Arapça:
۞ أَتَأْمُرُونَ النَّاسَ بِالْبِرِّ وَتَنسَوْنَ أَنفُسَكُمْ وَأَنتُمْ تَتْلُونَ الْكِتَابَ ۚ أَفَلَا تَعْقِلُونَ
Çeviriyazı:
ete'mürûne-nnâse bilbirri vetensevne enfüseküm veentüm tetlûne-lkitâb. efelâ ta`ḳilûn.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
İnsanlara iyiliği emreder de kendinizi unutur musunuz? Halbuki kitab (Tevrat)ı okuyorsunuz. Hâlâ aklınızı başınıza almayacak mısınız?
Diyanet İşleri:
Kitap'ı okuyup durduğunuz halde kendinizi unutur da başkalarına mı iyilikle emredersiniz? Düşünmez misiniz?
Abdulbakî Gölpınarlı:
İnsanlara iyilik etmelerini emrediyorsunuz da kendinizi unutuyor musunuz? Ve kitabı okumaktasınız siz. Aklınız mı yok, düşünmez misiniz?
Şaban Piriş:
İnsanlara iyiliği emredersiniz de kendinizi unutur musunuz? Kitabı okuyup durduğunuz halde düşünmez misiniz?
Edip Yüksel:
Halkı iyilik yapmağa çağırıp dururken kendinizi unutuyor musunuz? Üstelik Kitabı da okuyorsunuz? Aklınızı kullanmaz mısınız?
Ali Bulaç:
Siz, insanlara iyiliği emrederken, kendinizi unutuyor musunuz? Oysa siz kitabı okuyorsunuz. Yine de akıllanmayacak mısınız?
Suat Yıldırım:
Halka iyiliği emredip kendinizi unutuyor musunuz yoksa? Halbuki siz Tevratı okuyup duruyorsunuz. Artık aklınızı başınıza almayacak mısınız? [11,88]
Ömer Nasuhi Bilmen:
Nâsa iyilik ile emredersiniz de kendi nefislerinizi unuturmusunuz? Halbuki siz kitabı okursunuz, hiç düşünmez misiniz?
Yaşar Nuri Öztürk:
İnsanlara hayırda erginliği/dürüstlüğü emredip de öz benliklerinizi unutuyor musunuz? Üstelik de Kitap'ı okuyup durmaktasınız. Hâlâ aklınızı kullanmayacak mısınız?
Bekir Sadak:
Kitab´i okuyup durdugunuz halde kendinizi unutur da baskalarina mi iyilikle emredersiniz? Dusunmez misiniz?
İbni Kesir:
Siz
Adem Uğur:
(Ey bilginler!) Sizler Kitab´ı (Tevrat´ı) okuduğunuz (gerçekleri bildiğiniz) halde, insanlara iyiliği emredip kendinizi unutuyor musunuz? Aklınızı kullanmıyor musunuz?
İskender Ali Mihr:
İnsanlara birr´i (tezkiye ve teslim olmayı) emrediyorsunuz da kendinizi unutuyor musunuz? Ve siz, Kitab´ı okuduğunuz halde hâlâ akıl etmiyor musunuz?
Celal Yıldırım:
Kendi nefslerinizi unutursunuz da insanlara iyilikle mi emredersiniz ?! Halbuki siz Kitap (Tevrat)ı okuyup durursunuz. Artık aklınızı kullanmaz mısınız?
Tefhim ul Kuran:
Siz, insanlara iyiliği emrediyorken, kendinizi mi unutuyorsunuz? Oysa siz kitabı okumaktasınız. Yine de akıllanmayacak mısınız?
Fransızca:
Commanderez-vous aux gens de faire le bien , et vous oubliez vous-mêmes de le faire, alors que vous récitez le Livre ? êtes-vous donc dépourvus de raison ? .
İspanyolca:
¿Mandáis a los hombres que sean piadosos y os olvidáis de vosotros mismos siendo así que leéis la Escritura? ¿Es que no tenéis entendimiento?
İtalyanca:
Ordinerete ai popoli la carità e dimenticherete voi stessi, voi che leggete il Libro? Non ragionate dunque?
Almanca:
Wollt ihr etwa den Menschen das gottgefällige Handeln gebieten und euch selbst (dabei) vergessen, während ihr die Schrift vortragt?! Begreift ihr nicht?!
Çince:
你们是读经的人,怎麽劝人为善,而忘却自身呢?难道你们不了解吗?
Hollandaca:
Hoe zoudt gij anders de menschen tot vroomheid aansporen, zoo gij het welzijn uwer eigene ziel vergeet. Gij leest het boek: moet gij het dan niet ook verstaan.
Rusça:
Неужели вы станете призывать людей к добродетели, предав забвению самих себя, ведь вы же читаете Писание? Неужели вы не образумитесь?
Somalice:
ma waxaad faraysaan dadka wanaaga od halmaansantihin naftiina idinkoo akhrin Kitaabka miyeydaan wax ka sayn.
Swahilice:
Je! Mnawaamrisha watu mema na mnajisahau nafsi zenu, na hali nyinyi mnasoma Kitabu? Basi je, hamzingatii?
Uygurca:
كىشىلەرنى ياخشى ئىشقا بۇيرۇپ ئۆزۈڭلارنى ئۇنتۇمسىلەر؟ ھالبۇكى، سىلەر كىتاب (يەنى تەۋرات) نى ئوقۇپ تۇرىسىلەر، چۈشەنمەمسىلەر
Japonca:
あなたがたは,人びとに善行を勧めながら,自分では(その実行を)忘れてしまったのか。あなたがたは啓典を読誦しながら,それでも尚理解しないのか。
Arapça (Ürdün):
«أتأمرون الناس بالبر» بالإيمان بمحمد «وتنسون أنفسكم» تتركونها فلا تأمرونها به «وأنتم تتلون الكتاب» التوراة وفيها الوعيد على مخالفة القول العمل «أفلا تعقلون» سوء فعلكم فترجعون، فجملة النسيان محل الاستفهام الإنكاري.
Hintçe:
और तुम लोगों से नेकी करने को कहते हो और अपनी ख़बर नहीं लेते हालाँकि तुम किताबे खुदा को (बराबर) रटा करते हो तो तुम क्या इतना भी नहीं समझते
Tayca:
พวกเจ้าใช้ให้ผู้คนกระทำความดี โดยที่พวกเจ้าลืมตัวของพวกเจ้าเองกระนั้นหรือ ? และทั้ง ๆ ที่พวกเจ้าอ่านคัมภีร์กันอยู่ แล้วพวกเจ้าไม่ใช้ปัญญากระนั้นหรือ ?
İbranice:
התצוו על בני-האדם לעשות מעשים טובים, ואתם עצמכם שכחתם, אף כי אתם תקראו בספר (התורה?) האם לא תשכילו
Hırvatça:
Zar od drugih tražite da dobročinstvo čine dok pri tome sebe zaboravljate, a vi Knjigu čitate? Zar se opametiti nećete!?
Rumence:
Voi porunciţi oamenilor cuvioşie, pe când voi înşivă o daţi uitării? Citiţi Cartea! Chiar nu pricepeţi?!
Transliteration:
Atamuroona alnnasa bialbirri watansawna anfusakum waantum tatloona alkitaba afala taAAqiloona
Türkçe:
İnsanlara hayırda erginliği/dürüstlüğü emredip de öz benliklerinizi unutuyor musunuz? Üstelik de Kitap'ı okuyup durmaktasınız. Hâlâ aklınızı kullanmayacak mısınız?
Sahih International:
Do you order righteousness of the people and forget yourselves while you recite the Scripture? Then will you not reason?
İngilizce:
Do ye enjoin right conduct on the people, and forget (To practise it) yourselves, and yet ye study the Scripture? Will ye not understand?
Azerbaycanca:
Siz insanlara yaxşı işlər görmələrini əmr etdiyiniz halda, özünüzü unudursunuz? Halbuki özünüz kitab (Tövrat) oxuyursunuz. Məgər (çirkin əməllərinizi) başa düşmürsünüz?
Süleyman Ateş:
Siz Kitabı okuduğunuz halde, insanlara iyiliği emredip kendinizi unutuyor musunuz? Aklınızı kullanmıyor musunuz?
Diyanet Vakfı:
(Ey bilginler!) Sizler Kitab'ı (Tevrat'ı) okuduğunuz (gerçekleri bildiğiniz) halde, insanlara iyiliği emredip kendinizi unutuyor musunuz? Aklınızı kullanmıyor musunuz?
Erhan Aktaş:
İnsanlardan birr(1) olmalarını istiyorsunuz da kendinizi unutuyor musunuz? Oysa Kitâp’ı da okuyorsunuz. Hâlâ aklınızı kullanmayacak mısınız?
Kral Fahd:
(Ey bilginler!) Sizler Kitab’ı (Tevrât'ı) okuduğunuz (gerçekleri bildiğiniz) halde, insanlara iyiliği emredip kendinizi unutuyor musunuz? Aklınızı kullanmıyor musunuz?
Hasan Basri Çantay:
(Ey Yahudi bilginleri) siz, insanlara iyiliği (gerçeği ve peygambere îman etmeği) emredersiniz de kendinizi unutur musunuz? Halbuki Kitab (Tevrat) da okursunuz. Haalâ aklınızı başınıza almayacak mısınız?
Muhammed Esed:
Siz kendinizi unutarak diğer insanlara erdemli olmayı mı öğütlüyorsunuz -hem de ilahi kelamı okuyup durduğunuz halde?- Siz hiç aklınızı kullanmaz mısınız?
Gültekin Onan:
İnsanlara iyiliği (birr) buyururken kendinizi (enfüseküm) unutuyor musunuz? (tensevne) Üstelik kitabı da okuyorsunuz (tetlunelkitab). Akletmez misiniz?
Ali Fikri Yavuz:
(Ey Yahûdi’ler), insanlara iyilik emreder de kendinizi unutur musunuz? Halbuki Tevrat’ı okuyorsunuz
Portekizce:
Ordenais, acaso, às pessoas a prática do bem e esqueceis, vós mesmos, de fazê-lo, apesar de lerdes o Livro? Nãoraciocinais?
İsveççe:
Uppmanar ni andra till fromhet medan ni själva glömmer era [plikter], och samtidigt läser ni Skriften? Vill ni inte använda ert förstånd
Farsça:
آیا مردم را به نیکی فرمان می دهید و خود را [در ارتباط با نیکی] فراموش می کنید؟ در حالی که کتاب [تورات را که با شدت به نیکی دعوتتان کرده] می خوانید. آیا [به وضع زیان بار و خطرناک خود] نمی اندیشید؟
Kürtçe:
ئایا فەرمان بەسەر خەڵکیدا دەدەن بەچاکە؟ وە خۆتان فەرامۆش دەکەن (لەگەڵ ئەمەشدا) کەئێوە پەڕاوەکە (تەورات) دەخوێننەوە دەی ئایا ژیرنابن و تێ ناگەن؟
Özbekçe:
Одамларни яхшиликка чорлаб туриб, ўзингизни унутасизми? Ҳолбуки, китобни тиловат қиляпсиз-ку. Ақлни ишлатмайсизми?!
Malayca:
Patutkah kamu menyuruh manusia supaya berbuat kebaikan sedang kamu lupa akan diri kamu sendiri; padahal kamu semua membaca Kitab Allah, tidakkah kamu berakal?
Arnavutça:
Vallë, a po i urdhëroni ju njerëzit që të bëjnë të mira, e veten po e harroni, ju që e mësoni Librin? A nuk po mblidhni mend?
Bulgarca:
Нима повелявате на хората праведност, а забравяте себе си, въпреки че вие четете Писанието? Нима не проумявате?
Sırpça:
Зар од других тражите да добро чине док при томе себе заборављате, а ви Књигу читате? Зар се опаметити нећете!?
Çekçe:
Chcete přikazovat lidem zbožné skutky, zatímco vy sami na ně zapomínáte, ačkoliv Písmo odříkáváte? Což tomu neporozumíte?
Urduca:
تم دوسروں کو تو نیکی کا راستہ اختیار کرنے کے لیے کہتے ہو، مگر اپنے آپ کو بھول جاتے ہو؟ حالانکہ تم کتاب کی تلاوت کرتے ہو کیا تم عقل سے بالکل ہی کام نہیں لیتے؟
Tacikçe:
Оё дар ҳоле ки китобро мехонед, мардумро ба некӣ фармон медиҳед ва худро фаромӯш мекунед? Оё ақлро кор намефармоед!
Tatarca:
Сез кешеләрне изгелеккә өндисезме? Әмма үзегезне онытасыз, бит сез Аллаһ китабын укыйсыз, шуны уйлап карамыйсызмы? (Бу аять вәгазь сөйләп тә сөйләгәне белән гамәл кылмаучылар хакындадыр).
Endonezyaca:
Mengapa kamu suruh orang lain (mengerjakan) kebaktian, sedang kamu melupakan diri (kewajiban)mu sendiri, padahal kamu membaca Al Kitab (Taurat)? Maka tidaklah kamu berpikir?
Amharca:
እናንተ መጽሐፉን የምታነቡ ሆናችሁ ሰዎችን በበጎ ሥራ ታዛላችሁን? ነፍሶቻችሁንም ትረሳላችሁን? (የሥራችሁን መጥፎነት) አታውቁምን?
Tamilce:
நீங்களோ வேதத்தை ஓதுபவர்களாக இருக்கும் நிலையில் உங்களை நீங்கள் மறந்துவிட்டு, மக்களுக்கு (மட்டும்) நன்மையை ஏவுகிறீர்களா? நீங்கள் சிந்தித்து புரியமாட்டீர்களா?
Korece:
선을 행하라 너회 백성들에 게 일렀으되 너회 자신들은 망각 하고 있느뇨 성서를 낭독하면서도모른단 말이뇨
Vietnamca:
Chẳng lẽ các ngươi bảo thiên hạ sống đạo đức nhưng các ngươi lại quên mất chính bản thân các ngươi trong khi các ngươi là những người đọc Kinh Sách ư? Lẽ nào các ngươi không biết suy ngẫm?
Ayet Linkleri: