Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

20

Sûredeki Ayet No: 

112

Ayet No: 

2460

Sayfa No: 

319

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

وَمَن يَعْمَلْ مِنَ الصَّالِحَاتِ وَهُوَ مُؤْمِنٌ فَلَا يَخَافُ ظُلْمًا وَلَا هَضْمًا

Çeviriyazı: 

vemey ya`mel mine-ṣṣâliḥâti vehüve mü'minün felâ yeḫâfü żulmev velâ haḍmâ.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Her kim de mümin olarak salih amelleri işlerse, artık o, ne bir haksızlıktan ve ne de çiğnenmekden korkar.

Diyanet İşleri: 

İnanmış olarak, yararlı işler işleyen kimse, haksızlıktan ve hakkının yeneceğinden korkmaz.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Fakat inanarak iyi işlerde bulunan ne günahının arttırılmasından korkar, ne sevabının eksiltilmesinden.

Şaban Piriş: 

Mümin olarak salih ameller yapan ise zulümden ve hakkının eksiltilmesinden korkmaz.

Edip Yüksel: 

İnançlı olduğu halde erdemli davrananlar herhangi bir haksızlıktan ve güçlükten korkmayacaktır.

Ali Bulaç: 

Kim de bir mü'min olarak, salih olan amellerde bulunursa, artık o, ne zulümden korksun, ne hakkının eksik tutulmasından.

Suat Yıldırım: 

Mümin olarak güzel ve makbul işler işleyen ise, ne zulümden, ne de haklarının çiğnenmesinden korkar.

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Ve her kim mü´min olduğu halde sâlih amellerden işlerse artık o ne zulme uğramaktan ve ne de sevabının eksilmesinden korkmaz.

Yaşar Nuri Öztürk: 

Mümin olarak hayra ve barışa yönelik iyilikler yapan ise ne haksızlığa uğratılmaktan korkar ne de ezilip horlanmaktan.

Bekir Sadak: 

20:117

İbni Kesir: 

Kim de inanmış olarak salih ameller işlerse

Adem Uğur: 

Her kim, mümin olarak iyi olan işlerden yaparsa, artık o, ne zulümden ne de hakkının çiğnenmesinden korkar.

İskender Ali Mihr: 

Ve mü´min (kalbine îmân yazılmış) olarak salih (nefsi ıslâh edici) amel işleyen kimseler, artık zulümden (kendilerine) haksızlık yapılmasından ve (kazandıkları derecelerin) azaltılmasından korkmasınlar.

Celal Yıldırım: 

Mü´min iken iyiyararlı amellerde bulunan kimse ne haksızlığa uğramaktan, ne de (sevabının) eksilmesinden korkar.

Tefhim ul Kuran: 

Kim de bir mü´min olarak, salih olan amellerde bulunursa, artık o, ne zulümden korksun, ne de hakkının eksik tutulmasından.

Fransızca: 

Et quiconque aura fait de bonnes oeuvres tout en étant croyant, ne craindra ni injustice ni oppression.

İspanyolca: 

Quien, en cambio, obra bien, siendo creyente, no tiene por qué temer injusticia ni opresión.

İtalyanca: 

e chi sarà stato credente e avrà compiuto il bene, non temerà alcun danno o ingiustizia.

Almanca: 

Doch wer von gottgefällig Gutem tut, während er Mumin ist, der fürchtet weder Ungerechtigkeit noch Minderung.

Çince: 

信道而行善者,不怕亏枉和克扣。

Hollandaca: 

Maar hij die goede werken doet en een waar geloovige is, zal geene onrechtvaardigheid of geene vermindering vreezen van zijne belooning door God.

Rusça: 

А тот, кто совершал праведные дела, будучи верующим, не будет бояться ни несправедливости, ни ущемления.

Somalice: 

ruuxii fala wanaag isagoo rumeeyey kama Cabsado dulmi iyo nusqaamin midna.

Swahilice: 

Na anaye tenda mema, naye ni Muumini, basi hatakhofu kudhulumiwa wala kupunjwa.

Uygurca: 

مۆمىن تۇرۇپ ياخشى ئەمەللەرنى قىلغانلار يامانلىقلىرىنىڭ ئېشىپ كېتىشىدىن ۋە ياخشىلىقلىرىنىڭ كېمىيىپ كېتىشىدىن قورقمايدۇ

Japonca: 

だが善行に動しみ,信仰した者は,何の心配もなく,(主からの報奨を)減らされることもないのである。

Arapça (Ürdün): 

«ومن يعمل من الصالحات» الطاعات «وهو مؤمن فلا يخاف ظلماً» بزيادة في سيئاته «ولا هضماً» بنقص من حسناته.

Hintçe: 

और जिसने अच्छे-अच्छे काम किए और वह मोमिन भी है तो उसको न किसी तरह की बेइन्साफ़ी का डर है और न किसी नुक़सान का

Tayca: 

และผู้ใดปฏิบัติคุณงามความดีทั้งหลายโดยที่เขาเป็นผู้ศรัทธา เขาจะไม่กลัวความอธรรมและการบั่นทอนใด ๆ

İbranice: 

ואולם העושה את הטוב בעודו מאמין, לא יהיה לו כל חשש מקיפוח

Hırvatça: 

A onaj ko je dobra djela činio, a vjernik je bio, neće se zuluma ni zakidanja plašiti.

Rumence: 

însă cel care a săvârşit fapte bune, credincios fiind, nu are a se teme nici de nedreptate, nici de mistuire.

Transliteration: 

Waman yaAAmal mina alssalihati wahuwa muminun fala yakhafu thulman wala hadman

Türkçe: 

Mümin olarak hayra ve barışa yönelik iyilikler yapan ise ne haksızlığa uğratılmaktan korkar ne de ezilip horlanmaktan.

Sahih International: 

But he who does of righteous deeds while he is a believer - he will neither fear injustice nor deprivation.

İngilizce: 

But he who works deeds of righteousness, and has faith, will have no fear of harm nor of any curtailment (of what is his due).

Azerbaycanca: 

Mö’min olub yaxşı işlər görən kəs isə nə zülmə mə’ruz qalmaqdan, nə də (mükafatının) əskilməsindən qorxar!

Süleyman Ateş: 

Kim inanarak iyi olan işlerden yaparsa artık o, ne zulümden, ne de hakkının çiğnenmesinden korkar.

Diyanet Vakfı: 

Her kim, mümin olarak iyi olan işlerden yaparsa, artık o, ne zulümden ne de hakkının çiğnenmesinden korkar.

Erhan Aktaş: 

Îmân Eden biri olarak sâlihâtı yapan kimse ise haksızlığa uğramaktan da hakkının yeneceğinden de korkmaz.

Kral Fahd: 

Her kim, mümin olarak iyi olan işlerden yaparsa, artık o, ne zulümden ne de hakkının çiğnenmesinden korkar.

Hasan Basri Çantay: 

Kim, bir mü´min olarak, iyi iyi amel (ve hareket) lerde bulunursa o, ne (seyyiâtının) artırılmasından, ne (hasenatının) ekşitilmesinden endîşe etmez.

Muhammed Esed: 

Buna karşılık, inanıp da dürüst ve erdemli davranışlar ortaya koyan kimseye gelince: böyle birinin, haksızlığa uğramaktan ya da (hak ettiği karşılıktan) yoksun bırakılmaktan korkmasına hiçbir sebep yoktur.

Gültekin Onan: 

Kim de (bir) inançlı olarak salih amellerde bulunursa, artık o ne zulümden korksun, ne hakkının eksik tutulmasından.

Ali Fikri Yavuz: 

Her kim de mü’min olarak salih ameller işlerse, artık o, ne bir zulümden korkar, ne çiğnenmeden (hakkının zayi olmasından).

Portekizce: 

E quem tiver praticado o bem e for, ademais, fiel, não terá a temer injustiça, nem frustração.

İsveççe: 

men den som levde ett rättskaffens liv och var troende behöver inte frukta någon orättvisa och ingenting av [hans förtjänster] skall frånkännas honom.

Farsça: 

و هر که کارهای شایسته انجام دهد، در حالی که مؤمن باشد، نه از ستمی [درباره حقّش] بیم و هراس خواهد داشت و نه از کاستی و نقصانی [در اجر و مزدش.]

Kürtçe: 

ئەوەش کردەوە چاکەکانی کردبێت باوەڕداریش بوو بێت ئەوە نەلە ستەم دەترسێت (لێی بکرێت) نەلە کەم کردنەوەی پاداشتی (دەترسێت)

Özbekçe: 

Ким мўмин ҳолида яхши амаллардан қилган бўлса, зулмдан ҳам, нуқсондан ҳам қўрқмас», деб айт.

Malayca: 

Dan sesiapa yang mengerjakan sebarang apa dari amal-amal yang soleh, sedang ia beriman, maka tidaklah (seharusnya) ia merasa takut dianiaya atau dikurangkan sedikitpun dari pahalanya.

Arnavutça: 

e ai që punon vepra të mira dhe është besimtar, nuk do të druajë nga padrejtësia (shtimi i dënimit), as nga të manguarit (e shpërblimit).

Bulgarca: 

А който върши праведни дела и е вярващ, не ще се страхува нито от угнетяване, нито от ощетяване.

Sırpça: 

а онај ко је добра дела чинио, а верник био, неће се неправде ни закидања награде плашити.

Çekçe: 

A kdo zbožné skutky činil a přitom věřící byl, ten nemusí se obávat ani křivdy, ani poškození.

Urduca: 

اور کسی ظلم یا حق تلفی کا خطرہ نہ ہوگا اُس شخص کو جو نیک عمل کرے اور اِس کے ساتھ وہ مومن بھی ہو

Tacikçe: 

Ва ҳар кас, ки корҳои шоиста кунад ва мӯъмин бошад, набояд аз ҳеҷ ситаме ва шикасте битарсад.

Tatarca: 

Берәү мөэмин хәлендә изге гамәлләрдән кылса, ул кешегә гөнаһын арттырып һәм сәвабын киметеп золым итү куркынычы булмас.

Endonezyaca: 

Dan barangsiapa mengerjakan amal-amal yang saleh dan ia dalam keadaan beriman, maka ia tidak khawatir akan perlakuan yang tidak adil (terhadapnya) dan tidak (pula) akan pengurangan haknya.

Amharca: 

እርሱ አማኝ ኾኖ ከመልካም ሥራዎችም የሠራ ሰው በደልንም መጉደልንም አይፈራም፡፡

Tamilce: 

இன்னும், யார், அவரோ நம்பிக்கையாளராக இருக்கும் நிலையில் நன்மைகளை செய்வாரோ அவர் அநியாயத்தையும் (-பிறர் குற்றங்கள் தன்மீது சுமத்தப்படுவதையும்) (தனது நன்மைகள்) குறைக்கப்படுவதையும் பயப்பட மாட்டார்.

Korece: 

그러나 믿음을 갖고 선을 행하는 자는 절망도 보상의 손실 도 염려하지 않노라

Vietnamca: 

Ai làm việc thiện tốt và có đức tin thì sẽ không lo sợ bị đối xử bất công và mất phần.

Ayet Linkleri: 

Rubu tag: 

Hizb tag: