Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

15

Sûredeki Ayet No: 

75

Ayet No: 

1877

Sayfa No: 

266

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

إِنَّ فِي ذَٰلِكَ لَآيَاتٍ لِّلْمُتَوَسِّمِينَ

Çeviriyazı: 

inne fî ẕâlike leâyâtil lilmütevessimîn.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Gerçekten bunda, düşünen keskin anlayışlılar için ibretler vardır.

Diyanet İşleri: 

Bunda, görebilen insanlar için ibretler vardır.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Şüphe yok ki bunda düşünenlere ibretler var.

Şaban Piriş: 

İbret almak isteyenlere bu olayda işaretler vardır.

Edip Yüksel: 

Bunda, inceleyip araştıranlar için dersler vardır.

Ali Bulaç: 

Elbette bunda 'derin bir kavrayışa sahip olanlar' için gerçekten ayetler vardır.

Suat Yıldırım: 

Elbette bunda işaretten anlayanlar için alınacak nice ibretler vardır.

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Şüphe yok ki, bunda düşünceli kimseler için elbette ibretler vardır.

Yaşar Nuri Öztürk: 

Hiç kuşkusuz, bunda, işaretlerden anlam çıkaranlar için ibretler vardır.

Bekir Sadak: 

And olsun ki, Hicr halki peygamberi yalanlamislardi.

İbni Kesir: 

Bunda görebilenler için ayetler vardır.

Adem Uğur: 

İşte bunda ibret alanlar için işaretler vardır.

İskender Ali Mihr: 

İşte bunda, ibretle izleyenler için, elbette deliller vardır.

Celal Yıldırım: 

Şüphesiz ki bunda seziş, anlayış, görüş yeteneği olanlara öğütler, ibretler, belgeler vardır.

Tefhim ul Kuran: 

Elbette bunda ´derin bir kavrayışa sahip olanlar´ için gerçekten ayetler vardır.

Fransızca: 

Voilà vraiment des preuves, pour ceux qui savent observer !

İspanyolca: 

Ciertamente, hay en ello signos para los que prestan atención.

İtalyanca: 

In verità in ciò vi è un segno per coloro che ne tengono conto.

Almanca: 

Gewiß, darin sind zweifelsohne Ayat für die scharfsinnigen Beobachter.

Çince: 

对于能考察者,此中确有许多迹象。

Hollandaca: 

Waarlijk, daarin zijn teekens voor de menschen, die deze aandachtig nagaan.

Rusça: 

Воистину, в этом - знамения для зрячих.

Somalice: 

Arrintaasna calaamooyin baa ugu sugan Kuwa Fiirfiiriya (Fikira).

Swahilice: 

Hakika katika hayo zipo ishara kwa waaguzi.

Uygurca: 

ئۇنىڭدا (يەنى ئۇلارغا نازىل بولغان ئازابتا) كۆزەتكۈچىلەر ئۈچۈن ھەقىقەتەن نۇرغۇن ئىبرەتلەر بار

Japonca: 

本当にこの中には知性ある者への,種々の印がある。

Arapça (Ürdün): 

«إن في ذلك» المذكور «لآيات» دلالات على وحدانية الله «للمتوسمين» للناظرين المعتبرين.

Hintçe: 

और वह उलटी हुई बस्ती हमेशा (की आमदरफ्त)

Tayca: 

แท้จริงในการนั้น แน่นอนเป็นสัญญาณแก่บรรดาผู้พินิจพิเคราะห์

İbranice: 

בזה יש אותות לאשר לומדים לקח

Hırvatça: 

U tome su, zaista, znaci za one koji o tome pronicljivo razmišljaju,

Rumence: 

Întru aceasta sunt semne pentru cei scrutători,

Transliteration: 

Inna fee thalika laayatin lilmutawassimeena

Türkçe: 

Hiç kuşkusuz, bunda, işaretlerden anlam çıkaranlar için ibretler vardır.

Sahih International: 

Indeed in that are signs for those who discern.

İngilizce: 

Behold! in this are Signs for those who by tokens do understand.

Azerbaycanca: 

Bunda (bu əzabda) düşünüb-daşınanlar üçün, sözsüz ki, neçə-neçə ibrətlər vardır!

Süleyman Ateş: 

Şüphesiz bunda işaretten anlayanlara (nice) ibretler vardır.

Diyanet Vakfı: 

İşte bunda ibret alanlar için işaretler vardır.

Erhan Aktaş: 

Bunda, derin kavrayış yetisi(1) olanlar için kesinlikle âyetler(2) vardır.

Kral Fahd: 

İşte bunda ibret alanlar için işaretler vardır.

Hasan Basri Çantay: 

Elbette bunda fikr-ü firâseti olanlar için ibretler vardır.

Muhammed Esed: 

Şüphesiz, bütün bunlarda, işaretlerden anlam çıkarmasını bilen kimseler için çıkarılacak nice dersler vardır.

Gültekin Onan: 

Elbette bunda ´derin bir kavrayışa sahip olanlar´ için gerçekten ayetler vardır.

Ali Fikri Yavuz: 

Elbette bunda keskin anlayışlılar için ibret alâmetleri var.

Portekizce: 

Nisto há sinais para os perspicazes.

İsveççe: 

I detta ligger sannerligen budskap till dem som försöker tränga in i tingens innersta mening.

Farsça: 

قطعاً در این [سرگذشت اَسفبار و حادثه عبرت آموز] نشانه هایی [از قدرت خدا و خواری و رسوایی می رمان] برای هوشمندان [که جستجوگر علل حوادث اند] وجود دارد.

Kürtçe: 

بەڕاستی لەمەدا بەڵگەی زۆر ھەیە بۆ ئەوانەی بیردەکەنەوە

Özbekçe: 

Албатта, бунда фаросатли кишилар учун оят-белгилар бордир.

Malayca: 

Sesungguhnya balasan azab yang demikian itu, mengandungi tanda-tanda bagi orang-orang yang kenalkan sesuatu serta memerhati dan memikirkannya.

Arnavutça: 

Këto, me të vërtetë, janë argumente për ata që vëzhgojnë me kujdes,

Bulgarca: 

В това има знамения за прозорливите.

Sırpça: 

У томе су, заиста, знаци за оне који о томе проницљиво размишљају,

Çekçe: 

zajisté je v tom znamení pro pozorovatele bedlivé!

Urduca: 

اِس واقعے میں بڑی نشانیاں ہیں اُن لوگوں کے لیے جو صاحب فراست ہیں

Tacikçe: 

Дар ин ибратҳост барои ибратгирандагон.

Tatarca: 

Тәхкыйк фикерләп караучылар өчен аларның һәлак булуында, әлбәттә, гыйбрәтләр бар.

Endonezyaca: 

Sesungguhnya pada yang demikian itu benar-benar terdapat tanda-tanda (kekuasaan Allah) bagi orang-orang yang memperhatikan tanda-tanda.

Amharca: 

በዚህ ውስጥ ለተመልካቾች በእርግጥ መገምገሚያዎች አሉበት፡፡

Tamilce: 

படிப்பினை பெறுகின்ற நுண்ணறிவாளர்களுக்கு நிச்சயமாக இதில் அத்தாட்சிகள் (பல) இருக்கின்றன.

Korece: 

실로 그 안에는 이해하는 자들을 위한 예증으로

Vietnamca: 

Quả thật, trong sự việc đó là những dấu hiệu dành cho những người biết suy ngẫm.