Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

9

Sûredeki Ayet No: 

57

Ayet No: 

1292

Sayfa No: 

196

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

لَوْ يَجِدُونَ مَلْجَأً أَوْ مَغَارَاتٍ أَوْ مُدَّخَلًا لَّوَلَّوْا إِلَيْهِ وَهُمْ يَجْمَحُونَ

Çeviriyazı: 

lev yecidûne melceen ev megârâtin ev müddeḫalel levellev ileyhi vehüm yecmeḥûn.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Eğer sığınacak bir yer veya barınacak mağaralar veyahut girilecek bir delik bulsalardı başlarını diker o tarafa doğru koşarlardı.

Diyanet İşleri: 

Bir sığınak veya mağara yahut girecek bir yer bulmuş olsalardı, çarçabuk oraya yönelirlerdi.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Bir sığınacak yer, yahut mağaralar, yahut da bir delik bulsalardı yüzlerini derhal o tarafa döndürüverirlerdi.

Şaban Piriş: 

Bir sığınak, mağaralar veya girecek bir yer bulsalar kaçarak oraya yönelirler.

Edip Yüksel: 

Nitekim onlar, sığınacak bir yer, mağaralar yahut girilecek bir yer bulsalardı panik içinde oraya yönelirlerdi-

Ali Bulaç: 

Eğer onlar bir sığınak ya da (kalacak) mağaralar veya girebilecekleri bir yer bulsalardı, hızla oraya yönelip koşarlardı.

Suat Yıldırım: 

Şayet sığınacakları bir yer, yahut barınabilecekleri mağaralar, hatta başlarını sokabilecekleri bir delik bulsalardı derhal o tarafa seğirtirlerdi.

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Eğer bir sığınılacak yer veya mağaralar veya girecek bir delik bulsalardı, onlar koşar oldukları halde oraya dönerlerdi.

Yaşar Nuri Öztürk: 

Eğer bir sığınak yahut bazı mağaralar veya girilecek bir delik bulsalar, yüzlerini döner o tarafa koşarlardı.

Bekir Sadak: 

Sizi hosnut etmek icin Allah´a yemin ederler. Eger inaniyorlarsa Allah´i ve peygamberini hosnut etmeleri daha gereklidir.

İbni Kesir: 

Eğer sığınılacak bir yer, yahut mağaralar veya bir delik bulsalardı

Adem Uğur: 

Eğer sığınacak bir yer yahut (barınabilecek) mağaralar veya (sokulabilecek) bir delik bulsalardı, koşarak o tarafa yönelip giderlerdi.

İskender Ali Mihr: 

Eğer onlar, sığınacak bir yer veya mağara(lar) veya girilecek bir yer bulsalardı, mutlaka oraya yönelip, süratle koşarlardı (kaçarlardı).

Celal Yıldırım: 

Eğer sığınacak bir yer veya barınacak bir takım mağaralar veya sokulacak bir çukur bulsalardı, önlerine geçilmiyecek şekilde yüzçevirip oraya koşarlardı.

Tefhim ul Kuran: 

Eğer onlar bir sığınak ya da (kalacak) mağaralar veya girebilecekleri bir yer bulsalardı, hızla oraya yönelip koşarlardı.

Fransızca: 

S'ils trouvaient un refuge, des cavernes ou un souterrain, ils s'y tourneraient donc et s'y précipiteraient à bride abattue.

İspanyolca: 

Si encontraran un refugio o cuevas o algún sitio donde poder esconderse irían allá a toda prisa.

İtalyanca: 

Se trovassero un rifugio, o caverne, o un sotterraneo, vi si precipiterebbero a briglia sciolta.

Almanca: 

Würden sie einen Zufluchtsort, Höhlen oder Unterschlupf finden, gewiß würden sie sich dorthin begeben, während sie überhastig sind.

Çince: 

假若他们发现一个堡垒,或山洞,或地道,他们必定仓惶地逃窜。

Hollandaca: 

Indien zij een toevluchtsoord, of holen, of een onderaardsch gewelf vinden, wenden zij zich af en begeven zich zoo spoedig mogelijk daarheen.

Rusça: 

Если бы они нашли убежище, пещеру или укрытие, то они поспешно направились бы туда.

Somalice: 

hadday helayaan meel ay magan galaan ama godod (buuro) ama meel ay galaan way u jeedsan lahaayeen iyagoo deg degi.

Swahilice: 

Lau kama wangeli pata pa kukimbilia au mapango au pahala pa kuingia basi wangeli fyatuka mbio kuelekea huko.

Uygurca: 

ئەگەر ئۇلار بىرەر قورغان ياكى غار ۋە ياكى گەمىنى تاپسا ئىدى، ئۇلار شۇ تەرەپكە قاراپ ئەلۋەتتە يۈگۈرۈشكەن بولاتتى

Japonca: 

もしかれらが,避難所か洞窟,または潜り込む所を見い出せれば,必ずそれに向こう見ずに急いで行ったであろう。

Arapça (Ürdün): 

«لو يجدون ملجأً» يلجأون إليه «أو مغارات» سراديب «أو مُدَّخَلا» موضعاً يدخلونه «لَوَلَّوْا إليه وهم يجمحون» يسرعون في دخوله والانصراف عنكم إسراعا لا يرده شيء كالفرس الجموح.

Hintçe: 

कि गर कहीं ये लोग पनाह की जगह (क़िले) या (छिपने के लिए) ग़ार या घुस बैठने की कोई (और) जगह पा जाए तो उसी तरफ रस्सियाँ तोड़ाते हुए भाग जाएँ

Tayca: 

“หากพวกเขาพบที่พักพิง หรือบรรดาถ้ำหรืออุโมง แน่นอนพวกเขาจะหันไปหามัน โดยที่พวกเขาจะไปอย่างรีบด่วน ”

İbranice: 

לו היו מוצאים מחסה או מערה, או מקום אחר שיוכלו להסתתר בו, היו נכנסים אליו בחיפזון

Hırvatça: 

Kad bi našli kakvo sklonište, ili kakve pećine, ili kakvu jamu, oni bi tamo trkom pohrlili.

Rumence: 

Dacă află un adăpost, grote ori catacombe ei se aruncă acolo în grabă.

Transliteration: 

Law yajidoona maljaan aw magharatin aw muddakhalan lawallaw ilayhi wahum yajmahoona

Türkçe: 

Eğer bir sığınak yahut bazı mağaralar veya girilecek bir delik bulsalar, yüzlerini döner o tarafa koşarlardı.

Sahih International: 

If they could find a refuge or some caves or any place to enter [and hide], they would turn to it while they run heedlessly.

İngilizce: 

If they could find a place to flee to, or caves, or a place of concealment, they would turn straightaway thereto, with an obstinate rush.

Azerbaycanca: 

Əgər onlar bir sığınacaq və ya (gizlənmək üçün) mağara, yaxud girməyə bir deşik (yer) tapsaydılar, tələsik ora üz tutardılar.

Süleyman Ateş: 

Eğer (sizden korunmak için) sığınacak bir yer, yahut (barınacak) mağaralar, ya da sokulacak bir delik bulsalardı, hemen oraya doğru koşarlardı.

Diyanet Vakfı: 

Eğer sığınacak bir yer yahut (barınabilecek) mağaralar veya (sokulabilecek) bir delik bulsalardı, koşarak o tarafa yönelip giderlerdi.

Erhan Aktaş: 

Eğer sığınılacak bir yer veya bir mağara veya girilecek bir delik bulsalardı, panik içinde oraya koşarlardı.

Kral Fahd: 

Eğer sığınacak bir yer yahut (barınabilecek) mağaralar veya (sokulabilecek) bir delik bulsalardı, koşarak o tarafa yönelip giderlerdi.

Hasan Basri Çantay: 

Eğer sığınacak bir yer, yahud (barınabilecekleri) mağaralar, veya (sokulacak şöyle) bir delik bulsalardı yüzlerini koşa koşa o tarafa çevirirdi onlar.

Muhammed Esed: 

(oysa) (yeryüzünde) sığınacak bir yer yahut bir mağara, bir kovuk bulabilselerdi önünü ardını düşünmeden panik içinde dönüp oraya başlarını sokarlardı.

Gültekin Onan: 

Eğer onlar bir sığınak ya da (kalacak) mağaralar veya girebilecekleri bir yer bulsalardı, hızla oraya yönelip koşarlardı.

Ali Fikri Yavuz: 

Eğer sığınacak bir yer, veya barınacak mağaralar, veya sokulacak bir delik bulsalardı, başlarını diker ve sizden uzak olmak için oraya doğru koşarlardı.

Portekizce: 

Se tivessem encontrado um refúgio ou um subterrâneo, ou qualquer buraco, apressar-se-iam em nele se ocultar.

İsveççe: 

Om de kunde finna en tillflykt - en grotta eller [till och med] en håla i jorden - skulle de störta i väg dit som hästar i sken.

Farsça: 

اگر پناهگاهی یا غارهایی یا گریزگاهی می یافتند، شتابان به سوی آنها روی می آوردند.

Kürtçe: 

ئەگەر پەنایەکیان دەست کەوێت یان ئەشکەوتانێک یان کون و قوژبن و نەفەقێک پەنای بۆ دەبەن و (ڕووی تێدەکەن) لەکاتێکدا زۆر بەپەلە ڕادەکەن (یان ھیچ شتێک جڵەویان ناگرێت)

Özbekçe: 

Агар бирор бошпаноҳми, ғорми ёки кириб оладиган жойми топсалар, шошилиб ўша томонга юзланарлар. (Мунофиқларнинг мунофиқ бўлишининг асосий сабабларидан бири ҳам уларнинг қўрқоқликларидир. Уларга жон ширин туюлиб, ҳамма нарсадан қўрқиб, доимо ўзларини панага олиб юрадилар. Қаердан паноҳ топсалар, ўша ерга жойлашадилар. Бошпаноҳ берганга маъқул тўнни киядилар.)

Malayca: 

Kalau mereka dapat tempat perlindungan, atau gua-gua, atau lubang-lubang dalam tanah, nescaya mereka segera menuju ke arahnya serta melompat masuk ke dalamnya.

Arnavutça: 

Sikur ata të gjenin ndonjë strehim, shpellë apo vend mbrojtjeje, do të niseshin atje me nxitim.

Bulgarca: 

Ако намерят убежище или пещери, или проход, ще свърнат натам - необуздани.

Sırpça: 

Кад би нашли какво склониште, или какву пећину или јаму, они би тамо брзином побегли.

Çekçe: 

Kdyby nalezli nějaké útočiště či jeskyni nebo úkryt, prchli by tam s největší rychlostí.

Urduca: 

اگر وہ کوئی جائے پناہ پالیں یا کوئی کھوہ یا گھس بیٹھنے کی جگہ، تو بھاگ کر اُس میں جا چھپیں

Tacikçe: 

Агар паноҳгоҳ ё ғор ё ниҳонгоҳе меёфтанд, шитобон ба он ҷо рӯй меоварданд.

Tatarca: 

Әгәр сакланырлык елга яки тау тишеген тапсалар, яки җирдә керерлек бер урынны тапсалар, әлбәттә, ул урынга йөгергән хәлләрендә барыр иделәр, шул чаклы сездән куркалар.

Endonezyaca: 

Jikalau mereka memperoleh tempat perlindunganmu atau gua-gua atau lobang-lobang (dalam tanah) niscaya mereka pergi kepadanya dengan secepat-cepatnya.

Amharca: 

መጠጊያን ወይም ዋሻዎችን ወይም መግቢያን (ቀዳዳ) ባገኙ ኖሮ እነርሱ እየገሰገሱ ወደርሱ በሸሹ ነበር፡፡

Tamilce: 

ஓர் ஒதுங்குமிடத்தை; அல்லது, (மலைக்) குகைகளை; அல்லது, ஒரு சுரங்கத்தை அவர்கள் கண்டால் அவர்களோ விரைந்தவர்களாக அதன் பக்கம் திரும்பி (ஓடி)யிருப்பார்கள்.

Korece: 

그러나 그들은 피신할 장소 나 동굴이나 들어가 숨을 곳을 발견했더라면 그들은 서둘러 들어갔으리라

Vietnamca: 

Nếu chúng tìm được một nơi ẩn náu hoặc những hang động hoặc bất kỳ nơi nào có thể vào (trú ẩn) thì chúng đã quay đi chạy thật nhanh đến đó.