Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

10

Sûredeki Ayet No: 

28

Ayet No: 

1392

Sayfa No: 

212

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

وَيَوْمَ نَحْشُرُهُمْ جَمِيعًا ثُمَّ نَقُولُ لِلَّذِينَ أَشْرَكُوا مَكَانَكُمْ أَنتُمْ وَشُرَكَاؤُكُمْ ۚ فَزَيَّلْنَا بَيْنَهُمْ ۖ وَقَالَ شُرَكَاؤُهُم مَّا كُنتُمْ إِيَّانَا تَعْبُدُونَ

Çeviriyazı: 

veyevme naḥşüruhüm cemî`an ŝümme neḳûlü lilleẕîne eşrakû mekâneküm entüm veşürakâüküm. fezeyyelnâ beynehüm veḳâle şürakâühüm mâ küntüm iyyânâ ta`büdûn.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

O gün ki, hepsini mahşere toplayacağız, sonra da o şirk koşanlara "Haydi yerlerinize! Siz de, ortak koştuklarınız da!" diyeceğiz. Artık aralarını iyice açmışız. O ortak koştukları şeyler, "Siz bize tapmıyordunuz ki." diyecekler.

Diyanet İşleri: 

Onların hepsini bir gün toplarız, sonra, puta tapanlara, "Siz ve putlarınız yerlerinize! deyip onları birbirlerinden ayırırız. Putları ise: "Bize tapmıyordunuz ki. Allah, sizinle bizim aramızda şahit olarak yeter. Sizin tapınmanızdan bizim haberimiz yoktu" derler.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

O gün hepsini toplayacağız, sonra da şirk koşanlara siz de diyeceğiz, yerinizde durun, şirk koştuğunuz şeyler de yerlerinde dursun; aralarını tamamıyla ayırmışızdır ve şirk koştukları şeyler, siz zaten bize tapmıyordunuz ki demişlerdir.

Şaban Piriş: 

O gün onların hepsini bir araya toplarız. Sonra şirk koşanlara: Siz ve ortaklarınız (şirk koştuklarınız) yerlerinize deriz. Ve aralarını ayırırız. Ortak koştukları onlara: Siz bize ibadet etmiyordunuz.

Edip Yüksel: 

Onları bir araya topladığımız gün, ortak koşanlara; "Siz ve ortaklarınız haydi yerinize!," diyerek birbirlerinden ayırırız. Ortakları ise: "Siz bize kulluk etmiyordunuz," derler

Ali Bulaç: 

O gün, onların tümünü birarada toplayacağız, sonra şirk katanlara: "Yerinizden ayrılmayınız; siz de, şirk koştuklarınız da" diyeceğiz. Artık onların arasını açmışızdır. Şirk koştukları derler ki: "Siz bize ibadet ediyor değildiniz."

Suat Yıldırım: 

Gün gelir, onların hepsini bir araya toplayıp sonra Allah'a şirk koşanlara: “Siz de, taptığınız şerikleriniz de yerlerinize!” deriz. Artık onları putlarından tamamen ayırmışızdır.Şerikleri: “Siz dünyada bize tapmıyordunuz. Allah da üzerimizde şahittir ki sizin bize taptığınızdan hiç mi hiç haberimiz yoktu!” derler. [18,47; 30,14-43; 19, 82; 46,5-6]

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Ve o günü ki, hepsini mahşere toplarız. Sonra şerik koşmuş olanlara deriz ki: «Siz de ve şerikleriniz de yerlerinizde durunuz.» Artık aralarını ayırmışızdır. Ve onların şerikleri der ki: «Siz bizlere tapınır değil idiniz.»

Yaşar Nuri Öztürk: 

Gün olur, onları bir araya toplarız; sonra şirke batmışlara sesleniriz: "Siz ve ortak yaptıklarınız, yerlerinize!" Aralarını ayırmışızdır. Allah'a ortak tuttukları şöyle haykırır: "Siz sadece bize kulluk/ibadet etmiyordunuz."

Bekir Sadak: 

Boylece, fasik olanlarin inanmayacaklarina dair Rabbinin soyledigi soz gerceklesti.

İbni Kesir: 

O gün hepsini toplarız. Şirk koşanlara

Adem Uğur: 

Onların hepsini biraraya toplayacağımız, sonra da Allah´a ortak koşanlara: &quot

İskender Ali Mihr: 

Ve o gün onların hepsini toplayacağız. Sonra şirk koşanlara şöyle diyeceğiz: “Siz ve şirk koştuklarınız yerlerinize.” Böylece onların aralarını açtık. Ve onların ortak koştukları: “Siz sadece bize ibadet (kulluk) etmiyordunuz.” dedi(ler).

Celal Yıldırım: 

O gün onların hepsini biraraya getireceğiz, sonra da Allah´a ortak koşanlara, «Siz ve ortak koştuklarınız yerinize !» diyeceğiz ve böylece onları birbirinden ayıracağız. Ortakları ise, «siz bize tapmıyordunuz

Tefhim ul Kuran: 

O gün, onların tümünü bir arada toplayacağız, sonra şirk katanlara: «Yerinizden ayrılmayınız

Fransızca: 

(Et rappelle-toi) le jour où Nous les rassemblerons tous. Puis, Nous dirons à ceux qui ont donné [à Allah] des associés : "A votre place, vous et vos associés." Nous les séparerons les uns des autres et leurs associés diront : "Ce n'est pas nous que vous adoriez".

İspanyolca: 

El día que les congreguemos a todos, diremos a los asociadores: «¡Quedaos donde estáis, vosotros y vuestros asociados!» Les separaremos a unos de otros y sus asocidos dirán: «¡No era a nosotros a quienes servíais!

İtalyanca: 

Il Giorno in cui li raduneremo tutti, diremo ai politeisti: «State in disparte, voi e i vostri soci», e li separemo gli uni dagli altri. Diranno i loro soci: «Non adoravate certamente noi!

Almanca: 

Und (erinnere daran) an den Tag, an dem WIR sie alle zusammen versammeln, dann zu denjenigen, die Schirk betrieben haben, sagen: "Rührt euch nicht von der Stelle, ihr und eure (ALLAH) beigesellten Partner!" Dann trennen WIR zwischen ihnen. Und ihre (ALLAH) beigesellten Partner sagten: "Ihr pflegtet uns doch nie zu dienen.

Çince: 

在那日,我要把他们全部集合起来,然后,对以物配主的人说:你们和你们的配主站住吧!于是,我使他们彼此分离,他们的配主要说:你们没有崇拜过我们,

Hollandaca: 

Op den dag der opstanding zullen wij hen allen verzamelen; daarna zullen wij tot de afgodendienaars zeggen: Gaat naar uwe plaats, gij en uwe gezellen, en wij zullen hen van elkander scheiden en hunne gezellen zullen tot hen zeggen: Gij hebt ons niet aangebeden.

Rusça: 

В тот день Мы соберем их вместе, а потом скажем многобожникам: "Оставайтесь на своих местах вместе со своими сотоварищами". Потом Мы разделим их, и сотоварищи скажут им: "Вы вовсе не поклонялись нам.

Somalice: 

ka warran maalintaan kulminaynno Dhammaan markaas aan ku dhahaynno kuwii la wadaajiyey (Gaaloobay) Meejiinna ahaada idinka iyo kuwaad la wadaajiseen markaasaan kala gaynay dhexdooda, waxayna dheheen kuway la wadaajiyeen (Eebe) an naga nama aydaan Caabudayn.

Swahilice: 

Na siku tutakapo wakusanya wote, kisha tutawaambia walio shirikisha: Simameni mahali penu nyinyi na wale mlio wafanya washirika. Kisha tutawatenga baina yao. Na hao walio washirikisha watasema: Nyinyi hamkuwa mkituabudu sisi.

Uygurca: 

شۇ كۈن (يەنى قىيامەت كۈنى) دە (مۆمىنلەرنى، كاپىرلارنى) ھەممىسىنى يىغىمىز، ئاندىن مۇشرىكلارغا: «سىلەر (اﷲ قا شېرىك كەلتۈرگەن) بۇتلىرىڭلار بىلەن بىللە، ئورنۇڭلاردا مىدىرلىماي تۇرۇڭلار» دەيمىز، ئۇلارنىڭ ئارىسىنى ئايرىيمىز، ئۇلارنىڭ شېرىك كەلتۈرگەن بۇتلىرى ئېيتىدۇ: «سىلەر بىزگە ئىبادەت قىلمىغان ئىدىڭلار (بەلكى نەپسى خاھىشىڭلارغا ئىبادەت قىلغان ئىدىڭلار)

Japonca: 

その日,われは一斉にかれらを招集する。その時われは,多神を崇めた者たちに言うであろう。「あなたがたそしてあなたがたの仲間は,そこに控えていなさい。」それからわれは一人一人を引き離す。その際,かれらの立てていた神々は言う。「あなたがたが拝したのは,わたしたちではなかった。

Arapça (Ürdün): 

«و» اذكر «يوم نحشرهم» أي الخلق «جميعا ثم نقول للذين أشركوا مكانكم» نصب بإلزموا مقدرا «أنتم» تأكيد للضمير المستتر في الفعل المقدر ليعطف عليه «وشركاؤكم» أي الأصنام «فزيَّلنا» ميزنا «بينهم» وبين المؤمنين كما في آية (وامتازوا اليوم أيها المجرمون) «وقال» لهم «شركاؤهم ما كنتم إيانا تعبدون» ما نافية وقدم المفعول للفاصلة.

Hintçe: 

(ऐ रसूल उस दिन से डराओ) जिस दिन सब को इकट्ठा करेगें-फिर मुशरेकीन से कहेंगें कि तुम और तुम्हारे (बनाए हुए ख़ुदा के) शरीक ज़रा अपनी जगह ठहरो फिर हम वाहम उनमें फूट डाल देगें और उनके शरीक उनसे कहेंगे कि तुम तो हमारी परसतिश करते न थे

Tayca: 

และวันที่เราชุมนุมพวกเขาทั้งหมด แล้วเราจะกล่าวแก่บรรดาผู้ตั้งภาคีว่า “จงอยู่ ณ สถานที่ของพวกเจ้า พวกเจ้าและบรรดาภาคีของพวกเจ้า” แล้วเราได้แยกพวกเขาออกจากกัน และบรรดาภาคีของพวกเขากล่าวว่า “ไม่ควรเลยที่พวกท่านจะเคารพสักการะต่อเรา !”

İbranice: 

ביום אשר נקבץ את כולם יחדיו (יום הדין) , אז נאמר למשתפים, עמדו במקומכם אתם ושותפיכם (ששיתפתם עם אלוהים!) אז נפריד ביניהם, והשותפים (האלילים שעבדו) יאמרו: 'לא אותנו עבדתם

Hırvatça: 

A na Dan kad ih sve sakupimo, reći ćemo onima koji su Allahu druge u obožavanju pridruživali: "Na mjestu ostanite i vi i božanstva vaša!" Pa ćemo ih razdvojiti, a božanstva njihova će reći: "Niste vi nas obožavali."

Rumence: 

În Ziua când îi vom strânge pe toţi, vom spune închinătorilor la idoli “Staţi pe loc, voi şi idolii voştri!” Îi vom depărţi apoi pe unii de alţii. Idolii lor vor spune: “Nu nouă v-aţi închinat voi.

Transliteration: 

Wayawma nahshuruhum jameeAAan thumma naqoolu lillatheena ashrakoo makanakum antum washurakaokum fazayyalna baynahum waqala shurakaohum ma kuntum iyyana taAAbudoona

Türkçe: 

Gün olur, onları bir araya toplarız; sonra şirke batmışlara sesleniriz: "Siz ve ortak yaptıklarınız, yerlerinize!" Aralarını ayırmışızdır. Allah'a ortak tuttukları şöyle haykırır: "Siz sadece bize kulluk/ibadet etmiyordunuz."

Sahih International: 

And [mention, O Muhammad], the Day We will gather them all together - then We will say to those who associated others with Allah, "[Remain in] your place, you and your 'partners.' " Then We will separate them, and their "partners" will say, "You did not used to worship us,

İngilizce: 

One day shall We gather them all together. Then shall We say to those who joined gods (with Us): "To your place! ye and those ye joined as 'partners' We shall separate them, and their "Partners" shall say: "It was not us that ye worshipped!

Azerbaycanca: 

O gün onların hamısını (haqq-hesab çəkmək üçün bir yerə) yığacaq, sonra müşrikləri: “Siz də, Allaha qoşduğunuz şərikləriniz (bütləriniz) də yerinizdə durun!” – deyəcək və onları (bir-birindən, yaxud başqalarından) ayıracağıq. Şərikləri (bütlər) dilə gəlib deyəcəklər: “Siz bizə ibadət etmirdiniz”.

Süleyman Ateş: 

O gün onları hep bir araya toplarız, sonra ortak koşanlara; "Haydi siz ve koştuğunuz ortaklar yerlerinize!" deriz. Artık (tanrılariyle) aralarını açmışızdır (dünyadaki gibi aralarında bir bağ kalmamıştır). Koştukları ortaklar: "Siz bize tapmıyordunuz?" demektedirler.

Diyanet Vakfı: 

Onların hepsini biraraya toplayacağımız, sonra da Allah'a ortak koşanlara: "Siz ve koştuğunuz ortaklar yerinizde bekleyin" diyeceğimiz gün artık onların (putlarıyla) aralarını tamamen ayırmışızdır. Ve onların ortakları, (putları) derler ki: "Siz, bize ibadet etmiyordunuz.

Erhan Aktaş: 

O Gün, onların hepsini toplarız. Sonra şirk(1) koşanlara, “Siz ve şirk koştuklarınız, olduğunuz yerde durun.” diyeceğiz. Artık onları birbirinden ayıracağız. Şirk koşulanlar, şöyle diyecekler: “Siz, bize kulluk etmiyordunuz.”

Kral Fahd: 

Onların hepsini biraraya toplayacağımız, sonra da Allah'a ortak koşanlara: «Siz ve koştuğunuz ortaklar yerinizde bekleyin» diyeceğimiz gün artık onların (putlarıyla) aralarını tamamen ayırmışızdır. Ve onların ortakları, (putları) derler ki: «Siz, bize ibadet etmiyordunuz.

Hasan Basri Çantay: 

O gün onların hepsini bir araya toplayacağız. Sonra o (Allaha) eş tutanlara: «Siz de, ortaklarınız (olan putlar) da, diyeceğiz, durun yerinizde». Artık onları birbirinden tamamen ayırımsızdır. Ortakları öyle dedi (diyecek): «Siz (dünyâda) bize tapmıyordunuz».

Muhammed Esed: 

Çünkü, bir gün onların hepsini bir araya toplayacağız ve (hayattayken) Allah´tan başkalarına ilahlık yakıştıranlara: "Siz ve Allah´a ortak koştuğunuz o şeyler, (o varlıklar ve güçler, hepiniz) olduğunuz yerde kalın!" diyecek ve böylece onları birbirinden ayıracağız. Ve (o zaman) Allah´a ortak koştukları kimseler, (vaktiyle kendilerine kul, köle olmuş olanlara): "Sizin tapınıp durduğunuz biz değildik;

Gültekin Onan: 

O gün, onların tümünü bir arada toplayacağız, sonra şirk katanlara: &quot

Ali Fikri Yavuz: 

O gün, mahşerde, insanların hepsini bir araya toplayacağız. Sonra müşriklere şöyle diyeceğiz: “- Siz ve Allah’a eş yaptığınız ortaklarınız (putlarınız) durun yerinizde... “Artık müminlerle aralarını tamamen açmışızdır. Ortakları olan putlar Allah tarafından dile gelip kendilerine şöyle diyeceklerdir: “- Siz, dünyada bize tapmıyordunuz (Şeytanın ardı sıra gidiyordunuz).

Portekizce: 

Um dia, em que os congregaremos a todos, diremos aos idólatras: Ficai onde estais, vós e vossos parceiros! Logo ossepararemos; então, seus parceiros lhes dirão: Não era a nós que adoráveis!

İsveççe: 

Den Dag då Vi samlar dem alla åter skall Vi säga till dem som satte medhjälpare vid Guds sida: "Stig tillbaka till era platser, ni och de som ni ville sätta vid Vår sida!" När Vi sedan har skilt dem åt skall medhjälparna säga till dem [som tillbad dem]: "Det var inte oss ni tillbad -

Farsça: 

و [یاد کن] روزی را که همه آنان را [در قیامت] جمع می کنیم، آن گاه به مشرکان می گوییم: شما و معبودانتان در جایگاه خود بایستید؛ پس میان آنان و معبودشان جدایی می اندازیم، و معبودانشان به آنان خطاب می کنند: شما در دنیا ما را نمی پرستیدید [بلکه شیطان و هوای نفس خود را می پرستیدید.]

Kürtçe: 

(ئەی موحەممەد ﷺ باسی بکە بۆیان) ئەو ڕۆژەی ھەموویان کۆدەکەینەوە ئەمجا دەڵێین بەوانەی ھاوبەشیان بۆ خوا بڕیار داوە لەشوێنی خۆتاندا نەجوڵێن (ڕاوەستن) خۆتان و بت و پەرستراوەکانتان ئەمجا لێکیان جیادەکەینەوە پەرستراوەکانیان دەڵێن ئێوە ئێمەتان نەدەپەرست

Özbekçe: 

У кунда барчаларини тўплаймиз. Сўнгра ширк келтирганларга: «Сизлар ҳам, шерик қилганларингиз ҳам жойингиздан қимирламангиз», деймиз. Бас, ораларини ажратамиз ва шерик қилинмишлар: «Бизга ибодат этмаган эдингиз.

Malayca: 

Dan (ingatlah) masa Kami himpunkan mereka semua (pada hari kiamat), kemudian Kami berfirman kepada orang-orang musyrik: "Tunggulah di tempat kamu semua, kamu dan makhluk-makhluk yang kamu jadikan sekutu"; sesudah itu kami putuskan perhubungan baik di antara mereka. Dan berkatalah makhluk-makhluk yang mereka sembah itu (sebagai berlepas diri): "Bukanlah kami - yang kamu puja dan taat (sebenarnya kamu hanya memuja dan mentaati hawa nafsu kamu sendiri)!

Arnavutça: 

(Kujtoje) kur do t’i tubojmë të gjithë ata që i kanë bërë shok Perëndisë dhe t’u themi: “Rrini në vendet tuaja ju dhe idhujtë tuaj!” E, do t’i ndajmë ata. Dhe idhujtë e tyre do të thonë: “Ju nuk na keni adhuruar neve.

Bulgarca: 

В Деня, когато ще ги съберем всички, после ще речем на онези, които съдружаваха: “Останете по местата си, вие и вашите съдружници!” И ще ги разделим, а съдружниците им ще кажат: “Не на нас служехте вие!

Sırpça: 

А на Дан кад их све сакупимо, онима који су друге поред Аллаха обожавали рећи ћемо: „Останите на своме месту, и ви и ваша божанства!“ Па ћемо да их раздвојимо, а њихова божанства ће да кажу: „Нисте ви нас обожавали.“

Çekçe: 

V den, kdy shromáždíme všechny, řekneme těm, kdož modloslužebníky byli: 'Na místa svá, vy i ti, jež jste přidružovali!' A až je rozdělíme od sebe, řeknou ti, které oni k Bohu přidružovali: 'Věru jste nás neuctívali

Urduca: 

جس روز ہم ان سب کو ایک ساتھ (اپنی عدالت میں) اکٹھا کریں گے، پھر ان لوگوں سے جنہوں نے شرک کیا ہے کہیں گے کہ ٹھیر جاؤ تم بھی اور تمہارے بنائے ہوئے شریک بھی، پھر ہم ان کے درمیان سے اجنبیّت کا پردہ ہٹا دیں گے اور ان کے شریک کہیں گے کہ “تم ہماری عبادت تو نہیں کرتے تھے

Tacikçe: 

Ва рӯзе ҳамаи онҳоро дар маҳшар гирд оварем. Сипас мушриконро гӯем: «Шумо ва бутҳоятон дар макони худ қарор гиред!» Сипас онҳоро аз якдигар ҷудо мекунем ва бутҳояшон мегӯянд: «Шумо ҳаргиз моро намепарастидаед».

Tatarca: 

Бер көнне һәммә кешеләрне каберләрдән кубарырбыз, соңра әйтербез: мөшрикләргә үзегез һәм Аллаһуга тиңдәш кылган нәрсәләрегез урыныгызда гына торыгыз! Аларның араларында булган дуслыкны бетерегез, сынымнары әйтерләр: "Сез безгә гыйбадәт кылмадыгыз, безгә гыйбадәт кылыгыз дип без сезгә кушмадык", – дип.

Endonezyaca: 

(Ingatlah) suatu hari (ketika itu). Kami mengumpulkan mereka semuanya, kemudian Kami berkata kepada orang-orang yang mempersekutukan (Tuhan): "Tetaplah kamu dan sekutu-sekutumu di tempatmu itu". Lalu Kami pisahkan mereka dan berkatalah sekutu-sekutu mereka: "Kamu sekali-kali tidak pernah menyembah kami.

Amharca: 

ሁሉንም የምንሰበስባቸውን ከዚያም ለእነዚያ ለአጋሩት እናንተም ተጋሪዎችሁም ስፍራችሁን ያዙ የምንልበትን ተጋሪዎቻቸውም እኛን ትገዙ አልነበራችሁም የሚሉዋቸው ሲኾኑ በመካከላቸው የምንለይበትን ቀን (አስታውስ)፡፡

Tamilce: 

இன்னும், (நபியே!) அவர்கள் அனைவரையும் நாம் ஒன்று சேர்க்கும் (மறுமை) நாளை நினைவு கூர்வீராக! பிறகு, இணை வைத்தவர்களை நோக்கி, “நீங்களும் (நீங்கள் இணை வைத்து வணங்கிய) உங்கள் தெய்வங்களும் உங்கள் இடத்திலேயே (தாமதியுங்கள்)” என்று கூறுவோம். ஆக, அவர்களுக்கிடையில் (இருந்த தொடர்பை) நீக்கி விடுவோம். (அப்போது) “நீங்கள் எங்களை வணங்கிக் கொண்டிருக்கவில்லை” என்று அவர்க(ள் இணை வைத்து வணங்கிய அவர்க)ளுடைய தெய்வங்கள் கூறும்.

Korece: 

어느날 하나님은 그들을 함 께 모으리라 그리고 불신했던 그 들에게 말하리니 너희와 같이 했 던 자들은 너희가 있는 곳에 있으 라 하나님이 그들 사이를 분리하 니 불신자들이 말하더라 너희가 숭배했던 것은 우리가 아니라

Vietnamca: 

Vào Ngày mà TA sẽ triệu tập tất cả (loài người), rồi TA phán với những kẻ đa thần: “Các ngươi và thần linh mà các ngươi tổ hợp hãy ở yên vị trí của mình.” Sau đó, TA sẽ tách chúng ra và các thần linh của chúng sẽ nói: “Các ngươi không từng thờ phượng bọn ta.”

Rubu tag: 

Hizb tag: