Arapça:
فَلَا تَعْجَلْ عَلَيْهِمْ ۖ إِنَّمَا نَعُدُّ لَهُمْ عَدًّا
Çeviriyazı:
felâ ta`cel `aleyhim. innemâ ne`uddü lehüm `addâ.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Öyleyse onların hemen azaba uğratılmalarını isteme. Biz onların (ecel) günlerini sayıyoruz.
Diyanet İşleri:
Öyleyse onların acele yok olmalarını isteme. Biz onların günlerini saydıkça sayıyoruz.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Onların azaba uğraması için acele etme, biz ancak yıllarını, günlerini saymadayız onların.
Şaban Piriş:
O halde, onlar için acele etme. Biz onların günlerini sayıp duruyoruz.
Edip Yüksel:
Acele etme; biz onlar için saydıkça sayıyoruz.
Ali Bulaç:
Onlara karşı acele davranma; Biz onlar için ancak saydıkça sayıyoruz.
Suat Yıldırım:
O halde onlar hakkında acele etme! Biz onların günlerini saymaktayız. [14,42; 86,17; 3,178; 31,24]
Ömer Nasuhi Bilmen:
Artık onların üzerine acelede bulunma. Muhakkak ki, Biz onlar için bir sayı sayıyoruz.
Yaşar Nuri Öztürk:
Onlar için acele etme. Biz onlar için günleri teker teker sayıyoruz.
Bekir Sadak:
(90-91) Rahman´a cocuk isnat etmelerinden oturu neredeyse gokler paralanacak, yer yarilacak, daglar gocecekti.
İbni Kesir:
Şu halde sen, onlara karşı acele etme. Biz, onların günlerini saydıkça sayıyoruz.
Adem Uğur:
Öyle ise onlar hakkında acele etme. Biz onlar için (günlerini) teker teker sayıyoruz.
İskender Ali Mihr:
Artık onlar için acele etme. Biz, sadece onlara (günlerini) saydıkça sayıyoruz.
Celal Yıldırım:
O halde aleyhlerine acele etme
Tefhim ul Kuran:
Onlara karşı acele davranma
Fransızca:
Ne te hâte donc pas contre eux : Nous tenons un compte précis de [tous leurs actes].
İspanyolca:
¡No te precipites con ellos, que les contamos los días!
İtalyanca:
Non aver fretta di combatterli. Siamo Noi a tenere il computo.
Almanca:
So hab keine Eile mit ihnen! Denn WIR zählen ihnen nur noch ihre Tage auf.
Çince:
所以你对他们不要急躁,我只数他们的寿数。
Hollandaca:
Haast u dus niet het verderf op hen af te smeeken; want wij geven hun een bepaald aantal dagen van uitstel.
Rusça:
Посему не торопись с ними! Мы ведем для них счет.
Somalice:
ee ha ku degdegin korkooda, waannu uun u tirin tirec.
Swahilice:
Basi usiwafanyie haraka. Sisi tunawahisabia idadi ya siku zao.
Uygurca:
ئۇلارنىڭ ھالاك بولۇشىغا ئالدىراپ كەتمىگىن، (ئۇلارنىڭ كۈنى ئاز قالغان بولۇپ) ئۇنى بىز ساناپ تۇرىمىز
Japonca:
だからかれらに対し性急であってはならない。われは只々かれらのために(限られた猶予の日)数を数えるだけである。
Arapça (Ürdün):
«فلا تعجل عليهم» بطلب العذاب «إنما نعد لهم» الأيام والليالي أو الأنفاس «عدا» إلى وقت عذابهم.
Hintçe:
तो (ऐ रसूल) तुम उन काफिरों पर (नुज़ूले अज़ाब की) जल्दी न करो हम तो बस उनके लिए (अज़ाब) का दिन गिन रहे हैं
Tayca:
ดังนั้น เจ้าอย่าได้เร่งร้อนต่อพวกเขา แท้จริงเราได้นับวันที่เหลือสำหรับพวกเขาไว้แล้วด้วยการนับที่แน่นอน
İbranice:
לכן אל תזרז את סופם, כי אנו סופרים להם את מניין חייהם
Hırvatça:
Zato ne traži da što prije stradaju, Mi im polahko dane odbrojavamo.
Rumence:
Nu te pripi asupra lor, căci le numărăm deja zilele.
Transliteration:
Fala taAAjal AAalayhim innama naAAuddu lahum AAaddan
Türkçe:
Onlar için acele etme. Biz onlar için günleri teker teker sayıyoruz.
Sahih International:
So be not impatient over them. We only count out to them a [limited] number.
İngilizce:
So make no haste against them, for We but count out to them a (limited) number (of days).
Azerbaycanca:
Elə isə onlardan ötrü (onların tezliklə məhv edilməsinə) tələsmə, çünki Biz onların günlərini bir-bir sayırıq. (Qoy hələ bir az da yaşayıb daha çox günah etsinlər. Biz müəyyən müddətdən sonra onların cəzasını verəcəyik).
Süleyman Ateş:
Onlar hakkında acele etme, biz onlar(ın günlerini ve nefeslerini doldurmaları) için saydıkça sayıyoruz.
Diyanet Vakfı:
Öyle ise onlar hakkında acele etme. Biz onlar için (günlerini) teker teker sayıyoruz.
Erhan Aktaş:
Öyleyse onlar için acele etme.(1) Onların günlerinin hesabını yapıyoruz.
Kral Fahd:
Öyle ise onlar hakkında acele etme. Biz onlar için (günlerini) teker teker sayıyoruz.
Hasan Basri Çantay:
Binâen´aleyh sen onlara karşı (azâb istemekde) acele etme. Biz ancak onların (günlerini ve nefeslerini) sayıyoruz.
Muhammed Esed:
Öyleyse, onların üzerine (Allah´ın azabını çağırmakta) tezlik gösterme; çünkü Biz onların günlerini aksatmadan sayıyoruz zaten.
Gültekin Onan:
Onlara karşı acele davranma
Ali Fikri Yavuz:
Bu itibarla aleyhlerine (azap istemekte) acele etme. Çünkü biz onların ecel günlerini sayıyoruz (bu muayyen bir müddettir.)
Portekizce:
Não lhes apresses, pios, seu castigo (ó Mohammad), porque computamos estritamente os seus dias.
İsveççe:
Ha därför inte så bråttom att nedkalla [Vårt straff] över dem; Vi håller räkning på de [dagar som återstår] för dem.
Farsça:
بنابراین بر [شکست و هلاکت] آنان شتاب مکن، ما [همه اعمال و رفتار حتی لحظات عمرشان را] به دقت شماره می کنیم [تا مهلتشان تمام شود و به کیفر آنچه همواره مرتکب می شدند، برسند.]
Kürtçe:
جا (ئەی موحەممەد ﷺ) پەلەیان لێ مەکە بێگومان ئێمە بەژماردنێکی ورد (ڕۆژانی تەمەنیان) دەژمێرین
Özbekçe:
Уларнинг зиддига шошилма! Биз уларнинг саноғини санамоқдамиз.
Malayca:
Oleh itu, janganlah engkau segera marah terhadap mereka yang ingkar itu, kerana sesungguhnya kami hanya menghitung hari yang sedikit sahaja bilangannya untuk mereka.
Arnavutça:
Andaj, mos kërko shkatërrimin e tyre të shpejtë, se, me të vërtetë, Ne ua numrojmë ditët e tyre të caktuara.
Bulgarca:
И не бързай против тях! Ние им отброяваме дните.
Sırpça:
Зато не тражи да што пре буду кажњени, Ми им полако одбројавамо дане.
Çekçe:
Neusiluj o uspíšení jejich lhůty; vždyť My počítáme jim přesným počtem.
Urduca:
اچھا، تو اب اِن پر نزول عذاب کے لیے بیتاب نہ ہو ہم اِن کے دن گن رہے ہیں
Tacikçe:
Пас ту бар онон шитоб макун, ки Мо рӯзҳоятонро ба диққат мешуморем.
Tatarca:
Инде син аларның һәлак булуына ашыкма! Без аларның төннәрен вә көндезләрен һәм айларын вә елларын санарбыз.
Endonezyaca:
maka janganlah kamu tergesa-gesa memintakan siksa terhadap mereka, karena sesungguhnya Kami hanya menghitung datangnya (hari siksaan) untuk mereka dengan perhitungan yang teliti.
Amharca:
በእነሱም (መቀጣት) ላይ አትቻኮል፡፡ ለእነሱ (ቀንን) መቁጠርን እንቆጥርላቸዋለንና፡፡
Tamilce:
ஆகவே, அவர்கள் மீது (தண்டனை உடனே இறங்க வேண்டுமென்று) அவசரப்படாதீர். நிச்சயமாக நாம் அவர்களுக்காக (அவர்களுடைய நாட்களையும் அவர்களுடைய செயல்களையும்) எண்ணுகிறோம்.
Korece:
그러므로 그들에 대항하여 서둘지 말라 하나님은 그들의 날 자를 헤아리고 있노라
Vietnamca:
Cho nên, Ngươi (Muhammad) chớ vội (cầu mong sự trừng phạt) giáng lên họ. Thật ra TA chỉ gia hạn cho họ một số ngày nhất định mà thôi.
Ayet Linkleri: