаһтан саклансыннар өчен яки әүвәлге кавемнәрнең хәлләрен бәян итүче көчле вәгазь булсын өчен.

Endonezyaca: 

Dan demikianlah Kami menurunkan Al Quran dalam bahasa Arab, dan Kami telah menerangkan dengan berulang kali, di dalamnya sebahagian dari ancaman, agar mereka bertakwa atau (agar) Al Quran itu menimbulkan pengajaran bagi mereka.

Amharca: 

እንደዚሁም ዐረብኛ ቁርኣን ኾኖ አወረድነው፡፡ አላህንም ይፈሩ ዘንድ ወይም ለእነሱ ግሣጼን ያድስላቸው ዘንድ ከዛቻ ደጋግመን በውስጡ ገለጽን፡፡

Tamilce: 

இவ்வாறே, இ(ந்த வேதத்)தை அரபி மொழியிலான குர்ஆனாக இறக்கினோம். இன்னும், அதில் எச்சரிக்கையை பலவாறாக விவரித்து (கூறி) இருக்கிறோம், அவர்கள் இறையச்சமுள்ளவர்களாக ஆகுவதற்காக; அல்லது அது, அவர்களுக்கு ஒரு நல்ல புத்தியை ஏற்படுத்துவதற்காக.

Korece: 

그렇게 하여 하나님은 아랍어로 꾸란을 계시하였고 그 안에 서 여러 가지로 경고를 했으니 이 로하여 그들이 하나님을 생각하며 공경토록 했노라

Vietnamca: 

Và TA (Allah) đã ban Qur’an xuống bằng tiếng Ả-rập đúng như thế và TA đã giảng giải cặn kẽ trong đó những lời cảnh báo mong rằng họ biết sợ (TA) hoặc Nó sẽ làm cho họ lưu tâm.

Ayet Linkleri: 

Rubu tag: 

Hizb tag: