Arapça:
خَالِدِينَ فِيهِ ۖ وَسَاءَ لَهُمْ يَوْمَ الْقِيَامَةِ حِمْلًا
Çeviriyazı:
ḫâlidîne fîh. vesâe lehüm yevme-lḳiyâmeti ḥimlâ.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Devamlı o azabın altında kalacaklar. Kıyamet günü onlar için, bu ne fena bir yüktür!
Diyanet İşleri:
Devamlı bu günahın azabında kalacaklar. Kıyamet günü onlar için ne kötüdür bu yük!
Abdulbakî Gölpınarlı:
Ebedi olarak kalacak azab içinde; bu, kıyamet günü, onlara ne de kötü bir yük.
Şaban Piriş:
Bu kimseler, onda ebedi kalırlar. Bu kıyamet günü onlar için ne kötü bir yüktür.
Edip Yüksel:
Orada ebedi kalırlar. Diriliş günü bu onlar için ne de kötü bir yüktür.
Ali Bulaç:
O (yükün altı)nda ebedi olarak kalıcıdırlar. Bu, kıyamet günü onlar için ne kötü bir yüktür.
Suat Yıldırım:
O yükün altında daimî olarak kalacaklardır. Kıyamet günü bu yük, onlar için ne ağır bir yük olacak!
Ömer Nasuhi Bilmen:
Orada ebedîyyen kalıcılardır ve onlar için Kıyamet gününde (O) ne fena bir yük olmuştur.
Yaşar Nuri Öztürk:
Uzun süre o yükün altındadır; kıyamet gününde bu onlar için ne kötü yüktür!
Bekir Sadak:
20:105
İbni Kesir:
Onda temelli kalacaklardır. Bu, kıyamet gününde onlar için ne kötü bir yüktür.
Adem Uğur:
Bu kimseler, onda (o günah yükünün altında) ebedî kalırlar. Onlar için kıyamet gününde bu ne kötü bir yüktür!
İskender Ali Mihr:
Onlar, onda (o yükün getireceği azabın içinde) ebedî kalacak olanlardır. Ve kıyâmet günü yüklendikleri, onlar için ne kötü (yük)tür.
Celal Yıldırım:
O günah taşıma (azabı) içinde devamlı kalacak. Bu da Kıyamet günü onlar için ne kötü bir yüktür!
Tefhim ul Kuran:
O (yükün altı)nda ebedi olarak kalıcıdırlar. Bu, kıyamet günü onlar için ne kötü bir yüktür.
Fransızca:
ils resteront éternellement dans cet état, et quel mauvais fardeau pour eux au Jour de la Résurrection,
İspanyolca:
eternamente. ¡Qué carga más pesada tendrán el día de la Resurrección!
İtalyanca:
resteranno perpetuamente in questo stato. Che atroce fardello nel Giorno della Resurrezione!
Almanca:
Darin werden sie ewig bleiben. Und erbärmlich ist es für sie am Tag der Auferstehung als Schuldenlast,
Çince:
而永居其刑罚中。复活日那负担对他们真糟糕。
Hollandaca:
Hij zal dien eeuwig dragen; en een ondragelijke last zal het op den dag der opstanding zijn.
Rusça:
Они пребудут в таком состоянии вечно. Скверна будет их ноша в День воскресения!
Somalice:
iyagoo ku waari (ciqaabta) dhexdeeda waxaana u xumaaday iyaga maalinta qiyaame rar.
Swahilice:
Wadumu humo. Na ni mzigo muovu kwao kuubeba Siku ya Kiyama!
Uygurca:
ئۇ گۇناھى ئۈچۈن بېرىلگەن ئازابنى مەڭگۈ تارتىدۇ) قىيامەت كۈنى ئۇلارغا يۈكلەنگەن بۇ يۈك نېمىدېگەن يامان!
Japonca:
かれらはいつまでもこの状態のままである。復活の日の重荷こそ,かれらにとり災いである。
Arapça (Ürdün):
«خالدين فيه» أي في عذاب الوزر «وساء لهم يوم القيامة حملا» تمييز مفسر للضمير في ساء والمخصوص بالذم محذوف تقديره وزرهم، واللام للبيان ويبدل من يوم القيامة.
Hintçe:
और उसी हाल में हमेशा रहेंगे और क्या ही बुरा बोझ है क़यामत के दिन ये लोग उठाए होंगे
Tayca:
พวกเขาจะพำนักอย่างถาวรอยู่ในนั้น และโทษหนักนั้นเป็นความชั่วช้าสำหรับพวกเขาในวันกิยามะฮ์เสียนี่กระไร !
İbranice:
ולנצח יישא אותו (בגיהינום,) אכן כה רע יהיה הנטל ביום תחיית-המתים
Hırvatça:
vječno će tako ostati, a jeziv tovar će im na Kijametskom danu biti.
Rumence:
pe care o vor purta de-a pururi. Urâtă povară pentru Ziua Învierii,
Transliteration:
Khalideena feehi wasaa lahum yawma alqiyamati himlan
Türkçe:
Uzun süre o yükün altındadır; kıyamet gününde bu onlar için ne kötü yüktür!
Sahih International:
[Abiding] eternally therein, and evil it is for them on the Day of Resurrection as a load -
İngilizce:
They will abide in this (state): and grievous will the burden be to them on that Day,-
Azerbaycanca:
Belələri (o günah yükünün) altında (yükü ilə birlikdə Cəhənnəm əzabında) əbədi qalacaqlar. Qiyamət günü onların daşıyacağı yük necə də pisdir!
Süleyman Ateş:
Sürekli olarak o yükün altında kalacaklardır. Kıyamet gününde bu, onlar için ne kötü bir yüktür!
Diyanet Vakfı:
Bu kimseler, onda (o günah yükünün altında) ebedi kalırlar. Onlar için kıyamet gününde bu ne kötü bir yüktür!
Erhan Aktaş:
Onlar, orada sürekli kalacaklardır. Ve yüklendikleri yük, Kıyâmet gününde onlar için ne kötüdür.
Kral Fahd:
Bu kimseler, onda (o günah yükünün altında) ebedî kalırlar. Onlar için kıyamet gününde bu ne kötü bir yüktür!
Hasan Basri Çantay:
O (günâh) ın (cezası) içinde ebedî kalıcıdırlar. Bu, kıyamet gününde onlar için ne kötü bir yükdür!
Muhammed Esed:
ebediyyen bu yük altında kalacaktır böyleleri; (bir bilseler,) onlar için Kıyamet Günü´nde ne kötü bir yük olacak bu!
Gültekin Onan:
O (yükün altı)nda ebedi olarak kalıcıdırlar. Bu, kıyamet günü onlar için ne kötü bir yüktür.
Ali Fikri Yavuz:
Ebedi olarak o azabın altında kalacaklar. Kıyâmet gününde, bu ne fena bir yüktür!..
Portekizce:
Que suportarão eternamente. Que péssima carga será a sua no Dia da Ressurreição!
İsveççe:
de skall bära den för evigt, men på Uppståndelsens dag skall denna börda kännas outhärdligt tung,
Farsça:
در آن [وزر و وبال،] جاودانه اند و چه بد باری روز قیامت برای آنان خواهد بود.
Kürtçe:
بێ بڕانەوە تێیدا دەمێننەوە چ بارێکی خراپ و بێـفەڕیان بەکۆڵەوەیە لەرۆژی دواییدا
Özbekçe:
Унда абадий қолурлар. Қиёмат кунида уларнинг юки қандай ҳам ёмон бўлди.
Malayca:
Mereka kekal di dalam (azab) dosa itu; dan amatlah buruknya tanggungan itu bagi mereka pada hari kiamat,
Arnavutça:
përherë do të mbetet (duke bartur atë). Sa barë e shëmtuar që është ajo në Ditën e Kijametit,
Bulgarca:
там ще пребивават вечно [в Огъня на Ада]. И колко лошо бреме е в Деня на възкресението!
Sırpça:
вечно ће у казни да остану, а језив терет ће на Судњем дану да носе.
Çekçe:
a věčně bude jím obtížen. Jak špatný to bude náklad v den zmrtvýchvstání,
Urduca:
اور ایسے سب لوگ ہمیشہ اس کے وبال میں گرفتار رہیں گے، اور قیامت کے دن اُن کے لیے (اِس جرم کی ذمہ داری کا بوجھ) بڑا تکلیف دہ بوجھ ہوگا
Tacikçe:
Дар он кор хамеша бимонанд. Ва бори, рӯзи қиёмат барояшон бори бадест!
Tatarca:
Алар анда мәңге калырлар, ул газап аларга кыямәт көнне ни яман йөк булыр.
Endonezyaca:
mereka kekal di dalam keadaan itu. Dan amat buruklah dosa itu sebagai beban bagi mereka di hari kiamat,
Amharca:
በእርሱ ውስጥ ዘውታሪዎች ኾነው (ይሸከማሉ)፡፡ በትንሣኤም ቀን ለእነሱ የኾነው ሸክም ከፋ!
Tamilce:
அதில் அவர்கள் நிரந்தரமாக இருப்பார்கள். (அவர்கள் சுமக்கின்ற) பாவம் மறுமை நாளில் மிகக் கெட்ட சுமையாக இருக்கும்.
Korece:
그들은 부활의 그날까지 무거운 짐을 지고 살 것이라
Vietnamca:
Họ sẽ mãi mãi ở trong (sự trừng phạt) đó. Thật tồi tệ cho họ vào Ngày Phán Xét khi phải gánh nặng tội lỗi.
Ayet Linkleri: