Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

76

Sûredeki Ayet No: 

14

Ayet No: 

5605

Sayfa No: 

579

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

وَدَانِيَةً عَلَيْهِمْ ظِلَالُهَا وَذُلِّلَتْ قُطُوفُهَا تَذْلِيلًا

Çeviriyazı: 

vedâniyeten `aleyhim żilâlühâ veẕüllilet ḳuṭûfühâ teẕlîlâ.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Üzerlerine cennet gölgeleri sarkmış, meyveleri bol bol önlerine konmuştur.

Diyanet İşleri: 

Meyve ağaçlarının gölgeleri üzerlerine sarkmış ve onların koparılması kolaylaştırılmıştır.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Ağaçların gölgeleri, yakındır onlara ve meyveleri, adamakıllı ram olmuştur onlara.

Şaban Piriş: 

Ağaçların gölgeleri üzerlerine düşmüş, meyvelerini toplamak kolaylaştırılmıştır.

Edip Yüksel: 

Ağaçların gölgesi üzerlerine sarkmış ve meyveler yaklaştırılarak koparılmaları kolaylaştırılmıştır.

Ali Bulaç: 

(Meyvelerin) Gölgeleri onlara pek yakın ve devşirilmeleri kolaylaştırıldıkça kolaylaştırılmış.

Suat Yıldırım: 

Cennet ağaçlarının gölgeleri üzerlerine sarkar, meyveleri devşirmeleri pek kolay olur.

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Ve onların üzerlerine (o cennetin) gölgeleri yakındır, meyveleri de kemal-i itaatle musahhar bulunmuştur.

Yaşar Nuri Öztürk: 

Bahçenin gölgeleri üzerlerine eğilmiştir. Ve bahçenin meyveleri iyice yaklaştırılmıştır.

Bekir Sadak: 

Oranin neresine baksan, nimet ve buyuk bir saltanat gorursun.

İbni Kesir: 

Meyve ağaçlarının gölgeleri üzerlerine sarkmış ve meyveleri de aşağı eğdirilmiştir.

Adem Uğur: 

(Cennet ağaçlarının) gölgeleri, üzerlerine sarkar

İskender Ali Mihr: 

Onun (ağaçlarının) gölgesi, onların üzerine yakındır. Ve onun (olgunlaşmış) meyveleri emre hazır olarak yaklaştırılmıştır.

Celal Yıldırım: 

Cennet (ağaçlarının) gölgesi üzerlerine iyice sarkmış, meyveleri kolay toplanır şekilde onlara iyice yaklaştırılmıştır.

Tefhim ul Kuran: 

(Meyvelerin) Gölgeleri onlara pek yakın ve onların devşirilmeleri kolaylaştırıldıkça kolaylaştırılmış.

Fransızca: 

Ses ombrages les couvriront de près, et ses fruits inclinés bien bas [à portée de leurs mains].

İspanyolca: 

Cerca de ellos, les cubrirán sus sombras; sus frutos podrán ser cogidos muy fácilmente.

İtalyanca: 

Le sue ombre li copriranno e i suoi frutti penderanno a portata di mano.

Almanca: 

Und nahe sind über ihnen ihre Schatten und ihre Früchte wurden sehr leicht verfügbar gemacht.

Çince: 

乐园的荫影覆庇著他们,乐园的果实,他们容易采摘。

Hollandaca: 

De schaduwen der boomen zullen zich over hen uitspreiden, en de vruchten daarvan zullen laag nederkomen, zoodat die gemakkelijk zullen kunnen worden ingezameld.

Rusça: 

Тени будут близки к ним, и плоды будут подчинены им полностью.

Somalice: 

Waxaana u dhaw hooska jannada, waxaana loo soo Raariciyay Midheheeda.

Swahilice: 

Na vivuli vyake vitakuwa karibu yao, na mashada ya matunda yataning'inia mpaka chini.

Uygurca: 

جەننەتتىكى (دەرەخلەرنىڭ) سايىلىرى ئۇلارغا يېقىندۇر، جەننەتنىڭ مېۋىلىرىنى ئۈزۈش ئۇلارغا ئاسان قىلىنىدۇ

Japonca: 

(樹木の)木陰はかれらの上を覆い,(果実の)房は慎ましく垂れ下る。

Arapça (Ürdün): 

«ودانية» قريبة عطف على محل لا يرون، أي غير رائين «عليهم» منهم «ظلالها» شجرها «وذللت قطوفها تذليلا» أُدنيت ثمارها فينالها القائم والقاعد والمضطجع.

Hintçe: 

और घने दरख्तों के साए उन पर झुके हुए होंगे और मेवों के गुच्छे उनके बहुत क़रीब हर तरह उनके एख्तेयार में

Tayca: 

และร่มเงาของสวนสวรรค์จะปกคลุมพวกเขาอย่างใกล้ชิด และผลไม่ในสวนสวรรค์ถูกโน้มต่ำลงมาใกล้พวกเขา

İbranice: 

והצל האדם של הגן ינוח עליהם, ואשכולות הפירות יונמכו אליהם

Hırvatça: 

u blizini će im hladovina njegova biti, a plodovi njegovi nadohvat ruke će im stajati.

Rumence: 

Umbra se va lăsa peste ei, iar fructele se vor apleca să fie culese.

Transliteration: 

Wadaniyatan AAalayhim thilaluha wathullilat qutoofuha tathleelan

Türkçe: 

Bahçenin gölgeleri üzerlerine eğilmiştir. Ve bahçenin meyveleri iyice yaklaştırılmıştır.

Sahih International: 

And near above them are its shades, and its [fruit] to be picked will be lowered in compliance.

İngilizce: 

And the shades of the (Garden) will come low over them, and the bunches (of fruit), there, will hang low in humility.

Azerbaycanca: 

(Cənnət ağaclarının) kölgələri üstlərinə düşəcək, meyvələri də onların ixtiyarında olacaqdır (istədikləri yerdə, istədikləri zaman onları dərib yeyə biləcəklər).

Süleyman Ateş: 

Cennetin gölgeleri, üzerlerine yaklaşmış, meyvaları da aşağı eğdirildikçe eğdirilmiştir.

Diyanet Vakfı: 

(Cennet ağaçlarının) gölgeleri, üzerlerine sarkar; kolayca koparılabilen meyveleri istifadelerine sunulur.

Erhan Aktaş: 

Meyve ağaçlarının gölgeleri üzerlerine sarkacak, meyveleri yemeye hazır olarak yaklaştırılacak.

Kral Fahd: 

(Cennet ağaçlarının) gölgeleri, üzerlerine sarkar; kolayca koparılabiIen meyveler istifadelerine sunulur.

Hasan Basri Çantay: 

Ve gölgeleri onlara yakın, meyveleri de emirlerine (her an ve her suretle) boyun eğdirilmiş olarak.

Muhammed Esed: 

çünkü o (bahçe)nin (kutlu) gölgeleri başlarını örtecek ve meyve salkımları kolayca alınacak şekilde (yere doğru) sarkıtılacaktır.

Gültekin Onan: 

(Meyvelerin) Gölgeleri onlara pek yakın ve devşirilmeleri kolaylaştırıldıkça kolaylaştırılmış.

Ali Fikri Yavuz: 

(O cennetteki ağaçların) gölgeleri üzerlerine sarkmış, meyvaları da bol bol önlerine konmuştur.

Portekizce: 

E as sombras (do vergel) os cobrirão, e os cachos (de frutos) estarão pendurados, em humildade.

İsveççe: 

skuggorna skall luta sig över dem och [fruktträden] tjänstvilligt bjuda ut sin frukt.

Farsça: 

و سایه های درختان به آنان نزدیک و میوه هایش به آسانی در دسترس است،

Kürtçe: 

وە سێبەری درەختانی بەھەشت بەسەر سەریانەوەیە، وە ھێشووی میوەکانی نزیکە دەست وئاسان کراوە

Özbekçe: 

Ва устиларига у(жаннат)нинг соялари яқиндир ҳамда унинг мевалари жуда ҳам осон қилингандир.

Malayca: 

Sedang naungan pohon-pohon Syurga itu dekat kepada mereka, dan buah-buahannya pula dimudahkan (untuk mereka memetiknya) dengan semudah-mudahnya.

Arnavutça: 

dhe do t’u jetë afër tyre hija e pemëve, frutet e të cilave do të mund t’i shfrytëzojnë (kapin) lehtë.

Bulgarca: 

Близо над тях ще са нейните сенки и ще са сведени плодовете й ниско.

Sırpça: 

у близини ће да им буде његова хладовина, а плодови његови надохват руке ће да им стају.

Çekçe: 

a blízko nad nimi budou stromů stíny a nízko budou se sklánět plody visící

Urduca: 

جنت کی چھاؤں ان پر جھکی ہوئی سایہ کر رہی ہوگی، اور اُس کے پھل ہر وقت ان کے بس میں ہوں گے (کہ جس طرح چاہیں انہیں توڑ لیں)

Tacikçe: 

Сояҳои дарахтонаш бар сарашон афтода ва меваҳояш ба фармонашон бошад.

Tatarca: 

Дәхи аларга агач күләгәсе якын булыр һәм ул агачларның җимешләре аларга бик якын ителде.

Endonezyaca: 

Dan naungan (pohon-pohon surga itu) dekat di atas mereka dan buahnya dimudahkan memetiknya semudah-mudahnya.

Amharca: 

ዛፎችዋም በእነርሱ ላይ የቀረበች፣ ፍሬዎችዋም (ለለቃሚዎች) መግገራትን የተገራች ስትኾን (ገነትን መነዳቸው)፡፡

Tamilce: 

இன்னும், அதன் (மரங்களின்) நிழல்கள் அவர்களுக்கு அருகில் இருக்கும். அவற்றின் கனிகள் மிக தாழ்வாக (பறித்து புசிப்பதற்கு இலகுவாக) ஆக்கப்பட்டிருக்கும்.

Korece: 

천국의 그늘이 그들 위로 내려져 있으며 과일들은 그들의 손 이 닿기에 가까운 곳에 있으며

Vietnamca: 

Gần sát bên trên họ là những (cành) rợp bóng trải rộng và những chùm quả lủng lẳng gần tầm tay.