Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

10

Sûredeki Ayet No: 

29

Ayet No: 

1393

Sayfa No: 

212

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

فَكَفَىٰ بِاللَّهِ شَهِيدًا بَيْنَنَا وَبَيْنَكُمْ إِن كُنَّا عَنْ عِبَادَتِكُمْ لَغَافِلِينَ

Çeviriyazı: 

fekefâ billâhi şehîdem beynenâ vebeyneküm in künnâ `an `ibâdetiküm legâfilîn.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Şimdi sizinle bizim aramızda şahit olarak Allah yeter. Sizin bize ibadet ettiğinizden bizim haberimiz yoktur (diyecekler).

Diyanet İşleri: 

Onların hepsini bir gün toplarız, sonra, puta tapanlara, "Siz ve putlarınız yerlerinize! deyip onları birbirlerinden ayırırız. Putları ise: "Bize tapmıyordunuz ki. Allah, sizinle bizim aramızda şahit olarak yeter. Sizin tapınmanızdan bizim haberimiz yoktu" derler.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Şüphe yok, bizimle sizin aranızda Allah tanıktır ki sizin kulluğunuzdan haberimiz bile yoktu.

Şaban Piriş: 

Allah, sizinle bizim aramızda şahit olarak yeter. Sizin bize kulluk ettiğinizden haberimiz yoktu, derler.

Edip Yüksel: 

Bizimle sizin aranızda ALLAH tanıktır ki, biz sizin kulluk etmenizden habersizdik.

Ali Bulaç: 

Bizim ile sizin aranızda şahid olarak Allah yeter. Gerçekten biz, sizin ibadetinizden habersizdik.

Suat Yıldırım: 

Gün gelir, onların hepsini bir araya toplayıp sonra Allah'a şirk koşanlara: “Siz de, taptığınız şerikleriniz de yerlerinize!” deriz. Artık onları putlarından tamamen ayırmışızdır.Şerikleri: “Siz dünyada bize tapmıyordunuz. Allah da üzerimizde şahittir ki sizin bize taptığınızdan hiç mi hiç haberimiz yoktu!” derler. [18,47; 30,14-43; 19, 82; 46,5-6]

Ömer Nasuhi Bilmen: 

«İmdi Allah Teâlâ, bizim aramızla sizin aranızda şahit olmak için yeter. Muhakkak ki, biz sizin tapınmanızdan elbette habersiz idik.»

Yaşar Nuri Öztürk: 

Sizinle bizim aramızda tanık olarak Allah yeter. Doğrusu, biz sizin ibadetinizden tamamen habersizdik.

Bekir Sadak: 

De ki: «Kostugunuz ortaklardan, once yaratan, sonra, bunu tekrar eden var midir?» De ki: «Allah once yaratir, sonra bunu tekrar eder. Nasil da dondurulursunuz!»

İbni Kesir: 

Allah, sizinle bizim aramızda şahid olarak yeter. Sizin tapınmanızdan haberimiz yoktur.

Adem Uğur: 

Bu yüzden bizimle sizin aranızda şahit olarak Allah yeter. Şüphesiz ki biz sizin (bize) tapmanızdan tamamen habersizdik.&quot

İskender Ali Mihr: 

Artık şahit olarak bizim ve sizin (bizimle sizin) aranızda Allah kâfidir. Biz, sizin ibadetinizden gerçekten gâfildik (habersizdik).

Celal Yıldırım: 

Bizimle sizin aramızda şahit olarak Allah yeter. Gerçekten sizin ibâdetinizden hiç ama hiç haberimiz yoktu» diyecekler.

Tefhim ul Kuran: 

«Bizim ile sizin aranızda şahid olarak Allah yeter. Gerçekten biz, sizin ibadetinizden habersizlerdik.»

Fransızca: 

Allah suffit comme témoin entre nous et vous. En vérité, nous étions indifférents à votre adoration".

İspanyolca: 

Alá basta como testigo entre nosotros y vosotros de que no hacíamos caso de vuestro servicio».

İtalyanca: 

Ci sia Allah sufficiente testimone che non ci siamo mai curati della vostra adorazione».

Almanca: 

ALLAH genügt als Zeuge zwischen uns und euch. Wir waren eurem Götzendienst (uns gegenüber) gewiß achtlos."

Çince: 

真主足为我们和你们之间的见证,我们的确忽视你们的崇拜。

Hollandaca: 

En God is een toereikend getuige op uwe aanbidding van ons.

Rusça: 

Довольно того, что Аллах является Свидетелем между нами и вами. Мы не ведали о вашем поклонении".

Somalice: 

waxaa markhaati dhexdeenna ugu filan Eebe inaan Cibaadadiinna Moogayn.

Swahilice: 

Mwenyezi Mungu anatosha kuwa ni shahidi baina yetu na nyinyi. Hakika sisi tulikuwa hatuna khabari ya ibada yenu.

Uygurca: 

سىلەر بىلەن بىزنىڭ ئارىمىزدا گۇۋاھ بولۇشقا اﷲ كۇپايىكى، سىلەرنىڭ بىزگە چوقۇنۇشۇڭلاردىن بىز غاپىل ئىدۇق (يەنى بىز كۆرمەيدىغان، ئاڭلىمايدىغان، ھېس قىلمايدىغان جانسىز ئىدۇق)»

Japonca: 

アッラーは,わたしたちとあなたがたとの間の,立証者として万全である。わたしたちは,あなたがたが拝しているのを実際知らなかった。」

Arapça (Ürdün): 

«فكفى بالله شهيدا بيننا وبينكم إن» مخففة أي إنا «كنا عن عبادتكم لغافلين».

Hintçe: 

तो (अब) हमारे और तुम्हारे दरमियान गवाही के वास्ते ख़ुदा ही काफी है हम को तुम्हारी परसतिश की ख़बर ही न थी

Tayca: 

”ดังนั้น จึงพอเพียงแล้วที่อัลลอฮ์ทรงเป็นพยาน ระกว่างเรากับพวกท่าน แน่นอนเรา(บรรดาภาคี) ไม่รู้เลยในการเคารพสักการะของพวกท่านต่อเรา”

İbranice: 

ודי באלוהים כעד בינינו וביניכם, מעולם לא שמנו לב כי עבדתם אותנו

Hırvatça: 

Allah je dovoljan svjedok i nama i vama, mi, doista, nismo znali da ste nas obožavali.

Rumence: 

Dumnezeu este de ajuns să mărturisească, între noi şi voi, că noi am rămas nepăsători la închinarea voastră.”

Transliteration: 

Fakafa biAllahi shaheedan baynana wabaynakum in kunna AAan AAibadatikum laghafileena

Türkçe: 

"Sizinle bizim aramızda tanık olarak Allah yeter. Doğrusu, biz sizin ibadetinizden tamamen habersizdik."

Sahih International: 

And sufficient is Allah as a witness between us and you that we were of your worship unaware."

İngilizce: 

Enough is Allah for a witness between us and you: we certainly knew nothing of your worship of us!

Azerbaycanca: 

Sizinlə bizə aramızda təkcə Allahın şahid olması yetər. Biz (eşitməz, görməz və duymaz olduğumuz üçün) sizin bizə ibadət etməyinizdən xəbərsiz idik!”

Süleyman Ateş: 

Şimdi bizimle sizin aranızda Allah'ın şahid olması yeter; doğrusu biz sizin (bize) tapmanızdan tamamen habersizdik!

Diyanet Vakfı: 

Bu yüzden bizimle sizin aranızda şahit olarak Allah yeter. Şüphesiz ki biz sizin (bize) tapmanızdan tamamen habersizdik."

Erhan Aktaş: 

“Sizinle bizim aramızda tanık olarak Allah yeter. Doğrusu, sizin bize kulluğunuzdan haberimiz yoktu.”

Kral Fahd: 

Bu yüzden bizimle sizin aranızda şahit olarak Allah yeter. Şüphesiz ki biz sizin (bize) tapmanızdan tamamen habersizdik.»

Hasan Basri Çantay: 

«Bizimle sizin aranızda şâhid olarak Allah yeter. Biz sizin tapmanızdan şübhesiz ki gaafildik (habersizdik)».

Muhammed Esed: 

bizimle sizin aranızda hiç kimse Allah´ın yaptığı gibi şahitlik yapamaz: gerçek şu ki, (bize) tapındığınızın farkında bile değildik".

Gültekin Onan: 

&quot

Ali Fikri Yavuz: 

Şimdi sizinle bizim aramızda şâhid olarak Allah yeter. Doğrusu, ey müşrikler, sizin ibadetinizden, bizim aslâ haberimiz yoktu (çünkü işitmez, görmez ve duymazdık.)”

Portekizce: 

Basta Deus por testemunha entre nós e vós, de que não nos importava a vossa adoração.

İsveççe: 

här behövs inga andra vittnen än Gud - vi visste ingenting om er tillbedjan."

Farsça: 

پس خدا میان ما و شما از جهت شهادت کافی است که ما یقیناً از پرستش شما نسبت به خود بی خبر بودیم.

Kürtçe: 

جا خوا بەسە کە شاھید بێت لەنێوان ئێمە و ئێوەدا بێگومان ئێمە بێ ئاگابووین لەبەندایەتی کردنتان بۆ ئێمە

Özbekçe: 

Биз билан сизнинг орангизда шоҳидликка Аллоҳ кифоядир. Биз, албатта, сизнинг ибодатингиздан ғофил эдик», дерлар.

Malayca: 

"(Allah mengetahui apa yang sebenarnya); oleh itu, cukuplah Allah sebagai saksi antara kami dengan kamu, bahawa sesungguhnya kami tidak menyedari pujaan atau penyembahan kamu (kepada kami)".

Arnavutça: 

Mjafton Perëndia të jetë dëshmitar në mesh nesh dhe jush. Na, me të vërtetë, kemi qenë të pakujdesshëm ndaj adhurimit tuaj”.

Bulgarca: 

Достатъчен е Аллах за свидетел между нас и вас. Бяхме в неведение за вашето служене.”

Sırpça: 

Аллах је довољан сведок и нама и вама, ми, заиста, нисмо знали да сте нас обожавали.

Çekçe: 

a Bůh stačí jako svědek mezi námi i vámi, že my dozajista jsme byli nevšímaví k vašemu uctívání!'

Urduca: 

ہمارے اور تمہارے درمیان اللہ کی گواہی کافی ہے کہ (تم اگر ہماری عبادت کرتے بھی تھے تو) ہم تمہاری اس عبادت سے بالکل بے خبر تھے "

Tacikçe: 

Худо ба гувоҳӣ миёни мову шумо кофист, ки мо аз парастиши шумо ҳаргиз огоҳ набудаем.

Tatarca: 

"Сезнең белән безнең арада шаһит булырга Аллаһ җитә, тәхкыйк сезнең безгә гыйбадәт кылуыгыздан без гафил булдык", – диярләр.

Endonezyaca: 

Dan cukuplah Allah menjadi saksi antara kami dengan kamu, bahwa kami tidak tahu-menahu tentang penyembahan kamu (kepada kami).

Amharca: 

«(ጣዖታቶቹ ለእኛ) ከመገዛታችሁ በእርግጥ ዘንጊዎች ለመኾናችንም በእኛና በእናንተ መካከል የአላህ መስካሪነት በቃ» (ይሏቸዋል)፡፡

Tamilce: 

ஆக, “எங்களுக்கிடையிலும் உங்களுக்கிடையிலும் சாட்சியால் அல்லாஹ்வே போதுமானவன்; உங்கள் வழிபாட்டை நிச்சயம் நாங்கள் அறியாதவர்களாகவே இருந்தோம்” (என்றும் அந்த கற்பனை தெய்வங்கள் கூறும்).

Korece: 

그러므로 우리와 너희들 사 이에 하나님만이 증인으로 충만하니 우리는 너희가 우리를 숭배함 을 알지 못했다 하더라

Vietnamca: 

“Allah đã đủ làm nhân chứng cho bọn ta và các ngươi, và bọn ta đã không biết gì về sự thờ phượng của các ngươi.”

Rubu tag: 

Hizb tag: