Sayfa Sayfa Kur'an Gösterimi

Sayfa Sayfa Kur'an-ı Kerim Gösterimi - SyNo: 496
ANoazalan sırada SyNo SrNo SrANo Cuz Arapça Çeviriyazı Diyanet İşleri Sahih International Etiketler
4421 496 44 7 25 رَبِّ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ وَمَا بَيْنَهُمَا ۖ إِن كُنتُم مُّوقِنِينَ rabbi-ssemâvâti vel'arḍi vemâ beynehümâ. in küntüm mûḳinîn. Katımızdan bir buyrukla, her hikmetli işe o gecede hükmedilir. Doğrusu Biz öteden beri peygamberler göndermekteyiz. Eğer kesin olarak inanırsanız bilin ki, bu senin Rabbinden, göklerin, yerin ve ikisi arasında bulunanların Rabbinden bir rahmettir. O, işitendir, bilendir. Lord of the heavens and the earth and that between them, if you would be certain. Sayfa 496, Cuz 25, الدخان, Ad-Dukhan—الدخان
4422 496 44 8 25 لَا إِلَٰهَ إِلَّا هُوَ يُحْيِي وَيُمِيتُ ۖ رَبُّكُمْ وَرَبُّ آبَائِكُمُ الْأَوَّلِينَ lâ ilâhe illâ hüve yuḥyî veyümît. rabbüküm verabbü âbâikümü-l'evvelîn. O'ndan başka tanrı yoktur; diriltir ve öldürür. Sizin de Rabbiniz önceki atalarınızın da Rabbidir. There is no deity except Him; He gives life and causes death. [He is] your Lord and the Lord of your first forefathers. Sayfa 496, Cuz 25, الدخان, Ad-Dukhan—الدخان
4423 496 44 9 25 بَلْ هُمْ فِي شَكٍّ يَلْعَبُونَ bel hüm fî şekkiy yel`abûn. Ama inkarcılar, dirilmekten şüphededirler, bunu eğlenceye alırlar. But they are in doubt, amusing themselves. Sayfa 496, Cuz 25, الدخان, Ad-Dukhan—الدخان
4424 496 44 10 25 فَارْتَقِبْ يَوْمَ تَأْتِي السَّمَاءُ بِدُخَانٍ مُّبِينٍ ferteḳib yevme te'ti-ssemâü bidüḫânim mübîn. Göğün, insanları bürüyecek ve gözle görülecek bir duman çıkaracağı günü bekle; bu, can yakan bir azabdır. Then watch for the Day when the sky will bring a visible smoke. Sayfa 496, Cuz 25, الدخان, Ad-Dukhan—الدخان
4425 496 44 11 25 يَغْشَى النَّاسَ ۖ هَٰذَا عَذَابٌ أَلِيمٌ yagşe-nnâs. hâẕâ `aẕâbün elîm. Göğün, insanları bürüyecek ve gözle görülecek bir duman çıkaracağı günü bekle; bu, can yakan bir azabdır. Covering the people; this is a painful torment. Sayfa 496, Cuz 25, الدخان, Ad-Dukhan—الدخان
4426 496 44 12 25 رَّبَّنَا اكْشِفْ عَنَّا الْعَذَابَ إِنَّا مُؤْمِنُونَ rabbene-kşif `anne-l`aẕâbe innâ mü'minûn. İnsanlar: "Rabbimiz! Bu azabı bizden kaldır; doğrusu artık biz inananlarız" derler. [They will say], "Our Lord, remove from us the torment; indeed, we are believers." Sayfa 496, Cuz 25, الدخان, Ad-Dukhan—الدخان
4427 496 44 13 25 أَنَّىٰ لَهُمُ الذِّكْرَىٰ وَقَدْ جَاءَهُمْ رَسُولٌ مُّبِينٌ ennâ lehümü-ẕẕikrâ veḳad câehüm rasûlüm mübîn. Nerde onlarda öğüt almak? Kendilerine gerçeği açıklayan bir peygamber gelmişti ve ondan yüz çevirmişler, "Belletilmiş bir deli" demişlerdi. How will there be for them a reminder [at that time]? And there had come to them a clear Messenger. Sayfa 496, Cuz 25, الدخان, Ad-Dukhan—الدخان
4428 496 44 14 25 ثُمَّ تَوَلَّوْا عَنْهُ وَقَالُوا مُعَلَّمٌ مَّجْنُونٌ ŝümme tevellev `anhü veḳâlû mü`allemüm mecnûn. Nerde onlarda öğüt almak? Kendilerine gerçeği açıklayan bir peygamber gelmişti ve ondan yüz çevirmişler, "Belletilmiş bir deli" demişlerdi. Then they turned away from him and said, "[He was] taught [and is] a madman." Sayfa 496, Cuz 25, الدخان, Ad-Dukhan—الدخان
4429 496 44 15 25 إِنَّا كَاشِفُو الْعَذَابِ قَلِيلًا ۚ إِنَّكُمْ عَائِدُونَ innâ kâşifü-l`aẕâbi ḳalîlen inneküm `âidûn. Biz sizden azabı az bir süre için kaldıracağız, siz yine de eski inkarcılığınıza döneceksiniz. Indeed, We will remove the torment for a little. Indeed, you [disbelievers] will return [to disbelief]. Sayfa 496, Cuz 25, الدخان, Ad-Dukhan—الدخان
4430 496 44 16 25 يَوْمَ نَبْطِشُ الْبَطْشَةَ الْكُبْرَىٰ إِنَّا مُنتَقِمُونَ yevme nebṭişü-lbaṭşete-lkübrâ. innâ münteḳimûn. Onları çarptıkça çarpacağımız gün öcümüzü şüphesiz alırız. The Day We will strike with the greatest assault, indeed, We will take retribution. Sayfa 496, Cuz 25, الدخان, Ad-Dukhan—الدخان
4431 496 44 17 25 ۞ وَلَقَدْ فَتَنَّا قَبْلَهُمْ قَوْمَ فِرْعَوْنَ وَجَاءَهُمْ رَسُولٌ كَرِيمٌ veleḳad fetennâ ḳablehüm ḳavme fir`avne vecâehüm rasûlün kerîm. And olsun ki, onlardan önce, Firavun milletini denemiştik. Onlara gelen değerli bir peygamber demişti ki: And We had already tried before them the people of Pharaoh, and there came to them a noble messenger, Sayfa 496, Cuz 25, الدخان, Ad-Dukhan—الدخان
Sayfa Sayfa Kur'an-ı Kerim Gösterimi - SyNo: 497
ANoazalan sırada SyNo SrNo SrANo Cuz Arapça Çeviriyazı Diyanet İşleri Sahih International Etiketler
4432 497 44 18 25 أَنْ أَدُّوا إِلَيَّ عِبَادَ اللَّهِ ۖ إِنِّي لَكُمْ رَسُولٌ أَمِينٌ en eddû ileyye `ibâde-llâh. innî leküm rasûlün emîn. Ey Allah'ın kulları! Bana gelin, doğrusu ben size gönderilmiş güvenilir bir elçiyim. [Saying], "Render to me the servants of Allah. Indeed, I am to you a trustworthy messenger," Sayfa 497, Cuz 25, الدخان, Ad-Dukhan—الدخان
4433 497 44 19 25 وَأَن لَّا تَعْلُوا عَلَى اللَّهِ ۖ إِنِّي آتِيكُم بِسُلْطَانٍ مُّبِينٍ veel lâ ta`lû `ale-llâh. innî âtîküm bisülṭânim mübîn. Allah'a karşı üstün gelmeye kalkışmayın; doğrusu ben size apaçık bir delil getirdim. And [saying], "Be not haughty with Allah. Indeed, I have come to you with clear authority. Sayfa 497, Cuz 25, الدخان, Ad-Dukhan—الدخان
4434 497 44 20 25 وَإِنِّي عُذْتُ بِرَبِّي وَرَبِّكُمْ أَن تَرْجُمُونِ veinnî `uẕtü birabbî verabbiküm en tercümûn. Beni taşlamanızdan ötürü, benim de Rabbim, sizin de Rabbiniz olan Allah'a sığındım. And indeed, I have sought refuge in my Lord and your Lord, lest you stone me. Sayfa 497, Cuz 25, الدخان, Ad-Dukhan—الدخان
4435 497 44 21 25 وَإِن لَّمْ تُؤْمِنُوا لِي فَاعْتَزِلُونِ veil lem tü'minû lî fa`tezilûn. Bana inanmazsanız, başımdan çekilin. But if you do not believe me, then leave me alone." Sayfa 497, Cuz 25, الدخان, Ad-Dukhan—الدخان
4436 497 44 22 25 فَدَعَا رَبَّهُ أَنَّ هَٰؤُلَاءِ قَوْمٌ مُّجْرِمُونَ fede`â rabbehû enne hâülâi ḳavmüm mücrimûn. Bunlar, suçlu bir millet olduğu için, Rabbine yardım etmesi için yalvardı. And [finally] he called to his Lord that these were a criminal people. Sayfa 497, Cuz 25, الدخان, Ad-Dukhan—الدخان
4437 497 44 23 25 فَأَسْرِ بِعِبَادِي لَيْلًا إِنَّكُم مُّتَّبَعُونَ feesri bi`ibâdî leylen inneküm müttebe`ûn. Allah da şöyle buyurdu: "Kullarımı geceleyin yola çıkar; şüphesiz takip olunacaksınız." [Allah said], "Then set out with My servants by night. Indeed, you are to be pursued. Sayfa 497, Cuz 25, الدخان, Ad-Dukhan—الدخان
4438 497 44 24 25 وَاتْرُكِ الْبَحْرَ رَهْوًا ۖ إِنَّهُمْ جُندٌ مُّغْرَقُونَ vetruki-lbaḥra rahvâ. innehüm cündüm mugraḳûn. Denizi sakin iken geride bırak, doğrusu onlar suda boğulacak bir ordudur. And leave the sea in stillness. Indeed, they are an army to be drowned." Sayfa 497, Cuz 25, الدخان, Ad-Dukhan—الدخان
4439 497 44 25 25 كَمْ تَرَكُوا مِن جَنَّاتٍ وَعُيُونٍ kem terakû min cennâtiv ve`uyûn. Orada nice bahçeler, pınarlar, ekinler, güzel konaklar, eğlenip durdukları nimetler bırakmışlardı. How much they left behind of gardens and springs Sayfa 497, Cuz 25, الدخان, Ad-Dukhan—الدخان
4440 497 44 26 25 وَزُرُوعٍ وَمَقَامٍ كَرِيمٍ vezürû`iv vemeḳâmin kerîm. Orada nice bahçeler, pınarlar, ekinler, güzel konaklar, eğlenip durdukları nimetler bırakmışlardı. And crops and noble sites Sayfa 497, Cuz 25, الدخان, Ad-Dukhan—الدخان

Sayfalar

CSV