Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

19

Sûredeki Ayet No: 

87

Ayet No: 

2337

Sayfa No: 

311

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

لَّا يَمْلِكُونَ الشَّفَاعَةَ إِلَّا مَنِ اتَّخَذَ عِندَ الرَّحْمَٰنِ عَهْدًا

Çeviriyazı: 

lâ yemlikûne-şşefâ`ate illâ meni-tteḫaẕe `inde-rraḥmâni `ahdâ.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

(O gün) Rahmân (olan Allah)'ın katında bir ahd almış olan kimseden başkaları şefaat etme hakkına sahip olamayacaklardır.

Diyanet İşleri: 

Rahman'ın katında bir ahd almış olandan başkası asla şefaatte bulunamıyacaktır.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Rahmandan ahd almış olanlardan başkaları şefaat de edemez.

Şaban Piriş: 

Rahman’ın katında bir söz almış olan (Peygamber ve müminlerden) başka hiç bir kimse şefaat edemez.

Edip Yüksel: 

Rahman'ın yanında söz almış olanlardan başkası şefaat (aracılık) edemez.

Ali Bulaç: 

Rahmanın Katında ahid almışların dışında (onlar) şefaate malik olmayacaklardır.

Suat Yıldırım: 

Rahman'ın huzurunda, söz almış olanlar dışında hiç kimse şefaat edemeyecek.

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Şefaate mâlik olamayacaklardır, ancak Rahmân´ın nezdinde bir ahd alan müstesna.

Yaşar Nuri Öztürk: 

Rahman katında söz almış olandan başkaları şefaat imkânı bulamazlar.

Bekir Sadak: 

19:92

İbni Kesir: 

Rahman´ın katında, ahid almış olanlardan başkası asla şefaatta bulunamayacaktır.

Adem Uğur: 

O gün Rahmân (olan Allah)´ın nezdinde söz ve izin alandan başkalarının şefâata güçleri yetmeyecektir.

İskender Ali Mihr: 

Rahmân´ın indinde, ahd ittihaz edenlerden (Allah´tan ahd alanlardan) başkası şefaate malik olamaz.

Celal Yıldırım: 

Rahmân´ın yanında bir söz almış olandan başkası şefaate yetkili olmayacak..

Tefhim ul Kuran: 

Rahmanın katında ahid almışların dışında (onlar) şefaate malik olamayacaklardır.

Fransızca: 

ils ne disposeront d'aucune intercession, sauf celui qui aura pris un engagement avec le Tout Miséricordieux.

İspanyolca: 

no dispondrán de intercesores sino los que hayan concertado una alianza con el Compasivo.

İtalyanca: 

non beneficeranno di nessuna intercessione, a parte colui che avrà fatto un patto con il Compassionevole.

Almanca: 

Sie verfügen über keine Fürbitte, sondern nur diejenigen, die eine Abmachung mit Dem Allgnade Erweisenden trafen.

Çince: 

但与至仁主订约者除外,人们不得说情。

Hollandaca: 

Zij zullen geene voorspraak verkrijgen, behalve hij, die een verbond van den Barmhartige heeft ontvangen.

Rusça: 

Никто не обретет права заступничества, кроме тех, у кого был завет с Аллахом.

Somalice: 

mana hantaan shafeeco cid ka yeelata Eebaha Raxmaana agtiisa ballan mooyee.

Swahilice: 

Hawatakuwa na mamlaka ya uombezi ila wale walio chukua ahadi kwa Arrahmani Mwingi wa Rehema..

Uygurca: 

مەرھەمەتلىك اﷲ نىڭ ئەھدىگە ئېرىشكەنلەردىن باشقىلار شاپائەت قىلىشقا قادىر بولالمايدۇ

Japonca: 

慈悲深き御方から御許しを得た者の外は,誰も執り成す力を持たないであろう。

Arapça (Ürdün): 

«لا يملكون» أي الناس «الشفاعة إلا من اتخذ عند الرحمن عهدا» أي شهادة أن لا إله إلا الله ولا حول ولا قوة إلا بالله.

Hintçe: 

(उस दिन) ये लोग सिफारिश पर भी क़ादिर न होंगे मगर (वहाँ) जिस शख्स ने ख़ुदा से (सिफारिश का) एक़रा ले लिया हो

Tayca: 

พวกเขาไม่มีอำนาจในการชะฟาอะฮ์ นอกจากผู้ที่ได้ทำสัญญาไว้กับพระผู้ทรงกรุณาปรานี

İbranice: 

ולא יהיה להם מליץ יושר אלא ברשותו של הרחמן

Hırvatça: 

niko se ni za koga neće moći zauzimati, osim onoga ko je obećanje od Svemilosnog uzeo!

Rumence: 

Numai cei care au încheiat legământul cu Milostivul vor avea parte de milostivenie.

Transliteration: 

La yamlikoona alshshafaAAata illa mani ittakhatha AAinda alrrahmani AAahdan

Türkçe: 

Rahman katında söz almış olandan başkaları şefaat imkânı bulamazlar.

Sahih International: 

None will have [power of] intercession except he who had taken from the Most Merciful a covenant.

İngilizce: 

None shall have the power of intercession, but such a one as has received permission (or promise) from (Allah) Most Gracious.

Azerbaycanca: 

Rəhmandan əhd almış kəslər istisna olmaqla, qalanları (kafirlər) şəfaət etməyə qadir olmazlar. (Yalnız iman gətirib yaxşı işlər görənlər qiyamət günü Rəhmanın izni ilə şəfaət etməyə layiqdirlər).

Süleyman Ateş: 

Yalnız Rahman'ın huzurunda söz almış olanlardan başkaları şefa'at edemezler.

Diyanet Vakfı: 

O gün Rahman (olan Allah)'ın nezdinde söz ve izin alandan başkalarının şefaata güçleri yetmeyecektir.

Erhan Aktaş: 

Rahmân’ın yanında bir “ahd” edinmiş olan kimse hariç, bir şefaate(1) sahip olamayacaklar.(2)

Kral Fahd: 

Rahmân nezdinde söz ve izin alandan başkalarının şefâata güçleri yetmeyecektir.

Hasan Basri Çantay: 

Çok esirgeyici (Allahın) nezdinde ahd edinmiş olanlardan başkaları şefaat (hakkına) mâlik olmayacaklardır.

Muhammed Esed: 

(bu Günde, hayattayken) O sınırsız rahmet Sahibi´yle bir bağ, bir bağlantı içine girmiş olmadıkça kimse şefaatten pay alamayacaktır.

Gültekin Onan: 

Rahmanın katında ahid almışların dışında (onlar) şefaate malik olmayacaklardır.

Ali Fikri Yavuz: 

Rahman’ın katında bir ahd (iman edip söz ve izin) almış olan kimseden başkaları şefaat etmeye sahip olamıyacaklardır.

Portekizce: 

Não lograrão intercessão, senão aqueles que tiverem recebido a promessa do Clemente.

İsveççe: 

[den Dagen] skall ingen kunna tala till förmån för en annan än den som har slutit förbund med den Nåderike.

Farsça: 

[شفیعان در آن روز] قدرت بر شفاعت ندارند مگر کسانی [مانند پیامبران، امامان، فرشتگان و اولیا] که از نزد [خدای] رحمان، پیمانی [بر اذن شفاعت] گرفته باشند.

Kürtçe: 

دەسەڵاتی تکاو لاڵەیان نیە جگە لەو کەسەی بەڵێنی لە خوای میھرەبان وەرگرتووە (وەک پێغەمبەران و شەھیدان)

Özbekçe: 

Улар шафоатга молик бўлмаслар. Магар ким Роҳман ҳузурида аҳду паймон олган бўлса (молик бўлур). (Шафоатга молик бўлганлар фақат Аллоҳнинг Ўзидан бу ҳақда аҳду паймон олганлардир, холос.)

Malayca: 

Mereka tidak berhak mendapat dan memberi syafaat, kecuali orang yang telah mengikat perjanjian (dengan iman dan amal yang soleh) di sisi Allah yang melimpah-limpah rahmatNya!.

Arnavutça: 

e askush – për askë, nuk do të mund të angazhohet, përveç atij që ka marrë premtim nga Mëshiruesi!

Bulgarca: 

за никого не ще има застъпничество, освен за онези, които получиха обещание от Всемилостивия.

Sırpça: 

нико се неће моћи ни за кога заузимати, осим онај коме Милостиви то допусти.

Çekçe: 

tehdy nevěřící nebudou mít žádnou přímluvu kromě těch, kdož s Milosrdným uzavřeli úmluvu.

Urduca: 

اُس وقت لوگ کوئی سفارش لانے پر قادر نہ ہوں گے بجز اُس کے جس نے رحمان کے حضور سے پروانہ حاصل کر لیا ہو

Tacikçe: 

Аз шафоъат бенасибанд, фақат он кас, ки бо Худои раҳмон паймоне баста бошад. (шафоъат ёбад).

Tatarca: 

Беркем дә шәфәгать итәргә кадир булмас, мәгәр иман вә изге гамәлләр илә Аллаһудан ґәһед алган булса гына. Ягъни Аллаһ разый булган кеше генә Шәфәгатькә лаек булыр.

Endonezyaca: 

Mereka tidak berhak mendapat syafa'at kecuali orang yang telah mengadakan perjanjian di sisi Tuhan Yang Maha Pemurah.

Amharca: 

አልረሕማን ዘንድ ቃል ኪዳንን የያዘ ሰው ቢኾን እንጂ ማማለድን አይችሉም፡፡

Tamilce: 

அவர்கள் (யாருக்கும்) சிபாரிசு செய்ய(வோ யாரிடமிருந்து சிபாரிசு பெறவோ) உரிமை பெறமாட்டார்கள். (எனினும்) ரஹ்மானிடம் ஓர் உடன்படிக்கையை ஏற்படுத்திய (நம்பிக்கையாளர்களான நல்ல)வர்களைத் தவிர.

Korece: 

하나님의 약속을 받은자 외에는 어느 누구도 중재하지 못 하니라

Vietnamca: 

Họ không có quyền can thiệp cho nhau ngoại trừ người nào đã nhận từ Đấng Độ Lượng sự Giao Ước (đức tin nơi Ngài và nơi vị Thiên Sứ của Ngài).

Rubu tag: 

Hizb tag: