6101 |
597 |
95 |
3 |
30 |
وَهَٰذَا الْبَلَدِ الْأَمِينِ |
vehâẕe-lbeledi-l'emîn. |
And olsun bu güvenli Mekke şehrine ki: |
And [by] this secure city [Makkah], |
Sayfa 597, Cuz 30, التين, At-Tin-- التين |
6102 |
597 |
95 |
4 |
30 |
لَقَدْ خَلَقْنَا الْإِنسَانَ فِي أَحْسَنِ تَقْوِيمٍ |
leḳad ḫalaḳne-l'insâne fî aḥseni taḳvîm. |
Biz insanı en güzel şekilde yarattık, |
We have certainly created man in the best of stature; |
Sayfa 597, Cuz 30, التين, At-Tin-- التين |
6103 |
597 |
95 |
5 |
30 |
ثُمَّ رَدَدْنَاهُ أَسْفَلَ سَافِلِينَ |
ŝümme radednâhü esfele sâfilîn. |
Sonra onu aşağıların en aşağısı kıldık. |
Then We return him to the lowest of the low, |
Sayfa 597, Cuz 30, التين, At-Tin-- التين |
6104 |
597 |
95 |
6 |
30 |
إِلَّا الَّذِينَ آمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ فَلَهُمْ أَجْرٌ غَيْرُ مَمْنُونٍ |
ille-lleẕîne âmenû ve`amilu-ṣṣâliḥâti felehüm ecrun gayru memnûn. |
Yalnız, inanıp yararlı iş işleyenler bunun dışındadır. Onlara kesintisiz ecir vardır. |
Except for those who believe and do righteous deeds, for they will have a reward uninterrupted. |
Sayfa 597, Cuz 30, التين, At-Tin-- التين |
6105 |
597 |
95 |
7 |
30 |
فَمَا يُكَذِّبُكَ بَعْدُ بِالدِّينِ |
femâ yükeẕẕibüke ba`dü biddîn. |
Öyleyken, sana dini yalan saydırtan nedir? |
So what yet causes you to deny the Recompense? |
Sayfa 597, Cuz 30, التين, At-Tin-- التين |
6106 |
597 |
95 |
8 |
30 |
أَلَيْسَ اللَّهُ بِأَحْكَمِ الْحَاكِمِينَ |
eleyse-llâhü biaḥkemi-lḥâkimîn. |
Allah, hükmedenlerin en iyi hükmedeni değil midir? |
Is not Allah the most just of judges? |
Sayfa 597, Cuz 30, التين, At-Tin-- التين |
6107 |
597 |
96 |
1 |
30 |
بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَٰنِ الرَّحِيمِ اقْرَأْ بِاسْمِ رَبِّكَ الَّذِي خَلَقَ |
iḳra' bismi rabbike-lleẕî ḫaleḳ. |
Yaratan Rabbinin adıyla oku! |
Recite in the name of your Lord who created - |
Sayfa 597, Cuz 30, العلق, Al-Alaq—العلق |
6108 |
597 |
96 |
2 |
30 |
خَلَقَ الْإِنسَانَ مِنْ عَلَقٍ |
ḫaleḳa-l'insâne min `alaḳ. |
O, insanı pıhtılaşmış kandan (alak'tan) yarattı. |
Created man from a clinging substance. |
Sayfa 597, Cuz 30, العلق, Al-Alaq—العلق |
6109 |
597 |
96 |
3 |
30 |
اقْرَأْ وَرَبُّكَ الْأَكْرَمُ |
iḳra' verabbüke-l'ekram. |
Oku! Kalemle öğreten, insana bilmediğini bildiren Rabbin, en büyük kerem sahibidir. |
Recite, and your Lord is the most Generous - |
Sayfa 597, Cuz 30, العلق, Al-Alaq—العلق |
6110 |
597 |
96 |
4 |
30 |
الَّذِي عَلَّمَ بِالْقَلَمِ |
elleẕî `alleme bilḳalem. |
Oku! Kalemle öğreten, insana bilmediğini bildiren Rabbin, en büyük kerem sahibidir. |
Who taught by the pen - |
Sayfa 597, Cuz 30, العلق, Al-Alaq—العلق |
6111 |
597 |
96 |
5 |
30 |
عَلَّمَ الْإِنسَانَ مَا لَمْ يَعْلَمْ |
`alleme-l'insâne mâ lem ya`lem. |
Oku! Kalemle öğreten, insana bilmediğini bildiren Rabbin, en büyük kerem sahibidir. |
Taught man that which he knew not. |
Sayfa 597, Cuz 30, العلق, Al-Alaq—العلق |
6112 |
597 |
96 |
6 |
30 |
كَلَّا إِنَّ الْإِنسَانَ لَيَطْغَىٰ |
kellâ inne-l'insâne leyaṭgâ. |
Ama, insanoğlu kendini müstağni sayarak azgınlık eder. |
No! [But] indeed, man transgresses |
Sayfa 597, Cuz 30, العلق, Al-Alaq—العلق |
6113 |
597 |
96 |
7 |
30 |
أَن رَّآهُ اسْتَغْنَىٰ |
er raâhü-stagnâ. |
Ama, insanoğlu kendini müstağni sayarak azgınlık eder. |
Because he sees himself self-sufficient. |
Sayfa 597, Cuz 30, العلق, Al-Alaq—العلق |
6114 |
597 |
96 |
8 |
30 |
إِنَّ إِلَىٰ رَبِّكَ الرُّجْعَىٰ |
inne ilâ rabbike-rruc`â. |
Dönüş şüphesiz Rabbinedir. |
Indeed, to your Lord is the return. |
Sayfa 597, Cuz 30, العلق, Al-Alaq—العلق |
6115 |
597 |
96 |
9 |
30 |
أَرَأَيْتَ الَّذِي يَنْهَىٰ |
era'eyte-lleẕî yenhâ. |
Sen, namaz kılan kulu bundan menedeni gördün mü? |
Have you seen the one who forbids |
Sayfa 597, Cuz 30, العلق, Al-Alaq—العلق |
6116 |
597 |
96 |
10 |
30 |
عَبْدًا إِذَا صَلَّىٰ |
`abden iẕâ ṣallâ. |
Sen, namaz kılan kulu bundan menedeni gördün mü? |
A servant when he prays? |
Sayfa 597, Cuz 30, العلق, Al-Alaq—العلق |
6117 |
597 |
96 |
11 |
30 |
أَرَأَيْتَ إِن كَانَ عَلَى الْهُدَىٰ |
era'eyte in kâne `ale-lhüdâ. |
Söyle bakalım, o kul doğru yolda giden veya Allah'a karşı gelmekten sakınmayı buyuran bir kimse olsun; veya söyle, yalanlayıp yüz çeviren birisi olsun |
Have you seen if he is upon guidance |
Sayfa 597, Cuz 30, العلق, Al-Alaq—العلق |
6118 |
597 |
96 |
12 |
30 |
أَوْ أَمَرَ بِالتَّقْوَىٰ |
ev emera bittaḳvâ. |
Söyle bakalım, o kul doğru yolda giden veya Allah'a karşı gelmekten sakınmayı buyuran bir kimse olsun; veya söyle, yalanlayıp yüz çeviren birisi olsun |
Or enjoins righteousness? |
Sayfa 597, Cuz 30, العلق, Al-Alaq—العلق |