Sayfa Sayfa Kur'an Gösterimi

Sayfa Sayfa Kur'an-ı Kerim Gösterimi - SyNo: 499
ANoazalan sırada SyNo SrNo SrANo Cuz Arapça Çeviriyazı Diyanet İşleri Sahih International Etiketler
4481 499 45 8 25 يَسْمَعُ آيَاتِ اللَّهِ تُتْلَىٰ عَلَيْهِ ثُمَّ يُصِرُّ مُسْتَكْبِرًا كَأَن لَّمْ يَسْمَعْهَا ۖ فَبَشِّرْهُ بِعَذَابٍ أَلِيمٍ yesme`u âyâti-llâhi tütlâ `aleyhi ŝümme yüṣirru müstekbiran keel lem yesma`hâ. febeşşirhü bi`aẕâbin elîm. Kendine okunan Allah'ın ayetlerini dinleyip, sonra, onları hiç duymamış gibi büyüklük taslamakta direnen, yalancı ve günahkar kişinin vay haline! Ona can yakıcı bir azap müjdele. Who hears the verses of Allah recited to him, then persists arrogantly as if he had not heard them. So give him tidings of a painful punishment. Sayfa 499, Cuz 25, الجاثية, Al-Jathiya—الجاثية
4482 499 45 9 25 وَإِذَا عَلِمَ مِنْ آيَاتِنَا شَيْئًا اتَّخَذَهَا هُزُوًا ۚ أُولَٰئِكَ لَهُمْ عَذَابٌ مُّهِينٌ veiẕâ `alime min âyâtinâ şey'en-tteḫaẕehâ hüzüvâ. ülâike lehüm `aẕâbüm mühîn. Ayetlerimizden bir şey öğrendiğinde onu alaya alır. İşte bunlara alçaltıcı bir azap ve ardından da cehennem vardır. Kazandıkları şeyler de, Allah'ı bırakıp edindikleri dostlar da onlara bir fayda vermez. Büyük azap onlaradır. And when he knows anything of Our verses, he takes them in ridicule. Those will have a humiliating punishment. Sayfa 499, Cuz 25, الجاثية, Al-Jathiya—الجاثية
4483 499 45 10 25 مِّن وَرَائِهِمْ جَهَنَّمُ ۖ وَلَا يُغْنِي عَنْهُم مَّا كَسَبُوا شَيْئًا وَلَا مَا اتَّخَذُوا مِن دُونِ اللَّهِ أَوْلِيَاءَ ۖ وَلَهُمْ عَذَابٌ عَظِيمٌ miv verâihim cehennem. velâ yugnî `anhüm mâ kesebû şey'ev velâ me-tteḫaẕû min dûni-llâhi evliyâ'. velehüm `aẕâbün `ażîm. Ayetlerimizden bir şey öğrendiğinde onu alaya alır. İşte bunlara alçaltıcı bir azap ve ardından da cehennem vardır. Kazandıkları şeyler de, Allah'ı bırakıp edindikleri dostlar da onlara bir fayda vermez. Büyük azap onlaradır. Before them is Hell, and what they had earned will not avail them at all nor what they had taken besides Allah as allies. And they will have a great punishment. Sayfa 499, Cuz 25, الجاثية, Al-Jathiya—الجاثية
4484 499 45 11 25 هَٰذَا هُدًى ۖ وَالَّذِينَ كَفَرُوا بِآيَاتِ رَبِّهِمْ لَهُمْ عَذَابٌ مِّن رِّجْزٍ أَلِيمٌ hâẕâ hüdâ. velleẕîne keferû biâyâti rabbihim lehüm `aẕâbüm mir riczin elîm. İşte bu Kuran doğruluk rehberidir. Rablerinin ayetlerini inkar edenlere, onlara, tiksindiren, can yakan bir azap vardır. This [Qur'an] is guidance. And those who have disbelieved in the verses of their Lord will have a painful punishment of foul nature. Sayfa 499, Cuz 25, الجاثية, Al-Jathiya—الجاثية
4485 499 45 12 25 ۞ اللَّهُ الَّذِي سَخَّرَ لَكُمُ الْبَحْرَ لِتَجْرِيَ الْفُلْكُ فِيهِ بِأَمْرِهِ وَلِتَبْتَغُوا مِن فَضْلِهِ وَلَعَلَّكُمْ تَشْكُرُونَ allâhü-lleẕî seḫḫara lekümü-lbaḥra litecriye-lfülkü fîhi biemrihî velitebtegû min faḍlihî vele`alleküm teşkürûn. Emri gereğince denizde yüzmek üzere gemileri, lütfedip verdiği rızkı aramanız için denizi buyruğunuz altına veren Allah'tır, belki artık şükredersiniz. It is Allah who subjected to you the sea so that ships may sail upon it by His command and that you may seek of His bounty; and perhaps you will be grateful. Sayfa 499, Cuz 25, الجاثية, Al-Jathiya—الجاثية
4486 499 45 13 25 وَسَخَّرَ لَكُم مَّا فِي السَّمَاوَاتِ وَمَا فِي الْأَرْضِ جَمِيعًا مِّنْهُ ۚ إِنَّ فِي ذَٰلِكَ لَآيَاتٍ لِّقَوْمٍ يَتَفَكَّرُونَ veseḫḫara leküm mâ fi-ssemâvâti vemâ fi-l'arḍi cemî`am minh. inne fî ẕâlike leâyâtil liḳavmiy yetefekkerûn. Göklerde olanları, yerde olanları, hepsini sizin buyruğunuz altına vermiştir. Doğrusu bunlarda, düşünen kimseler için dersler vardır. And He has subjected to you whatever is in the heavens and whatever is on the earth - all from Him. Indeed in that are signs for a people who give thought. Sayfa 499, Cuz 25, الجاثية, Al-Jathiya—الجاثية
Sayfa Sayfa Kur'an-ı Kerim Gösterimi - SyNo: 500
ANoazalan sırada SyNo SrNo SrANo Cuz Arapça Çeviriyazı Diyanet İşleri Sahih International Etiketler
4487 500 45 14 25 قُل لِّلَّذِينَ آمَنُوا يَغْفِرُوا لِلَّذِينَ لَا يَرْجُونَ أَيَّامَ اللَّهِ لِيَجْزِيَ قَوْمًا بِمَا كَانُوا يَكْسِبُونَ ḳul lilleẕîne âmenû yagfirû lilleẕîne lâ yercûne eyyâme-llâhi liyecziye ḳavmem bimâ kânû yeksibûn. İnanmışlara de ki: Allah'ın bir milleti yaptıklarına karşılık cezalandıracağı günlerin geleceğini ummayanları şimdilik bağışlasınlar. Say, [O Muhammad], to those who have believed that they [should] forgive those who expect not the days of Allah so that He may recompense a people for what they used to earn. Sayfa 500, Cuz 25, الجاثية, Al-Jathiya—الجاثية
4488 500 45 15 25 مَنْ عَمِلَ صَالِحًا فَلِنَفْسِهِ ۖ وَمَنْ أَسَاءَ فَعَلَيْهَا ۖ ثُمَّ إِلَىٰ رَبِّكُمْ تُرْجَعُونَ men `amile ṣâliḥan felinefsih. vemen esâe fe`aleyhâ. ŝümme ilâ rabbiküm türce`ûn. Kim yararlı iş işlerse kendinedir; kim kötülük yaparsa kendi aleyhinedir. Sonra Rabbinize döndürülürsünüz. Whoever does a good deed - it is for himself; and whoever does evil - it is against the self. Then to your Lord you will be returned. Sayfa 500, Cuz 25, الجاثية, Al-Jathiya—الجاثية
4489 500 45 16 25 وَلَقَدْ آتَيْنَا بَنِي إِسْرَائِيلَ الْكِتَابَ وَالْحُكْمَ وَالنُّبُوَّةَ وَرَزَقْنَاهُم مِّنَ الطَّيِّبَاتِ وَفَضَّلْنَاهُمْ عَلَى الْعَالَمِينَ veleḳad âteynâ benî isrâîle-lkitâbe velḥukme vennübüvvete verazaḳnâhüm mine-ṭṭayyibâti vefeḍḍalnâhüm `ale-l`âlemîn. And olsun ki Biz, İsrailoğullarına Kitap, hüküm ve peygamberlik verdik; onları temiz şeylerle rızıklandırdık; onları dünyalara üstün kıldık. And We did certainly give the Children of Israel the Scripture and judgement and prophethood, and We provided them with good things and preferred them over the worlds. Sayfa 500, Cuz 25, الجاثية, Al-Jathiya—الجاثية
4490 500 45 17 25 وَآتَيْنَاهُم بَيِّنَاتٍ مِّنَ الْأَمْرِ ۖ فَمَا اخْتَلَفُوا إِلَّا مِن بَعْدِ مَا جَاءَهُمُ الْعِلْمُ بَغْيًا بَيْنَهُمْ ۚ إِنَّ رَبَّكَ يَقْضِي بَيْنَهُمْ يَوْمَ الْقِيَامَةِ فِيمَا كَانُوا فِيهِ يَخْتَلِفُونَ veâteynâhüm beyyinâtim mine-l'emr. feme-ḫtelefû illâ mim ba`di mâ câehümü-l`ilmü bagyem beynehüm. inne rabbeke yaḳḍî beynehüm yevme-lḳiyâmeti fîmâ kânû fîhi yaḫtelifûn. Din konusunda, onlara belgeler verdik; ancak, kendilerine ilim geldikten sonra birbirini çekememezlikten ayrılığa düştüler. Rabbin kıyamet günü, ayrılığa düştükleri şeyler hakkında şüphesiz aralarında hükmedecektir. And We gave them clear proofs of the matter [of religion]. And they did not differ except after knowledge had come to them - out of jealous animosity between themselves. Indeed, your Lord will judge between them on the Day of Resurrection concerning that over which they used to differ. Sayfa 500, Cuz 25, الجاثية, Al-Jathiya—الجاثية
4491 500 45 18 25 ثُمَّ جَعَلْنَاكَ عَلَىٰ شَرِيعَةٍ مِّنَ الْأَمْرِ فَاتَّبِعْهَا وَلَا تَتَّبِعْ أَهْوَاءَ الَّذِينَ لَا يَعْلَمُونَ ŝümme ce`alnâke `alâ şerî`atim mine-l'emri fettebi`hâ velâ tettebi` ehvâe-lleẕîne lâ ya`lemûn. Sonra seni de din konusunda bir şeriat sahibi kıldık, ona uy; bilmeyenlerin heveslerine uyma. Then We put you, [O Muhammad], on an ordained way concerning the matter [of religion]; so follow it and do not follow the inclinations of those who do not know. Sayfa 500, Cuz 25, الجاثية, Al-Jathiya—الجاثية
4492 500 45 19 25 إِنَّهُمْ لَن يُغْنُوا عَنكَ مِنَ اللَّهِ شَيْئًا ۚ وَإِنَّ الظَّالِمِينَ بَعْضُهُمْ أَوْلِيَاءُ بَعْضٍ ۖ وَاللَّهُ وَلِيُّ الْمُتَّقِينَ innehüm ley yugnû `anke mine-llâhi şey'â. veinne-żżâlimîne ba`ḍuhüm evliyâü ba`ḍ. vellâhü veliyyü-lmütteḳîn. Şüphesiz onlar, seni Allah'tan müstağni kılamazlar. Doğrusu zalimler birbirlerinin dostudurlar. Sakınanların dostu ise Allah'tır. Indeed, they will never avail you against Allah at all. And indeed, the wrongdoers are allies of one another; but Allah is the protector of the righteous. Sayfa 500, Cuz 25, الجاثية, Al-Jathiya—الجاثية
4493 500 45 20 25 هَٰذَا بَصَائِرُ لِلنَّاسِ وَهُدًى وَرَحْمَةٌ لِّقَوْمٍ يُوقِنُونَ hâẕâ beṣâiru linnâsi vehüdev veraḥmetül liḳavmiy yûḳinûn. Bu Kuran, insanlar için açık belgeler; kesin olarak inanan millet için doğruluk rehberi ve rahmettir. This [Qur'an] is enlightenment for mankind and guidance and mercy for a people who are certain [in faith]. Sayfa 500, Cuz 25, الجاثية, Al-Jathiya—الجاثية
4494 500 45 21 25 أَمْ حَسِبَ الَّذِينَ اجْتَرَحُوا السَّيِّئَاتِ أَن نَّجْعَلَهُمْ كَالَّذِينَ آمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ سَوَاءً مَّحْيَاهُمْ وَمَمَاتُهُمْ ۚ سَاءَ مَا يَحْكُمُونَ em ḥasibe-lleẕîne-cteraḥü-sseyyiâti en nec`alehüm kelleẕîne âmenû ve`amilu-ṣṣâliḥâti sevâem maḥyâhüm vememâtühüm. sâe mâ yaḥkümûn. Yoksa, kötülük işleyen kimseler, ölümlerinde ve diriliklerinde kendilerini, inanıp yararlı iş işleyen kimseler ile bir mi tutacağımızı sandılar? Ne kötü hüküm veriyorlar! Or do those who commit evils think We will make them like those who have believed and done righteous deeds - [make them] equal in their life and their death? Evil is that which they judge. Sayfa 500, Cuz 25, الجاثية, Al-Jathiya—الجاثية
4495 500 45 22 25 وَخَلَقَ اللَّهُ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضَ بِالْحَقِّ وَلِتُجْزَىٰ كُلُّ نَفْسٍ بِمَا كَسَبَتْ وَهُمْ لَا يُظْلَمُونَ veḫaleḳa-llâhü-ssemâvâti vel'arḍa bilḥaḳḳi velitüczâ küllü nefsim bimâ kesebet vehüm lâ yużlemûn. Allah gökleri ve yeri gerçekle yaratmıştır; her cana, kazandığının karşılığı verilir, onlara zulmedilmez. And Allah created the heavens and earth in truth and so that every soul may be recompensed for what it has earned, and they will not be wronged. Sayfa 500, Cuz 25, الجاثية, Al-Jathiya—الجاثية
Sayfa Sayfa Kur'an-ı Kerim Gösterimi - SyNo: 501
ANoazalan sırada SyNo SrNo SrANo Cuz Arapça Çeviriyazı Diyanet İşleri Sahih International Etiketler
4496 501 45 23 25 أَفَرَأَيْتَ مَنِ اتَّخَذَ إِلَٰهَهُ هَوَاهُ وَأَضَلَّهُ اللَّهُ عَلَىٰ عِلْمٍ وَخَتَمَ عَلَىٰ سَمْعِهِ وَقَلْبِهِ وَجَعَلَ عَلَىٰ بَصَرِهِ غِشَاوَةً فَمَن يَهْدِيهِ مِن بَعْدِ اللَّهِ ۚ أَفَلَا تَذَكَّرُونَ eferaeyte meni-tteḫaẕe ilâhehû hevâhü veeḍallehü-llâhü `alâ `ilmiv veḫateme `alâ sem`ihî veḳalbihî vece`ale `alâ beṣarihî gişâveh. femey yehdîhi mim ba`di-llâh. efelâ teẕekkerûn. Heva ve hevesini tanrı edinen, bilgisi olduğu halde Allah'ın şaşırttığı, kulağını ve kalbini mühürlediği, gözünü perdelediği kimseyi gördün mü? Onu Allah'tan başka kim doğru yola eriştirebilir? Ey insanlar! Anlamaz mısınız? Have you seen he who has taken as his god his [own] desire, and Allah has sent him astray due to knowledge and has set a seal upon his hearing and his heart and put over his vision a veil? So who will guide him after Allah? Then will you not be reminded? Sayfa 501, Cuz 25, الجاثية, Al-Jathiya—الجاثية
4497 501 45 24 25 وَقَالُوا مَا هِيَ إِلَّا حَيَاتُنَا الدُّنْيَا نَمُوتُ وَنَحْيَا وَمَا يُهْلِكُنَا إِلَّا الدَّهْرُ ۚ وَمَا لَهُم بِذَٰلِكَ مِنْ عِلْمٍ ۖ إِنْ هُمْ إِلَّا يَظُنُّونَ veḳâlû mâ hiye illâ ḥayâtüne-ddünyâ nemûtü venaḥyâ vemâ yühlikünâ ille-ddehr. vemâ lehüm biẕâlike min `ilmin. in hüm illâ yeżunnûn. Hayat, ancak bu dünyadaki hayatımızdır. Ölürüz ve yaşarız; bizi ancak zamanın geçişi yokluğa sürükler derler. Onların bu hususta bir bilgisi yoktur, sadece böyle sanırlar. And they say, "There is not but our worldly life; we die and live, and nothing destroys us except time." And they have of that no knowledge; they are only assuming. Sayfa 501, Cuz 25, الجاثية, Al-Jathiya—الجاثية
4498 501 45 25 25 وَإِذَا تُتْلَىٰ عَلَيْهِمْ آيَاتُنَا بَيِّنَاتٍ مَّا كَانَ حُجَّتَهُمْ إِلَّا أَن قَالُوا ائْتُوا بِآبَائِنَا إِن كُنتُمْ صَادِقِينَ veiẕâ tütlâ `aleyhim âyâtünâ beyyinâtim mâ kâne ḥuccetehüm illâ en ḳâlü-'tû biâbâinâ in küntüm ṣâdiḳîn. Ayetlerimiz onlara açıkça okunduğu zaman, delilleri yalnızca: "Doğru sözlü iseniz babalarımızı getirin bakalım" demek olur. And when Our verses are recited to them as clear evidences, their argument is only that they say, "Bring [back] our forefathers, if you should be truthful." Sayfa 501, Cuz 25, الجاثية, Al-Jathiya—الجاثية
4499 501 45 26 25 قُلِ اللَّهُ يُحْيِيكُمْ ثُمَّ يُمِيتُكُمْ ثُمَّ يَجْمَعُكُمْ إِلَىٰ يَوْمِ الْقِيَامَةِ لَا رَيْبَ فِيهِ وَلَٰكِنَّ أَكْثَرَ النَّاسِ لَا يَعْلَمُونَ ḳuli-llâhü yuḥyîküm ŝümme yümîtüküm ŝümme yecme`uküm ilâ yevmi-lḳiyâmeti lâ raybe fîhi velâkinne ekŝera-nnâsi lâ ya`lemûn. De ki: "Sizi Allah diriltir, sonra öldürür, sonra sizi şüphe götürmeyen kıyamet gününde toplar. Ama insanların çoğu bilmezler." Say, "Allah causes you to live, then causes you to die; then He will assemble you for the Day of Resurrection, about which there is no doubt, but most of the people do not know." Sayfa 501, Cuz 25, الجاثية, Al-Jathiya—الجاثية
4500 501 45 27 25 وَلِلَّهِ مُلْكُ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ ۚ وَيَوْمَ تَقُومُ السَّاعَةُ يَوْمَئِذٍ يَخْسَرُ الْمُبْطِلُونَ velillâhi mülkü-ssemâvâti vel'arḍ. veyevme teḳûmü-ssâ`atü yevmeiẕiy yaḫseru-lmübṭilûn. Göklerin ve yerin hükümranlığı Allah'ındır. Kıyamet kopacağı gün, işte o gün, batıl sözlere uymuş olanlar hüsranda kalırlar. And to Allah belongs the dominion of the heavens and the earth. And the Day the Hour appears - that Day the falsifiers will lose. Sayfa 501, Cuz 25, الجاثية, Al-Jathiya—الجاثية

Sayfalar

CSV