Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

10

Sûredeki Ayet No: 

27

Ayet No: 

1391

Sayfa No: 

212

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

وَالَّذِينَ كَسَبُوا السَّيِّئَاتِ جَزَاءُ سَيِّئَةٍ بِمِثْلِهَا وَتَرْهَقُهُمْ ذِلَّةٌ ۖ مَّا لَهُم مِّنَ اللَّهِ مِنْ عَاصِمٍ ۖ كَأَنَّمَا أُغْشِيَتْ وُجُوهُهُمْ قِطَعًا مِّنَ اللَّيْلِ مُظْلِمًا ۚ أُولَٰئِكَ أَصْحَابُ النَّارِ ۖ هُمْ فِيهَا خَالِدُونَ

Çeviriyazı: 

velleẕîne kesebü-sseyyiâti cezâü seyyietim bimiŝlihâ veterheḳuhüm ẕilleh. mâ lehüm mine-llâhi min `âṣim. keennemâ ugşiyet vucûhühüm ḳiṭa`am mine-lleyli mużlimâ. ülâike aṣḥâbü-nnâr. hüm fîhâ ḫâlidûn.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Kötülük kazanmış olanlara gelince, kötülüğün cezası, misli kadardır. Ve onları bir aşağılık ve eziklik kaplar. Onlar için Allah'dan başka hiçbir kurtarıcı yoktur. Yüzleri karanlık gecelerden bir parçaya bürünmüş gibidir. İşte onlar cehennem ehlidir. Orada ebedî kalacaklardır.

Diyanet İşleri: 

Kötülük işleyenlere kötülükleri kadar ceza verilir; onların yüzlerini zillet bürür; Allah'a karşı onları savunacak yoktur; yüzleri, geceden kara bir parçayla örtülmüş gibidir. Bunlar cehennemliklerdir, orada temelli kalırlar.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Kötülük kazananların cezasıysa yapılan kötülüğe karşılık onun kadar bir suçtur ve kötülükte bulunanlar zillete düşerler; onları Allah'tan kurtaracak hiç kimse yoktur; yüzleri, kapkaranlık gecenin bir parçasına bürünmüştür sanki. Onlardır cehennem ehli, orada ebedi kalırlar.

Şaban Piriş: 

Kötü amel işleyenlere, kötülükleri kadar ceza vardır. Onları zillet bürümüştür. Onları Allah’a karşı koruyacak kimse yoktur. Sanki onların yüzleri gecenin karanlık parçalarıyla kaplanmış gibidir. İşte onlar ateş ehlidir. Onlar, orada ebedidirler.

Edip Yüksel: 

Kötülük ve günah kazananlara ise kötülüğünün aynısıyla karşılık verilir. Yüzlerini bir aşağılanma duygusu kaplar. ALLAH'tan başka bir koruyucuları yoktur. Yüzleri sanki karanlık geceden bir parçayla bürünmüştür. Onlar ateş halkıdır; onlar orada ebedi kalacaklardır.

Ali Bulaç: 

Kötülükler kazanmış olanlar ise; her bir kötülüğün karşılığı, kendi misliyledir. Bunları bir zillet sarıp kaplar. Onları Allah'tan (kurtaracak) hiçbir koruyucu yok. Onların yüzleri, sanki bir karanlık gecenin parçalarına bürünmüş gibidir. İşte bunlar ateşin halkıdırlar; orada süresiz kalacaklardır.

Suat Yıldırım: 

Kötülük işleyenler ise, yaptıkları kötülük kadar ceza görürler. Kendilerini bir zillettir kaplayacak...Onları Allah'ın bu cezasından kurtaracak bir kimse yoktur. Yüzleri sanki kapkaranlık gece parçalarıyla kaplanmıştır.İşte onlar cehennemliktir.Hem de orada ebedî kalacaklardır. [42,45; 14,42-44; 75,10-12; 3,106-107]

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Ve o kimseler ki, kötülükleri kazandılar. Kötülüğün cezası da kendi misli iledir. Ve onları bir alçaklık kaplar. Onlar için Allah´tan koruyacak bir şey yoktur. Onların yüzleri sanki geceden karanlık bir parçaya bürünmüştür. İşte onlar ateşin yârânıdır. Onlar onun içinde ebedî sûrette kalacak kimselerdir.

Yaşar Nuri Öztürk: 

Kötülük kazananlara ise kötülüğün miktarınca karşılık vardır. Ama yüzlerini bir zillet de kaplar. Onları Allah'tan kurtaracak kimse yoktur. Yüzleri gece parçalarından karanlıklarla kaplanmış gibidir. Ateşin dostlarıdır bunlar. Sürekli kalıcıdırlar içinde.

Bekir Sadak: 

Iste gercek Rabbiniz Allah budur. Gercegin disinda sadece sapiklik vardir. Oyleyse nasil olup da donduruluyorsunuz?

İbni Kesir: 

Kötülükleri kazananlara

Adem Uğur: 

Kötülük yapanlara gelince, kötülüğün cezası misli iledir. Onları zillet kaplayacaktır. Onları Allah´a karşı koruyacak hiç kimse yoktur. Onların yüzleri sanki karanlık geceden bir parçaya bürünmüştür. İşte onlar da cehennem ehlidir. Onlar orada ebedî kalacaklardır.

İskender Ali Mihr: 

Seyyiat kazanan kimselerin seyyiatlerinin cezası, onun misli kadardır. Ve onları bir zillet kaplar. Ve onların Allah´a karşı bir koruyucusu yoktur. Onların yüzleri karanlık geceden bir parça ile kaplanmış gibidir. İşte onlar, ateş halkıdır. Onlar, orada devamlı kalanlardır (kalacak olanlardır).

Celal Yıldırım: 

Kötülük kazananlara gelince : Kötülüğün cezası, misliyledir

Tefhim ul Kuran: 

Kötülükler kazanmış olanlar ise

Fransızca: 

Et ceux qui ont commis de mauvaises actions, la rétribution d'une mauvaise action sera l'équivalent. Un avilissement les couvrira, - pas de protection pour eux contre Allah -, comme si leurs visages se couvraient de lambeaux de ténèbres nocturnes. Ceux-là sont là les gens du Feu où ils demeureront éternellement.

İspanyolca: 

A quienes obren mal, se les retribuirá con otro tanto. Les cubrirá la humillación -no tendrán quien les proteja de Alá-, como si jirones de tinieblas nocturnas cubrieran sus rostros. Ésos morarán en el Fuego eternamente.

İtalyanca: 

E coloro che hanno commesso azioni malvage, vedranno pagato col male il male loro. Saranno avvolti nella vergogna, senza nessun protettore al cospetto di Allah, come se i loro volti fossero coperti da oscuri lembi di notte Essi sono i compagni del Fuoco, in cui rimarranno in perpetuo.

Almanca: 

Doch für diejenigen, welche die gottmißfälligen Taten erwarben, ist die Vergeltung einer gottmißfälligen Tat mit Gleichem und sie überkommt Demütigung. Vor ALLAH haben sie keinen Schutz-Gewährenden, als wären ihre Gesichter mit Stücken einer stockfinsteren Nacht verschleiert. Diese sind die Weggenossen des Feuers. Darin bleiben sie ewig.

Çince: 

作恶者每作一恶,必受同样的恶报,而且脸上有忧色--没有任何人能帮助他们对抗真主--他们的脸上彷佛有黑夜的颜色。这些人是火狱的居民,将永居其中。

Hollandaca: 

Maar zij die kwaad bedrijven, zullen de vergelding des kwaads ontvangen, daaraan gelijk, en zij zullen met schaamte bedekt worden (want zij zullen geen beschermer tegen God hebben, alsof hunne aangezichten met de diepe duisternis des nachts bedekt waren. Dezen zullen het hellevuur bewonen; eeuwig zullen zij daarin blijven.

Rusça: 

А воздаянием тех, кто приобрел зло, будет равноценное зло. Их постигнет унижение, и никто не защитит их от Аллаха. Их лица словно покроются клочьями ночного мрака. Они - обитатели Огня, в котором они пребудут вечно.

Somalice: 

kuwa kasbaday xumaan Abaalkood waa Xumaan la mida, waxaana haleeli dulli wax Eebe ka ilaalinna ma jiro, waxaadna moodaa in lagu daboolay wajigooda goosin habeen oo mugdi ah, kuwaasu waa Asaxaabta (Ehelka) Naarta wayna ku waari dhexdeeda,

Swahilice: 

Na wale walio chuma maovu, malipo ya uovu ni mfano wake vile vile, na yatawafika madhila. Hawatakuwa na wa kuwalinda na Mwenyezi Mungu. Nyuso zao kama kwamba zimefunikwa na vipande vya usiku wa giza. Hao ndio watu wa Motoni, wao humo watadumu.

Uygurca: 

(دۇنيادا) يامان ئىشلارنى قىلغۇچىلار (بىر يامانلىقنى قىلسا، قىلغان يامانلىقىغا) ئوخشاش (يەنى شۇنىڭغا لايىق) جازاغا ئۇچرايدۇ، ئۇلار خارلىققا دۇچار بولىدۇ، ئۇلارنى اﷲ نىڭ ئازابىدىن قۇتۇلدۇرغۇچى زادى بولمايدۇ، ئۇلارنىڭ يۈزلىرى گويا قاراڭغۇ كېچىنىڭ پارچىسى بىلەن ئورالغاندەك قارىيىپ كېتىدۇ، ئۇلار ئەھلى دوزاخ بولۇپ، دوزاختا مەڭگۈ قالغۇچىلاردۇر

Japonca: 

だが悪を行っていた者には,同様の悪の報いがある。また屈辱に覆われ,アッラー(の怒り)からかれらを守るものはないであろう。その顔は丁度夜の暗闇に覆われたようである。これらは火獄の住人である。永遠にその中に住むであろう。

Arapça (Ürdün): 

«والذين» عطف على الذين أحسنوا، أي وللذين «كسبوا السيئات» عملوا الشرك «جزاء سيئة بمثلها وترهقهم ذلة ما لهم من الله من» زائدة «عاصم» مانع «كأنما أغشيت» أُلبست «وجوههم قطعا» بفتح الطاء جمع قطعة، وإسكانها جزءًا «من الليل مظلما أولئك أصحاب النار هم فيها خالدون».

Hintçe: 

और जिन लोगों ने बुरे काम किए हैं तो गुनाह की सज़ा उसके बराबर है और उन पर रुसवाई छाई होगी ख़ुदा (के अज़ाब) से उनका कोई बचाने वाला न होगा (उनके मुह ऐसे काले होंगे) गोया उनके चेहरे यबों यज़ूर (अंधेरी रात) के टुकड़े से ढक दिए गए हैं यही लोग जहन्नुमी हैं कि ये उसमें हमेशा रहेंगे

Tayca: 

และบรรดาผู้ขวนขวายทำความชั่ว การตอบแทนความชั่วด้วยความชั่วเช่นเดียวกัน ความต่ำต้อยจะปกคลุมพวกเขา ไม่มีผู้คุ้มกันพวกเขาให้พ้นจากอัลลอฮ์ได้ เสมือนว่าใบหน้าของพวกเขาถูกคลุมไว้ด้วยส่วนหนึ่งของกลางคืนอันมืดทึบ ชนเหล่านี้คือชาวนรก พวกเขาจะอยู่ในนั้นตลอดกาล

İbranice: 

ולאלה אשר עשו מעשים רעים, העונש על הרעה יהיה רעה כמוה. והשפלה תכסה את פניהם, ולא יהיה להם מגן מפני אלוהים, ופניהם כאילו כוסו בקרעי אפלה קודרים כלילה, אלה אנשי האש אשר יישארו בה לנצח

Hırvatça: 

A one koji počiniše loša djela čeka kazna srazmjerna onom što su počinili i njih će potištenost prekrivati. Nikoga neće imati da ih od Allaha zaštiti, lica će im biti tamna kao da su prekrivena dijelovima mrkle noći, stanovnici Vatre će oni biti, i u njoj će vječno boraviti.

Rumence: 

Cei care au agonisit rele vor avea răsplată un rău asemenea, umilinţa îi va învălui şi nu vor avea nici un ocrotitor împotriva lui Dumnezeu, iar chipurile lor vor fi acoperite cu fâşii din întunecimile nopţii. Aceştia sunt soţii Focului, unde vor veşnici

Transliteration: 

Waallatheena kasaboo alssayyiati jazao sayyiatin bimithliha watarhaquhum thillatun ma lahum mina Allahi min AAasimin kaannama oghshiyat wujoohuhum qitaAAan mina allayli muthliman olaika ashabu alnnari hum feeha khalidoona

Türkçe: 

Kötülük kazananlara ise kötülüğün miktarınca karşılık vardır. Ama yüzlerini bir zillet de kaplar. Onları Allah'tan kurtaracak kimse yoktur. Yüzleri gece parçalarından karanlıklarla kaplanmış gibidir. Ateşin dostlarıdır bunlar. Sürekli kalıcıdırlar içinde.

Sahih International: 

But they who have earned [blame for] evil doings - the recompense of an evil deed is its equivalent, and humiliation will cover them. They will have from Allah no protector. It will be as if their faces are covered with pieces of the night - so dark [are they]. Those are the companions of the Fire; they will abide therein eternally.

İngilizce: 

But those who have earned evil will have a reward of like evil: ignominy will cover their (faces): No defender will they have from (the wrath of) Allah: Their faces will be covered, as it were, with pieces from the depth of the darkness of night: they are companions of the Fire: they will abide therein (for aye)!

Azerbaycanca: 

Günah qazananlara günahları qədər cəza verilər. Onları zillət basar (bürüyər). Onları Allahdan (Allahın əzabından) heç kəs qurtara bilməz. Onların üzü, sanki gecənin zülmət parçaları ilə örtülmüşdür. Onlar cəhənnəmlikdirlər, özləri də orada əbədi qalacaqlar!

Süleyman Ateş: 

Kötü işler yapanlara da (yaptıkları) kötülüğün aynen cezası verilir. Ve onların yüzlerini bir horluk kaplar. Onları Allah'tan kurtaracak hiç kimse yoktur. Sanki yüzleri, karanlık geceden parçalara bürünmüştür. İşte onlar da ateş halkıdır, hep orada kalacaklardır.

Diyanet Vakfı: 

Kötülük yapanlara gelince, kötülüğün cezası misli iledir. Onları zillet kaplayacaktır. Onları Allah'a karşı koruyacak hiç kimse yoktur. Onların yüzleri sanki karanlık geceden bir parçaya bürünmüştür. İşte onlar da cehennem ehlidir. Onlar orada ebedi kalacaklardır.

Erhan Aktaş: 

Kötülük yapanların cezaları, yaptıkları kötülük kadardır. Onları her yönden zillet kaplayacaktır. Onları Allah’ın cezasından kurtaracak hiç kimse yoktur. Yüzleri geceden daha kara bir parçayla örtülmüş gibidir. İşte onlar ateş halkıdır. Orada sürekli kalacaklardır.

Kral Fahd: 

Kötülük yapanlara gelince, kötülüğün cezası misli iledir. Onları zillet kaplayacaktır. Onları Allah’a karşı koruyacak hiç kimse yoktur. Onların yüzleri sanki karanlık geceden bir parçaya bürünmüştür. İşte onlar da cehennem ehlidir. Onlar orada ebedî kalacaklardır.

Hasan Basri Çantay: 

Kötülükler kazanmış olanlar (a gelince: Onların) bir kötülüğünü) n cezası bir misliyledir. Kendilerini bir horlukdur kaplayacak. Onları Allahdan hiç bir kurtarıcı da yokdur. Sanki yüzleri karanlık geceden bir parçaya bürünmüşdür onların. İşte bunlar da ateşin yaranıdırlar ki kendileri onun için ebedî kalıcıdırlar.

Muhammed Esed: 

Ama kötü işler yapmış olanlara gelince; kötülüğün karşılığı kendisi kadar olacaktır; ve Allah´a karşı kendilerini savunacak kimseleri olmayacağına göre (utanç) ve aşağılanma onları, sanki yüzlerini kopkoyu bir gecenin karanlığı bürümüş gibi, gölgeleyecek: İşte bunlardır cehennemlikler; orada yerleşip kalacak olanlar...

Gültekin Onan: 

Kötülükler kazanmış olanlar ise

Ali Fikri Yavuz: 

Kötülükleri kazananlara gelince: Bir kötülüğün cezası, misliyledir. (Bir kötülüğe, karşılığı olan bir ceza var. Halbuki bir iyiliğe, on katından yedi yüze ve daha ziyadeye kadar mükâfat vardır.) Onları bir zillet kaplar. Allah’dan kendilerini kurtaracak yoktur. Sanki yüzleri, gece parçalarından kaplanmış kapkaranlık... İşte bunlar da ateşliktirler, o cehennem ateşinde ebedî olarak kalıcıdırlar.

Portekizce: 

Aqueles que cometerem maldades serão pagos na mesma moeda, e a ignomínia os cobrirá. Não terão defensor junto aDeus; estarão como se condenados ao inferno, em que morarão eternamente.

İsveççe: 

Men de som ständigt begår orätt, för dem skall lönen för varje ond handling vara vad som motsvarar den; och skammen skall förmörka deras ansikten - de har inget skydd mot Guds [vrede] - som om de hade täckts av en flik av nattens svarta [mantel]. Deras arvedel är Elden; där skall de förbli till evig tid.

Farsça: 

و کسانی که مرتکب بدی ها شدند، کیفر هر بدی مانند همان بدی است و خواری آنان را فرامی گیرد، برای آنان از [خشم و عذاب] خدا هیچ حافظ و نگه دارنده ای نخواهد بود؛ گویی چهره هایشان با پاره هایی از شب تاریک پوشیده شده؛ آنان اهل آتش اند و در آن جاودانه اند.

Kürtçe: 

ئەوانەش کەکردەوەی خراپیان کردووە تۆڵەی ھەر خراپەیەک بەئەندازەی ئەو (خراپەیە تۆڵەی لێ دەسێندرێت) وە ڕیسوایی دایان دەگرێت بۆیان نیە ھیچ پەنادەرێک لە (سزای) خودا (بەڕادەیەک ڕوویان ڕەش بووە) دەڵێی دەم و چاوویان داپۆشراوە بە چەند بەشێک لەشەوە زەنگ ئەوانەی (کەباس کران) ھاوڕێی ئاگری دۆزەخن ئەوان تێیدا دەمێننەوە بەھەمیشەیی

Özbekçe: 

Ёмонликларни касб қилганларга эса ёмонликларига яраша ёмон жазо бўлур. Уларни хорлик қоплайдир. Улар учун Аллоҳдан бирор сақловчи ҳам бўлмас. Юзлари худди тун зулматидан бир парча ила қопланган каби бўлур. Ана ўшалар дўзах эгаларидир. Улар унда абадий қолурлар. Олдинги манзаранинг тамоман акси. Оятда бу дунёда гўзал амаллар эмас, ёмон амаллар қилганлар васф қилинаётир. Ёмонликлари туфайли улар бу дунёнинг ўзида ёмон ҳаёт кечирадилар. Охиратда эса, уларга: «»ёмонликларига яраша ёмон жазо бўлур».)

Malayca: 

Dan untuk orang-orang yang melakukan kejahatan (syirik dan maksiat), balasan tiap-tiap satu kejahatan mereka ialah kejahatan yang sebanding dengannya serta akan ditimpakan kehinaan; tiadalah bagi mereka pelindung dari (seksa) Allah; muka mereka (hitam legam) seolah-olahnya ditutup dengan beberapa bahagian (yang gelap-gelita) dari malam yang gelap-gelita. Mereka itulah ahli neraka, mereka kekal di dalamnya.

Arnavutça: 

E ata, që kanë bërë vepra të këqia, kanë dënim gjegjës për atë të keqe dhe ata do t’i mbulojë poshtërimi. Ata nuk do të kenë askend që t’i mbrojnë nga dënimi i Perëndisë. Fytyrat e tyre thuajse iu kanë mbuluar me hije të errësirës së natës. Këta do të jenë banorët e zjarrit dhe në to do të qëndrojnë përgjithmonë.

Bulgarca: 

А които са придобили злини - възмездието за злина е също такава, и ще ги почерни унижение. Никой не ще ги защити от Аллах. Сякаш лицата им са покрити с късове тъмна нощ. Те са обитателите на Огъня, там ще пребивават вечно.

Sırpça: 

А оне који чине лоша дела чека казна сразмерна оном што су чинили и њих ће прекривати потиштеност. Никога неће имати да их заштити од Аллаха, лица ће да им буду тамна као да су прекривена деловима мркле ноћи, они ће да буду становници Ватре, и у њој ће вечно да бораве.

Çekçe: 

Těm, kdož špatných skutků se dopustili, dostane se odměny podobně zlé a budou pokryti ponížením. Proti Bohu pak nebudou mít ochránce žádného a tváře jejich budou jakoby zahaleny kusem noci temné, a to obyvatelé budou ohně a v něm přebývat budou věčně.

Urduca: 

اور جن لوگوں نے بُرائیاں کمائیں ان کی بُرائی جیسی ہے ویسا ہی وہ بدلہ پائیں گے، ذلّت ان پر مسلّط ہو گی، کوئی اللہ سے ان کو بچانے والا نہ ہو گا، ان کے چہروں پر ایسی تاریکی چھائی ہوئی ہو گی جیسے رات کے سیاہ پردے ان پر پڑے ہوئے ہوں، وہ دوزخ کے مستحق ہیں جہاں وہ ہمیشہ رہیں گے

Tacikçe: 

Ва барои онон, ки муртакиби бадиҳо шаванд, музди ҳар бадӣ монанди он аст ва хори бар онҳо ғолиб мешавад. Касе онҳоро аз хашми Худо нигаҳ намедорад, чунон шаванд, ки гӯё сураташон дар порае аз шаби торик пушида шуда аст. Инҳо аҳли ҷаҳанаманд ва ҷовидона дар он ҳастанд.

Tatarca: 

Әмма бозыклыкны кәсеп итүчеләр, ягъни имансыз, динсез булуны яки башка гөнаһларны кәсеп итүчеләр, аларга үзләренең бозыклыгы кеби җәһәннәм ґәзабы булачак, аларны төрле хурлыклар каплар, аларны Аллаһ ґәзабыннан саклаучы кеше булмас, аларны гүя караңгы кичнең бер кисеге каплаган кеби чырайлары кара булыр, утка керәсе кешеләр әнә шулар, алар анда мәңге калырлар.

Endonezyaca: 

Dan orang-orang yang mengerjakan kejahatan (mendapat) balasan yang setimpal dan mereka ditutupi kehinaan. Tidak ada bagi mereka seorang pelindungpun dari (azab) Allah, seakan-akan muka mereka ditutupi dengan kepingan-kepingan malam yang gelap gelita. Mereka itulah penghuni neraka; mereka kekal di dalamnya.

Amharca: 

ለእነዚያም ኃጢአቶችን ለሠሩት የኃጢኣቲቱ ቅጣት በብጤዋ አለቻቸው፡፡ ውርደትም ትሸፍናቸዋለች፡፡ ለእነሱ ከአላህ (ቅጣት) ጠባቂ የላቸውም፡፡ ፊቶቻቸው ከጨለመ ሌሊት ቁራጮች እንደ ተሸፈኑ ይኾናሉ፡፡ እነዚያ የእሳት ሰዎች ናቸው፡፡ እነርሱ በውስጧ ዘለዓለም ነዋሪዎች ናቸው፡፡

Tamilce: 

இன்னும், தீமைகளை செய்தவர்கள் (அவர்களின்) தீமைக்கு கூலி(யாக) அது போன்ற (தீய)தைக் கொண்டுதான் (கொடுக்கப்படுவார்கள்)! இன்னும், அவர்களை இழிவு சூழ்ந்துவிடும். அல்லாஹ்விடமிருந்து பாதுகாப்பவர் எவரும் அவர்களுக்கு இல்லை. இருண்ட இரவின் ஒரு பல பாகங்களால் அவர்களுடைய முகங்கள் போர்த்தப்பட்டதைப் போன்று (கடும் கருப்பாக) இருக்கும். அவர்கள் நரகவாசிகள். அதில் அவர்கள் நிரந்தரமாக தங்கி இருப்பார்கள்.

Korece: 

그러나 사악한 방법으로 얻 는자는 그와 같은 사악한 보상을 받을 것이며 치욕이 그들의 얼굴 올 덮도다 그들은 하나님의 분노로부터 보호해 줄 자가 없으니 마치 그들의 얼굴이 밤의 암혹으로 싸여진 것 같더라 그들은 불지옥의 주 인으로서 그곳에서 영생하니라

Vietnamca: 

Những kẻ làm điều xấu sẽ nhận lại điều xấu tương ứng với nó và sự sỉ nhục sẽ bao trùm chúng. Chúng sẽ không có một ai bảo vệ trước Allah. Gương mặt của chúng như thể bị bao phủ bởi bóng tối của màn đêm – thật đen tối. Chúng là những người bạn của Hỏa Ngục, chúng sẽ sống trong đó mãi mãi.

Rubu tag: 

Hizb tag: