Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

15

Sûredeki Ayet No: 

84

Ayet No: 

1886

Sayfa No: 

266

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

فَمَا أَغْنَىٰ عَنْهُم مَّا كَانُوا يَكْسِبُونَ

Çeviriyazı: 

femâ agnâ `anhüm mâ kânû yeksibûn.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Kazanmakta oldukları şeyler, onlardan hiçbir zararı savmadı.

Diyanet İşleri: 

Yaptıkları kendilerine bir fayda sağlamadı.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Kazandıkları mal ve servet, azabı defedemedi onlardan.

Şaban Piriş: 

Kazandıkları onlara bir fayda sağlamadı.

Edip Yüksel: 

Kazandıklarının hiç biri onları kurtaramadı.

Ali Bulaç: 

Buna rağmen kazandıkları şeyler, (uğrayacakları sondan kurtulmak için) onlara yetmedi.

Suat Yıldırım: 

Kazanıp ele geçirdikleri mal ve imkânlar hiçbir fayda vermedi kendilerine.

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Artık o kazanageldikleri şeyleri kendilerini kurtaramadı.

Yaşar Nuri Öztürk: 

Kazanıp durdukları şeylerin kendilerine hiçbir yararı olmadı.

Bekir Sadak: 

De ki: «Dogrusu ben apacik bir uyariciyim.»

İbni Kesir: 

Binaenaleyh yaptıkları da kendilerine bir fayda sağlamadı.

Adem Uğur: 

Kazanmakta oldukları şeyler onlardan hiçbir zararı savmadı.

İskender Ali Mihr: 

Böylece, iktisab ettikleri (kazanmış oldukları) şeyler, onlara bir fayda vermedi.

Celal Yıldırım: 

Artık elde ettikleri şeylerin kendilerine hiç de yararı olmadı.

Tefhim ul Kuran: 

Buna rağmen kazandıkları şeyler, (uğrayacakları sondan kurtarmaya) onlara yetmedi.

Fransızca: 

Ce qu'ils avaient acquis ne leur a donc point profité.

İspanyolca: 

y sus posesiones no les sirvieron de nada.

İtalyanca: 

Quello che avevano fatto non li riparò.

Almanca: 

Und von ihnen hat nichts abwehren können das, was sie sich zu erwerben pflegten.

Çince: 

他们所谋求的,对于他们无济于事。

Hollandaca: 

Wat zij gedaan hadden, was volstrekt niet voordeelig voor hen.

Rusça: 

И не помогло им то, что они приобретали.

Somalice: 

Waxna uma tarin waxay Kasbanayeen.

Swahilice: 

Hayakuwafaa waliyo kuwa wakiyachuma.

Uygurca: 

ئۇلارنىڭ قىلغان ئەمگەكلىرى ئۆزلىرىگە ئەسقاتمىدى (يەنى ئۇلارنىڭ سالغان بىنالىرى ئۇلارنى اﷲ نىڭ ئازابىدىن ساقلاپ قالالمىدى)

Japonca: 

かれらが(特別の知識と技術で)築き営んでいたことは,かれらにとって何も役立たなかった。

Arapça (Ürdün): 

«فما أغنى» دفع «عنهم» العذاب «ما كانوا يكسبون» من بناء الحصون وجمع الأموال.

Hintçe: 

फिर जो कुछ वह अपनी हिफाज़त की तदबीर किया करते थे (अज़ाब ख़ुदा से बचाने में) कि कुछ भी काम न आयीं

Tayca: 

ฉะนั้น สิ่งที่พวกเขากระทำเอาไว้ ไม่ให้ประโยชน์แก่พวกเขาได้เลย

İbranice: 

ולא הועיל להם כל הרכוש אשר אספו

Hırvatça: 

i ne bijaše im ni od kakve koristi ono što su stjecali.

Rumence: 

Ceea ce agonisiseră nu le-a slujit la nimic.

Transliteration: 

Fama aghna AAanhum ma kanoo yaksiboona

Türkçe: 

Kazanıp durdukları şeylerin kendilerine hiçbir yararı olmadı.

Sahih International: 

So nothing availed them [from] what they used to earn.

İngilizce: 

And of no avail to them was all that they did (with such art and care)!

Azerbaycanca: 

Gördükləri tədbirlər (möhkəm evlər, qalalar tikmək; var-dövlət yığmaq) onlara heç bir fayda vermədi (Allahın əzabını onlardan dəf edə bilmədi).

Süleyman Ateş: 

Kazandıkları, kendilerinden hiçbir şeyi savamadı.

Diyanet Vakfı: 

Kazanmakta oldukları şeyler onlardan hiçbir zararı savmadı.

Erhan Aktaş: 

Sahip oldukları şeylerin, kendilerine hiçbir yararı olmadı.

Kral Fahd: 

Kazanmış oldukları şeyler, (başlarına geleni) onlardan savamamıştı.

Hasan Basri Çantay: 

Binâen´aleyh kazanageldikleri (irtikâb etdikleri) o şeyler kendilerinden (hiç bir azabı) defi edemedi.

Muhammed Esed: 

ellerine geçirdikleri (güç) kendilerine bir yarar sağlamadı.

Gültekin Onan: 

Buna rağmen kazandıkları şeyler, (uğrayacakları sondan kurtulmak için) onlara yetmedi.

Ali Fikri Yavuz: 

Böylece elde ettikleri muhkem evlerin, mal ve evlâdların kendilerine hiç faydası olmadı.

Portekizce: 

E de nada lhes valeu tudo quanto haviam elaborado.

İsveççe: 

och [befästningarna] som de hade uppfört kunde inte skydda dem [mot förintelsen].

Farsça: 

و آنچه [از بناهای محکم و استواری که] فراهم می آوردند، عذاب خدا را از آنان دفع نکرد.

Kürtçe: 

جا ھەرچیان کردبوو (خانوو لە چیاکاندا) ھیچ سوودی پێ نەگەیاندن

Özbekçe: 

Қилган касблари уларга бирон фойда бермади.

Malayca: 

Maka apa yang mereka telah usahakan itu, tidak dapat menolong mereka sedikit pun.

Arnavutça: 

dhe nuk patën farë dobie nga ajo që patën ndërtuar (banesat)

Bulgarca: 

И не ги избави онова, което бяха придобили.

Sırpça: 

и није им ни од какве користи било оно што су стицали.

Çekçe: 

a nebylo jim k ničemu to, co si vysloužili.

Urduca: 

اور اُن کی کمائی اُن کے کچھ کام نہ آئی

Tacikçe: 

Кирдорашон аз онҳо дафъи бало накард.

Tatarca: 

Тырышып ясаган таш өйләре аларга һич тә файда бирмәде.

Endonezyaca: 

maka tak dapat menolong mereka, apa yang telah mereka usahakan.

Amharca: 

ይሠሩትም የነበሩት ሕንጻ ምንም አልጠቀማቸውም፡፡

Tamilce: 

ஆக, அவர்கள் (தங்களை பாதுகாக்க) செய்து கொண்டிருந்தவை (எதுவும்) அவர்களை விட்டும் (அல்லாஹ்வின் தண்டனையை) தடுக்கவில்லை.

Korece: 

그들이 얻었던 모든 것이 그들에게 유용치 못하였더라

Vietnamca: 

Và những gì mà chúng tích lũy được không thể giúp ích được gì cho chúng.