Arapça:
وَتَقَطَّعُوا أَمْرَهُم بَيْنَهُمْ ۖ كُلٌّ إِلَيْنَا رَاجِعُونَ
Çeviriyazı:
veteḳaṭṭa`û emrahüm beynehüm. küllün ileynâ râci`ûn.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Ama insanlar din konusunda aralarında bölüklere ayrıldılar ama, hepsi bize döneceklerdir.
Diyanet İşleri:
Ama insanlar, din konusunda aralarında bölüklere ayrıldılar, hepsi Bize döneceklerdir.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Dine ait işlerinde, kendi aralarında bölükbölük oldu onlar ve hepsi de dönüp bizim tapımıza gelecek.
Şaban Piriş:
Aralarındaki (din) işlerini paramparça ettiler. Hepsi bize dönecektir.
Edip Yüksel:
Fakat onlar işlerinde ayrılığa düştüler; hepsi bize döneceklerdir.
Ali Bulaç:
Onlar, işlerini kendi aralarında parça parça dağıttılar (dinlerinde bölünmeler yaptılar); hepsi Bize döneceklerdir.
Suat Yıldırım:
Ama insanlar aralarındaki bu birliği param parça ettiler. Fakat sonunda yine Bize dönecekler.
Ömer Nasuhi Bilmen:
(Bazı milletler) Din işlerinde kendi aralarında fırka fırka oldular. Hepsi de Bize dönücülerdir.
Yaşar Nuri Öztürk:
İşlerini aralarında parçaladılar. Hepsi bize dönecekler.
Bekir Sadak:
Eger bunlar tanri olsaydi cehenneme girmezlerdi
İbni Kesir:
Onlar aralarında kendi işlerinde bölük bölük oldular. Ama hepsi Bize döneceklerdir.
Adem Uğur:
(İnsanlar) kendi aralarında (din ve devlet) işlerinin birliğini bozdular. Halbuki hepsi bize döneceklerdir.
İskender Ali Mihr:
Ve emirlerini (uygulamalarını), kendi aralarında böldüler (fırkalara ayrıldılar). Hepsi Bize dönecek olanlardır.
Celal Yıldırım:
(Ne var ki insanlar) kendi aralarında bölünüp parça parça oldular. (Ama sonunda) hepsi de bize döneceklerdir.
Tefhim ul Kuran:
Onlar, işlerini kendi aralarında parça parça dağıttılar (dinlerinde bölünmeler yaptılar)
Fransızca:
Ils se sont divisés en sectes. Mais tous, retourneront a Nous.
İspanyolca:
Se dividieron en sectas, pero volverán todos a Nosotros.
İtalyanca:
Si divisero invece. Ma infine tutti a Noi faranno ritorno.
Almanca:
Und sie zerteilten ihre Angelegenheit untereinander. Sie alle werden jedoch zu Uns zurückkehren.
Çince:
他们分成了若干教派,各派都要归于我。
Hollandaca:
Maar de menschen hebben onder elkander afscheiding in hunnen godsdienst gemaakt; doch zij zullen allen voor ons verschijnen.
Rusça:
Они впали в противоречия, но все они вернутся к Нам.
Somalice:
waxayse isku Khilaafeen Amarkoodii Dhexdooda Dhammaanna Xagaygaa loo soo Celin.
Swahilice:
Nao wakalikata jambo lao hili mapande mapande baina yao. Wote watarudi kwetu.
Uygurca:
ئۇلار (دىندا ئىختىلاپ قىلىشىپ) پىرقە - پىرقىلەرگە بۆلۈنۈپ كەتتى، ھەممىسى بىزنىڭ دەرگاھىمىزغا قايتقۇچىلاردۇر
Japonca:
それなのにかれらは,その(宗教上の)事柄を,かれらの間で切り放し(宗派を作っ)た。(間もなく)かれらは皆われに帰るのである。
Arapça (Ürdün):
«وتَقطَّعوا» أي بعض المخاطبين «أمرهم بينهم» أي تفرقوا أمر دينهم متخالفين فيه، وهم طوائف اليهود والنصارى قال تعالى: «كل إلينا راجعون» أي فنجازيه بعمله.
Hintçe:
और लोगों ने बाहम (इख़तेलाफ़ करके) अपने दीन को टुकड़े -टुकड़े कर डाला (हालाँकि) वह सब के सब हिरफिर के हमारे ही पास आने वाले हैं
Tayca:
และพวกเขาได้แตกแยกกันในเรื่องของศาสนาระหว่าเขากันเอง ทั้งหมดนี้พวกเขาจะเป็นผู้กลับไปหาเรา
İbranice:
ואולם הם התפלגו ביניהם, אך לבסוף ישובו אלינו כולם
Hırvatça:
I oni su se između sebe u vjeri podvojili, a svi će se Nama vratiti.
Rumence:
Ei se despart unii de alţii, însă toţi se întorc apoi la Noi.
Transliteration:
WataqattaAAoo amrahum baynahum kullun ilayna rajiAAoona
Türkçe:
İşlerini aralarında parçaladılar. Hepsi bize dönecekler.
Sahih International:
And [yet] they divided their affair among themselves, [but] all to Us will return.
İngilizce:
But (later generations) cut off their affair (of unity), one from another: (yet) will they all return to Us.
Azerbaycanca:
Amma (insanlar din barəsində) öz aralarında firqələrə bölünüb parçalandılar. Onların hamısı Bizim hüzurumuza qayıdacaqlar. (Biz də müvafiq surətdə əməllərinin əvəzini verəcəyik).
Süleyman Ateş:
İşlerini aralarında parçaladılar (Tanrıdan gelen dini parça parça ettiler, ayrılığa düştüler); hepsi (sonunda) bize döneceklerdir.
Diyanet Vakfı:
(İnsanlar) kendi aralarında (din ve devlet) işlerinin birliğini bozdular. Halbuki hepsi bize döneceklerdir.
Erhan Aktaş:
Emirlerini(1) aralarında bölük pörçük ettiler. Oysa hepsi yalnızca Bize dönecekler.
Kral Fahd:
(Buna rağmen insanlar), dinlerini aralarında bölük pörçük etmişlerdir. Halbuki hepsi de bize döneceklerdir.
Hasan Basri Çantay:
(Muhaatablardan ba´zıları) aralarında, (din) işlerinde fırka fırka oldular. (Bununla beraber) hepsi yine ancak bize dönücülerdir.
Muhammed Esed:
Ama insanlar aralarındaki bu birliği paramparça ettiler; (hem de) sonunda topluca Bize dönecekler(ini unutarak).
Gültekin Onan:
Onlar, buyruklarını kendi aralarında parça parça dağıttılar [dinlerinde bölünmeler yaptılar]
Ali Fikri Yavuz:
Geçen ümmetler, din işlerini aralarında parçaladılar, ayrılıklara düştüler
Portekizce:
Mas (as gerações posteriores) se dividiram mutuamente em sua unidade; e todos voltarão a Nós!
İsveççe:
Men människorna har velat slå sönder denna enhet, trots att de alla är kallade att återvända till Oss [för att avlägga räkenskap].
Farsça:
ولی [آنان] آیینشان را در میان خود قطعه قطعه کردند [و نسبت به دین گروه گروه شدند و به شدت با هم اختلاف پیدا کردند]؛ و همه آنان به سوی ما باز خواهند گشت [تا کیفر سخت این گروه گرایی را ببینند.]
Kürtçe:
بەڵام خەڵکی جیاوازیان کەوتە نێوان و سەرپێچی پێغەمبەرەکانیان کرد، زۆربەیان بوون بەچەند کۆمەڵ گرۆھێکەوە (ھەستان دەستیانکرد بە پەرستنی بت وھەواو ئارزووی خۆیان) (بەڵام) ھەموویان تەنھا بۆ لای ئێمە دەگەڕێنەوە
Özbekçe:
Улар эса ишларини парчаладилар. Барчалари Бизга қайтувчидирлар. (Аслида, ҳамма бир уммат бўлиб, бир динга ишониб, ягона Аллоҳга ибодат қилиши керак эди. Аммо одамлар бу йўлдан юрмай, ўзларича йўлларини, динлари ва ишларини бўлак-бўлак қилиб олдилар. Уларнинг ҳаммаси барибир охир-оқибат бизга қайтадилар. Ўшанда биз ўзимиз билиб ҳисоб-китоб қиламиз.)
Malayca:
(Kebanyakan manusia masih berselisihan) dan berpecah-belah dalam urusan ugama mereka; (ingatlah) mereka semuanya akan kembali kepada kami (untuk menerima balasan).
Arnavutça:
E, ata në çështje të besimit u përçanë ndërveti, por të gjithë do të kthehen te Ne (e do t’i gjykojmë).
Bulgarca:
Но [общностите] изпаднаха в разногласие помежду си, ала всички при Нас ще се върнат.
Sırpça:
Људи су се, међутим, разишли и поделили у вери, а сви ће се Нама вратити.
Çekçe:
Avšak oni se ve věci své mezi sebou rozpoltili, však přesto se všichni k Nám navrátí.
Urduca:
مگر (یہ لوگوں کی کارستانی ہے کہ) انہوں نے آپس میں دین کو ٹکڑے ٹکڑے کر ڈالا سب کو ہماری طرف پلٹنا ہے
Tacikçe:
Ва дар дини худ фирқа-фирқа шуданд. Ҳама ба назди Мо бозмегарданд!
Tatarca:
Аллаһудан курыкмаган кешеләр, төрле мәзһәбләргә бүленделәр, бит барчалары да ахирәттә җаваб бирер өчен Миңа кайтырлар.
Endonezyaca:
Dan mereka telah memotong-motong urusan (agama) mereka di antara mereka. Kepada Kamilah masing-masing golongan itu akan kembali.
Amharca:
በሃይማኖታቸውም ነገር በመካከላቸው ተለያዩ፡፡ ሁሉም ወደኛ ተመላሾች ናቸው፡፡
Tamilce:
இன்னும், அவர்கள் தங்களுக்கு மத்தியில் தங்கள் காரியத்தில் (பல பிரிவுகளாக) பிரிந்து விட்டனர். (அவர்கள்) எல்லோரும் நம்மிடமே திரும்புவார்கள்.
Korece:
그러나 그들은 분열하였으니그들 모두는 하나님에게로 귀의하리라
Vietnamca:
Nhưng họ (nhân loại) đã chia rẽ thành các nhóm phái. (Rồi đây) tất cả sẽ trở lại trình diện TA (để TA xét xử).
Ayet Linkleri: