Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

56

Sûredeki Ayet No: 

84

Ayet No: 

5063

Sayfa No: 

537

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

وَأَنتُمْ حِينَئِذٍ تَنظُرُونَ

Çeviriyazı: 

veentüm ḥîneiẕin tenżurûn.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Ki o zaman siz (ölmek üzere olana) bakar durursunuz.

Diyanet İşleri: 

Kişinin canı boğaza dayanınca ve siz o zaman bakıp kalırken, Biz o kişiye sizden daha yakınızdır, ama görmezsiniz.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Siz de o sırada bakar durursunuz.

Şaban Piriş: 

Siz, o zaman bakıp kalırsınız

Edip Yüksel: 

O anda siz bakınmaktasınız.

Ali Bulaç: 

Ki o sırada siz (sadece) bakıp-durursunuz,

Suat Yıldırım: 

O vakit can çekişenin yanında bulunan sizler bakar durursunuz.

Ömer Nasuhi Bilmen: 

56:83

Yaşar Nuri Öztürk: 

İşte o zaman siz bakakalırsınız!

Bekir Sadak: 

Eger defteri sagdan verilenlerden ise,

İbni Kesir: 

O vakit görürsünüz siz.

Adem Uğur: 

O vakit siz bakar durursunuz.

İskender Ali Mihr: 

Ve siz, o anda (ona öylece, bir yardım yapamayarak sadece) bakarsınız.

Celal Yıldırım: 

Siz de bakıp dururken,

Tefhim ul Kuran: 

Ki o sırada siz (sadece) bakıp durursunuz,

Fransızca: 

et qu'à ce moment là vous regardez,

İspanyolca: 

viéndolo vosotros,

İtalyanca: 

sotto i vostri occhi,

Almanca: 

während ihr in dieser Zeit zuschaut.

Çince: 

那时候,你们大家看着他,

Hollandaca: 

En gij op hetzelfde oogenblik rond ziet.

Rusça: 

и вы смотрите на умирающего,

Somalice: 

Idinkuna aad fiirinaysaan (Ruuxa dhiman).

Swahilice: 

Na nyinyi wakati huo mnatazama!

Uygurca: 

جان ھەلقۇمغا يەتكەن چاغدا (سەكراتتىكى كىشىگە) قاراپ تۇرىسىلەر

Japonca: 

(座って只)見守るばかりなのか。

Arapça (Ürdün): 

«وأنتم» يا حاضري الميت «حينئذ تنظرون» إليه.

Hintçe: 

और तुम उस वक्त (क़ी हालत) पड़े देखा करते हो

Tayca: 

และในขณะนั้นพวกเจ้ากำลังมองดูกันอยู่

İbranice: 

ובאותו הזמן אתם מביטים חסרי אונים

Hırvatça: 

i kad vi budete tada gledali -

Rumence: 

şi voi, în clipa aceea îl priviţi,

Transliteration: 

Waantum heenaithin tanthuroona

Türkçe: 

İşte o zaman siz bakakalırsınız!

Sahih International: 

And you are at that time looking on -

İngilizce: 

And ye the while (sit) looking on,-

Azerbaycanca: 

Siz (ona) baxıb durursunuz (əlinizdən heç bir şey gəlmir).

Süleyman Ateş: 

Ki siz de o zaman (can çekişen kimseye) bakıp durursunuz.

Diyanet Vakfı: 

O vakit siz bakar durursunuz.

Erhan Aktaş: 

O zaman bakınıp durursunuz.

Kral Fahd: 

O vakit siz bakar durursunuz.

Hasan Basri Çantay: 

o vakit siz görürsünüz!

Muhammed Esed: 

siz de (çaresiz bir şekilde) durup seyrederken,

Gültekin Onan: 

Ki o sırada siz (sadece) bakıp durursunuz,

Ali Fikri Yavuz: 

O vakit (ölünün etrafında bulunan sizler), bakar durursunuz. (Elinizden bir şey gelmez, canınızın çıkmasını beklersiniz).

Portekizce: 

E ficais, nesse instante, a olhá-lo.

İsveççe: 

och ni bevittnar [hans dödskamp],

Farsça: 

و شما در آن وقت نظاره گر هستید [و هیچ کاری از شما ساخته نیست!]

Kürtçe: 

وە ئێوە لەو کاتەدا تەماشا دەکەن

Özbekçe: 

Ҳолбуки, ўша вақтда ўзларингиз қараб турган бўласизлар.

Malayca: 

Sedang kamu pada masa itu (berada di sekelilingnya) menyaksikan keadaannya, -

Arnavutça: 

dhe kur ju atëherë e shikoni atë,

Bulgarca: 

тогава вие само гледате,

Sırpça: 

и кад ви будете тада гледали –

Çekçe: 

zatímco k tomu přihlížíte

Urduca: 

اور تم آنکھوں سے دیکھ رہے ہوتے ہو کہ وہ مر رہا ہے،

Tacikçe: 

ва шумо дар ин ҳангом менигаред?

Tatarca: 

сез шул вакытта аңа карап сорарсыз.

Endonezyaca: 

padahal kamu ketika itu melihat,

Amharca: 

እናንተ ያን ጊዜ የምታዩ ስትኾኑ፡፡

Tamilce: 

நீங்கள் அந்நேரத்தில் (அவருக்கு அருகில் இருந்து கொண்டு அவரது நிலையை உங்கள் கண்களால்) பார்க்கிறீர்கள். (ஆனாலும் உங்களால் அவருக்கு எவ்வித உதவியும் செய்ய முடியவில்லை.)

Korece: 

그때 너희는 지켜 보리라

Vietnamca: 

(Sao lúc đó) các ngươi chỉ biết đưa mắt nhìn?