Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

106

Sûredeki Ayet No: 

4

Ayet No: 

6197

Sayfa No: 

602

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

الَّذِي أَطْعَمَهُم مِّن جُوعٍ وَآمَنَهُم مِّنْ خَوْفٍ

Çeviriyazı: 

elleẕî aṭ`amehüm min cû`iv veâmenehüm min ḫavf.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

O, kendilerini açlıktan kurtararak beslemiştir ve her tehlikeye karşı onlara emniyet vermiştir.

Diyanet İşleri: 

Öyleyse kendilerini açken doyuran ve korku içindeyken güven veren bu Ev'in (Kabe'nin) Rabbine kulluk etsinler.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Öyle Rab ki doyurdu da kurtardı sizi açlıktan ve emin etti sizi korkudan.

Şaban Piriş: 

Onları açlıktan doyuran ve korkularından emin kılana…

Edip Yüksel: 

O ki onları açlıktan kurtarıp doyurdu ve korkudan güvene kavuşturdu.

Ali Bulaç: 

Ki O, kendilerini açlıktan (kurtarıp) doyuran ve korkudan güvenliğe kavuşturandır.

Suat Yıldırım: 

Kendilerini açlıktan kurtarıp doyuran, korkudan emin kılan Rab'lerine kulluk etsinler!

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Onları açlıktan (kurtarıp) doyurdu ve onları korkudan emin kıldı.

Yaşar Nuri Öztürk: 

O ki, onları doyurup kurtardı açlıktan ve kendilerini güvene çıkardı korkudan.

Bekir Sadak: 

Onlar gosteris yaparlar.

İbni Kesir: 

Ki o, kendilerini açlıktan kurtarmış ve korkudan emin kılmıştır.

Adem Uğur: 

Kendilerini açlıktan doyuran ve her çeşit korkudan emin kıldı.

İskender Ali Mihr: 

O ki, onları açlıktan doyurdu ve onları korkudan emin kıldı.

Celal Yıldırım: 

O Rab ki, onları açlıktan (kurtarıp) doyurdu ve onları korkudan güvene kavuşturdu.

Tefhim ul Kuran: 

Ki O, kendilerini açlıktan (kurtarıp) doyuran ve onları korkudan güvenliğe kavuşturandır.

Fransızca: 

qui les a nourris contre la faim et rassurés de la crainte!

İspanyolca: 

que les ha alimentado contra el hambre y dado seguridad frente al temor!

İtalyanca: 

Colui che li ha preservati dalla fame e li ha messi al riparo da [ogni] timore.

Almanca: 

Der sie nach Hungern speiste, und Sicherheit nach Furcht gewährte.

Çince: 

他曾为饥荒而赈济他们, 曾为恐怖而保佑他们。  

Hollandaca: 

Die hen van voedsel tegen den honger voorziet. En hen tegen vrees heeft verzekerd.

Rusça: 

Который накормил их после голода и избавил их от страха.

Somalice: 

Eebahi ka quudiyay gaajo, kana aamingaliyay cabsi.

Swahilice: 

Ambaye anawalisha wasipate njaa, na anawalinda na khofu.

Uygurca: 

بۇ ئۆي (يەنى بەيتۇللاھ) نىڭ پەرۋەردىگارىغا ئىبادەت قىلسۇنكى، ئۇ ئۇلارنى ئاچلىقتا ئوزۇقلاندۇردى، ئۇلارنى قورقۇنچتىن ئەمىن قىلدى

Japonca: 

飢えに際しては,かれらに食物を与え,また恐れに際しては,それを除き心を安らかにして下さる御方に。

Arapça (Ürdün): 

«الذي أطعمهم من جوع» أي من أجله «وآمنهم من خوف» أي من أجله وكان يصيبهم الجوع لعدم الزرع بمكة وخافوا جيش الفيل.

Hintçe: 

जिसने उनको भूख में खाना दिया और उनको खौफ़ से अमन अता किया

Tayca: 

ผู้ทรงให้อาหารแก่พวกเขาให้พ้นจากความหิว และทรงให้ความปลอดภัยแก่พวกเขาให้พ้นจากความหวาดกลัว

İbranice: 

אשר הזינם מפני רעב, והעניק להם ביטחון מפני פחד

Hırvatça: 

Koji ih gladne hrani i od straha brani.

Rumence: 

căci El, la foame, i-a hrănit; căci El, la teamă, i-a liniştit!

Transliteration: 

Allathee atAAamahum min jooAAin waamanahum min khawfin

Türkçe: 

O ki, onları doyurup kurtardı açlıktan ve kendilerini güvene çıkardı korkudan.

Sahih International: 

Who has fed them, [saving them] from hunger and made them safe, [saving them] from fear.

İngilizce: 

Who provides them with food against hunger, and with security against fear (of danger).

Azerbaycanca: 

O Allah ki, onları aclıqdan qurtarıb yemək verdi və onlara qorxudan (fil sahiblərinin təhlükəsindən) sonra əmin-amanlıq bəxş etdi.

Süleyman Ateş: 

O ki onları yedirip açlıktan kurtardı ve onları korkudan güvene kavuşturdu.

Diyanet Vakfı: 

Kendilerini açlıktan doyuran ve her çeşit korkudan emin kıldı.

Erhan Aktaş: 

Onları yedirip açlıktan korudu ve onları korkudan güvene kavuşturdu.

Kral Fahd: 

Kendilerini açlıktan doyuran ve her çeşit korkudan emin kılan.

Hasan Basri Çantay: 

(O Rab ki) onları açlıkdan (kurtarıb) doyuran, kendilerine korkudan emînlik verendir O.

Muhammed Esed: 

O ki, aç kalmasınlar diye onları beslemiş ve tehlikelerden emin kılmıştır.

Gültekin Onan: 

Ki O, kendilerini açlıktan (kurtarıp) doyuran ve korkudan güvenliğe kavuşturandır (amenehüm).

Ali Fikri Yavuz: 

O Rab ki, onları açlıktan doyurdu ve kendilerini (Ashab-ı Fîl’in saldığı) korkudan emin kıldı...

Portekizce: 

Que os provê contra a fome e os salvaguarda do temor!

İsveççe: 

som har gett dem föda när hungersnöden hotade och trygghet när fruktan hade fått makt över deras [sinnen].

Farsça: 

پروردگاری که آنان را از گرسنگی نجات داد، و از بیمی [که از دشمن داشتند] ایمنی شان بخشید.

Kürtçe: 

ئەو زاتەی کە لەبرسێتیەکی یەکجار توند (ڕزگاری کردن) وخواردنی پێبەخشین، وە دڵنیای کردن لە ترس وبیمێکی گەورە و(پاراستنی)

Özbekçe: 

У зот уларини очликдан тўқ қилган, хавфдан омон қилгандир.

Malayca: 

Tuhan yang memberi mereka penghidupan: menyelamatkan mereka dari kelaparan, dan mengamankan mereka dari ketakutan.

Arnavutça: 

i cili i ushqen (ngop) ata nga uria dhe i siguroi nga frika.

Bulgarca: 

който им даде храна срещу глада и сигурност срещу страха!

Sırpça: 

Који их гладне храни и од страха брани.

Çekçe: 

jenž nasytil je a ochránil před hladem

Urduca: 

جس نے اُنہیں بھوک سے بچا کر کھانے کو دیا اور خوف سے بچا کر امن عطا کیا

Tacikçe: 

он ки ба ҳангоми гуруснагӣ таъомашон дод ва аз хавф дар амонашон дошт.

Tatarca: 

Ул – Аллаһ аларны ачлыктан коткарып тук кылды, һәм аларны һәртөрле куркынычлардан имин кылды.

Endonezyaca: 

Yang telah memberi makanan kepada mereka untuk menghilangkan lapar dan mengamankan mereka dari ketakutan.

Amharca: 

ያንን ከረኃብ ያበላቸውን ከፍርሃትም ያረካቸውን (ጌታ ያምልኩ)፡፡

Tamilce: 

அவன் (அவர்களை) பசியிலிருந்து பாதுகாத்து அவர்களுக்கு உணவளித்தான். இன்னும், (எதிரிகளின்) பயத்திலிருந்து அவர்களை பாதுகாத்தான்.

Korece: 

그분은 그들을 기아로부터 배불려 주셨고 공포로부터 안전케 하여 주셨노라

Vietnamca: 

Đấng đã cho họ ăn khi họ đói và ban cho họ sự bình yên khỏi điều sợ hãi.