Sayfa 267

 
00:00

elleẕîne ce`alü-lḳur'âne `iḍîn.

Arapça:

الَّذِينَ جَعَلُوا الْقُرْآنَ عِضِينَ

Türkçe:

Onlar ki Kur'an'ı parça parça/bölük bölük/falcılık aracı yaptılar.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Onlar, Kur'ân'ın bir kısmına inanıp bir kısmına inanmayarak onu kısım kısım böldüler.

Diyanet Vakfı:

Onlar, Kur'an'ı bölüp ayıranlardır.

İngilizce:

(So also on such) as have made Qur'an into shreds (as they please).

Fransızca:

ceux qui ont fait du Coran des fractions diverses, (pour créer des doutes).

Almanca:

die den Quran in Teile einteilten.

Rusça:

которые поделили Коран на части (уверовали в одну его часть и отвергли другую его часть).

Açıklama:
 
00:00

feverabbike lenes'elennehüm ecme`în.

Arapça:

فَوَرَبِّكَ لَنَسْأَلَنَّهُمْ أَجْمَعِينَ

Türkçe:

Rabbine yemin olsun ki, biz onları toplu halde sorgu suale çekeceğiz/hepsinden mutlaka hesap soracağız;

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Rabbin hakkı için biz, mutlaka onların hepsini yaptıklarından dolayı hesaba çekeceğiz.

Diyanet Vakfı:

Rabbin hakkı için, mutlaka onların hepsini sorguya çekeceğiz.

İngilizce:

Therefore, by the Lord, We will, of a surety, call them to account,

Fransızca:

Par ton Seigneur ! Nous les interrogerons tous

Almanca:

Bei deinem HERRN! WIR werden sie doch zur Rechenschaft ziehen, allesamt,

Rusça:

Клянусь твоим Господом! Мы непременно всех их спросим

Açıklama:
 
00:00

`ammâ kânû ya`melûn.

Arapça:

عَمَّا كَانُوا يَعْمَلُونَ

Türkçe:

Yapıp ettiklerinden...

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Rabbin hakkı için biz, mutlaka onların hepsini yaptıklarından dolayı hesaba çekeceğiz.

Diyanet Vakfı:

Yaptıklarından dolayı.

İngilizce:

For all their deeds.

Fransızca:

sur ce qu'ils oeuvraient.

Almanca:

über das, was sie zu tun pflegten.

Rusça:

о том, что они совершали.

Açıklama:
 
00:00

faṣda` bimâ tü'meru vea`riḍ `ani-lmüşrikîn.

Arapça:

فَاصْدَعْ بِمَا تُؤْمَرُ وَأَعْرِضْ عَنِ الْمُشْرِكِينَ

Türkçe:

Emrolunduğun şeyi, kafalarını çatlatırcasına tebliğ et; şirke bulaşmışlara aldırma.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Şimdi sen emrolunduğunu açıkça tebliğ et. Müşriklerden yüz çevir.

Diyanet Vakfı:

Sana emrolunanı açıkça söyle ve ortak koşanlardan yüz çevir!

İngilizce:

Therefore expound openly what thou art commanded, and turn away from those who join false gods with Allah.

Fransızca:

Expose donc clairement ce qu'on t'a commandé et détourne-toi des associateurs.

Almanca:

So verkünde, was dir geboten wurde, und meide die Muschrik.

Rusça:

Провозгласи то, что тебе велено, и отвернись от многобожников.

Açıklama:
 
00:00

innâ kefeynâke-lmüstehziîn.

Arapça:

إِنَّا كَفَيْنَاكَ الْمُسْتَهْزِئِينَ

Türkçe:

Alay edip eğlenenlere karşı biz sana yeteriz.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Muhakkak ki alay edenlere karşı biz sana yeteriz.

Diyanet Vakfı:

(Seninle) alay edenlere karşı biz sana yeteriz.

İngilizce:

For sufficient are We unto thee against those who scoff,-

Fransızca:

Nous t'avons effectivement défendu vis-à-vis des railleurs.

Almanca:

Gewiß, WIR haben an deiner Stelle die Verspottenden abgewehrt,

Rusça:

Воистину, Мы избавили тебя от насмехавшихся,

Açıklama:
 
00:00

elleẕîne yec`alûne me`a-llâhi ilâhen âḫar. fesevfe ya`lemûn.

Arapça:

الَّذِينَ يَجْعَلُونَ مَعَ اللَّهِ إِلَٰهًا آخَرَ ۚ فَسَوْفَ يَعْلَمُونَ

Türkçe:

Allah ile beraber başka tanrılar benimseyenler yakında bilecekler.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Onlar Allah ile birlikte başkasını ilâh edinenlerdir. Onlar yakında bileceklerdir.

Diyanet Vakfı:

Onlar Allah ile beraber başka bir tanrı edinenlerdir. (Kimin doğru olduğunu) yakında bilecekler!

İngilizce:

Those who adopt, with Allah, another god: but soon will they come to know.

Fransızca:

Ceux qui associent à Allah une autre divinité. Mais ils sauront bientôt.

Almanca:

diejenigen, die neben ALLAH eine andere Gottheit einsetzen. Diese werden es noch wissen.

Rusça:

которые наряду с Аллахом признают других богов. Но скоро они узнают.

Açıklama:
 
00:00

veleḳad na`lemü enneke yeḍîḳu ṣadruke bimâ yeḳûlûn.

Arapça:

وَلَقَدْ نَعْلَمُ أَنَّكَ يَضِيقُ صَدْرُكَ بِمَا يَقُولُونَ

Türkçe:

Yemin olsun ki, onların söyledikleri yüzünden senin göğsünün daraldığını biliyoruz.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Gerçekten biliriz ki, onların söylediklerine göğsün daralıyor.

Diyanet Vakfı:

Onların söyledikleri şeyler yüzünden senin canının sıkıldığını andolsun biliyoruz.

İngilizce:

We do indeed know how thy heart is distressed at what they say.

Fransızca:

Et Nous savons certes que ta poitrine se serre, à cause de ce qu'ils disent.

Almanca:

Und gewiß, bereits wissen WIR, daß du von dem bedrückt bist, was sie sagen.

Rusça:

Мы знаем, что твоя грудь сжимается от того, что они говорят.

Açıklama:
 
00:00

fesebbiḥ biḥamdi rabbike veküm mine-ssâcidîn.

Arapça:

فَسَبِّحْ بِحَمْدِ رَبِّكَ وَكُن مِّنَ السَّاجِدِينَ

Türkçe:

Şimdi sen, Rabbine hamt ile tespih et ve secde edenlerden ol!

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

O halde Rabbini hamd ile tesbih et. Ve secde edenlerden ol.

Diyanet Vakfı:

Sen şimdi Rabbini hamd ile tesbih et ve secde edenlerden ol!

İngilizce:

But celebrate the praises of thy Lord, and be of those who prostrate themselves in adoration.

Fransızca:

Glorifie donc Ton Seigneur par Sa louange et sois de ceux qui se prosternent;

Almanca:

So lobpreise mit dem Lob deines HERRN und sei einer der Sudschud- Vollziehenden,

Rusça:

Так восславь же Господа твоего хвалой и будь в числе тех, кто падает ниц.

Açıklama:
 
00:00

va`büd rabbeke ḥattâ ye'tiyeke-lyeḳîn.

Arapça:

وَاعْبُدْ رَبَّكَ حَتَّىٰ يَأْتِيَكَ الْيَقِينُ

Türkçe:

Sana şaşmaz ve kesin bilgi gelinceye kadar Rabbine ibadet et!

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Ve sana ölüm gelinceye kadar Rabbine ibadet et.

Diyanet Vakfı:

Ve sana yakin (ölüm) gelinceye kadar Rabbine ibadet et!

İngilizce:

And serve thy Lord until there come unto thee the Hour that is Certain.

Fransızca:

et adore ton Seigneur jusqu'à ce que te vienne la certitude (la mort).

Almanca:

und diene deinem HERRN, bis der Tod dich ereilt.

Rusça:

Поклоняйся Господу твоему, пока убежденность (смерть) не явится к тебе.

Açıklama:
 
00:00

etâ emru-llâhi felâ testa`cilûh. sübḥânehû vete`âlâ `ammâ yüşrikûn.

Arapça:

بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَٰنِ الرَّحِيمِ أَتَىٰ أَمْرُ اللَّهِ فَلَا تَسْتَعْجِلُوهُ ۚ سُبْحَانَهُ وَتَعَالَىٰ عَمَّا يُشْرِكُونَ

Türkçe:

Allah'ın emri geldi. Onunla yüzyüze gelmekte acele etmeyin. Tüm varlığın tespih ettiğidir o Allah. Arınmıştır onların şirk koştuklarından.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Allah'ın emri geldi, sakın onu acele edip istemeyiniz. Allah, müşriklerin koştukları ortaklardan münezzeh ve yücedir.

Diyanet Vakfı:

Allah'ın emri gelmiştir. Artık onu istemekte acele etmeyin. Allah, onların koştukları ortaklardan uzak ve yücedir.

İngilizce:

(Inevitable) cometh (to pass) the Command of Allah: seek ye not then to hasten it: Glory to Him, and far is He above having the partners they ascribe unto Him!

Fransızca:

L'ordre d'Allah arrive . Ne le hâtez donc pas. Gloire à lui ! Il est au-dessus de ce qu'on Lui associe.

Almanca:

ALLAHs Bestimmung trifft noch ein, so verlangt nicht eilig danach. Gepriesenerhaben ist ER über das, was sie an Schirk betreiben.

Rusça:

Веление Аллаха придет, и не пытайтесь это ускорить. Преславен Он и превыше того, что они приобщают в сотоварищи!

Açıklama:

Sayfalar

Sayfa 267 beslemesine abone olun.