Arapça:
وَأَنتُمْ حِينَئِذٍ تَنظُرُونَ
Çeviriyazı:
veentüm ḥîneiẕin tenżurûn.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Ki o zaman siz (ölmek üzere olana) bakar durursunuz.
Diyanet İşleri:
Kişinin canı boğaza dayanınca ve siz o zaman bakıp kalırken, Biz o kişiye sizden daha yakınızdır, ama görmezsiniz.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Siz de o sırada bakar durursunuz.
Şaban Piriş:
Siz, o zaman bakıp kalırsınız
Edip Yüksel:
O anda siz bakınmaktasınız.
Ali Bulaç:
Ki o sırada siz (sadece) bakıp-durursunuz,
Suat Yıldırım:
O vakit can çekişenin yanında bulunan sizler bakar durursunuz.
Ömer Nasuhi Bilmen:
56:83
Yaşar Nuri Öztürk:
İşte o zaman siz bakakalırsınız!
Bekir Sadak:
Eger defteri sagdan verilenlerden ise,
İbni Kesir:
O vakit görürsünüz siz.
Adem Uğur:
O vakit siz bakar durursunuz.
İskender Ali Mihr:
Ve siz, o anda (ona öylece, bir yardım yapamayarak sadece) bakarsınız.
Celal Yıldırım:
Siz de bakıp dururken,
Tefhim ul Kuran:
Ki o sırada siz (sadece) bakıp durursunuz,
Fransızca:
et qu'à ce moment là vous regardez,
İspanyolca:
viéndolo vosotros,
İtalyanca:
sotto i vostri occhi,
Almanca:
während ihr in dieser Zeit zuschaut.
Çince:
那时候,你们大家看着他,
Hollandaca:
En gij op hetzelfde oogenblik rond ziet.
Rusça:
и вы смотрите на умирающего,
Somalice:
Idinkuna aad fiirinaysaan (Ruuxa dhiman).
Swahilice:
Na nyinyi wakati huo mnatazama!
Uygurca:
جان ھەلقۇمغا يەتكەن چاغدا (سەكراتتىكى كىشىگە) قاراپ تۇرىسىلەر
Japonca:
(座って只)見守るばかりなのか。
Arapça (Ürdün):
«وأنتم» يا حاضري الميت «حينئذ تنظرون» إليه.
Hintçe:
और तुम उस वक्त (क़ी हालत) पड़े देखा करते हो
Tayca:
และในขณะนั้นพวกเจ้ากำลังมองดูกันอยู่
İbranice:
ובאותו הזמן אתם מביטים חסרי אונים
Hırvatça:
i kad vi budete tada gledali -
Rumence:
şi voi, în clipa aceea îl priviţi,
Transliteration:
Waantum heenaithin tanthuroona
Türkçe:
İşte o zaman siz bakakalırsınız!
Sahih International:
And you are at that time looking on -
İngilizce:
And ye the while (sit) looking on,-
Azerbaycanca:
Siz (ona) baxıb durursunuz (əlinizdən heç bir şey gəlmir).
Süleyman Ateş:
Ki siz de o zaman (can çekişen kimseye) bakıp durursunuz.
Diyanet Vakfı:
O vakit siz bakar durursunuz.
Erhan Aktaş:
O zaman bakınıp durursunuz.
Kral Fahd:
O vakit siz bakar durursunuz.
Hasan Basri Çantay:
o vakit siz görürsünüz!
Muhammed Esed:
siz de (çaresiz bir şekilde) durup seyrederken,
Gültekin Onan:
Ki o sırada siz (sadece) bakıp durursunuz,
Ali Fikri Yavuz:
O vakit (ölünün etrafında bulunan sizler), bakar durursunuz. (Elinizden bir şey gelmez, canınızın çıkmasını beklersiniz).
Portekizce:
E ficais, nesse instante, a olhá-lo.
İsveççe:
och ni bevittnar [hans dödskamp],
Farsça:
و شما در آن وقت نظاره گر هستید [و هیچ کاری از شما ساخته نیست!]
Kürtçe:
وە ئێوە لەو کاتەدا تەماشا دەکەن
Özbekçe:
Ҳолбуки, ўша вақтда ўзларингиз қараб турган бўласизлар.
Malayca:
Sedang kamu pada masa itu (berada di sekelilingnya) menyaksikan keadaannya, -
Arnavutça:
dhe kur ju atëherë e shikoni atë,
Bulgarca:
тогава вие само гледате,
Sırpça:
и кад ви будете тада гледали –
Çekçe:
zatímco k tomu přihlížíte
Urduca:
اور تم آنکھوں سے دیکھ رہے ہوتے ہو کہ وہ مر رہا ہے،
Tacikçe:
ва шумо дар ин ҳангом менигаред?
Tatarca:
сез шул вакытта аңа карап сорарсыз.
Endonezyaca:
padahal kamu ketika itu melihat,
Amharca:
እናንተ ያን ጊዜ የምታዩ ስትኾኑ፡፡
Tamilce:
நீங்கள் அந்நேரத்தில் (அவருக்கு அருகில் இருந்து கொண்டு அவரது நிலையை உங்கள் கண்களால்) பார்க்கிறீர்கள். (ஆனாலும் உங்களால் அவருக்கு எவ்வித உதவியும் செய்ய முடியவில்லை.)
Korece:
그때 너희는 지켜 보리라
Vietnamca:
(Sao lúc đó) các ngươi chỉ biết đưa mắt nhìn?
Ayet Linkleri: