Sayfa Sayfa Kur'an Gösterimi

Sayfa Sayfa Kur'an-ı Kerim Gösterimi - SyNo: 508
ANoazalan sırada SyNo SrNo SrANo Cuz Arapça Çeviriyazı Diyanet İşleri Sahih International Etiketler
4561 508 47 16 26 وَمِنْهُم مَّن يَسْتَمِعُ إِلَيْكَ حَتَّىٰ إِذَا خَرَجُوا مِنْ عِندِكَ قَالُوا لِلَّذِينَ أُوتُوا الْعِلْمَ مَاذَا قَالَ آنِفًا ۚ أُولَٰئِكَ الَّذِينَ طَبَعَ اللَّهُ عَلَىٰ قُلُوبِهِمْ وَاتَّبَعُوا أَهْوَاءَهُمْ veminhüm mey yestemi`u ileyk. ḥattâ iẕâ ḫaracû min `indike ḳâlû lilleẕîne ûtü-l`ilme mâẕâ ḳâle ânifâ. ülâike-lleẕîne ṭabe`a-llâhü `alâ ḳulûbihim vettebe`û ehvâehüm. Onların içinde seni dinleyenler vardır; sonra senin yanından çıkınca, bilgili kimselere "Az önce ne demişti?" diye sorarlar. İşte bunlar, Allah'ın kalblerini mühürlemiş olduğu, kendi heveslerine uyan kimselerdir. And among them, [O Muhammad], are those who listen to you, until when they depart from you, they say to those who were given knowledge, "What has he said just now?" Those are the ones of whom Allah has sealed over their hearts and who have followed their [own] desires. Sayfa 508, Cuz 26, محمد, Muhammad—محمد
4562 508 47 17 26 وَالَّذِينَ اهْتَدَوْا زَادَهُمْ هُدًى وَآتَاهُمْ تَقْوَاهُمْ velleẕîne-htedev zâdehüm hüdev veâtâhüm taḳvâhüm. Doğru yolu bulanların ise Allah doğruluklarını artırır, onların karşı gelmekten sakınmalarını sağlar. And those who are guided - He increases them in guidance and gives them their righteousness. Sayfa 508, Cuz 26, محمد, Muhammad—محمد
4563 508 47 18 26 فَهَلْ يَنظُرُونَ إِلَّا السَّاعَةَ أَن تَأْتِيَهُم بَغْتَةً ۖ فَقَدْ جَاءَ أَشْرَاطُهَا ۚ فَأَنَّىٰ لَهُمْ إِذَا جَاءَتْهُمْ ذِكْرَاهُمْ fehel yenżurûne ille-ssâ`ate en te'tiyehüm bagteten. feḳad câe eşrâṭuhâ. feennâ lehüm iẕâ câethüm ẕikrâhüm. Onlar kıyamet gününün kendilerine ansızın gelmesini mi bekliyorlar. Şüphesiz onun alametleri belirmiştir. Kendilerine gelip çatınca ibret almaları neye yarar? Then do they await except that the Hour should come upon them unexpectedly? But already there have come [some of] its indications. Then what good to them, when it has come, will be their remembrance? Sayfa 508, Cuz 26, محمد, Muhammad—محمد
4564 508 47 19 26 فَاعْلَمْ أَنَّهُ لَا إِلَٰهَ إِلَّا اللَّهُ وَاسْتَغْفِرْ لِذَنبِكَ وَلِلْمُؤْمِنِينَ وَالْمُؤْمِنَاتِ ۗ وَاللَّهُ يَعْلَمُ مُتَقَلَّبَكُمْ وَمَثْوَاكُمْ fa`lem ennehû lâ ilâhe ille-llâhü vestagfir liẕembike velilmü'minîne velmü'minât. vellâhü ya`lemü müteḳallebeküm vemeŝvâküm. Bil ki, Allah'tan başka tanrı yoktur; kendinin, inanmış erkek ve kadınların günahlarının bağışlanmasını dile. Allah, gezip dolaştığınız ve duracağınız yerleri bilir. So know, [O Muhammad], that there is no deity except Allah and ask forgiveness for your sin and for the believing men and believing women. And Allah knows of your movement and your resting place. Sayfa 508, Cuz 26, محمد, Muhammad—محمد
Sayfa Sayfa Kur'an-ı Kerim Gösterimi - SyNo: 509
ANoazalan sırada SyNo SrNo SrANo Cuz Arapça Çeviriyazı Diyanet İşleri Sahih International Etiketler
4565 509 47 20 26 وَيَقُولُ الَّذِينَ آمَنُوا لَوْلَا نُزِّلَتْ سُورَةٌ ۖ فَإِذَا أُنزِلَتْ سُورَةٌ مُّحْكَمَةٌ وَذُكِرَ فِيهَا الْقِتَالُ ۙ رَأَيْتَ الَّذِينَ فِي قُلُوبِهِم مَّرَضٌ يَنظُرُونَ إِلَيْكَ نَظَرَ الْمَغْشِيِّ عَلَيْهِ مِنَ الْمَوْتِ ۖ فَأَوْلَىٰ لَهُمْ veyeḳûlü-lleẕîne âmenû levlâ nüzzilet sûratün. feiẕâ ünzilet sûratüm muḥkemetüv veẕükira fîhe-lḳitâlü raeyte-lleẕîne fî ḳulûbihim meraḍuy yenżurûne ileyke neżara-lmagşiyyi `aleyhi mine-lmevt. feevlâ lehüm. İnananlar: "Keşke bir süre indirilse de cihada çıksak" derlerdi. Fakat hükmü açık bir süre inip, orada savaş zikredilince, kalblerinde hastalık olanların, ölüm korkusuyla bayılmış kimselerin bakışları gibi, sana baktıklarını gördün. Oysa onlara itaat etmek ve uygun olanı söylemek yaraşırdı. İş ciddileşince Allah'a verdikleri yeminde doğruluk gösterselerdi, onların iyiliğine olurdu. Those who believe say, "Why has a surah not been sent down? But when a precise surah is revealed and fighting is mentioned therein, you see those in whose hearts is hypocrisy looking at you with a look of one overcome by death. And more appropriate for them [would have been] Sayfa 509, Cuz 26, محمد, Muhammad—محمد
4566 509 47 21 26 طَاعَةٌ وَقَوْلٌ مَّعْرُوفٌ ۚ فَإِذَا عَزَمَ الْأَمْرُ فَلَوْ صَدَقُوا اللَّهَ لَكَانَ خَيْرًا لَّهُمْ ṭâ`atüv veḳavlüm ma`rûfün. feiẕâ `azeme-l'emr. felev ṣadeḳu-llâhe lekâne ḫayral lehüm. İnananlar: "Keşke bir süre indirilse de cihada çıksak" derlerdi. Fakat hükmü açık bir süre inip, orada savaş zikredilince, kalblerinde hastalık olanların, ölüm korkusuyla bayılmış kimselerin bakışları gibi, sana baktıklarını gördün. Oysa onlara itaat etmek ve uygun olanı söylemek yaraşırdı. İş ciddileşince Allah'a verdikleri yeminde doğruluk gösterselerdi, onların iyiliğine olurdu. Obedience and good words. And when the matter [of fighting] was determined, if they had been true to Allah, it would have been better for them. Sayfa 509, Cuz 26, محمد, Muhammad—محمد
4567 509 47 22 26 فَهَلْ عَسَيْتُمْ إِن تَوَلَّيْتُمْ أَن تُفْسِدُوا فِي الْأَرْضِ وَتُقَطِّعُوا أَرْحَامَكُمْ fehel `aseytüm in tevelleytüm en tüfsidû fi-l'arḍi vetüḳaṭṭi`û erḥâmeküm. Geri dönerseniz yeryüzünde bozgunculuk yapmanız ve akrabalık bağlarını kesmeniz beklenmez mi sizden? So would you perhaps, if you turned away, cause corruption on earth and sever your [ties of] relationship? Sayfa 509, Cuz 26, محمد, Muhammad—محمد
4568 509 47 23 26 أُولَٰئِكَ الَّذِينَ لَعَنَهُمُ اللَّهُ فَأَصَمَّهُمْ وَأَعْمَىٰ أَبْصَارَهُمْ ülâike-lleẕîne le`anehümü-llâhü feeṣammehüm vea`mâ ebṣârahüm. İşte, Allah'ın lanetlediği, sağır kıldığı ve gözlerini kör ettiği bunlardır. Those [who do so] are the ones that Allah has cursed, so He deafened them and blinded their vision. Sayfa 509, Cuz 26, محمد, Muhammad—محمد
4569 509 47 24 26 أَفَلَا يَتَدَبَّرُونَ الْقُرْآنَ أَمْ عَلَىٰ قُلُوبٍ أَقْفَالُهَا efelâ yetedebberûne-lḳur'âne em `alâ ḳulûbin aḳfâlühâ. Bunlar Kuran'ı düşünmezler mi? Yoksa kalbleri kilitli midir? Then do they not reflect upon the Qur'an, or are there locks upon [their] hearts? Sayfa 509, Cuz 26, محمد, Muhammad—محمد
4570 509 47 25 26 إِنَّ الَّذِينَ ارْتَدُّوا عَلَىٰ أَدْبَارِهِم مِّن بَعْدِ مَا تَبَيَّنَ لَهُمُ الْهُدَى ۙ الشَّيْطَانُ سَوَّلَ لَهُمْ وَأَمْلَىٰ لَهُمْ inne-lleẕîne-rteddû `alâ edbârihim mim ba`di mâ tebeyyene lehümü-lhüde-şşeyṭânü sevvele lehüm. veemlâ lehüm. Kendileri için doğru yol belli olduktan sonra ardlarına dönenleri, bu işi yapmaya şeytan sürüklemiş, onlara ümit vermiştir. Indeed, those who reverted back [to disbelief] after guidance had become clear to them - Satan enticed them and prolonged hope for them. Sayfa 509, Cuz 26, محمد, Muhammad—محمد
4571 509 47 26 26 ذَٰلِكَ بِأَنَّهُمْ قَالُوا لِلَّذِينَ كَرِهُوا مَا نَزَّلَ اللَّهُ سَنُطِيعُكُمْ فِي بَعْضِ الْأَمْرِ ۖ وَاللَّهُ يَعْلَمُ إِسْرَارَهُمْ ẕâlike biennehüm ḳâlû lilleẕîne kerihû mâ nezzele-llâhü senüṭî`uküm fî ba`ḍi-l'emr. vellâhü ya`lemü isrârahüm. Bu, Allah'ın indirdiğini beğenmeyen kimselerin: "Biz bazı işlerde size itaat edeceğiz" demelerindendir. Allah onların gizlediklerini bilir. That is because they said to those who disliked what Allah sent down, "We will obey you in part of the matter." And Allah knows what they conceal. Sayfa 509, Cuz 26, محمد, Muhammad—محمد
4572 509 47 27 26 فَكَيْفَ إِذَا تَوَفَّتْهُمُ الْمَلَائِكَةُ يَضْرِبُونَ وُجُوهَهُمْ وَأَدْبَارَهُمْ fekeyfe iẕâ teveffethümü-lmelâiketü yaḍribûne vucûhehüm veedbârahüm. Melekler, onların yüzlerine ve sırtlarına vurarak canlarını alırken durumları nice olur? Then how [will it be] when the angels take them in death, striking their faces and their backs? Sayfa 509, Cuz 26, محمد, Muhammad—محمد
4573 509 47 28 26 ذَٰلِكَ بِأَنَّهُمُ اتَّبَعُوا مَا أَسْخَطَ اللَّهَ وَكَرِهُوا رِضْوَانَهُ فَأَحْبَطَ أَعْمَالَهُمْ ẕâlike biennehümü-ttebe`û mâ esḫaṭa-llâhe vekerihû riḍvânehû feaḥbeṭa a`mâlehüm. Bu, Allah'ı gazablandıran şeye uymaları ve O'nun rızasından hoşnut olmamalarından ötürüdür. Allah da onların işlerini boşa çıkarmıştır. That is because they followed what angered Allah and disliked [what earns] His pleasure, so He rendered worthless their deeds. Sayfa 509, Cuz 26, محمد, Muhammad—محمد
4574 509 47 29 26 أَمْ حَسِبَ الَّذِينَ فِي قُلُوبِهِم مَّرَضٌ أَن لَّن يُخْرِجَ اللَّهُ أَضْغَانَهُمْ em ḥasibe-lleẕîne fî ḳulûbihim meraḍun el ley yuḫrice-llâhü aḍgânehüm. Yoksa, kalblerinde hastalık olanlar, Allah'ın onların kinlerini dışarı vurmayacağını mı sandılar? Or do those in whose hearts is disease think that Allah would never expose their [feelings of] hatred? Sayfa 509, Cuz 26, محمد, Muhammad—محمد
Sayfa Sayfa Kur'an-ı Kerim Gösterimi - SyNo: 510
ANoazalan sırada SyNo SrNo SrANo Cuz Arapça Çeviriyazı Diyanet İşleri Sahih International Etiketler
4575 510 47 30 26 وَلَوْ نَشَاءُ لَأَرَيْنَاكَهُمْ فَلَعَرَفْتَهُم بِسِيمَاهُمْ ۚ وَلَتَعْرِفَنَّهُمْ فِي لَحْنِ الْقَوْلِ ۚ وَاللَّهُ يَعْلَمُ أَعْمَالَكُمْ velev neşâü leeraynâkehüm fele`araftehüm bisîmâhüm. veleta`rifennehüm fî laḥni-lḳavl. vellâhü ya`lemü a`mâleküm. Eğer dileseydik, Biz onları sana gösterirdik; sen de onları yüzlerinden tanırdın. And olsun ki sen, onları konuşmalarından da tanırsın; Allah işlediklerinizi bilir. And if We willed, We could show them to you, and you would know them by their mark; but you will surely know them by the tone of [their] speech. And Allah knows your deeds. Sayfa 510, Cuz 26, محمد, Muhammad—محمد
4576 510 47 31 26 وَلَنَبْلُوَنَّكُمْ حَتَّىٰ نَعْلَمَ الْمُجَاهِدِينَ مِنكُمْ وَالصَّابِرِينَ وَنَبْلُوَ أَخْبَارَكُمْ veleneblüvenneküm ḥattâ na`leme-lmücâhidîne minküm veṣṣâbirîne veneblüve aḫbâraküm. And olsun ki sizi, içinizden cihada çıkanları ve sabredenleri meydana çıkarana ve haberlerinizi açıklayana kadar deneyeceğiz. And We will surely test you until We make evident those who strive among you [for the cause of Allah] and the patient, and We will test your affairs. Sayfa 510, Cuz 26, محمد, Muhammad—محمد
4577 510 47 32 26 إِنَّ الَّذِينَ كَفَرُوا وَصَدُّوا عَن سَبِيلِ اللَّهِ وَشَاقُّوا الرَّسُولَ مِن بَعْدِ مَا تَبَيَّنَ لَهُمُ الْهُدَىٰ لَن يَضُرُّوا اللَّهَ شَيْئًا وَسَيُحْبِطُ أَعْمَالَهُمْ inne-lleẕîne keferû veṣaddû `an sebîli-llâhi veşâḳḳu-rrasûle mim ba`di mâ tebeyyene lehümü-lhüdâ ley yeḍurrü-llâhe şey'â. veseyuḥbiṭu a`mâlehüm. Şüphesiz, inkar edenler, Allah yolundan alıkoyanlar ve kendilerine doğru yol belli olduktan sonra Peygambere karşı gelenler Allah'a hiçbir zarar veremezler. O, onların işlerini boşa çıkaracaktır. Indeed, those who disbelieved and averted [people] from the path of Allah and opposed the Messenger after guidance had become clear to them - never will they harm Allah at all, and He will render worthless their deeds. Sayfa 510, Cuz 26, محمد, Muhammad—محمد
4578 510 47 33 26 ۞ يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا أَطِيعُوا اللَّهَ وَأَطِيعُوا الرَّسُولَ وَلَا تُبْطِلُوا أَعْمَالَكُمْ yâ eyyühe-lleẕîne âmenû eṭî`ü-llâhe veeṭî`ü-rrasûle velâ tübṭilû a`mâleküm. Ey inananlar! Allah'a itaat edin, Peygambere itaat edin; işlerinizi boşa çıkarmayın. O you who have believed, obey Allah and obey the Messenger and do not invalidate your deeds. Sayfa 510, Cuz 26, محمد, Muhammad—محمد
4579 510 47 34 26 إِنَّ الَّذِينَ كَفَرُوا وَصَدُّوا عَن سَبِيلِ اللَّهِ ثُمَّ مَاتُوا وَهُمْ كُفَّارٌ فَلَن يَغْفِرَ اللَّهُ لَهُمْ inne-lleẕîne keferû veṣaddû `an sebîli-llâhi ŝümme mâtû vehüm küffârun feley yagfira-llâhü lehüm. İnkar edip Allah yolundan alıkoyanları, sonra da inkarcı olarak ölenleri Allah şüphesiz ki bağışlamayacaktır. Indeed, those who disbelieved and averted [people] from the path of Allah and then died while they were disbelievers - never will Allah forgive them. Sayfa 510, Cuz 26, محمد, Muhammad—محمد
4580 510 47 35 26 فَلَا تَهِنُوا وَتَدْعُوا إِلَى السَّلْمِ وَأَنتُمُ الْأَعْلَوْنَ وَاللَّهُ مَعَكُمْ وَلَن يَتِرَكُمْ أَعْمَالَكُمْ felâ tehinû veted`û ile-sselm. veentümü-l'a`levn. vellâhü me`aküm veley yetiraküm a`mâleküm. Ey inananlar! Sizler daha üstün olduğunuz halde düşman karşısında gevşemeyin ki barış istemek zorunda kalmayasınız; Allah sizinle beraberdir; sizin işlerinizi eksiltmeyecektir. So do not weaken and call for peace while you are superior; and Allah is with you and will never deprive you of [the reward of] your deeds. Sayfa 510, Cuz 26, محمد, Muhammad—محمد

Sayfalar

CSV