
ḳul yâ eyyühe-lkâfirûn.
Türkçe:
De ki: "Ey nankör kâfirler!
İngilizce:
Say : O ye that reject Faith!
Fransızca:
Dis : "ô vous les infidèles !
Almanca:
Sag: "Ihr Kafir!
Rusça:
Скажи: "О неверующие!
Arapça:
بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَٰنِ الرَّحِيمِ قُلْ يَا أَيُّهَا الْكَافِرُونَ
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
De ki: Ey kâfirler
Diyanet Vakfı:
Ey Muhammed! De ki: "Ey kafirler!

lâ a`büdü mâ ta`büdûn.
Türkçe:
Kulluk etmem sizin kulluk ettiğinize.
İngilizce:
I worship not that which ye worship,
Fransızca:
Je n'adore pas ce que vous adorez.
Almanca:
Ich diene nicht dem, was ihr dient,
Rusça:
Я не поклоняюсь тому, чему поклоняетесь вы,
Arapça:
لَا أَعْبُدُ مَا تَعْبُدُونَ
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Sizin taptıklarınıza ben tapmam.
Diyanet Vakfı:
"Ben sizin taptıklarınıza tapmam."

velâ entüm `âbidûne mâ a`büd.
Türkçe:
Siz de ibadet etmezsiniz benim ibadet ettiğime.
İngilizce:
Nor will ye worship that which I worship.
Fransızca:
Et vous n'êtes pas adorateurs de ce que j'adore.
Almanca:
und ihr seid nicht Diener Dessen, Dem ich diene.
Rusça:
а вы не поклоняетесь Тому, Кому поклоняюсь я.
Arapça:
وَلَا أَنتُمْ عَابِدُونَ مَا أَعْبُدُ
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Siz de benim taptığıma tapıcılar değilsiniz.
Diyanet Vakfı:
"Benim taptıgıma da sizler tapmazsınız."

velâ ene `âbidüm mâ `abettüm.
Türkçe:
Kul değilim sizin taptığınıza,
İngilizce:
And I will not worship that which ye have been wont to worship,
Fransızca:
Je ne suis pas adorateur de ce que vous adorez.
Almanca:
Und ich bin nicht Diener Dessen, was ihr gedient habt,
Rusça:
Я не поклоняюсь так, как поклоняетесь вы (или тому, чему поклоняетесь вы),
Arapça:
وَلَا أَنَا عَابِدٌ مَّا عَبَدتُّمْ
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Ben asla sizin taptıklarınıza tapacak değilim.
Diyanet Vakfı:
"Ben de sizin taptığınıza tapacak dağilim."

velâ entüm `âbidûne mâ a`büd.
Türkçe:
Ve ibadet edenler değilsiniz benim ibadet ettiğime.
İngilizce:
Nor will ye worship that which I worship.
Fransızca:
Et vous n'êtes pas adorateurs de ce que j'adore.
Almanca:
und ihr seid nicht Diener Dessen, Dem ich diene.
Rusça:
а вы не поклоняетесь так, как поклоняюсь я (или Тому, Кому поклоняюсь я).
Arapça:
وَلَا أَنتُمْ عَابِدُونَ مَا أَعْبُدُ
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Siz de benim taptığıma tapacak değilsiniz.
Diyanet Vakfı:
"Benim taptığıma da sizler tapmıyorsunuz."

leküm dînüküm veliye dîn.
Türkçe:
Sizin dininiz size, benim dinim bana!"
İngilizce:
To you be your Way, and to me mine.
Fransızca:
A vous votre religion, et à moi ma religion".
Almanca:
Euch ist euer Din und mir ist mein Din."
Rusça:
Вы исповедуете свою религию, а я исповедую свою!"
Arapça:
لَكُمْ دِينُكُمْ وَلِيَ دِينِ
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Sizin dininiz size, benim dinim banadır.
Diyanet Vakfı:
"Sizin dininiz size, benim dinim banadır."

iẕâ câe naṣru-llâhi velfetḥ.
Türkçe:
Allah'ın yardımı ve fetih geldiğinde,
İngilizce:
When comes the Help of Allah, and Victory,
Fransızca:
Lorsque vient le secours d'Allah ainsi que la victoire,
Almanca:
Wenn ALLAHs Beistand und der Sieg kommt
Rusça:
Когда придет помощь Аллаха и настанет победа,
Arapça:
بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَٰنِ الرَّحِيمِ إِذَا جَاءَ نَصْرُ اللَّهِ وَالْفَتْحُ
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Allah'ın yardımı ve fetih geldiğinde,
Diyanet Vakfı:
Allah'ın yardımı ve zaferi geldiği,

veraeyte-nnâse yedḫulûne fî dîni-llâhi efvâcâ.
Türkçe:
Ve insanları kitleler halinde Allah'ın dinine girerken gördüğünde,
İngilizce:
And thou dost see the people enter Allah's Religion in crowds,
Fransızca:
et que tu vois les gens entrer en foule dans la religion d'Allah,
Almanca:
und du dieMenschen in Din von ALLAH in Scharen eintreten siehst,
Rusça:
когда ты увидишь, как люди толпами обращаются в религию Аллаха,
Arapça:
وَرَأَيْتَ النَّاسَ يَدْخُلُونَ فِي دِينِ اللَّهِ أَفْوَاجًا
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Ve insanların dalga dalga Allah'ın dinine girdiklerini gördüğünde,
Diyanet Vakfı:
Ve insanların bölük bölük Allah'ın dinine girmekte olduklarını gördüğün vakit,

fesebbiḥ biḥamdi rabbike vestagfirh. innehû kâne tevvâbâ.
Türkçe:
Tespih et Rabbini O'na hamt ile! Ve O'ndan af dile! Çünkü O, Tevvâb'dır, günahları affeder sınırsız bir şekilde.
İngilizce:
Celebrate the praises of thy Lord, and pray for His Forgiveness: For He is Oft-Returning (in Grace and Mercy).
Fransızca:
alors, par la louange, célèbre la gloire de ton Seigneur et implore Son pardon. Car c'est Lui le grand Accueillant au repentir.
Almanca:
so lobpreise mit deines HERRN Lob und bitte Ihn um Vergebung! Gewiß, ER ist immer äußerst reue-annehmend.
Rusça:
восславь же хвалой Господа своего и попроси у Него прощения. Воистину, Он - Принимающий покаяния.
Arapça:
فَسَبِّحْ بِحَمْدِ رَبِّكَ وَاسْتَغْفِرْهُ ۚ إِنَّهُ كَانَ تَوَّابًا
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Rabbini öğerek tesbih et, O'ndan bağışlanmanı dile, çünkü O, tevbeleri çok kabul edendir.
Diyanet Vakfı:
Rabbine hamdederek O'nu tesbih et ve O'ndan mağfiret dile. Çünkü O, tevbeleri çok kabul edendir.

tebbet yedâ ebî lehebiv vetebb.
Türkçe:
Elleri kurusun Ebu Leheb'in; zaten kurudu ya!
İngilizce:
Perish the hands of the Father of Flame! Perish he!
Fransızca:
Que périssent les deux mains d'Abu-Lahab et que lui-même périsse.
Almanca:
Vernichtung sei Abu-lahab, Vernichtung sei ihm!
Rusça:
Да отсохнут руки Абу Лахаба, и сам он уже сгинул.
Arapça:
بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَٰنِ الرَّحِيمِ تَبَّتْ يَدَا أَبِي لَهَبٍ وَتَبَّ
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Ebu Leheb'in elleri kurusun (yok olsun o), zaten yok oldu ya.
Diyanet Vakfı:
Ebu Leheb'in iki eli kurusun! Kurudu da.
Sayfalar
