Arapça:
وَلَن يَتَمَنَّوْهُ أَبَدًا بِمَا قَدَّمَتْ أَيْدِيهِمْ ۗ وَاللَّهُ عَلِيمٌ بِالظَّالِمِينَ
Çeviriyazı:
veley yetemennevhü ebedem bimâ ḳaddemet eydîhim. vellâhü `alîmüm biżżâlimîn.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Fakat elleriyle işledikleri yüzünden onu hiçbir zaman temenni edemiyecekler. Allah o zâlimleri bilir.
Diyanet İşleri:
Bunu, önceden işlediklerinden ötürü, asla dilemeyeceklerdir. Allah zalimleri bilir.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Fakat elleriyle kazandıkları suçlardan dolayı hiçbir zaman dilemezler. Allah, zalimleri iyice bilir.
Şaban Piriş:
Ama, hayır, elleriyle işlediklerinden dolayı ölümü hiçbir zaman istemezler. Allah, elbette zalim olanları en iyi bilendir.
Edip Yüksel:
Ellerinin işlediklerinden ötürü bunu asla dilemeyeceklerdir. ALLAH zalimleri bilir.
Ali Bulaç:
Oysa onlar, önceden ellerinin takdim ettiklerinden dolayı onu (ölümü) hiçbir zaman kesin olarak dilemeyeceklerdir. Allah, zalimleri bilendir.
Suat Yıldırım:
Fakat elleriyle yaptıkları işler ortada iken, ölümü asla istemezler. Allah o zalimleri pek iyi bilir.
Ömer Nasuhi Bilmen:
Halbuki onu evvelce ellerinin takdim etmiş olduğu şeyler sebebiyle asla temenni etmezler.
Yaşar Nuri Öztürk:
Ellerinin önden gönderdiği şeyler yüzünden ölümü hiçbir zaman istemeyeceklerdir. Allah, zalimleri çok iyi bilmektedir.
Bekir Sadak:
Bunu, onceden islediklerinden oturu, asla dilemeyeceklerdir. Allah zalimleri bilir.
İbni Kesir:
Önceden ellerinin kazandığından dolayı, onlar hiçbir zaman onu isteyemezler, Allah zalimleri hakkıyla bilir.
Adem Uğur:
Onlar, kendi elleriyle önceden yaptıkları işler (günah ve isyanları) sebebiyle hiç bir zaman ölümü temenni etmeyeceklerdir. Allah zalimleri iyi bilir.
İskender Ali Mihr:
Ve elleriyle takdim ettikleri (günahları) sebebiyle bunu (ölümü), ebediyyen asla temenni etmezler. Ve Allah, zalimleri bilir.
Celal Yıldırım:
Bunu, elleriyle işleyip önden gönderdikleri (fena amellerinden) dolayı asla temenni etmezler. Allah o zâlimleri hakkıyla bilendir.
Tefhim ul Kuran:
Oysa onlar, önceden ellerinin takdim ettiklerinden dolayı onu (ölümü) hiç bir zaman kesin olarak dilemiyeceklerdir. Allah, zalimleri bilendir.
Fransızca:
Or, ils ne le souhaiteront jamais, sachant tout le mal qu'ils ont perpétré de leurs mains. Et Allah connaît bien les injustes.
İspanyolca:
Pero nunca la desearán por lo que sus manos han cometido. Alá conoce bien a los impíos.
İtalyanca:
Essi non lo faranno mai, per ciò che le loro mani hanno commesso. Allah conosce bene i prevaricatori.
Almanca:
Doch sie werden sich ihn niemals wünschen wegen dem, was sie bereits angerichtet haben. Und ALLAH ist allwissend über die Unrecht-Begehenden.
Çince:
他们因为曾经犯罪,所以绝不希望早死。真主对於不义的人,是全知的。
Hollandaca:
Maar nimmer wenscht gij dien, om het werk uwer handen, dewijl God de booswichten kent.
Rusça:
Однако они никогда не пожелают себе этого из-за того, что приготовили их руки. Аллах ведает о беззаконниках.
Somalice:
man jeelaanayaan (Geerida) waligood, waxat hormardadeen Gacmahoodu darteed, Eebana waa ogyahay daalimiinta.
Swahilice:
Wala hawatayatamani kamwe kwa sababu ya yale yaliyo tangulizwa na mikono yao; na Mwenyezi Mungu ni mwenye kuwajua vyema wanao dhulumu.
Uygurca:
ئۇلار قىلغان يامان ئەمەللىرى سەۋەبلىك، ئۆلۈمنى ھەرگىزمۇ ئارزۇ قىلمايدۇ. اﷲ زالىملارنى ئوبدان بىلگۈچىدۇر
Japonca:
だがかれらは,その手が予め犯した(罪の)ために,決して死を望まないであろう。アッラーは,不義を行う者を熟知される。
Arapça (Ürdün):
«ولن يتمنَّوه أبداً بما قدمت أيديهم» من كفرهم بالنبي المستلزم لكذبهم «والله عليم بالظالمين» الكافرين فيجازيهم.
Hintçe:
(ताकि जल्दी बेहिश्त में जाओ) लेकिन वह उन आमाले बद की वजह से जिनको उनके हाथों ने पहले से आगे भेजा है हरगिज़ मौत की आरज़ू न करेंगे और खुदा ज़ालिमों से खूब वाक़िफ है
Tayca:
และเขาเหล่านั้น จะไม่ปรารถนาความตายเลยตลอดกาล เนื่องด้วยสิ่งที่มือของพวกเขาได้ประกอบล่วงหน้าไว้ และอัลลอฮ์นั้นเป็นผู้ทรงรู้ดีต่อบรรดาผู้อธรรมเหล่านั้น
İbranice:
אך, הם לעולם לא יבקשו ( למות ,) בשל כל (החטאים) שהקדימו ידיהם , כי אלוהים מכיר את החוטאים
Hırvatça:
A oni je neće nikada poželjeti zbog onoga što čine, a Allah dobro zna zulumćare.
Rumence:
Ba nu! Ei nu o vor dori niciodată, ştiind răul pe care mâinile lor l-au făcut. Dumnezeu îi cunoaşte pe cei nedrepţi întru totul.
Transliteration:
Walan yatamannawhu abadan bima qaddamat aydeehim waAllahu AAaleemun bialththalimeena
Türkçe:
Ellerinin önden gönderdiği şeyler yüzünden ölümü hiçbir zaman istemeyeceklerdir. Allah, zalimleri çok iyi bilmektedir.
Sahih International:
But they will never wish for it, ever, because of what their hands have put forth. And Allah is Knowing of the wrongdoers.
İngilizce:
But they will never seek for death, on account of the (sins) which their hands have sent on before them. and Allah is well-acquainted with the wrong-doers.
Azerbaycanca:
(Əlbəttə) onlar öz əməllərini bildiklərinə görə ölümü əsla istəməzlər. Allah zalımları tanıyandır!
Süleyman Ateş:
Fakat ellerinin yapıp öne sürdüğü işlerden dolayı ölümü asla istemezler, Allah zalimleri bilir.
Diyanet Vakfı:
Onlar, kendi elleriyle önceden yaptıkları işler (günah ve isyanları) sebebiyle hiç bir zaman ölümü temenni etmeyeceklerdir. Allah zalimleri iyi bilir.
Erhan Aktaş:
Ama elleriyle yaptıkları şeylerden dolayı, ölümü asla istemezler. Allah, zâlimleri en iyi bilendir.
Kral Fahd:
Onlar, kendi elleriyle önceden yaptıkları işler (günah ve isyanları) sebebiyle hiç bir zaman ölümü temenni etmeyeceklerdir. Allah zalimleri en iyi bilir.
Hasan Basri Çantay:
(Fakat) onlar önceden elleriyle işlediklerinden (kötü amellerinden, Tevrâtı tahrif etdiklerinden) ötürü onu (ölümü) hiçbir zaman arzuu edemezler. Allah o zaalimleri hakkıyle bilendir.
Muhammed Esed:
Ama kendi elleriyle yapıp ettikleri ortadayken bunu hiçbir zaman temenni etmeyecekler: Allah zalimleri her halleriyle bilmektedir.
Gültekin Onan:
Oysa onlar (önceden) ellerinin işlediklerinden / sunduklarından (kaddemet eydihim) ötürü bunu ebediyen dilemiyeceklerdir / istemeyeceklerdir. Tanrı zalimleri bilir / bilendir.
Ali Fikri Yavuz:
Fakat onlar, peygamberleri öldürmek ve Tevrat’ı tahrif etmek gibi, önceden elleriyle yaptıkları günah sebebiyle azâba hak kazandıklarını bildiklerinden elbette ve hiç bir zaman ölümü temennî etmezler. Allah, zâlimleri hakkıyle bilendir.
Portekizce:
Porém, jamais a desejariam, por causa do que cometeram as suas mãos; e Deu bem conhece os iníquos.
İsveççe:
Men de kommer aldrig att önska sig [döden] på grund av det som deras händer har sänt före dem [till Domen] - Gud känner de orättfärdiga.
Farsça:
و آنان هرگز مرگ را به سبب گناهانی که مرتکب شده اند، آرزو نمی کنند؛ و خدا به ستمکاران داناست.
Kürtçe:
وە ھەرگیز داوای مردن ناکەن بەھۆی ئەو (گوناھانە) کەبەدەستی خۆیان پێشیان خستووە وە خوا ئاگادارە بە ستەمکاران
Özbekçe:
Улар қўллари тақдим қилган нарсалар сабабидан, уни абадий, ҳеч-ҳеч орзу қилмаслар ва Аллоҳ зулм қилувчиларни билувчи зотдир. (Оятдаги «қўллари тақдим қилган нарсалар» жумласи, «гуноҳлар» маъносида келгандир. Араб тилида бирор нарсанинг аҳамиятини бўрттириб кўрсатилмоқчи бўлинса, ушбу услуб ишлатилади. Демак, яҳудийлар ўлимни орзу қила олмайдилар. Чунки улар ўзларининг гуноҳларини яхши биладилар. Ушбу гуноҳлар билан ҳеч-ҳеч жаннатга кириб бўлмайди. Ўлсалар, беш кунлик дунёнинг матосидан ажралиб қолишларидан қўрқиб, бу дунё ҳаётига маҳкам ёпишиб оладилар.)
Malayca:
Dan sudah tentu mereka tidak akan mencita-citakan mati itu selama-lamanya, dengan sebab dosa-dosa yang telah mereka lakukan; dan Allah sentiasa mengetahui akan orang-orang yang zalim itu.
Arnavutça:
Por ata kurrsesi nuk e dëshirojnë vdekjen, për shkak të të këqijave që kanë punuar! – E Perëndia i di mirë ata që shkelin drejtësinë.
Bulgarca:
А не ще я възжелаят никога, заради онова, което ръцете им са сторили преди. Аллах знае угнетителите.
Sırpça:
А они је неће никада пожелети због онога што чине, а Аллах добро зна неправеднике.
Çekçe:
Však oni o to nikdy nepožádají kvůli tomu, co ruce jejich dříve spáchaly. A Bůh dobře zná nespravedlivé.
Urduca:
یقین جانو کہ یہ کبھی اس کی تمنا نہ کریں گے، اس لیے کہ اپنے ہاتھوں جو کچھ کما کر انہوں نے وہاں بھیجا ہے، اس کا اقتضا یہی ہے (کہ یہ وہاں جانے کی تمنا نہ کریں) اللہ ان ظالموں کے حال سے خوب واقف ہے
Tacikçe:
Вале ба сабаби аъмоле, ки кардаанд, ҳаргиз орзуи марг нахоҳанд кард. Худо ситамкоронро мешиносад!
Tatarca:
Әлбәттә, алар эшләгән явыз эшләренең газабыннан куркып, Аллаһудан үлемне мәңге сорамаслар. Аллаһ залимнәрнең эшен бик яхшы белә.
Endonezyaca:
Dan sekali-kali mereka tidak akan mengingini kematian itu selama-lamanya, karena kesalahan-kesalahan yang telah diperbuat oleh tangan mereka (sendiri), dan Allah Maha Mengetahui siapa orang-orang yang aniaya.
Amharca:
እጆቻቸውም ባሳለፉት (በሠሩት) ምክንያት ምን ጊዜም ፈጽሞ አይመኙትም፤ አላህም በዳዮችን ዐዋቂ ነው፡፡
Tamilce:
ஆனால், அவர்களது கரங்கள் முற்படுத்தியவற்றின் காரணத்தால் அதை அவர்கள் ஒருபோதும் அறவே விரும்பவே மாட்டார்கள். இன்னும் அல்லாஹ் அநியாயக்காரர்களை நன்கறிந்தவன் ஆவான்.
Korece:
그러나 그들은 전에 그들의 손으로 저지른 죄의 대가로 결코 죽음을 택하지 않을 것이라 실로 하나님은 우매한 자들의 모든 것 을 알고 계시노라
Vietnamca:
Nhưng chắc chắn họ sẽ không bao giờ dám cầu xin được chết đâu bởi họ hiểu rõ những gì họ đã làm; và Allah luôn tận tường mọi hành động của những kẻ làm điều sai quấy.
Ayet Linkleri: