
lev yecidûne melceen ev megârâtin ev müddeḫalel levellev ileyhi vehüm yecmeḥûn.
Arapça:
لَوْ يَجِدُونَ مَلْجَأً أَوْ مَغَارَاتٍ أَوْ مُدَّخَلًا لَّوَلَّوْا إِلَيْهِ وَهُمْ يَجْمَحُونَ
Türkçe:
Eğer bir sığınak yahut bazı mağaralar veya girilecek bir delik bulsalar, yüzlerini döner o tarafa koşarlardı.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Eğer sığınacak bir yer veya barınacak mağaralar veyahut girilecek bir delik bulsalardı başlarını diker o tarafa doğru koşarlardı.
Diyanet Vakfı:
Eğer sığınacak bir yer yahut (barınabilecek) mağaralar veya (sokulabilecek) bir delik bulsalardı, koşarak o tarafa yönelip giderlerdi.
İngilizce:
If they could find a place to flee to, or caves, or a place of concealment, they would turn straightaway thereto, with an obstinate rush.
Fransızca:
S'ils trouvaient un refuge, des cavernes ou un souterrain, ils s'y tourneraient donc et s'y précipiteraient à bride abattue.
Almanca:
Würden sie einen Zufluchtsort, Höhlen oder Unterschlupf finden, gewiß würden sie sich dorthin begeben, während sie überhastig sind.
Rusça:
Если бы они нашли убежище, пещеру или укрытие, то они поспешно направились бы туда.
Açıklama:
