Arapça:
الَّذِينَ آمَنُوا وَكَانُوا يَتَّقُونَ
Çeviriyazı:
elleẕîne âmenû vekânû yetteḳûn.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Onlar ki, iman etmişler ve Allah'a karşı gelmekten sakınmışlardır.
Diyanet İşleri:
Onlar Allah'a inanmış ve O'na karşı gelmekten sakınmışlardır.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Onlar öyle kişilerdir ki inanmışlardır ve çekinir onlar.
Şaban Piriş:
Onlar Allah’a iman etmiş ve takva sahibi olan kimselerdir.
Edip Yüksel:
Onlar ki, inandılar ve erdemli davrandılar.
Ali Bulaç:
Onlar iman edenler ve (Allah'tan) sakınanlardır.
Suat Yıldırım:
Velîler o kimselerdir ki O'na iman edip, emirlerine aykırı hareketlerden sakınırlar.
Ömer Nasuhi Bilmen:
Onlar ki, imân etmişlerdir ve ittika eder olmuşlardır.
Yaşar Nuri Öztürk:
Onlar inanmış, takvaya sarılmışlardır.
Bekir Sadak:
«Allah cocuk edindi» dediler
İbni Kesir:
Onlar ki iman edip takvaya ermişlerdir.
Adem Uğur:
Onlar, iman edip de takvâya ermiş olanlardır.
İskender Ali Mihr:
Onlar, âmenûdurlar (ölmeden evvel Allah´a ulaşmayı dileyenlerdir) ve takva sahibi olmuşlardır.
Celal Yıldırım:
Onlar (o Allah´ın dostları) ki, dosdoğru imân ettiler ve hep Allah´ tan korkup (fenalıklardan) sakındılar.
Tefhim ul Kuran:
Onlar iman edenler ve (Allah´tan) korkup sakınanlardır.
Fransızca:
Ceux qui croient et qui craignent [Allah].
İspanyolca:
Creyeron y temieron a Alá.
İtalyanca:
coloro che credono e sono timorati,
Almanca:
Es sind diejenigen, die den Iman verinnerlichten Taqwa gemäß handelten.
Çince:
他们就是信道而敬畏的人。
Hollandaca:
Zij, die in God gelooven en vreezen, zullen goede tijdingen in dit leven en in het volgende ontvangen.
Rusça:
Они уверовали и были богобоязненны.
Somalice:
waana kuwa rumeeyay (xaqa) dhawrsadana.
Swahilice:
Hao ni ambao wameamini na wakawa wanamcha Mungu.
Uygurca:
ئۇلار ئىمان ئېيتقان ۋە تەقۋادارلىق قىلغانلاردۇر
Japonca:
かれらは信仰し,(アッラーを)畏れていた者たち。
Arapça (Ürdün):
هم «الذين آمنوا وكانوا يتقون» الله بامتثال أمره ونهيه.
Hintçe:
ये वह लोग हैं जो ईमान लाए और (ख़ुदा से) डरते थे
Tayca:
คือบรรดาผู้ศรัทธา และพวกเขามีความยำเกรง
İbranice:
אלה אשר האמינו והיו יראים
Hırvatça:
oni koji budu vjerovali i koji se budu Allaha bojali,
Rumence:
— cei care cred în Dumnezeu şi se tem de El —
Transliteration:
Allatheena amanoo wakanoo yattaqoona
Türkçe:
Onlar inanmış, takvaya sarılmışlardır.
Sahih International:
Those who believed and were fearing Allah
İngilizce:
Those who believe and (constantly) guard against evil;-
Azerbaycanca:
O kəslər ki, iman gətirmiş və pis əməllərdən çəkinmişlər -
Süleyman Ateş:
Onlar ki, inandılar ve korunurlardı.
Diyanet Vakfı:
Onlar, iman edip de takvaya ermiş olanlardır.
Erhan Aktaş:
Onlar, îmân eden ve takvâ sahibi olan kimselerdir.
Kral Fahd:
Onlar, iman edip de takvâya ermiş olanlardır.
Hasan Basri Çantay:
Onlar îman edib takvaaya ermiş olanlardır.
Muhammed Esed:
Onlar, imana erişip Allah´a karşı hep bilinçli ve duyarlı kalmaya çalışan kimselerdir.
Gültekin Onan:
Onlar inananlar ve (Tanrı´dan) sakınanlardır.
Ali Fikri Yavuz:
Veliler, o kimselerdir ki, Allah’a iman edip emirlerine aykırı hareket etmekten sakınırlar.
Portekizce:
Estes são os fiéis e são tementes.
İsveççe:
de som tror och ständigt har Honom för ögonen.
Farsça:
آنان که ایمان آورده اند و همواره پرهیزکاری دارند.
Kürtçe:
ئەوانەی باوەڕیان ھێناوە, وە ھەمیشە خۆیان دەپارێزن و لەخوا دەترسن
Özbekçe:
Улар иймон келтирганлар ва тақво қилганлардир. (Демак, Аллоҳнинг дўсти бўлиш жуда ҳам осон экан. Бунинг учун аввало, У зотга иймон келтириш; иккинчидан эса, тақводор бўлиш, яъни, Аллоҳнинг айтганини қилиб, қайтарганидан қайтиб яшаш лозим экан. Кимнинг иймонида заррача хато бўлса ёки Аллоҳнинг кўрсатмалари асосида эмас, ўзганинг йўлида ҳаёт кечирса ёхуд ўзи ўзига йўлланма тузиб олса, у одам Аллоҳга дўст бўлиш бахтидан маҳрумдир.)
Malayca:
(Wali-wali Allah itu ialah) orang-orang yang beriman serta mereka pula sentiasa bertaqwa.
Arnavutça:
për ata që besojnë dhe që i druajnë Perëndisë,
Bulgarca:
Които вярват и са богобоязливи
Sırpça:
они који буду веровали и који се Аллаха буду бојали,
Çekçe:
ti, kdož uvěřili a byli bohabojní.
Urduca:
ان کے لیے کسی خوف اور رنج کا موقع نہیں ہے
Tacikçe:
Касонеро, ки имон оварданд ва парҳезгорӣ мекарданд,
Tatarca:
Ул Аллаһуның дуслары хак ышану белән ышандылар һәм һәрвакыт Аллаһуга тәкъвалык кылдылар, ягъни фәхеш, хәрам эшләрдән һәм бидеґәт, хорафат гамәлләрдән һәрвакыт сакландылар вә фарыз, ваҗеб, сөннәт гамәлләрне Аллаһ ризасы өчен генә үтәделәр.
Endonezyaca:
(Yaitu) orang-orang yang beriman dan mereka selalu bertakwa.
Amharca:
(እነሱም) እነዚያ ያመኑትና ይፈሩት የነበሩ ናቸው፡፡
Tamilce:
அவர்கள் (அல்லாஹ்வை) நம்பிக்கை கொள்வார்கள். இன்னும், அவனை அஞ்சுபவர்களாக இருப்பார்கள்.
Korece:
또한 믿음으로 의롭게 사는 그들에게는
Vietnamca:
(Họ là) những người có đức tin và kính sợ Allah.
Ayet Linkleri: