Arapça:
يَوْمَئِذٍ يَتَّبِعُونَ الدَّاعِيَ لَا عِوَجَ لَهُ ۖ وَخَشَعَتِ الْأَصْوَاتُ لِلرَّحْمَٰنِ فَلَا تَسْمَعُ إِلَّا هَمْسًا
Çeviriyazı:
yevmeiẕiy yettebi`ûne-ddâ`iye lâ `ivece leh. veḫaşe`ati-l'aṣvâtü lirraḥmâni felâ tesme`u illâ hemsâ.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
O gün, hiçbir tarafa sapmadan o davetçiye (Sûr'a üfleyenin çağrısına) uyarlar. Öyleki, Rahmân'ın heybetinden sesler kısılmıştır. Artık bir fısıltıdan başka hiçbir şey işitemezsin.
Diyanet İşleri:
Sana dağları sorarlar; de ki: "Rabbim onları ufalayıp savuracak, yerlerini düz, kuru bir toprak haline getirecek; orada ne çukur, ne tümsek göreceksin. O gün, hiçbir tarafa sapmadan bir davetçiye uyarlar. Sesler Rahman'ın heybetinden kısılmıştır; ancak bir fısıltı işitirsin."
Abdulbakî Gölpınarlı:
O gün hiçbir kimse kalmaz ki Allah'a davet edene uymasın ve rahmanın heybetinden sesler kesilir, ancak ayak sesleri, tıpırtılar halinde duyulabilir.
Şaban Piriş:
O gün hiç sapmadan çağırana uyarlar, Rahman’ın karşısında sesler kısılmıştır. Fısıltıdan başka bir şey işitemezsin.
Edip Yüksel:
O gün, en ufak bir sapma göstermeden çağırıcıya uyarlar. Sesler Rahman'ın huzurunda kısılmıştır; fısıltıdan başka bir şey işitemezsin.
Ali Bulaç:
O gün, kendisinden sapma imkanı olamayan çağırıcıya uyacaklar. Rahman (olan Allah)a karşı sesler kısılmıştır; artık bir hırıltıdan başka bir şey işitemezsin.
Suat Yıldırım:
O gün insanlar, Hakkın dâvetçisine hiç bir tarafa sapmadan uyarlar. Rahman'ın azametinden dolayı sesler kısılmıştır. Artık bir fısıltıdan başka bir ses işitemezsin. [19,38; 54,8]
Ömer Nasuhi Bilmen:
O gün çağırana tabî olurlar. Onun için bir eğrilik yoktur ve sesler Rahmân için bir korku ile kısılmıştır. Artık en hafif bir sesten başkasını işitemezsin.
Yaşar Nuri Öztürk:
O gün, eğip bükmesi olmayan davetçiye uyarlar. Rahman'ın huzurunda sesler kısılır, artık bir hışıltıdan başka şey işitmezsiniz.
Bekir Sadak:
Gercek Hukumdar olan Allah Yuce´dir. Kuran sana vahyedilirken, vahy bitmezden once, unutmamak icin, tekrarda acele edip durma, «Rabbim! ilmimi artir» de.
İbni Kesir:
O gün
Adem Uğur:
O gün insanlar, dâvetçiye (İsrafil´e) uyacaklar. Ona karşı yan çizmek yoktur. Artık, çok esirgeyici Allah hürmetine sesler kısılmıştır. Bu yüzden, fısıltıdan başka bir ses işitemezsin.
İskender Ali Mihr:
İzin günü, kendisinde eğrilik olmayan davetçiye tâbî olurlar. Rahmân´a karşı sesler kısılır. O zaman hems (hafif fısıltı)dan başka bir şey (ses) işitmezsin.
Celal Yıldırım:
O gün çağrıcıya hiçbir tarafa sapmadan uyarlar. Rahman (kudret ve azametinin heybetin)den sesler kısılmıştır
Tefhim ul Kuran:
O gün, kendisinden sapma imkânı olamayan çağırıcıya uyacaklar. Rahman (olan Allah)´a karşı sesler kısılmıştır
Fransızca:
Ce jour-là, ils suivront le Convocateur sans tortuosité ; et les voix baisseront devant le Tout Miséricordieux. Tu n'entendras alors qu'un chuchotement.
İspanyolca:
Ese día, seguirán al Pregonero, que no se desviará. Bajarán las voces ante el Compasivo y no se oirá sino un susurro de pasos.
İtalyanca:
In quel Giorno seguiranno indefettibilmente colui che li avrà chiamati e abbasseranno le voci davanti al Compassionevole. Non sentirai altro che un mormorio.
Almanca:
An diesem Tag folgen sie dem Rufenden ohne Abweichung. Und die Stimmen verstummen vor Dem Allgnade Erweisenden, dann vernimmst du nichts außer Flüstern.
Çince:
在那日,众人将顺从号召者,毫无违拗,一切声音将为至仁主而安静下来,除足音外,你听不见什么声音。
Hollandaca:
Op dien dag zal de mensch den engel volgen, die hem tot het oordeel zal oproepen, niemand zal de macht hebben zich van deze af te wenden en hunne stemmen zullen zacht klinken voor den Barmhartige; ook zult gij niets anders hooren dan den doffen klank van hunnen voet.
Rusça:
В тот день они последуют за глашатаем, и им не удастся уклониться от этого. Их голоса перед Милостивым будут смиренны, и ты услышишь только тихие звуки.
Somalice:
maalintaas waxay raaci dhawaaqaha, kamana leexdaan waxayna u xasishay Cododku Eebaha Raxmaana mana maqashid shanqadh mooyee.
Swahilice:
Siku hiyo watamfuata muitaji asiye na upotofu. Na sauti zote zitamnyenyekea Arrahmani Mwingi wa Rahema. Basi husikii ila mchakato na mnong'ono.
Uygurca:
بۇ كۈندە (كىشىلەر اﷲ نىڭ مەھشەرگاھقا) دەۋەت قىلغۇچىسىغا ئەگىشىدۇ، قىڭغىر كەتمەيدۇ، مەرھەمەتلىك اﷲ نىڭ ئۇلۇغلۇقى ۋە ھەيۋىتىدىن قورقۇپ، بارلىق ئاۋازلار بېسىقىدۇ، پىچىرلاشقاندىن باشقىنى ئاڭلىمايسەن
Japonca:
その日かれらは呼び手に従い逸れるわけにはいかない。慈悲深い御方の御前では,声は低くなり,忍び足の音の外は聞かないであろう。
Arapça (Ürdün):
«يومئذ» أي يوم إذ نسفت الجبال «يتبعون» أي الناس بعد القيام من القبور «الداعي» إلى المحشر بصوته وهو إسرافيل يقول: هلموا إلى عرض الرحمن «لا عوج له» أي لاتباعهم: أي لا يقدرون أن لا يتعبوا «وخشعت» سكنت «الأصوات للرحمن فلا تسمع إلا همسا» صوت وطء الأقدام في نقلها إلى المحشر كصوت أخفاف الإبل في مشيها.
Hintçe:
उस दिन लोग एक पुकारने वाले इसराफ़ील की आवाज़ के पीछे (इस तरह सीधे) दौड़ पड़ेगे कि उसमें कुछ भी कज़ी न होगी और आवाज़े उस दिन खुदा के सामने (इस तरह) घिघियाएगें कि तू घुनघुनाहट के सिवा और कुछ न सुनेगा
Tayca:
วันนั้นพวกเขาจะติดตามผู้ร้องเรียกไปโดยไม่มีการอิดเอื้อนแต่ประการใด เสียงทั้งหลายก็จะลดค่อยลงต่อพระผู้ทรงกรุณาปรานี เจ้าจะไม่ได้ยินเสียงใด นอกจากเสียแผ่วเบา
İbranice:
ביום ההוא (כל הברואים) יילכו אחרי קול הקורא להם, אשר אין מנוס ממנו, וכל הקולות יונמכו מיראת הרחמן ולא תשמע אלא קול לחש
Hırvatça:
Taj dan će se oni glasniku odazvati, od koga odstupanja nema i pred Svemilosnim će se glasovi stišati i ti ćeš samo šapat čuti.
Rumence:
În Ziua aceea, ei îl vor urma pe cel care îi va chema. Glasurile se vor potoli înaintea Milostivului şi nu vei auzi decât un murmur uşor.
Transliteration:
Yawmaithin yattabiAAoona alddaAAiya la AAiwaja lahu wakhashaAAati alaswatu lilrrahmani fala tasmaAAu illa hamsan
Türkçe:
O gün, eğip bükmesi olmayan davetçiye uyarlar. Rahman'ın huzurunda sesler kısılır, artık bir hışıltıdan başka şey işitmezsiniz.
Sahih International:
That Day, everyone will follow [the call of] the Caller [with] no deviation therefrom, and [all] voices will be stilled before the Most Merciful, so you will not hear except a whisper [of footsteps].
İngilizce:
On that Day will they follow the Caller (straight): no crookedness (can they show) him: all sounds shall humble themselves in the Presence of (Allah) Most Gracious: nothing shalt thou hear but the tramp of their feet (as they march).
Azerbaycanca:
O gün insanlar (qəbirlərindən qalxıb) heç bir başqa tərəfə meyl etmədən carçının (hamını məhşərə çağıran İsrafilin) ardınca gedəcəklər. Rəhmanın (əzəməti, heybəti) qarşısında səslər kəsiləcək, yalnız pıçıltı eşidəcəksən!
Süleyman Ateş:
O gün hiç pürüzü olmayan çağrıcıya uyarlar; (ondan sapma imkanı yoktur). Rahman'ın huzurunda sesler kısılır, fısıltıdan başka bir şey işitemezsin.
Diyanet Vakfı:
O gün insanlar, davetçiye (İsrafil'e) uyacaklar. Ona karşı yan çizmek yoktur. Artık, çok esirgeyici Allah hürmetine sesler kısılmıştır. Bu yüzden, fısıltıdan başka bir ses işitemezsin.
Erhan Aktaş:
O Gün,(1) hiçbir tarafa sapmadan, davetçiye uyarlar. Rahmân’a karşı sesler kısılmıştır. Fısıltıdan başka bir şey işitemezsin.
Kral Fahd:
O gün hiç kimseye meyletmeden herkesi mahşere davet eden (davetçiy)e uyarlar. Rahmân için sesler kısılır, fısıltıdan başka bir şey işitemezsin.
Hasan Basri Çantay:
«O gün o da´vetciye — kendisine muhaalefet etmeksizin — uyub izinden gideceklerdir. Çok esirgeyici (Allahın heybetinden) sesler kısılmışdır. Artık bir hışırtıdan başka bir şey işitmezsin».
Muhammed Esed:
O Gün herkes, kendisinden kaçıp kurtulmak kabil olmayan bir davetçinin peşinden gider; ve tüm sesler o sınırsız rahmet Sahibi´nin huzurunda saygıyla kısılır; öyle ki yalnızca cansız, baygın bir uğultu işitirsin.
Gültekin Onan:
O gün, kendisinden sapma imkanı olamayan çağırıcıya uyacaklar. Rahmana karşı sesler kısılmıştır
Ali Fikri Yavuz:
O kıyâmet gününde, Sûra üfliyen İsrafil’in çağrısına, sağa sola sapmadan, uyub koşacaklar, Öyle ki, RAHMAN’ın azametinden sesler kısılmıştır. Artık bir hışıltıdan başka hiç bir şey işitemezsin.”
Portekizce:
Nesse dia seguirão um arauto, do qual não poderão afastar-se. As vozes humilhar-se-ão ante o Clemente, e tu nãoouvirás mais do que sussurros.
İsveççe:
Den Dagen skall [alla] utan krumbukter följa roparens kallelse; alla röster skall tystna inför den Nåderike och ingenting skall höras utom [det dämpade, knappt förnimbara] ljudet av trampande fötter.
Farsça:
در آن روز همه انسان ها دعوت کننده را که هیچ انحرافی ندارد [برای ورود به محشر] پیروی می کنند و صداها در برابر [خدای] رحمان فرو می نشیند و جز صدایی آهسته [چیزی] نمی شنوی.
Kürtçe:
لەو ڕۆژەدا ھەموو دەکەونە شوێن جاڕدەری (کۆکردنەوە) لارە جڵەوی ناکەن لەفەرمانی لەترسی خوای میھرەبان ھەموو دەنگەکان نزم دەبن چپەچپ نەبێت شتێک نابیستی
Özbekçe:
У кунда чорловчига эргашурлар. Ундан бурилиш йўқ. Овозлар Роҳман (ҳайбати)дан жим қолмиш. Пичирлашдан бошқа нарса эшитмассан. (Ҳаммаёқ теп-текис. Ҳамма жим ҳолда бўйин эгиб, маҳшарга чорловчига эргашишдан бошқа нарсани билмайди.)
Malayca:
Pada hari itu mereka menurut seruan panggilan yang menyeru mereka dengan tidak dapat melencong dari menurutnya; dan diam khusyuklah segala suara kepada Allah yang melimpah-limpah rahmatNya sehingga engkau tidak mendengar melainkan bunyi yang amat perlahan.
Arnavutça:
Atë ditë, ata do të shkojnë pas thirrësit, duke mos pasur shmangie në të, e zërat do t’i përulen Mëshiruesit të Gjithmbarshëm, e ti nuk do të dëgjosh tjetër, pos pëshpëritjes.
Bulgarca:
В този Ден ще последват зовящия, без да се отклонят от него, и гласовете ще се смирят пред Всемилостивия, и не ще чуеш друго освен трополене.
Sırpça:
Тог дана ће они да се одазову гласнику, мораће да га следе и пред Свемилосним ће да се стишају гласови и ти ћеш само да чујеш шапат.
Çekçe:
V ten den následovat budou svolavatele, v němž úchylky není, a hlasy se ztiší před Milosrdným a uslyšíš jen rtů ševelení.
Urduca:
اس روز سب لوگ منادی کی پکار پر سیدھے چلے آئیں گے، کوئی ذرا اکڑ نہ دکھا سکے گا اور آوازیں رحمان کے آگے دب جائیں گی، ایک سرسراہٹ کے سوا تم کچھ نہ سنو گے
Tacikçe:
Дар он рӯз аз паи он доъӣ (Исрофил), ки ҳеҷ каҷиро дар ӯ роҳ нест, равон гарданд. Ва садоҳо дар баробари Худои раҳмон паст мешаванд ва аз ҳеҷ кас ғайри садои пое нахоҳӣ шунид.
Tatarca:
Ул көндә кешеләр, мәхшәр җиренә чакыручы Исрафил фәрештәгә иярерләр, ул чакыручыдан уңга-сулга борылу булмас, Аллаһудан куркып тавышлар йомшарыр, һәм анда сөйләшкән тавышны ишетмәссең, мәгәр бик йомшак сөйләшерләр, колакны сөйләүчеләрнең авызына терәгән хәлдә генә ишетелер.
Endonezyaca:
Pada hari itu manusia mengikuti (menuju kepada suara) penyeru dengan tidak berbelok-belok; dan merendahlah semua suara kepada Tuhan Yang Maha Pemurah, maka kamu tidak mendengar kecuali bisikan saja.
Amharca:
በዚያ ቀን (ለመሰብሰብ) ጠሪውን ለእርሱ መጣመም የሌለውን መከተል ይከተላሉ፡፡ ድምጾችም ለአልረሕማን ጸጥ ይላሉ፡፡ ስለዚህ ሹክሹክታን እንጂ አትሰማም፡፡
Tamilce:
அந்நாளில் அவர்கள் அழைப்பாளரை பின் தொடர்வார்கள். அவரை விட்டு (அவர்கள் எங்கும்) திரும்ப முடியாது. இன்னும், சத்தங்கள் எல்லாம் ரஹ்மானுக்கு முன் அமைதியாகிவிடும். (அங்கு பாதங்களின்) மென்மையான (நடை) சத்தத்தை தவிர நீர் செவிமடுக்க மாட்டீர்.
Korece:
그날 사람들은 굴곡이 없는하나님의 부름을 따라갈 것이며 모든 소리는 하나님 앞에서 겸손 하매 그들의 조용한 발딛는 소리 외에는 듣지 못하리라
Vietnamca:
Vào Ngày đó, nhân loại sẽ đi theo vị Hô Gọi (đến nơi triệu tập), không ai có quyền không nghe theo, và những tiếng nói sẽ tắt lịm đi trước Đấng Độ Lượng cho nên (lúc đó) sẽ không còn nghe thấy gì ngoài tiếng xầm xì.
Ayet Linkleri: