Arapça:
۞ أَفَلَا يَعْلَمُ إِذَا بُعْثِرَ مَا فِي الْقُبُورِ
Çeviriyazı:
efelâ ya`lemü iẕâ bü`ŝira mâ fi-lḳubûr.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Bilmiyor mu ki, kabirlerin içindekiler fırlatılacak.
Diyanet İşleri:
İnsan, kabirlerde bulunanların çıkarılacağı ve kalblerde olanların ortaya konulacağı bir zamanın geleceğini bilmez mi?
Abdulbakî Gölpınarlı:
Fakat bilmez mi ki kabirlerdekiler, dışarı çıkınca.
Şaban Piriş:
Bilmez mi (insan), kabirlerde bulunanların çıkarılacağı.
Edip Yüksel:
Bilmez mi ki, mezardakiler ortaya atıldığı,
Ali Bulaç:
Yine de bilmeyecek mi? Kabirlerde olanların 'deşilip dışa atıldığı,'
Suat Yıldırım:
Peki o insan, kendisinin ve malının âkıbetini hâlâ bilip anlamayacak mı?Kabirlerde olanlar diriltilip dışarı atıldığı zaman, sinelerin içinde bulunan her şey derlenip ortaya konulduğu zaman,
Ömer Nasuhi Bilmen:
Bilmez mi ki, kabirlerde olanlar fırlatılacakları zaman,
Yaşar Nuri Öztürk:
Bilmez mi ki o, kabirler içindekiler dışarı fırlatıldığında,
Bekir Sadak:
O gun insanlar, ates etrafinda cirpinip dokulen pervaneye donecekler.
İbni Kesir:
Yoksa bilmez mi kabirdekilerin çıkarılacağı zamanı?
Adem Uğur:
Kabirlerde bulunanların diriltilip dışarı atıldığını düşünmez mi?
İskender Ali Mihr:
Artık kabirlerde olanlar çıkarıldığı zaman, bilmiyorlar mı ki?
Celal Yıldırım:
(9-10) Kabirlerdekinin deşilip çıkarılacağı, göğüslerde olanın derlenip ortaya konulacağı zamanı acaba bilmiyor mu ?!
Tefhim ul Kuran:
Yine de bilmeyecek mi? Kabirlerde olanların deşilip dışa atıldığı,
Fransızca:
Ne sait-il donc pas que lorsque ce qui est dans les tombes sera bouleversé,
İspanyolca:
¿No sabe, acaso, que cuando lo que hay en las sepulturas sea vuelto al revés
İtalyanca:
Non sa che, quando sarà messo sottosopra quello che è nelle tombe
Almanca:
Weiß er etwa nicht, wenn das, was von den Gräbern aufgedeckt wird
Çince:
难道他不知道吗?当坟中的朽骨被揭发,
Hollandaca:
Weet hij dan niet dat hetgene zich in de graven bevindt, weder zal oprijzen,
Rusça:
Неужели он не знает, что, когда будет опрокинуто то, что в могилах,
Somalice:
Miyuuna ogayn Marka Xabaalaha waxa ku jira la soo bixiyo.
Swahilice:
Kwani hajui watakapo fufuliwa waliomo makaburini?
Uygurca:
قەبرىلەردىكى ئۆلۈكلەر (سىرتقا) چىقىرىلغان، دىللاردىكى سىرلار ئاشكارا قىلىنغان چاغدا، ئۇلارنىڭ ھەممە ئەھۋالىدىن پەرۋەردىگارىنىڭ ھەقىقەتەن خەۋەردار ئىكەنلىكىنى (بۇ نادان ئىنسان) بىلمەمدۇ؟
Japonca:
かれは墓の中のものが発き出される時のことを知らないのか。
Arapça (Ürdün):
«أفلا يعلم إذا بُعثر» أثير وأخرج «ما في القبور» من الموتى، أي بعثوا.
Hintçe:
तो क्या वह ये नहीं जानता कि जब मुर्दे क़ब्रों से निकाले जाएँगे
Tayca:
เขาไม่รู้ดอกหรือว่า เมื่อสิ่งที่อยู่ในหลุมฝังศพถูกให้ฟื้นขึ้นมา
İbranice:
הלא יכיר כשיוקמו לתחיה אלה שבקברים
Hırvatça:
A zar on ne zna da će, kada kaburovi budu prevrnuti s onim što je u njima,
Rumence:
Nu ştie el oare că atunci când mormintele-şi vor arunca afară lăuntrurile,
Transliteration:
Afala yaAAlamu itha buAAthira ma fee alquboori
Türkçe:
Bilmez mi ki o, kabirler içindekiler dışarı fırlatıldığında,
Sahih International:
But does he not know that when the contents of the graves are scattered
İngilizce:
Does he not know,- when that which is in the graves is scattered abroad
Azerbaycanca:
Məgər o bilmirmi ki, qəbirlərdə olanlar (dirilib) çıxardılacağı;
Süleyman Ateş:
Bilmez mi o, kabirlerde olanlar dışarı atıldığı,
Diyanet Vakfı:
Kabirlerde bulunanların diriltilip dışarı atıldığını düşünmez mi?
Erhan Aktaş:
Bilmez mi kabirlerde olanlar çıkarıldığı zaman,
Kral Fahd:
(İnsan) düşünmez mi ki, kabirlerde bulunanlar diriltilip dışarı atıldığı zaman,
Hasan Basri Çantay:
Haalâ o, (hakıykatı görüp) bilmeyecek mi, kabirlerin içindekiler (eşilib) çıkarıldığı zaman,
Muhammed Esed:
Ama bilmez mi ki (Ahiret Günü,) herkes mezarından ayağa kalkıp dışarı çıktığında,
Gültekin Onan:
Yine de bilmeyecek mi? Kabirlerde olanların deşilip dışa atıldığı,
Ali Fikri Yavuz:
Fakat bilmez mi o insan, kabirlerdeki ölüler diriltilib çıkarıldığı
Portekizce:
Ignoram eles, acaso, que quando os que estão nos sepulcros forem ressuscitados,
İsveççe:
Vet hon inte [att] då det som göms i gravarna strös omkring
Farsça:
آیا نمی داند هنگامی که آنچه در گورهاست برانگیخته شود.
Kürtçe:
دەی ئایا نازانی کاتێك کە مردووی ناو گۆڕەکان زیندوو کرانەوە و(ھێنرانە دەرەوە)
Özbekçe:
У билмасми?! Қабрдагилар қўзғатилганда.
Malayca:
(Patutkah ia bersikap demikian?) Tidakkah ia mengetahui (bagaimana keadaan) ketika dibongkarkan segala yang ada dalam kubur?
Arnavutça:
E, vallë, a nuk e di ai (njeriu), kur do të përzihen (ringjallen) ata që gjenden në varreza
Bulgarca:
Нима не знае, че когато бъде изкарано това, което е в гробовете,
Sırpça:
А зар он не зна да ће, када гробови буду преврнути сa оним што је у њима,
Çekçe:
Cožpak neví, že až bude to, co je v hrobech, převráceno
Urduca:
تو کیا وہ اُس حقیقت کو نہیں جانتا جب قبروں میں جو کچھ (مدفون) ہے اُسے نکال لیا جائے گا
Tacikçe:
Оё намедонад, ки чун он чӣ дар гӯрҳост, зинда гардад,
Tatarca:
Әйә адәм баласы белмиме белерлек, гакылы бар түгелме – кабердәге үлекләр терелеп чыкканда һәм,
Endonezyaca:
Maka apakah dia tidak mengetahui apabila dibangkitkan apa yang ada di dalam kubur,
Amharca:
(ሰው) አያውቅምን? በመቃብሮች ያሉት (ሙታን) በተቀሰቀሱ ጊዜ፤
Tamilce:
புதைகுழிகளில் உள்ளவர்கள் எழுப்பப்படும்போது (தன் நிலைமை என்னவாகும் என்பதை மனிதன்) அறியவேண்டாமா?
Korece:
무덤속에 있는 것들이 밖으로 나와 산산히 흩어지고
Vietnamca:
Y không biết rồi đây những gì nằm trong mộ đều bị quật lên ư?
Ayet Linkleri: